Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/332 E. 2019/58 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/332 Esas
KARAR NO : 2019/58

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 02/11/2012
KARAR TARİHİ : 22/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin turizm işletmeciliği alanında faaliyet gösterdiğini ve borca batık hale geldiğini, 6102 sayılı TTK ‘nun 377 maddesi “yönetim kurulu veya herhangi bir alacak yeni nakit sermaye konulması dahil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Bu halde icra ve Kanunun 179 ila 179/b maddeleri uygulanır ” hükmünü içerdiğini, bu hüküm ggreğince iflas erteleme dava dosyasının mahkemeye sunulmasıyla birlikte, tedbir kararı verilebildiğini, bu nedenle tedbir talep ettiklerini belirterek davalarının kabulü ile davacı şirketlerin borca batık olduğunun tespiti ile İİK madde 179 ve ilgili mevzuat gereği iflasının şimdilik 1 yıl süre ile ertelenmesine, İİK madde 179/a gereğince davacı şirketlerin mal varlığının korunması için gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasını, davacı şirketlerin aktifinde kayıtlı bulunan nakil vasıtaların ve aktiflerinin devir ve satış ve muhafazasının engellenmesi ile ilgili trafik şubesine yazı yazılmasına, aktifinde kayıtlı bulunan demirbaşlar, emtia ve diğer araçları, bankalardaki mevduatlara konulacak muhafaza tedbirlerinin durdurulmasına, İİK madde 179/b gereği iflasın ertelenmesi kararı ile birlikte davacı şirketler aleyhine 6183 sayılı yasaya ve ———- ya göre yapılan takipler de dahil olmak üzere davacı şirketler aleyhine yapılmış her türlü icra takibinin ve iflas takibinin durdurulması ve yeni takip yapılmasının engellenmesine, ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasının önlenmesine, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak takiplerle satışların durdurulmasına, davacı şirketler aleyhine yapılmış ve yapılacak her türlü muhafaza, teslim ve tahliyyeye dair icra işlemlerin durdurulmasına, muhafaza altına alınmış veya alınacak emtia, taşıt, makine teçhizat, leasing kapsamı tüm makine, cihaz, taşıt vs. değerlerlerin iade edilmesine, şirketlerin projesinin hayata geçirilmesi için zorunlu olan elektrik, doğalgaz, su ve sabit telefonlarının kesilmemesine, yurt dışından gelen hizmet bedellerinin ( akreditifin yahut sair şekilde ) bankalarca el konulmasının engellenmesine, davacı şirketlerin temsil ve ilzam yetkilerini aynen devam ettirebilmek için müvekkili şirkete kayyım atanımasına, sermaye artışı, alacakların tahsili, tasarruf tedbirleri ve faaliyetlerin sürdürebilmesi suretiyle borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek iflaslarının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, 7101 sayılı yasayla yapılan değişiklikten önceki İİK.nun 179 maddesi kapsamında iflas erteleme davasıdır.
Davacı üç şirket, 02/11/2012 tarihli dava dilekçesi ile Kadıköy ——-. ATM’de iflas erteleme talepli dava açmış olup, mahkemece 15/11/2012 tarihli ara kararla iflas erteleme tedbirleri verilmiştir.
Kadıköy—— ATM’nin kapatılması ile dosyaya İstanbul Anadolu Kapatılan —–. ATM’nin 2013/527 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 2013/527E, 2013/471K, 25/12/2013 tarihli kararla, davanın kabulüne, 1 yıl süreyle iflasın ertelenmesine karar verilmiştir. iş bu karar Yargıtay incelemesinde iken, davacılar 24/12/2014 tarihinde 1.uzatım davasını açmış, ——– Esas sırasına kaydedilmiştir. Davacıların 24/12/2015 tarihinde açtıkları 2.uzatım davası (—— Esas) ve 22/12/2016 tarihinde açtıkları 3.uzatım davası (——- Esas) 1.uzatım davası olan ——– Esas sayılı dosya ile birleştirilmiştir.
Ana iflas erteleme dosyası ise, Yargıtay ——. HD’nin 2014/3654, 2015/791 Karar sayılı ilamıyla “davacı————-.. şirketi’nin uzun vadeli borçlarının miktarı göz önünde tutularak mali durumun belirlenmesi, diğer iki şirketin ise borca batık olduklarınının sabit bulunması yanında, projelerin gerek değerlendirme ve gerek uygulama bakımından ciddi ve inandırıcı olmadığı göz önünde tutulup eksiklikleri giderici bir bilirkişi incelemesi ile varılacak soncua uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur. Karar düzeltme talebinde bulunulmuşsa da, talep reddedilmiş, dosya mahkememizin iş bu ——- Esas sırasına kaydedilmiş, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
İİK’nun 166.maddesindeki usulle ilanlar yapılmış, İİK’nun 179.maddesindeki tedbirler uygulanmıştır. Davacı şirketin sicil dosyası celbedilmiş, iflas avansı yatırılmıştır.
İflas ertelenmesi kararı verilebilmesi için 1.koşul borca batık olma halidir. Yani şirket aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yetmemesi ve pasiflerin aktiflerden fazla olması gerekmektedir. TTK’nun 376.maddesu uyarınca düzenlenecek ara bilançonun aktiflerin, işletmenin devamının esası da gözetilerek gerçek piyasa değerlerine göre hazırlanması ve borca batıklığın buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacı vekili tarafından kaydi değer ve satış değerleri bazında hazırlanmış bilanço dosyaya sunulmuştur.
—–‘dan sicil dosyası celp edilmiş, şirketlerin taşınmazları stokları, demirbaşları, araçları ve tüm mal varlığı üzerinde rayiç değer tespiti yapılmak üzere teknik bilirkişi heyeti atanmış, teknik bilirkişi raporu alındıktan sonra şirketlerin ticari defter ve kayıtları, bilançoları üzerinde mali bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme yapılmak suretiyle şirketlerin borca batık olup olmadığı, iyileştirme projesinin istenen teknik koşulları içerip içermediği, taahhüt edilmiş, sermayenin ödenip ödenmediği, iyileştirme projesinin şirketlerin mali durumunun düzelmesini sağlayıp sağlamayacağı, iflas ertelemenin koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında rapor alınmıştır.
Atanan teknik bilirkişiler vasıtasıyla şirketin borca batık olup olmadığı, iyileştirme projesinin hayata geçirilip geçirilmediği, iflasın ertelenmesi halinde alacaklılar yönünden iflas kararı verilmesine göre daha aleyhe sonuç doğurup doğurmayacağı, sonradan sunulan revize projesinin iflas erteleme için uygulanabilir ve yeterli olup olmadığı, şirketin faaliyetleri, finansal durumu hususunda rapor alınmıştır. Ayrıca şirkete atanan kayyımdan düzenli rapor alınmıştır.
Kayyım 45 rapor sunmuş, bu raporlardan özellikle son 3 raporda özetle, her üç şirketin de borca batık durumda olduğunu, şirketlerden ———- den beri gayri faal durumda olduğunu, —— otelcilik şirketinin -56.580,672 TL borca batık,——– şirketinin -1.b987.993 TL borca batık, —— şirketinin -244.788 TL borca batık durumda olduğunu, borç yapılandırma kapsamında borcun taahhüt edilen sürede ödenmediğini, davacı 3 şirketin 28/11/2017 tarihindeki son para transferine kadar kayyım denetimi dışında çalıştığını, davacı 3 şirket de 31/12/2018 tarihi itibariyle kaydi olarak borca batık durumda olduğunu, personele dahi ödeme yapmakta güçlük çektiğini, otel işletmeciliği yapan diğer davacı şirket —– turizm tarafından işletilen otelin 2017 yılında 2 ay faaliyette bulunmasına rağmen satış hasılatları şirket hesaplarına yansımadığını belirtmiştir.
Mali bilirkişi heyeti 02/12/2018 tarihli raporlarında özetle, borca batıklık tutarlarının her geçen gün arttığını, şirketlerde bir iyileşme olmadığı gibi borca batıklık tutarının arttığı, bu hali ile batıklıktan çıkma ihtimalinin bulunmadığı, davacı şirketin ticari faaliyetlerinden yeterli düzeyde gelir elde edemediğini, sürekli zarar ettiğini, şirketçe sunulu iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bir proje olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağını mütalaa etmiştir.
İflas erteleme talebinde bulunulduğu 02/11/2012 ile tedbir tarihi olan 15/11/2012 tarihinden karar celsesine kadar 6 yıldan fazla süre geçtiği, davacı her üç şirketin de borçların başvuru tarihlerine kadar katlanarak arttığı, zaten——– şirketlerinin uzun zamandır gayri faal olduğu, ———–şirketlerinin de oteli kiraya vererek elde ettiği kira gelirinden başka faaliyetinin olmadığı, gerçekçi ve samimi bir iyileşmenin söz konusu olmadığı, revize projelerinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, hem mali bilirkişi heyetinin hem de kayyımın raporlarında yaptığı tespitlere göre aynı neticeye ulaşıldığı, tedbirlerin en fazla 5 yıl devam edebileceği göz ardı edilerek tedbirler devam etmişse de davacı şirketlerde borca batıklıktan çıkmak söz konusu olmadığı gibi iyileşmenin de olmadığı, kar hedeflerinin sağlanamadığı, oteli satarak borçları ödeme öngörüsünün aradan geçen bu zamanda hayata geçemediği, davacı şirketlerin iflasına karar verilmesi için gerekli tüm koşulların mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Davacılarca, üstelik Yargıtay bozma ilamında haklı olarak eleştirilen, 38 aya yaydıkları iyileştirme projesine göre bile, başarı sağlanamamış, aradan geçen 74 ayda borca batıklıktan çıkamadığı, kira gelirleriyle çıkamayacağının da ortada olduğu her dönemi zararda kapattıkları, hiç bir kamu borcunun ödenmediği açıktır. Davacı tarafın itirazlarına itibar edilmemiş, her üç şirketin de borca batık olduğu açık olduğundan tekrar rayiç raporu alınmamıştır. Döviz kurundaki öngörülemeyen artış nedeniyle döviz borcunun borca batıklıkta hesaba katılmaması gerektiği gerekçesiyle itirazda bulunulmuşsa da; iş bu düzenleme emredici olmadığı gibi (15 Eylül 2018 tarihli tebliğin Geçici 1. Md: 1/1/2023 tarihine kadar, Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararları dikkate alınmayabilir.), mali bilirkişi heyetinin döviz kuru sıkıntısı olmayan 2012 yılından bu yana tedbirlerle yaşayan, davacı şirketler yönünden yaptığı borca batıklık hesabı da usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Özetle hem kayyım raporlarında hem mali bilirkişi heyetinin revize projesini inandırıcı ve gerçekçi bulamadığı, sermaye artışının yetersiz kaldığı, kar hedeflerinin gerçekleşemediği, bu haliyle şirketin durumunda iyileşme olmadığı, iflas erteleme koşullarını taşımadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle iflas erteleme isteminin reddine, şirketlerin borca batık olduğundan iflasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Her ne kadar davacılar vekilince rayiçlerin tekrar hesaplatılması, bilirkişinin husumeti sebebiyle değiştirilmesi, döviz borçlarının borca batıklıkta göz önüne alınmaması gibi sebeplerle tekrar bilirkişi incelemesi talebinde bulunmuşsa da aradan geçen süre göz önüne alınarak davayı uzatmaya yönelik görülen taleplere itibar edilmemiştir.
Aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ————————–, —————— İTH. İHR. LTD. ŞTİ hakkında açılan iflas erteleme davasının REDDİNE,
2-İstanbul Ticaret Sicilinde ————–sicil noda kayıtlı olan ——— ——————————————‘nin (her 3 şirket) İcra İflas Kanunu’nun 179/b maddesi uyarınca bugün yani ——- günü saat ——– itibari ile İFLASINA,
3-İstanbul Anadolu Adliyesi İflas Müdürlüğü’ne derhal müzekkere yazılmasına,
4-Kapatılan Anadolu——. ATM’nin 2013/527 Esas, 471K ile devam eden (ilk olarak Kapatılan Kadıköy —–. ATM’nin 2012/1281 Esas sayılı dosyasında 15/11/2012 tarihinde verilmiş olan tüm tedbirlerin) KALDIRILMASINA, kayyımların görevlerine son verilmesine,
5-İflas kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına,
6-İflas avansının İstanbul Anadolu Adliyesi İflas Müdürlüğü’ne aktarılmasına,
7- Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 21,15 TL harcın mahsubuyla bakiye 23,25 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve bir kısım müdahil vekilleri yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.