Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/375 E. 2020/476 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/375 Esas
KARAR NO: 2020/476
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/03/2017
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalılardan ———- sahibi olduğu ve ——————–adresinde bulunan diyaliz merkezine vadeli olarak diyaliz cihazı ve sarf malzemelerinin satışını fatura karşılığı yaptığını, bu satışların karşılığında da davaya konu olan — adet senedin ve daha önce icra takibine konu edilmiş olan —– adet senedin alındığını, cari hesap borcunu ödemek istemeyen kötüniyetli ——–sahibi olduğu ——— tüm personel, mevcut işyeri, diyaliz cihazları, sarf malzemeleri ve ———– tedavi gören diyaliz hastaları ile birlikte aynı adreste ve aynı faaliyet konusu ile yeni bir şirket kurarak diğer davalı şirket olan —————- devrettiğini, borçlu şirkete tahsilat yapmak amacıyla giden davacıya, bir devir yapıldığının sözlü olarak beyan edildiğini, borcun en kısa sürede taksitlendirilerek ödeneceğinin borçlu tarafça belirtildiğini ancak bundan bir netice alınmadığını, yeni bir şirket kurularak yapılan bu muvazaalı işlemin tek nedeninin borçlu olarak alacaklıları zarara sokmak ve sebepsiz zenginleşmeyi sağlamak olduğunu, davalıların ——— de görüleceği üzere faaliyet gösterdikleri tescilli adreslerinin birebir aynı olduğunu, ——- sahibi olduğu ————olduğu,———— almış olduğu —–işletme ruhsatında da yazan adresin bu olduğunu, diğer davalı ——— adreste ———- tarihinde ———— tescil yapılarak kurulduğunu, ——– tescil tarihi ile mevcut adresten taşınma kararını tescil ettirdiğini, yani ———- tarihleri arasında bu iki davalı şirketin aynı merkezde faaliyette bulunarak diyaliz merkezini işlettiklerini, bu iki şirket arasında ——– nezdinde diyaliz merkezi işletme ruhsatının devir işlemi yapılmış olup —— dosyadan ve sonrasında da ———-yapılan işlemlerde de diyaliz merkezinin devir sureti ile el değiştirmiş olduğunun açıkça gözüktüğünü, yürürlükte olan ———— gereği yeni kurulan bir şirketin ——– müracaat ederek sıfırdan bir ———- açmasının ruhsatlandırma yapılmayacağından dolayı mümkün olmadığını, bu nedenle yapılan işlemin hukuki niteliğinin tamamen işyeri devri olduğunu, zira ruhsatlandırma dosyası —— talep edildiğinde de görüleceği üzere ruhsata ait bazı bilgilerin davalı her iki şirket döneminde de aynı olduğunu, bunların ruhsatta adı geçen ———- tabi cihazların seri numaraları, ruhsatın ait olduğu işyeri adresi ve ruhsata tabi personellerin kimlik bilgileri olduğu, bunlara bakıldığında ortada muvazaalı bir devir olduğunu, ruhsatın devri nedeniyle ———– nezdinde davalıların sağlık hizmeti sunucusu sözleşmelerini de yenilemelerinin gerektiğini, bağlı bulundukları ——– bu nedenle devir sözleşmesi sunmalarının yasa gereği zorunlu olduğunu, ilgili —- ruhsat devri ve —–yılında yapılan işlemlere ait dosya talep edildiğinde bu durumun kurumun vereceği cevaptan da açıkça anlaşılacağını, ———– tedavi gören hastaların listesinin de değişmemiş olduğunu, bunun da muvazaalı durumu açıklayan konulardan biri olduğu, devir ile birlikte tüm personelin davalı —– ayrılarak ——– geçiş yaptığını, bu personel dosyalarının davalıların kayıtlı bulundukları —— müdürlüklerinden istenebileceğini, davacı şirketin alacağını tahsil edebilmek için — İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı dosyası ile ——- vadesi geçen — adet senet için önce senet borçlusu olan davalı ———- icra takibi başlattığını ancak———— adresinin nakil sureti ile değiştiği öğrenildiğinde yasal olarak öncelikli olarak yeni adrese hacze gidildiği, davalı ————– yeni tescilli adresinde hacze kabil hiçbir mala rastlanmadığı, borçlu şirket yetkilisinin ödeme yapacaklarını söylediği ancak sonrasında hiçbir gelişme yaşanmadığı, her iki davalı tüzel kişiliğin kötüniyetli olup mal kaçırmak saiki ile hareket ederek davacı şirkete zarara uğrattığını belirtmiş ve davalıların yaptıkları muvazaalı işlemin alacaklıyı zarara uğratmak saiki ile sebepsiz zenginleşmeyi hedef aldığından ——— olan davacıya olan borçlarının müştereken ve müteselsilen tahsili ile mahkeme masrafları ve avukatlık vekalet ücretinin de davalı taraflara yükletilerek tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA : Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin————— adresinde faaliyet göstermek üzere kurulduğunu, kurulduktan sonra ————— adreste bulunan bütün menkulleri ruhsat imtiyazı ile birlikte satın aldığını, satın almaya ilişkin bütün fatura ve ödemelere ilişkin banka dekontlarının ticari defterlerde kayıtlı bulunduğunu, ödenmiş bedellerin rayiç piyasa bedelleri olduğunu, yapılan işlemin gerçek bir alım satım olduğunu, bu nedenle bu işlemlere yönelik devir ve muvazaalı satış işlemi nitelendirmelerinin kabul edilmediğini, davalı —– daha önce orada bulunan firmanın —–borçlarını araştırdığı, herhangi bir icra takibine konu bulamadığını, diğer davalı —- mali açıdan zor durumda olduğunu bilen alacaklıların ——–faaliyete başlamasından sonra ortaya çıkmaya başladıklarını, ——— gerçek bir satın alma işlemi ile almış olduğu menkuller üzerinde hak etmediği halde haciz tatbik edildiğini, haciz konulan menkuller —— İcra Müdürlüğü’nün ———- Talimat dosyası ile satıldığını, davalı ———– şirket ortağı tarafından devletin icra marifetiyle herkese açık olarak açık artırma ile satın alındığını, kendine ait malları yeniden satın almak zorunda kaldığını, ihale bedeli miktarında zarara uğradığını, bu uğranan zarara ilişkin dosya borçlularına dava açma hakkının saklı olduğunu, işlemin muvazaalı olduğu iddiasının insan hayatını ilgilendiren bir konuda devamlılık arz etmesi gereken fiili durumdan kaynaklı bazı personeli devam etmesine dayandırılıyorsa bu iddianın başka delillerle de ispata muhtaç bir konu olduğunu, davacının ruhsat devrine ilişkin beyanlarının kısmen doğru olduğunu, zira söz konusu satın alma işlemi ile birlikte ruhsatın da devredileceğinin taraflar arasında kararlaştırıldığını, eğer ruhsatın da satış işlemi dahilinde olmaması halinde satış için ödenmiş olan bedellerin bu kadar yüksek bir meblağa ulaşmasının da mümkün olmayacağı ifade edilmiş, açıklanan nedenlerle gerçek bir satın alma işlemi ile menkulleri satın alarak faaliyetine başlamış olan, ancak diğer davalının ———bilmediği başka borçlar yüzünden satın almış olduğu menkullere haciz tatbik edilerek icra marifetiyle satışından kendine ait menkulleri yeniden satın almak zorunda kalan davalı ———— aleyhine ikame edilen haksız davanın reddine, mahkeme masrafları, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle, davacı şirketin davalı ——- diğer davalı ——– mal sattığı iddiasının doğru olduğunu, ———- ödeme güçlüğü sebebiyle şirket faaliyetine devam edemez hale geldiğini, işletme sermayesi ve kira giderlerini dahi temin etmekte zorlanan —– diğer davalı ———– satıldığını, elde edilen paranın birikmiş personel giderleri ve diğer aciliyeti olan vergi ve ——- primlerinin bir kısmı ile banka kredilerinin bir kısmının ödendiğini, davacıya olan borçların inkar nedeniyle değil ödeme zorluğu içerisinde olunduğundan ödenemediğini, inşaat faaliyetlerinden muhtemelen gelecek olan gelirlerden davacı firmanın borçlarının da ödeneceğini, zira——– tasfiye olmadığını, inşaat faaliyetlerine devam ettiğini, mali kayıtlar incelendiğinde işletme sermayesi dahi kalmamış olan ———- satılmaktan başka çaresinin kalmadığının açık şekilde anlaşılacağını, satış işleminin gerçek olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesi, mahkeme masrafları ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre dava, davalılardan ——– diğer davalı ————- devredilmiş olması nedeniyle, davacının ——— olan alacağından her iki davalının da sorumlu olduğu iddiası ile açmış olduğu alacak davasıdır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için inceleme günü tayin edilmiş ve mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda görevlendirilen mali müşavir bilirkişi ve sözleşme uzmanı bilirkişiden oluşan heyet tarafından tarafların defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen ——– tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda özetle, davacı tarafın ve davalılardan ————defterlerinin incelemeye sunulduğu, davalı ——– tarafından defterlerin incelemeye getirilmediği, —— şirketin defter ve kayıtlarına göre davalı —- davacıya her biri — bedelli ———-bedelli bonolar nedeniyle —-borçlu olduğunun tespit edildiği, —ile ——- arasında imzalanan devir sözleşmesinin muvazaalı olmadığı, —– bedelli — adet bono nedeniyle ——— olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi raporuna davacı tarafından itiraz edilerek yeni rapor alınması talep edilmiş, bilirkişi raporunun yeterli olmadığı görüldüğünden, dosyanın rapor tanzim eden mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişiden dava konusu edilen alacağın devredilen iş yerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda ek rapor tanzim edilmesi istenmiştir. Mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilen ek raporda, dava konusu bonoların davacı tarafça davalı ———– kesilmiş devredilen iş yeri ve iş koluyla ilgili ürün satışı faturası karşılığında alınmış olduğu ve bono bedellerinin ——–tarafından davacıya ödenmemiş olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Davalılardan ——– davacıya borçlu olduğunu kabul etmekte, bu husus davacının elinde bulunan bonolardan da anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlık,—– borcundan diğer davalı ————– sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 11/3 maddesinde; “Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 202. Maddesinde; “(1)Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için ——- diğerleri için ———genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. (2)Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. (3)Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir. (4)Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bununla birlikte konu ile ilgili —————— ilamında; “Buna göre, bir işletmenin devrinden bahsedilebilmesi için mamelekin veya işletmenin aktif ve pasifiyle birlikte devredilmesi gerekmekte olup, taraflar arasında yapılan sözleşmenin içeriği, tarafların iradelerinin yöneldiği sonuç ve sözleşmenin ifa ediliş şekline göre yapılacak değerlendirmeden devralanın işletmeyi tüm faaliyeti ile bu faaliyetten doğmuş alacak, borç, hak ve malvarlığı ile devraldığı sonucuna varılması halinde yapılan işlemin işletme devri niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir.” şeklinde gerekçe ile taraflar arasında yapılan devir sözleşmesinde tarafların iradelerinin yöneldiği sonuca bakılması gerektiğine işaret edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve ilgili yasal mevzuat bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davalı ———- davalı ——–arasında imzalanan —— tarihli sözleşme ile tarafların ———— yasal ruhsat hakları ile birlikte ———- devredilmesi hususunda anlaştığı, sözleşmede ————-aldığı tarihten itibaren on gün içinde ———— şirket merkezini hiçbir şekilde kullanmayacağının başka bir adrese taşınacağının kararlaştırıldığı, sözleşme bir bütün halinde değerlendirildiğinde sözleşmenin TBK. m. 202 anlamında iş yeri devri sözleşmesi olduğu, devir hususunun ilan edildiğine dair bir belgenin dosyaya sunulmadığı, dava konusu bonoların düzenleme tarihlerinin ————yılı olduğu, vade tarihlerinin devirden sonraki tarihler olduğu göz önünde bulundurulduğunda dava konusu borcun devirden önce doğduğu, alınan bilirkişi raporunda da borcun sebebinin devredilen iş yeri ve iş koluyla ilgili ürün satışı olduğunun rapor edildiği birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu borçtan iş yerini devreden ve devralan davalıların her ikisinin de müştereken ve müteselsilen sorumlu odlukları sonucuna varılmış, dava konusu bonoların halen davacının elinde olduğu da göz önünde bulundurularak, davanın kabulüne, davalı ———tarafından tanzim edilen davacının lehdarı olduğu —–düzenleme tarihli ——– bedelli — vade tarihli, —- düzenleme tarihli ——- bedelli —– vade tarihli ve —— düzenleme tarihli —- bedelli —– vade tarihli — adet ve toplam———- ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, ———– davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, davalı ————tarafından tanzim edilen davacının lehdarı olduğu — düzenleme tarihli — bedelli — vade tarihli, —- düzenleme tarihli — bedelli —- vade tarihli — düzenleme tarihli —— bedelli —- vade tarihli — adet ve toplam ——— bedelli bonolar ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, ———– davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.403,83-TL harcın peşin alınan 600,96-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.802,87-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 600,96-TL peşin harcın toplamından oluşan 632,36-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.031,20-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre 5.278,50-TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı ——— vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——-Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/07/2020