Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/314 E. 2018/869 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/314 Esas
KARAR NO : 2018/869
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2017
KARAR TARİHİ : 13/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, poliçede açık ve anlaşılır şekilde yer almayan rent a car klozunun genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşme hükümleri içinde, taraf lehine ve düzenleyen …..Sigorta aleyhine yorumlanması gerektiğini, netice itibariyle de böyle bir klozun, oluşan maddi zararın karşılanmasına engel teşkil etmemesi gerektiğini, Sigortanın tazminat bedelini ödememe gerekçesine esas teşkil eden hususun gerçekleşmemiş olması ve daha önemlisi bu hususun sözleşme metninde açık ve anlaşılır bir biçimde yer almaması nedeniyle, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları B 3.3.4.l’de yer alan “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır” şeklindeki sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirmekle mükellef olduğunu,buna rağmen ….. Sigorta’nın müvekkilinin uğradığı zararı karşılamadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, müvekkilinin uğradığı 9.794,00-TL zararın …. Sigota tarafından karşılanmasına,yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı taraftan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, sigortalı aracın kaza anında kiralık olarak kullanılmakta olduğunun tespit edildiği ve kiralık olarak kullanılan araçlarda meydana gelen hasarların poliçe özel şartları gereğince police teminat kapsamı dışında olduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan, davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre davanın, davalı … şirketine kasko sigortası ile sigortalı olan ….. plaka numaralı aracın hasara uğraması nedeni ile hasar bedelinin tazmini talebi ile açılan tazminat davası olduğu anlaşıldı.
Dosya kapsamı, sununlan ve toplanan delillerin incelenmesinde, davacının tacir olmadığı, dava konusu aracın ticari araç olmadığı ve dava konusu uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olmadığı anlaşılmaktadır. Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Diğer yandan 28/11/2013 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. Maddesinde; ”Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmü yer almakta, aynı kanunun 3. Maddesinde ise tüketici işlemi tanımlayan ”mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” hükmü yer almaktadır. Ayrıca aynı kanunun 83.maddesinde de ”taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilerek 6502 Sayılı Kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73 .maddesinde de, ”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda davacı, davalı … şirketinden Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan aracın hasara uğradığı iddiası ile hasar bedelinin tazminini talep etmektedir. Davalı taraf dava konusu aracın 3. Şahıslara kiralandığı yönünde savunma ileri sürmüşse de bu hususta herhangi bir delil sunmamış, ilgili vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta da davacının araç kiralama işi ile iştigal ettiğine dair bir bilgi verilmemiştir. Yukarıda yer verilen düzenlemeler ve dava konusu somut olay birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ilişki 6502 Sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi olup uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/19466 Esas, 2016/12012 Karar Sayılı, 28.12.2016 Tarihli ilamı da bu yöndedir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir, kamu düzenindendir ve dava şartları arasındadır. Açıklanan nedenlerle ve yasal düzenlemeler karşısında mahkememizin görevsizliği ve dava konusu uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması dolayısıyla, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile 6502 Sayılı Kanun’un 3., 73. ve 83/2 maddesi, 6100 sayılı HMK. 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usul yönünden REDDİNE
2-6100 Sayılı HMK. 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK. 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda tarafların talebi üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/11/2018