Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/255 E. 2019/578 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/255 Esas
KARAR NO : 2019/578

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2017
KARAR TARİHİ : 21/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı aleyhine müvekkiline olan borcundan dolayı İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğünün 2016/19059 Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına yapmış olduğu haksız kısmi itirazında müvekkiline ödeme emrinde yazılı miktar kadar borcu bulunmadığından bahisle asıl alacağa ve faize itirazda bulunduğunu, davalının bu itirazından sonra dosya borcunun 41.285,68-TL’lik kısmını ödediğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra itiraz ederek takibi durdurduğunu, söz konusu faturaların müvekkili tarafından ticari defterlerine usulüne uygun olarak işlendiğini açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine,masraf ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 01/10/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, “İcra takibinin 4.460,68-TL’lik vade farkı alacağı için devamına karar verilmesini” talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının 09.09.2016 tarihli Cari Hesap Alacağı konulu İstanbul Anadolu —-. İcra Dairesinin 2016/19059 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ödeme emrinin davalıya 26.09.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 29.09.2016 muhabere tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca, faiz ve fer’ilerine itiraz ettiğini, takip konusu borcun 36.279,36-TL’lik kısmının kabul edildiğini, bu kısım yönünden tahsil harcı, takip masrafları, faiz ve vekalet ücretine ilişkin ödeme yapıldığını, davalının davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını, davanın reddinin gerektiğini, karşı tarafın aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün 2016/19059 E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, cari hesaba dayalı olarak toplam 40.740,04-TL asıl alacak üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde 36.279,36-TL’yi ve ferilerini aşan kısım yönünden itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın takibe yapılan itirazın 6.748,17-TL yönünden iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için inceleme günü tayin edilmiş ve mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda görevlendirilen mali müşavir bilirkişi tarafından tarafların defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda, tarafların her ikisinin de defterlerinin kendisi lehine delil vasfına haiz olduğu, tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesinde davacı tarafın davalıdan alacaklı olmadığı, davacı tarafından vade farkı faturası tanzim edilmediği belirtilmiştir. Alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı taraf vade farkı alacağı sözleşmede düzenlendiğinden ayrıca vade farkı faturası düzenlenmediğini beyan ederek itiraz etmiştir.
Davacı tarafın duruşmada davayı tamamen ıslah edeceklerini beyan etmesi üzerine HMK. m. 180 gereği davacı tarafa süre verilmiş, davacı taraf sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan sözleşmede vade farkı faturası hususunun düzenlendiğini, bu düzenlemeye istinaden davayı ıslah ederek vade farkı alacakları için icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve davacı tarafın ıslah dilekçesi bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde dava, cari hesaba dayalı olarak davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü’nün 2016/19059 E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan kısmi itirazın iptali hususundadır. Davacı taraf sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile davayı tamamen ıslah ettiklerini alacaklarını sözleşmede belirlenen vade farkı alacağına dayandırdıklarını beyan ederek icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafından davanın ıslah edildiği beyan edilmiş, yine aynı icra takibine yapılan itirazın iptali talep edilmiş ancak alacağın dayanağının farklı olduğu beyan edilmiştir. Açılan ve ıslah edilen dava itirazın iptali davası olup icra dosyasındaki talep ile sıkı sıkıya bağlıdır. İcra dosyasındaki talebin dayanağı cari hesap alacağı olmakla davacının itirazın iptali davasındaki dava dayanağını değiştirmiş olması icra dosyasındaki dayanağın da değiştiği anlamına gelmemektedir. Mahkeme tarafından verilecek hüküm cari hesaba dayalı olarak başlatılan takip ile ilgili olacaktır. Mahkememizde açılan itirazın iptali davasında ve ıslah edilen talepte cari hesaba dayalı olarak İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün 2016/19059 E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itirazın iptalinin talep edildiği, davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile alacağın dayanağının sözleşme ve sözleşmede kararlaştırılan vade farkı alacağı olarak değiştirdikleri beyan edilerek takibin devamının talep edildiği, ancak icra takibinin cari hesaba dayalı olarak başlatılmış olduğu, vade farkı alacağına dayalı olarak başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı, teknik olarak icra takibindeki alacağın dayanağının itirazın iptali davasında değiştirilmesi mümkün olmadığından davacının ıslah talepli davasında dava açmakta hukuki yararının olmadığı sonucuna varılmıştır. Her ne kadar davacının ıslah dilekçesine verilen cevap dilekçesinde, davalı tarafından yetki itirazı ileri sürülmüş ve taraflar arasında imzalanan sözleşmede yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiği beyan edilmişse de, HMK. m. 117/2 gereğince ilk itirazlar dava şartlarından sonra inceleneceğinden, davanın HMK. m. 114/1-h ve 115/2 gereği hukuki yarar yokluğu nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK. m. 114/1-h ve 115/2 gereği hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın, peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden—– uyarınca 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.