Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/289 E. 2020/271 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/289 Esas
KARAR NO : 2020/271

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 14.03.2016 tarihli bir “İstihdam ve yetkinlik geliştirme programı satış sözleşmesi” imzalandığını, iş bu sözleşmeye göre müvekkili şirket kendisine düşen tüm görevleri zamanında yerine getirdiğini ancak borçlu-davalı şirketin sözleşme kapsamında üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü sözleşmeye uygun ve zamanında yerine getirmediğini, borçlu-davalı şirketin ödeme planında belirtilen ——– ödemelerini yaptığını ancak kalan son üç ödeme olan Temmuz, Ağustos ve Eylül ödemelerini yapmadığını, anılan faturaların 09.08.2016, 10.09.2016 ve 01.10.2016 tarihlerinde borçlu şirkete teslim edildiğini, borçlu şirketin faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini ancak 2-3 ay sonra yani tam olarak 26.12.2016 tarihinde anılan faturaları iade ettiğini, bunun ürerine müvekkili şirket yetkilisinin 20 Aralık 2016 tarihli mail ile haklı olarak anılan sözleşmeyi sona erdirdiğini ve Kadıköy—- Noterliğinin —- ihtarnamesi ile hem faturaları iade ettiğini hem de anılan borcun 5 gün içerisinde ödenmesini ihtar ettiğini, anılan ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, borcun ihtarnameye rağmen ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafin itirazı üzerine takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davalı tarafın İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasına vaki itirazın kaldırılmasına, takibin işlemiş ticari temerrüt faizleriyle birlikte devamına, takibe yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, sözleşme kapsamında davacı şirketin ana ediminin —–projesinin davalı şirket adına sorunsuz ve eksiksiz bir şekilde uygulanması olduğunu, davacı şirketçe taahhüt edilen ana edimin yerine getirilmediğini, davacı lehine dava konusu alacak hakkının doğmasının soz konusu olmadığını davacı şirketin—— projesini başarıyla yürütme taahhüdünü yerine getiremediğini, davacı şirket ile akdedilen sözleşmeden dolayı telafisi güç hatta imkansız zarara uğradıklarını, buna rağmen davalının iyi niyetli hareket ederek ödemelerini vaktinde ifa ettiğini, davacı şirkete 7,670,00 TL ödeme yaptığını ancak davacı şirket tarafından sözleşme gereği taahhüt edilen hususların yerine getirilmediğini, davalı şirketçe bedeli ödenen kısma ilişkin hizmetlerin dahi ifa edilmediğini, davalı şirkete karşı herhangi bir alacak hakkı doğmadığını davacının sözleşmeyi ısrarla ifa etmeme tutumu nedeniyle son üç faturanın ödenmediğini öncelikle davaya konu edilen ticari ilişkinin varlığından ziyade takibe konu edilen tutarı oluşturan faturaların ve bu faturalara konu mal/hizmetin sağlanıp sağlanmadığının ispat edilmesi gerektiğini, salt sözleşme ilişkisinin varlığı ve buna dair faturaların keşide edilmesinin borçlanma sonucu doğurmayacağının aşikar olduğunu, davacı şirketin kötü niyetli olduğunu, ——– ismini de kullanarak davalı şirkette güven uyandırdığını dürüstlük kuralına aykırı davrandığını ve davalı şirketi dolandırma gayesi ile hareket ettiği izlenimi uyandırdığını tüm bu anlatılanlar ışığında davacı şirket tarafından sözleşmenin ifa edilmediğini, davacı şirketin iş bu sözleşmeden kaynaklanan dava konusu alacağının hiç doğmadığını dolayısıyla hukuken haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen davanın reddi gerektiği öne sürülerek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu——–. İcra Müdürlüğü’nün ——-. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, ————- ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın 5.310,00-TL yönünden itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiş ve tarafların defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için inceleme günü tayin edilmiş, mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda görevlendirilen bilirkişi tarafından tarafların defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.310,00-TL alacaklı olduğu, davalı tarafından tanzim edilen iade faturalarının davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği yönünde görüş beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafından rapora itiraz edilerek yeni bilirkişiden rapor alınması talep edilmiş, ancak alınan raporlun dosya kapsamı ile uyumlu ve yeterli olduğu anlaşıldığından davalı tarafın yeni rapor alınması yönündeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlık, davacı tarafın davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundadır. Davalı taraf, fatura konusu hizmetin verilmediğini iddia etmiştir. Tarafların ortak tanıkları, ———– ile davalı tanığı … dinlenmiş, ortak tanıklar dava konusu hizmetin davacı tarafından davalıya verildiği yönünde beyanda bulunmuş, dinlenen davalı tanığı, hizmetin bir süre verildiği, bir süre sonra verilmemeye başladığı, taraflar arasındaki alacak verecek ilişkisi konusunda bir bilgi sahibi olmadığı yönünde beyanda bulunmuştur. Tarafların defterler ve kayıtları incelenerek tanzim edilen bilirkişi raporu, tanık beyanları ve davalı tarafın davacı tarafından tanzim edilen faturaları kendi defter ve kayıtlarına işlemiş olduğu hususu yerleşik hale gelmiş Yargıtay içtihatları ile birlikte değerlendirildiğinde, ispat yükü ticari ilişkiyi kabul eden ve faturaları kendi defterlerine işleyen davalı taraftadır. Yargıtay ——-. Hukuk Dairesi ———tarihli kararında; “Davalı tarafından düzenlenen faturanın ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın alındığına karine teşkil eder. Mal alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir, davalı ancak bu hususu yazılı delillerle ispat edebilir.” şeklinde ispat yükünün faturaları defterlerine işleyen davalı tarafta olduğuna işaret etmiştir. Davalı taraf yemin deliline dayanmış olduğundan duruşmada davalı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davalı tarafın yemin teklif ettiklerini beyan etmesi üzerine, davalı tarafa yemin teklif ettikleri hususu yazılı olarak açıklamak üzere ihtarlı kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içinde davalı tarafından bu konuda bir beyanda bulunulmamış, ispat yükünün kendilerinde olmadığı beyan edilmiştir. Davalı taraf ayrıca davaya konu icra takibinde faturanın dayanak olarak gösterildiğini ancak belirtilen şekilde bir faturanın mevcut olmadığını beyan etmiştir, ancak dosya kapsamı ve bilirkişi raporunda tespit edilen tutar göz önünde bulundurulduğunda, raporda da belirtildiği üzere takip talebinin taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine istinaden düzenlendiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davacı tarafından tanzim edilen faturaları kendi defterlerine kaydeden davalı tarafın, bu faturalara istinaden gerekli hizmeti almadığı ve haklı nedenle iade faturası tanzim ettiği hususu mevcut dosya kapsamı ile ispat edilemediğinden ve yemin deliline dayanan ancak verilen ihtarlı kesin süre içinde hangi hususta yemin teklif ettiği konusunda açıklama yapmayan davalı taraf yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığından, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.310,00-TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış, davanın kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin devamına, davalının takibe yapmış olduğu itiraz haksız olduğu anlaşıldığından ve alacak likit olduğundan, kabul edilen 5.310,00-TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün——-. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.310,00-TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 362,73-TL harcın peşin alınan 62,48-TL harçtan mahsubu ile bakiye 300,25-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 62,48-TL peşin harcın toplamından oluşan 93,88-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 815,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6————esaslara göre 3.400,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.