Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/349 E. 2019/461 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/796 Esas
KARAR NO : 2019/626
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/06/2016
KARAR TARİHİ: 12/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ———- ortağı oldukları ——– üzerinden ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, iş bu ticari faaliyet kapsamında —— tarihleri arasında———firmaları ile arasında yapmış olduğu sözleşmeler gereği piyasada isim yapmış pekçok şirket gibi bankalardan tahsis edilmiş ——- cihazı üzerinden ürün ve hizmet satışı gerçekleştirdiğini, müvekkil şirket ticari faaliyetleri işleyişi; anlaşmalı olduğu çağrı merkezi ürün veya hizmeti satın aldığını, çağrı merkezi ürün veya hizmetin telefon ile satışını web sayfası üzerinden 3D secure kullanmak kaydı ile yaptığını, satışı yapılan ürünü çağrı merkezinin müşteriye gördermeme ihtimaline karşın, çağrı merkezi müvekkil firmaya fatura ettiğini, müvekkil şirkette bu ürünü o tarihlerde anlaşmalı olduğu kargo firması ile müşteriye gönderdiğini, çalışma yapılan tarihlerde geçerli olan 4077 sayılı TKHK gereği müşterinin cayma ve iade talebi yok ise müvekkil şirket ——– sonunda esas satıcı olan sözleşmeli çağrı merkezi firmasına parasını gönderdiğini,
Davalı———- müvekkil şirket arasında 26.12.2013 tarihinde üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, müvekkil şirket, davalı banka nezdinde 934989 üye işyeri numarası ile sanal pos cihazı kullandığını, üye işyeri sözleşmesi, davalı banka tarafından nedensiz fesh edildiğni, davalı banka tarafından müvekkillere yazılı ve sözlü ihtarda bulunmadan fiziki ve sanal POS cihazlarını aniden kullanıma kapatması ve üye işyeri sözleşmesinin tek taraflı feshedilmesi müvekkiller aleyhine telafisi imkansın zararlara sebebiyet verdiğini, mezkur fesh hukuka aykırı olduğunu, zira sözleşme haksız şart oluşturacak şekilde müvekkillerle bireysel olarak müzakere edilmediğini, davalı ——- fesih nedeni olarak sunduğu şikayetlere karşın, yazılı başvurular, mailler ve belgeler gönderilerek söz konusu hatanın düzeltilmesi talep edildiğini, o dönem müvekkil şirket ile yeni sözleşme yapan ———- 3 günde 4.387,00 TL,———– sisteminden çektiği yaklaşık 14.000 TL manuel olarak müşterilere para iadesi yapıldığını, dava konusu olayda yapılan satışlarla ilgili olarak muhtelif zamanlarda bazı müşterilerin asılsız ve mesnetsiz şikayetler olduğunu, iş bu şikayetlere istinaden gerekli belgeler banka personellerine gönderildiğini, asılsız şikayetlerde bulunan müşterilerin şikayetlerini geri aldıklarını belirten ıslak imzah belgeler bankaya bildirildiğini, müvekkillerinin suçsuz olduğu ceza yargılaması sonucunda ispat edildiğini, davalı banka ve BDDK’na çeşitli zamanlarda yazılı vc sözlü olarak başvurularda bulunulduğunu, fakat olumlu bir netice elde edilemediğini, ———şube müdürü ve BDDK Finansal tüketici işleri daire başkanı için suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı bankanın ağır kusurundan dolayı müvekkil şirket ve ortaklan maddi olarak büyük zarar gördüğünü, tek taraflı şikayetlerden dolayı gün ortasında sanal pos cihazını kapatma işlemi sebebi ile davalı banka ağır kusurlu olduğunu, davalı bankanın sanal pos cihazını kapatmış olması sebebi ile müvekkil şirketin tüm finansal kuruluşlar ve diğer bankaların sisteminde görülmekte olan kara liste kaydında kayıtlı olduğunu tespit edildiğini, kara listeye eklenme sebebini ise Telefonda Sahtecilik ve Dolandırıcılık şeklinde olduğu şifahen öğrenildiğini, davalı banka tarafından üye işyeri sözleşmesinin fesh edilmesi ve kara liste kaydına dahil edilmesi nedeni ile müvekkili şirket ve ortaklarının diğer bütün banka, kredi ve finansal kuruluşlara yaptığı kredi başvurularının reddedildiğini, tüm banka ve ticari kurumlar tarafından reddedilen müvekkil şirket ve ortaklarının ticari iş ve alışveriş yapma faaliyetlerini tamamen durduğunu, ticari hayatlarını derinden sarsıldığını, mevcut durumda müvekkil şirket ve müvekkilleri şahıs olarak, bankalara, devlet kurumlarına ——– ve vergi dairelerine tahakkuk eden ödemelerini ifa edemediğini, müvekkil şirket yaşanılan bu durum nedeniyle iflasın eşiğine geldiğini, faaliyet gösterdikleri işyerine fatura ödeme merkezi açmak istediklerini, bu nedenle ——- başvuruda bulunulduğunu ancak müvekkil şirket ve ortaklarının —— kaydına dahil olmaları sebebiyle olumlu yanıt alamadıklarını, müvekkillerinin tüketici olarak bireysel olarak da çok ağır maddi zarara uğradıklarını, şahsi olarak kara liste kaydına dahil olmaları nedeni ile tüm banka ve finansal kuruluşlarda yaptıkları bireysel tüketici kredi talepleri reddedildiğini, müvekkillerinin ——- bir şirkete yapacakları ithalattan 700.000 USD kazanacakken kara liste kaydına dahil olmaları nedeniyle işbu kazançtan yoksun kaldığını, müvekkil şirket ve ortaklarının uğradığı zarar ve ticari hayatlarının zedelenmesi hasebiyle davalı ——— için 1.000,00 TL maddi tazminat, Müvekkil ——için, 100.000 TL, —- için, 100.000 TL, —- için, 70.000 TL,———- için 50.000,00 TL manevi tazminatın, hukuksuz fesih tarihi olan 10.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile davacı arasında 26.12.2013 tarihinde üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, müvekkil bankanın ilgili bölümü tarafından yapılan inceleme neticesinde, davacı üye işyerinin sanal POS’unda gerçekleşen işlemlerin kart hamillerini telefon aracılığıyla arayarak farklı vaadlerde bulunmak sureti ile kart bilgilerini temin ederek aldatıcı pazarlama tekniği kullanılarak işlemler gerçekleştirdiği tespit edildiğini, ilgili firma da işlem yapan kart hamilleri ile kayıtlı telefonlardan şifahi alınan bilgiler neticesinde, kredi kartından çekilen tutarlar için herhangi bir mal/hizmet alımı olmadığını, veya aldanlarak mal satışı yapılmaya çalışıldığını ve müvekkiline yazılı başvuru yapan – kart hamilinin dolandırıldığı beyan edildiğini, Müvekkil bankanın ilgili bölümü tarafından varılan kanaat neticesinde davacı sakıncalı bulunarak ——— tarihinde——- Noterliği——— yevmiye numaralı yazı aracılığı ile Üye İşyeri Sözleşmesi tek taraflı ve haklı nedenle fesh edildiğini, davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunmakta olup müvekkil banka ile imzaladığı Üye İşyeri Sözleşmesinin bütün hükümlerinden sorumlu olduğunu, davacı tarafın birtakım şikayet eden müşterilerin şikayetlerinden vazgeçtiği yönünde dilekçe almış olması da olayla ilgili kusuru ve ihmali olduğunun ikrarı niteliğinde olduğunu, davacı firmanın müvekkili bankanın firmayı kara listeye eklediği yönünde asılsız ve mesnetsiz iddiasına karşı dilekçemizin içinde liste olarak sunulduğu gibi çok sayıda şikayet iletildiğini, şikayetler üzerine yapılan araştırma neticesinde “aldatıcı satış yöntemi” ile işlem yapıldığı kanaatine varıldığından güvenlik politikası uyarınca davacı firma ile müvekkili arasında akdedilmiş olan sözleşme feshedildiğini, müvekkili banka tarafından yapılan BKM Fesih bildiriminin firma ile çalışan diğer bankalar için bağlayıcılığı bulunmadığını, davacı firmanın maddi tazminat talebine ilişkin firma aleyhine başlatılan takiplerin borçları, kurmayı düşündükleri fatura ödeme merkezi, depolarında bekleyen ve satılamayan ürün bedelleri, ——- irtibat kurdukları firmalarla gerçekleşen ticaretten gelecek kazanca ve sair taleplerinin gerekçe gösterilmiş olması izahtan varestir. 6098 sayılı BK. 49. Maddesine aykırı olan maddi tazminat talebinin reddi, 6098 sayılı BK, 58, Maddesine aykırı olarak manevi tazminat talebinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacı şirket ve ortakları tarafından davalı bankaya karşı, üye işyeri sözleşmesinin tek taraflı ve haksız feshedildiği iddiası ile açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacılar müvekkili ile davalı banka arasında akdedilen sözleşmenin tek taraflı feshi nedeniyle zarara uğradıklarını iddia etmiştir.
Davalı banka, davacılardan gerçek kişi ortaklar yönünden husumet itirazında bulunmuş, yetki itirazında bulunmuş,esas yönünden de davacı şirket hakkında sözleşmenin 18. maddesine göre fesih hakkının bulunduğunu, çok sayıda olan şikayetlere göre karttan para çekilmiş olmasına rağmen mal veya hizmet satışı yapılmadığının anlaşıldığı, aldatıcı pazarlama tekniği kullanıldığı kanaati ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, keyfi olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalının yetkili yeri de belirtmeden yaptığı yetki itirazı usulüne uygun bir yetki itirazı olmadığı gibi, işlemi yapan şubenin yetkili olduğu nazara alındığında haklı da değildir. Bankacılık işleminin mutlak ticari iş olması; ———-şirketi ile banka arasında işin ticari dava olması göz önüne alındığında mahkememizin yetkili ve görevli olduğu kabul edilmiş, davalı itirazlarına itibar edilmemiştir.
Dosyada alınan 09/01/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; taraflar arasında akdedilen Üye İş yeri Sözleşmesi X. Sair hükümler 2. Maddesine istinaden sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, ——. Noterliği ———– nolu belgesi ile üye işyeri sözleşmesini tek taraflı olarak fesh ettiğini firmaya bildirildiğini, davacı tarafından talep edilen maddi ve manevi Tazminat, işlemiş faiz masraf ve vergiye ilişkin yasal dayanağının somut olarak ortaya konması gerektiğini; bir başka anlatımla hesap yapılırken dayanılan hukuki sebep, faiz oranları vb, esasların somutlaştırılması gerektiğini mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesini sunarak, içinde hukukçu bilirkişinin olduğu, hesap uzmanının bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden itirazları doğrultusunda rapor aldırılması talebinde bulunmuş, alınan bilirkişi raporu taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesi, bankacılık işlemleri ile taraflar arasındaki ihtilafa konu alanlar açısından yapılan inceleme sonrası hükme dayanak yapılacak yeterlilikte olduğundan davacı tarafın yeni bir heyetten rapor aldırılmasına yönelik talebi yerinde görülmemiştir. Davacının talepleri kalem kalem somutlaştırılmadığı sürece banka hukukunda uzman hukukçu bilirkişi atanmasında hukuki bir yarar da yoktur. Zira olayların zaman silsilesi, şikayetler, fesih bildirimi ve sebebi ile fesih tarihi her iki tarafın da kabulünde olup, açıktır. Mesele feshin sözleşme hükümleri, genel işlem koşulu itirazları bağlamında haklı ve usulünce yapılıp yapılmadığı olup, bu husus mahkememizce incelenebilir niteliktedir.
Davacılardan ——– şirketi ile banka arasında 26/12/2013 tarihli üye işyeri sözleşmesi nedeniyle sözleşme ilişkisi mevcuttur. Diğer 3 davacı ise, davacı şirketin ortağı olup, haksız fiil hükümlerine dayanarak kendilerinin de maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürmüşlerdir. Bu bakımdan davalı bankanın husumet itirazı şerinde değildir. Davacı gerçek kişiler bankanın haksız feshi nedeniyle zarara uğradıklarını ispat etmek koşuluyla davada husumetleri vardır. (Nitekim İst. BAM, ——-HD,—– K sayılı ilamında “Bir güven kurumu olarak, basiretli tacir gibi davranması gereken bankalar, TBK’nın 115/3 madde ve fıkraları uyarınca objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olup, banka olmaları nedeniyle de diğer tacirlere nazaran bütün hukuki ilişkilerinde daha yüksek özen borcu altındadırlar. Banka ile müşterisi arasındaki bankacılık işlemleri herşeyden önce güven unsuruna dayanmaktadır. Banka davacının POS talebi üzerine yapılan araştırma neticesinde BKM deki olumsuz kayıt nedeniyle sözleşmeyi feshetmiştir.
TBK 114/2 maddesinde “haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanacağı “düzenlenmiş olup ,sözleşmeye aykırı hareketler nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulabileceği kabul edilmektedir.Salt sözleşmeye aykırı davranış manevi tazminat istemi için yeterli olmayıp aykırılığın niteliğinden veya özel hal ve şartlar sebebiyle aynı zamanda davacının kişilik haklarının Medeni Kanunun 24 maddesi anlamında zedelenmesi ve bu nedenlede TBK nun 49 maddesi hükmü uyarınca haksız bir eylem olarak değerlendirilebilmesi gereklidir.
Tüm anlatılanlardan ve somut olaya göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayanın, manevi tazminat isteminde bulunmaya hakkı vardır.” denmiştir.
Ne var ki gerçek kişi davacıların, kendilerinin uğradığı maddi zararın ne karar olduğu, ne şekilde olduğu, aradaki illiyet bağı usulünce net olarak ortaya konulamamıştır. Kaldı ki öncelikle bankanın fesih bildiriminin haksız olduğu ispatlanmalıdır. Davalı bankanın, yapılan müşteri itirazları üzerine, kart hamillerinin güvenlik sorunu yaşayabileceğini göz önüne alarak sözleşmeye uygun yapılan tek taraflı olarak feshinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu ispata muhtaç kalmıştır. Ayrıca BKM tarafından gönderilen “feshedilen işyerleri raporu”na göre ——-bankası da davalının feshinden kısa bir süre sonra 02/05/2014 tarihinde “telefonda sigorta satışı” gerekçesiyle; ———Bankası ise “kart kabul kurallarına aykırılık” gerekçeleriyle işyeri sözleşmelerini feshetmiştir. Davacı taraf, sırf davalı bankanın feshi sonucu diğer bankaların da sözleşmelerini feshettiğini ispatlayamadığı gibi davalı bankanın sisteme yanlış bilgi girmesi sonucu bir kara liste içinde yer aldığını da ispatlayamamıştır.
Davacıların dolandırıcılık suçlaması nedeniyle yargılandıkları davalarda beraat etmiş olmaları veya davacıların dayandığı dava dışı ——–hakkında iftira suçundan (Adana 6. Asliye Ceza Mahk. —– K) verilen karar, davalı bankanın keyfi uygulama yaptığını göstermez. Zira davalı banka tarafından sadece bu kişinin şikayet dilekçesi üzerine sözleşme feshedilmemiştir.
Ayrı doğrultuda manevi tazminat talebi yönünden de TMK.nun 24,TBK nun 58.madde hükümleri değerlendirildiğinde saldırının hukuka aykırı olması gerekir. Davalı bankanın kanunun ve sözleşmenin verdiği yetkiye, özellikle TBK nun sözleşmenin feshine ilişkin hükümlerine dayandığı, feshin MK 24 ,TBK 58. maddelerine göre akdin feshinin sınırlarını aşarak kişilik haklarına tecavüz şekline gelmediği anlaşıldığından manevi tazminat talebi de esastan reddedilmiştir.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ———–
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davacıların, her bir davacı için talep ettikleri maddi tazminat talebinin ayrı ayrı REDDİNE;
Davacıların her bir davacı için talep ettikleri manevi tazminat talebinin ayrı ayrı REDDİNE
1- Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.533,11 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.488,71 TL’nin karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili taraflara iadesine,
5-Maddi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ———–alınarak davalıya verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ———– alınarak davalıya verilmesine,
7-Maddi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ——-alınarak davalıya verilmesine,
8-Maddi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı ———–alınarak davalıya verilmesine,
9-Manevi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı ———- alınarak davalıya verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı———— alınarak davalıya verilmesine,
11-Manevi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı ———- alınarak davalıya verilmesine,
12-Manevi tazminat yönünden davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı———-nden alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı Akbank vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/06/2019