Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/369 E. 2021/387 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/369 Esas
KARAR NO : 2021/387

DAVA :Alacak (İvazsız yapılan bağıştan dönme)
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (İvazsız yapılan bağıştan dönme) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ———– —– imza attığını, davalı———— —- başarılı bir şekilde yönettiğini, ancak gerek sağlık sorunları gerekse davalı çocuklara ve eşinin ricası ile şirkette bulunan tüm hisselerini davalı çocuklara ve eşine devrettiğini, işbu devir ile birlikte müvekkiline ait olan hisseler adına karar alma yetkisinin çocuklara ve eşine geçtiğini, fakat davalılara yapılan —- sebebi dışında kullanıldığını, şirketi müvekkilinden daha iyi bir şekilde yönetecek geliştireceklerini beyan eden davalıların ————-soktuklarını, diğer davalının da hisselerini kendisinden habersiz bir şekilde ———- devrettiğini, dolayısı ile davalıların hisse devrinin amacına uygun davranmadığını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle hisse devirlerinin iptali ve tekrardan müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, davalıların hisselerini iyi niyetli 3.kişilere devretme ihtimaline —– sonuna kadar paylarına ihtiyati tedbir kararı konulmasına, hisse devirlerinin iptali ve iadesinin mümkün olmaması durumunda ise, sebepsiz zenginleşen davalılar tarafından —- ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden———– olmadığını, bu nedenle kendisine işbu davada husumet yöneltilemeyeceğini, davacının bağışladığını iddia ettiği ve iptalini istediği hisselerin adedini ve bedelini bilmesine rağmen belirsiz alacak davası açtığını, bir an için davacının haklı olduğu düşünülse dahi, zamanaşımı sebebiyle davacı taleplerinin reddinin gerektiğini, —- iflas ertelemesi içinde olan bir şirketin kurtulmasının zor olduğunu, davacının kendi başarısız yönetimini göz ardı ederek şirketi başarılı bir şekilde yönetenlere karşı kötü niyetli iddialarda bulunduğunu, davacının kötü alışkanlıkları nedeni ile hem şirketi hem — düzenini zor duruma düşürdüğünü, davacı—– aşamasına getirdiğini, dava dilekçesinde belirtildiği gibi hisselerin bağışlanmadığını, davacının———- borçlu durumda olduğunu, davacının ———– alarak ——- kaçtığını, burada bir ——– bunun —– olduğunu, müvekkili ———-sahibi olduğu tüm hisseleri davacıdan almadığını, bunların büyük bir kısmını diğer ortaklardan devraldığını, diğer ————- para ile almış olduğu şahsına ———— dolayısı ile dava dilekçesinde devir işlemlerinin iptali talebinin hukuken nazara alınmasının mümkün olmadığını beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, TBK.nun 295 maddesine göre— yapılan bağıştan dönerek, hisselerin kendisine ait olduğunun tespiti, bu mümkün olmazsa — değerinin tahsili taleplidir.
Davacının ——- tarihinde bedelsiz olarak devrettiği tüm tarafların kabulündedir.
Davacı, davalılara yaptığı hisse devrinin bağış hükmünde olduğunu, TBK.nun 295. Maddesine göre bağıştan dönme koşullarının oluştuğunu ileri sürmüş, davalılar da davanın reddini savunmuştur.
Hisse devrinin iptali davası hisseyi devreden tarafından, devralana açılır. Bu davaların şirketin husumeti bulunmamaktadır. Bu bakımdan davalı şirketi yönünden husumetin değerlendirilmesi için davanın tefrikine karar verilmiş, davalı — sırasına kaydedilmiş ve pasif husumet yokluğundan şirkete açılan davanın reddine karar verilmiştir. Gerekçeli karardan bir suret de dosyamız arasına alınmıştır.
——– sayılı kararında da belirtildiği üzere, hisselerin devrine ilişkin şekil şartlarında bir aykırılık ileri sürülmediği, devrin ihtilafsız olduğu, uyuşmazlığın TBK hükümlerine göre bağıştan dönme koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması ile çözümleneceği, tarafların da tacir olmadığı, davanın nisbi veya mutlak ticari davaya sebebiyet vermediği görülmüş, davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar——– yönünden davanın görev dava şartı yokluğundan, HMK 114/1-c,115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin —— Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
5-Belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde, resen dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere huzurdaki taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.