Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/318 E. 2018/782 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/318 Esas
KARAR NO : 2018/782

DAVA : Tazminat (Satım Aktinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 17/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline gayrimenkul sattığını, müvekkilinin gayrimenkulün bedelini nakit olarak ödediğini, ancak satılan gayrimenkulün belirtilen özellik ve ölçülerde olmaması nedeniyle müvekkilinin kandırıldığını, ayrıca bundan dolayı davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkile karşı hileli bir şekilde satış yapmış bulunduğunu belirterek müvekkil lehine seçimlik haklarından ayıplı oranında satış bedelinde indirim yapılmasını, belirlenecek ücretin gayrimenkulün satın alındığı tarihten itibaren temerrüt faizi ile birlikte davacıya ödenmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin mernis adresinin Gebze/KOCAELİ olduğu, tebligatın Beykoz’a gönderildiğini, ilgili şirkete gerekli bilgilendirmeler yapıldığını, dava konusu taşınmaz davacı tarafından tapuda tescil yapılmak suretiyle devredildiğini, davacının basiretli bir tacir olarak davranması gerektiğini, müvekkil tarafından müteahhit … tarafından satıldığını, davacının iddia etmiş olduğu husus apartmanı inşaa eden müteahhin sorumluluğunda olduğunu davanın müteahhit …’a ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle ticari satımdan kaynaklanan tazminat isteminden ibarettir.
Davacı şirket davalıdan taşınmaz satın aldığını, aldığı taşınmazın kendisine vaad edildiği niteliklere sahip olmadığını, ayıplı mal satıldığını ileri sürerek taşınmazı satım bedelinin tümü üzerinden davasını harçlandırarak ayıp oranında indirim yapılmasını talep etmiştir.
Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Diğer yandan HMK madde 138’e göre mahkeme dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra ve ön inceleme aşamasına geçilmesinde öncelikle dava şartlarının dosya üzerinden inceler ve dosya kapsamı görev konusunun değerlendirilmesi yönünden tamamlanmış ise karar verilir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut davada; davacı şirketin tacir olduğu tartışmasızdır, öte yandan davalı … bakımından tacir olduğun gösteren bir belgi, bilgi olmadığı gibi … ve….kayıtları sorgulandığında tacir kaydına rastlanmamıştır. Davalının ev ve altındaki dükkanı sattığı iddia edildiğine göre, aradaki satım aktinin mutlak ticari dava olmadığı, satılan taşınmazın bir bölümünün dükkan olması da davayı ticari dava haline getirmez.(Y, 20 HD, 2016/9450 E; 2016/10234K) Davalı tacir olmadığına ve satım sözleşmeyi ticari işletmemiş ile ilgili olarak imzalamadığına göre nisbi ticari davadan da söz edilemeyecektir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlıkta, davalının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık nisbi yahut mutlak ticari dava niteliğinde olmadığından davanın genel görevli Asliye Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 2014/22076 E., 2015/6667 K.)
Açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 6102 sayılı kanunun kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından, görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca, mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizce görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin HMK 331/2 md. gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu olmak üzere davacı vekili ile İhbar Olunan vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.