Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/251 E. 2020/559 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/251 Esas
KARAR NO : 2020/559

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2017
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin davalı şirketten —— alacaklı olması sebebiyle İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün—– Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattıklarını, müvekkili şirketin icra takibi başlatmadan önce ihtarname gönderdiğini, davalı şirketin ihtarname cevabında borcu inkar ettiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından 8.500,64-TL ödeme yapılarak borcun kalan 2.492,16-TL’lik kısmına itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına,%20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap verilmediği anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından başlatılan İstanbul Anadolu——.İcra Müdürlüğü’nün ——. Sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan kısmi itirazın iptali ve icra inkar isteminden ibarettir.
Dosya kapsamından davacı tarafın davalı yana 8.500,64-TL borcun ödenmesi için ihtarname çektiği, davalı yanın ihtarname cevabında müvekkilinin davacı yana mal ile birlikte teslim ettiği paletlerin mevcut olduğunu, —- adet palet teslim edildiğini, paletlere ilişkin 2.492,16-TL fatura tanzim edildiğini, bu bedelin cari hesaptan düşülmesi neticesinde kalan bakiyenin ödenmesine davalı yanın hazır olduğunu bildirdiği görülmüştür. Dava konusu uyuşmazlığın temelinde bulunan faturanın davacı tarafından davalı yana iade edildiği anlaşılmaktadır. Yine icra takip talebi incelendiğinde davacının 8.500,64-TL cari hesap alacağına ilişkin takip başlattığı davalı yana ödeme emrinin —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı yanın 7 günlük itiraz süresi içerisinde 13/12/2016 tarihinde itiraz dilekçesini sunduğu, borcun 2.492,16-TL’lik kısmına itiraz ettiğini bildirdiği, bakiye kısmın takipte kesinleştiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık takipte itiraza uğrayan 2.492,16-TL’lik fatura miktarı kadar davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle mahkememizce davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla ——Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin 07/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle:”Davacı firmanın 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının Kanuna uygun olduğu, davalı firma tarafından düzenlenen 09/09/2016 tarih ve 2.492,16 TL’lik faturaya konu olan 176 adet paletin davacı şirket tarafından teslim alındığını teyit eden imzalı irsaliyenin dosya kapsamında olmadığını, incelenen davacı şirketin kayıtlarına göre davalı firmadan 07/12/2016 takip tarihi itibariyle 8.500,64 TL alacaklı olduğunu, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde, takibe konu edilen 8.500,64 TL’lik alacak tutarının 2.492,16 TL’lik kısmına itiraz edilerek 21/12/2016 tarihinde 7.074,41 TL’nin davalı firma tarafından ödendiğini, davacının davalıdan 02/03/2017 dava tarihi itibariyle 2.492,62 TL asıl alacak + 50,62 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 2.543,24 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu talimat mahkemesine sunmuştur. Davacı tarafın defter ve kayıtları incelendikten sonra davalı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla davalıya inceleme günü bildirilmiş ancak davalı taraf inceleme gün ve saatinde ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Yine mahkememizce davalı şirket yetkilisine ve şirkete ayrı ayrı tebligat çıkarılarak uyuşmazlık konusu olan 2.492,16-TL tutarlı davalı tarafından tanzim edilen fatura içeriğindeki paletlerin teslimine ilişkin sevk irsaliyesi vb. Tüm delillerin sunulması için kesin süre verilmiş, davalı ve şirket yetkilisinde dosyaya herhangi bir delil sunulamamıştır.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. Maddesi gereği tarafların defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmesi için karşı tarafın aynı şartlarla uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmış olması gerekir. Öte yandan fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir.
Davalı tarafın ihtarname cevabı ile icra takibine itiraz dilekçesi incelendiğinde; davalının davacının cari hesap alacağına ilişkin tek itirazının davalı tarafça tanzim edilerek davacı yana gönderilen —— tutarlı faturanın davacı tarafça cari hesaptan düşülmemesi sebebiyle olduğu anlaşılmakta olup, ilgili fatura davacı tarafından defterlerine kaydedilmediği gibi, Mahkememizce davalı yana verilen süreye rağmen davalı tarafça faturanın davacı yana teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delil sunulamamıştır. Hal böyle olunca davalının icra takibine yapmış olduğu itiraz Mahkememizce haklı görülmemiş, davalı yan fatura konusu ürünü davacı yana teslim ettiğini ispatlayamadığından, itiraz edilen bakiye alacak yönünden davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında faturalar düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, davalı yan takibe yapmış olduğu kısmi itirazına konu fatura içeriğindeki malları davacı yana teslim ettiğini ispatlayamadığından itirazı haksız bulunmuş, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,davacı tarafça başlatılan İstanbul Anadolu ——.İcra Müdürlüğü’nün——- sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan kısmi itirazın iptali ile itiraza uğrayan 2.492,16-TL yönünden takibin aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 170,24-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 42,56-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 127,68-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 42,56-TL peşin harç toplamı olan 73,96-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.004,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden —- göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 2.492,16-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekillinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.