Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/293 E. 2020/1069 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/293 Esas
KARAR NO : 2020/1069
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 10/07/2013
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı —— araç sürücüsünün —- tarihinde davacıların — kullanmakta olduğu—- çarpması sonucu —— vefat ettiğini,yapılan müracaat üzerine —– hasar dosyasında yaptırılan aktüer hesabına göre davalı ———-destekten yoksun kalma tazminatı ödenmiş ise de, bu ödemelerin hakkaniyete uygun olmayan, eksik ödeme olduğunu, davacıların geri kalan destek tazminatını talep etmek hakkı bulunduğunu; bu sebeple fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, şimdilik —— tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
———– görevsizlik kararı ile mahkememize gelmiştir.
Davalı vekiline usulüne uygun dava dilekçesi, tensip zaptı, ön inceleme duruşma gün ve saatini gösterir davetiye, tahkikat gün ve saatini bildirir davetiye ile bilirkişi raporu tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili ——- tarihli dilekçesiyle husumet ve zaman aşımı itirazında bulunmuş, cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş ancak davaya karşı herhangi bir cevap vermemiş olmakla bilirkişi raporuna itiraz ederek, aşırı hızlı olan davacılar murisinin asli ve tam kusurlu olduğunu,atfedilen kusur oranının düşük olduğunu,murisin tescilsiz motosiklete, ehliyetsiz ve kasksız olarak bindiğini,18 yaşında ve vasıfsız bir kişinin aylık gelirinin —-olarak kabul edilmesinin hata olarak değerlendirilebileceğini beyan etmiştir.
————Kararı Gerekçesi;
“Dava; Hukuki niteliği itibariyle ——— davalıdan ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksunluk tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı ——- ait hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, —- dosyası, veraset ilanı,—– müteveffanın gelir durumuna ilişkin kayıt ve belgeler ile birlikte taraf vekillerinin talep ettikleri tüm deliller toplanmış, bilirkişiden kusur ve tazminat hesabı yönünden —- tarihli rapor alınmıştır.
Toplanan bu delillerden —–günü dava dışı sürücü ——– poliçesi ile sigortalı ——— bölünmüş iki şeritli yol vasfındaki ————-önüne geldiğinde iki şeritli yolun sağ şeridinden sola manevra yaparak tekrar ters istikametteki —— yönüne dönmek yani (U) dönüşü yapmak istediği sırasında kendisi ile aynı yönde ancak sol şeritten———-istikametine giden davacıların murisi ehliyetsiz sürücü — yönetiminde bulunan tescilsiz ——- plakalı aracın sol ön tekerlek ve çamurluğuna çarpmasıyla kazanın meydana geldiği, bu çarpışmadan sonra tescilsiz —— müteveffa sürücüsünün çarpışma noktasından savrularak çarpışma noktasının karşısındaki orta refüjün başlangıç noktasına çarpıp ve daha sonra karşı şeritteki ilk çarpışma noktasının —– ilerisine düşüp vefat ettiği, dosyada mevcut veraset ilanı gereğince davacıların mirasçı kaldığı, —— plaka sayılı araç sürücüsü —–taksirle ölüme neden olma suçundan yargılandığı,——- ceza dosyasındaki —tarihli bilirkişi raporuna göre ——– kusurlu olduğu, davacıların murisi —— ise tali kusurlu bulunduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da —- plaka sayılı araç sürücüsü ——- asli olarak %75 kusurlu olduğu, müteveffa——– ise tali olarak %25 kusurlu bulunduğu tespit edilmiş olmakla kusur raporları arasında herhangi bir çelişki bulunmadığından davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarında belirttiği hususlarında raporda değerlendirilip karşılandığı görülmekle kusur raporları mahkememizce benimsenmiştir.
Davalı —— ödeme yapıldığı, —–borcu sebebiyle tazminat alacağının —- kısmının ———- tarafından İcra Müdürlüğünün ——–hesabına yatırdığı anlaşılmış, bilirkişi raporunda davalı———-tarafından yapılan ödemeler güncellenerek hesaplanan maddi tazminat miktarından tenzil edilmiştir.
Müteveffanın gelir durumu araştırılmış, toplanan deliller ile birlikte ——–tarihli rapor alınmış, mahkememizce denetlenip benimsenen bilirkişi raporuna göre davacılara ödenen ödemelerin güncel tutarları da değerlendirilerek davacı —— karşılanmamış destekten yoksun kalma tazminatının ——— olduğu tespit edilmiş, davacı vekili de —–tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak açmış olduğu —–destekten yoksun kalma tazminatını davacı ————– çıkartarak gerekli nispi ilan harcını da yatırmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle ve———- mahkememizce denetlenip benimsenen ve tarafların iddia ve savunmaları ile dosyada mevcut delil ve belgeler ile uyuşmazlık noktaları hakkında düzenlenen rapor gereğince davacılardan ——-destekten yoksun kalma tazminatının davalı —- temerrüde düştüğü —— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ——- tahsiline karar verilmesi sonuç ve vicdani kanaatine varılmıştır.” şeklidedir.
—————-“1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (aşağıda belirtilen (3) no’lu bent dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
———hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Mahkemece, gerekçe kısmında avans faizine hükmedildiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında ve kısa kararda yasal faize hükmedilmiştir. Hükmün gerekçesi ile karar uyumlu olmayıp, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan————- hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Kabule göre de;
a)Bir insanın ölümü hukuki anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK’nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Dava dilekçesinde desteğin dinlenme tesislerinde bir lokantada ——– olarak çalışıp aylık—–gelir elde ettiği iddia edilmiş, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda —– gelen emsal ücrete ilişkin yazı cevabına göre desteğin geliri—- itibariyle asgari ücretin —– itibariyle asgari ücretin ——olarak kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece desteğin en son çalıştığının bildirildiği ———–desteğin son maaş bordrosu, varsa ikramiye ve fazla çalışma ücretleri olup olmadığı ve bunlara ilişkin bordroların istenmesi, yine ——- desteğin hizmet cetvellerinin istenerek desteğin aylık gelir durumunun tam olarak belirlenmesinden sonra aynı bilirkişisinden ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
b)Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda kaza tarihinde 18 yaşında olan destek——— yaşında evleneceği kabul edilerek, gelirinden davacılara ayrılacak payın evlenme ile azalacağı kabul edilmiştir. Murisin kaza tarihindeki yaşı, yüksek tahsil görmediği, lokantada çalıştığı, ——– yaşadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde muhtemel evlenme yaşının 28 olarak tespiti yüksek bulunmuştur. Aynı zamanda Dairemizin yerleşmiş uygulamaları gereğince desteğin hayatın olağan akışına göre ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek destek paylarının hesaplanması gerekirken, tek çocuğunun olacağı öngörülerek davalı aleyhine fazla tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp belirtilen hususlarda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
c)Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesine göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Somut olayda davaya konu kaza tespit tutanağından davacıların desteğinin motorsikleti kasksız olarak kullandığı, sürücü belgesinin olmadığı ve otopsi raporuna göre—– travmasına bağlı olarak vefat ettiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça yargılama aşamasında sürücü desteğin kaskı ve ehliyeti olmadığından kusur indirimi yapılması talep edilmiş, mahkemece bu husus tartışılmamıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de —– gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle desteğin kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu değerlendirilmelidir.
Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince sürücü desteğin kask takmaması ve sürücü belgesi olmamasından dolayı müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
d)6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesinde “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedileceği…” düzenlenmiştir.
Dava başlangıçta 6100 Sayılı HMK döneminde ——- açılmış, davalı vekil marifetiyle temsil edilmiş olup mahkemece öninceleme aşamasında—– tarihinde görevsizlik kararı verilmesi üzerine yargılamanın devam ettiği ———- davalı lehine HMK 331/2. maddesi ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/1. maddesi gereğince vekalet ücreti tayini gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiş, dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememizde———- numarasına kaydedilmiştir.
GEREKÇE:
Dava destekten yoksun kalma tazminat davasıdır. Ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Bozma ilamında belirtilen eksikliklerin giderilmesi için ———müzekkere yazılarak müteveffanın aylık kazancı sorulmuştur. Müzekkereye gelen yazı cevabında müteveffaya ait işe giriş ve çıkış bildirgeleri ile maaş bordrolarının gönderildiği, müteveffanın ikramiye, ek ücret ve fazla çalışma ücretinin olmadığı bildirilmiştir.
—— müzekkere yazılarak müteveffanın hizmet dökümleri istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya içerisine alınmıştır. Yapılan incelemelerde davacıların desteğinin aylık gelirinin asgari ücret olduğu belirlenmiştir.
Dosya hesaplama yapılması için aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş,—– tarihli ek bilirkişi raporunda bozma ilamında belirtilen eksiklikler dikkate alınarak, davacının gelirinin dosyaya giren belge ve bilgilere göre asgari ücret olduğu, davacının evlenme yaşının —- sahibi olacağı şeklinde hesaplama yapılmış, davacı anne —– ——- rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın trafik kazası nedeniyle ölen kişinin yakınların açtığı destekten yoksun kalma tazminat davası olduğu, kazanın oluşumunda davalı—— sigortalı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğu, müteveffanın ise %25 kusurlu olduğu, bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırmada ölenin asgari ücret seviyesinde geliri olduğu, bozma ilamı doğrultusunda hesap raporu düzenlendiği anlaşılmış olup, ek bilirkişi raporunda belirlenen bedeller üzerinden ölenin kask takmaması nedeniyle %20 müterafik kusur indirimi yapılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı anne —–olmak üzere toplam —- destekten yoksun kalma tazminatının —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Alınması gerekli 6.197,77-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,70-TL harç ve 540,00 TL ıslah harcı toplamı 569,70 mahsubu ile bakiye 5.628,07 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,70-tl peşin harç, 21,15-TL başvuru harcı, 540,00-TL Islah harcı toplam 590,85-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.286,60-tl yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre hesaplanan (%57,56 kabul %42,44 ret) 740,59-tl’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından harç dışında harcanan 40,00-tl yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre hesaplanan (%57,56 kabul %42,44 ret) 16,98-tl’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı ———vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 7.879,94 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
9-Davacı ——– kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.440,35 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı … yönünden reddedilen kısım için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 5.069,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı—- yönünden reddedilen kısım için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan ——- 5.440,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12- Görevsizlik kararı verilen ———— dosyasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden görevsilik karar tarihi olan 2013 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7. maddesine göre hesaplanan maktu vekalet ücretinin yarısı olan 660,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
13-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2020