Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/206 E. 2020/653 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/206 Esas
KARAR NO: 2020/653
DAVA: Sahte Vekaletname ile yapılan hisse devir işleminin iptali ve tescil
DAVA TARİHİ: 13/09/2011
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
Mahkememizde görülen Sahte Vekaletname ile yapılan hisse devir işleminin iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı —– kardeş olduklarını ve uzun yıllar yurtdışında birlikte çalıştıklarını bu çalışmaları ile elde ettikleri birikimlerini, kazançlarını ortaya koyarak —-tarihinde —– kurduklarını ve — pay sahibi oldukları şirketi ———–no ile kaydedildiğini, müvekkilinin şirketteki çalışmalarını sürdürüp büyümesi için tüm emek ve maddi varlığını şirkete aktardığını, bu süreçte şirketin kontrolünü ağabeyi olan ——— bıraktığını, tüm gücünü şirkete hasrettiğini, özellikle müvekkilinin pay sahibi olduğu bu şirkette aynı dönemde diğer davalı —–temsilcisi olan ———- faaliyetini sıkı şekilde sürdürdüğünü, davalının, müvekkilinin %50 pay sahibi olduğu şirketin büyümesi üzerine şirketin kontrolünün ve kendisinde olması, müvekkilinin de kardeşi olarak kendisine güven duyması nedeni ile müvekkilinin şirketteki paylarına sahip olabilmek amacıyla———— nolu hususi vekaletnamesi ile kendisinin vekil olduğu vekaletnameyi aldığını, bu vekaletnamenin ıslak imzasına havi aslının mahkemece celbi halinde sahteliğinin ortaya çıkacağını, davalı ————- işbu vekaletname ile müvekkilinin ———— y. sayılı şirket hisse devir sözleşmesi ile ticari faaliyette bulunduğu, diğer davalı ——– devrettiğini, müvekkiline bu devirle ilgili herhangi bir bilgi verilmediği için müvekkilinin şirkette çalışmaya devam ettiğini, tüm emek ve birikimlerini şirkete aktarmaya devam ettiğini, müvekkilinin hisselerini devralan şirket temsilcisi ——————- y. sayılı hisse devir ve temlik sözleşmesi ile %47,5 hisseyi davalı —— devrettiği, %2,5 hisseyi de yine şirkette .—- talimat ve kontrolünde olan şirket çalışanı ———– devrettiğini, bu devir neticesinde davalı — müvekkilinin %50 hissesine sahip olduğunu, ————– nolu hususi vekaletnamesinin sahte bir vekaletname olduğunu, bu sözleşmede sahte vekaletnameye dayalı olarak yapıldığından müvekkilini bağlamayacağını ve hisse devir sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek müvekkilinin %50 hissesine sahip olduğu———– hisselerini sahte vekaletname ile davalıların birbirine devir işleminin iptali ile müvekkili adına tesciline, davalıların şirket hisselerinin 3. kişilere devretmelerinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davanın 818 sayılı BK 126/4 md. ne göre 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davadaki iddiaların gerçeğe aykırı olup, davacı tarafından ———– verilen gerçek vekaletnameye istinaden hisse devrinin davacının iradesine uygun olarak gerçekleştirildiği ve davacının devir bedelini aldığı ve davacının ——— makamlarından işsizlik parası alarak geçimini sürdürdüğü ve yurtdışında kalmaya devam ettiğini, davacının iddia ettiği gibi vekalet görevinin kötüye kullanılmasının söz konusu olmadığını, davacı ——–nolu “Tasfiye Halinde ——– tarihinde ——-da kurduğunu, davalı — ortağı olduğu ———- sözleşmeler yaptığı ve personel servis işini yürüttüğünü, davacı — tarihinde ——– nolu “Tasfiye Halinde————-kurduğunu, bu şirketle de sözleşmeler yaptığını, tüm bu işlerinde davacının işlerinin iyi gitmediği, hiçbirinde başarılı yürütemediğini de kapatma durumunda kaldığını, müvekkili hakkında açılmış bir sahtelik davası ve ceza davası bulunmadığını, davacıya sahte olduğunu belirttiği noter belgesi ile ilgili sahtelik davası açması için 2 haftalık kesin süre verilmesini, ihtiyati tedbir talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, vekaletnamenin sahte olduğu ve vekalet hükümlerinin kötüye kullanıldığı, diğer davalının da el ve iş birliği içinde, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilerek hisse devrinin sağlandığı ileri sürülerek, hisse devrinin iptali ile hisselerin tekrar davacı adına tescili taleplidir.
Dava, ——- tarihinde————– tarihli ara kararla, davacının dava dilekçesinde belirttiği tedbir talebinin kabulü ile —– teminatla hisselerin yargılama boyunca üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine dair tedbir kararı verilmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile talebin zamanaşımana uğradığını, vekaletnamenin sahte olmadığını, vekilin , usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnameye göre iş ve işlem yaptığını, ——aradan sonra davacının hissi devrinden yeni haberdar olmasının mümkün olmadığını, arada davacının ortağı oludğu başka şirketlerle sözleşmeler yapıldığını ve advacının durumu bildiğini, resmi senedin sahteliği ispatlanmadıkça geçerli olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ayrıca — tarihli tedbir ara kararını temyiz etmiş,—————sayılı ilamla ihtiyati tedbire itiraz edenin temyiz itirazlarının reddi ile tedbirin usul ve yasaya uygunluğu nedeniyle onanmasına karar verilmiştir.
Davacıya, vekaletnamenin sahteliği için dava açması için süre verilmiş, davacı ——– memuru ve davalı —– karşı dava açmıştır.Yargılama boyunca bu davanın neticelenmesi beklenmiştir.——- kapatılması ile yargılamaya mahkememizin ——- sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.
———sayılı kararla, davacı —- davalı olarak kardeşi —- —memur olarak olarak çalışan — açtığı sahte vekaletnamenin iptali talepli davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararın, —————– sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, karar düzeltme talebi de reddedilmiş, böylece karar —— tarihinde kesinleşmiştir.
İş bu kararın kesinleşmesi bekletici mesele yapılan dosyamızda, yargılamanın sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar da, ———— sayılı kararla “ —— kaydına ve mahkemenin tedbir verirken aldığı teminattan anlaşıldığı üzere iptali talep edilen hisse bedellerinin gerçek değerinin davada gösterilmediği sabittir. İptali talep edilen hisselerin değerinin tespiti mümkündür. Dava dilekçesinde iptali talep edilen hisselerin bildirilen değeri ile gerçek değeri arasında gözle görülür açık bir fark olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Şirketin dava tarihindeki kayıtlı sermayesinin ——— olduğu anlaşılmaktadır. Harçlar Kanunun 30.maddesine göre, noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamaz. Harcın yatırılmış olması davanın görülme şartlarındandır. Bu şart tamamlanmadan, HK.30.maddesi uyarınca yargılamaya devam edilemez.” ve “Davacı dava dilekçesinde iki gerekçeye dayanmıştır. a)Vekaletnamedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu sebeple satış işleminin iptali gerektiğini, b)Vekaletnameye istinaden yapılan satış işleminde, vekille sözleşme yapan davalı şirketin vekil ile el ve işbirliği içerisinde olduğunu, vekilin vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bildiğini, bu sebeple de hisse devir işleminin iptal gerektiğini iddia etmiştir.Bu ikinci iddianın ispatı için davacı tarafından gösterilen delillerin hiçbiri toplanmamış ve tartışılmamıştır.HMK 353/1.a.4.maddesi uyarınca dava şartlarına aykırılık bulunması ve aynı maddenin 1.a.6.bendi uyarınca, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, işin esası incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmak üzere dosya ilk derece mahkemesine iade edilir.” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Böylece dosya mahkememizin ——sırasına kaydedilmiştir. Davacıya, istinaf kararında belirtildiği üzere, eksik olan nisbi harcı tamamlaması için süre verilmiş, davacı adli yardım talebinde bulunmuş, mahkememizce bu talep reddilmiş, davacının itirazın üzerine ———– sayılı kararıyla itiraz kabul edilerek davacının nisbi harçlar yönünden adli yardım talebi kabul edilmiştir.
Adli yardım talebinin kalubü ile davacının talebinin——- miktar itibariyle heyetlik olduğu görülerek ——— tarihli celsede dosya heyete tevdii edilmiştir.
İstinaf kararında belirtildiği üzere davacının velaetnamenin kötüye kullanıldığı iddiasına ilişkin delillerinin toplanması bakımından, dosyaya sunulan —— tarihli dilekçeye göre, adres ve açık kimlik bilgileri olmadan —tanık ismi bildirilmiştir. Davalı da —–tanık bildirmiştir. Gösterilen tanıklar dinlenmiştir.
Uyuşmazlık kapsamında incelenecek iki başlık vardır. Biri, sahte vekaletnameye göre yapılan hisse devrinin iptali ve davacı adına tescili koşullarının oluşup oluşmadığı; ikincisi vekilin vekaletnameyi kötüye kullanıp kullanmadığıdır.
Davacının dava tarihinden bu yana ısrarlı şekilde vekaletnamenin ve vekaletnamedeki imzanın sahte olduğu iddiası, ——— kesinleşmiş kararı ile maddi hukuk anlamında bağlayıcı olacağından artık dinlenirliliği kalmamıştır.
Böylece üzerinde durulması gereken mesele, gerçek bir vekaletnameye göre davalı —— vekil olarak gerekli azami dikkat ve özeni, sadakati gösterip göstermediği, vekalet görevinin kötüye kullanarak davacı zararına hareket edip etmediğidir. Şayet vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı sabit olursa, diğer davalının da bunu bilip bilmediği, bilecek durumda olup olmadığı veya en başından beri davalı ile iş ve eylem birliği içinde olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.
Davalının zamanaşımı defi üzerinde de durmak gerekir. Davalı, süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile talebin zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş; davacı ——— kararlarına göre sahtelik halinde hakdüşürcü süre veya zamanaşımı sınırı olmaksızın bunun her zaman ileri sürülebileceğini beyan etmiştir.
Gerek 818 sayılı BK’nda gerekse 6098 sayılı TBK’na göre vekalet hükümleri, iç ilişkide ve dış ilişkide farklı hüküm ve sonuçlar doğurur.
Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Davacı, davalı —-yönelttiği davayı ——— tarihli celsede takipsiz bırakmış, yenileme süresi boyunca da yenilememiştir. İstinaf ilamında da açıkça belirtildiği gibi davacı, hem vekaletnamenin sahte olduğuna hem de vekille sözleşme yapan davalı şirketin vekil ile el ve işbirliği içerisinde olduğunu, vekilin vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bildiğini, bu sebeple de hisse devir işleminin iptalinin gerektiğini iddia etmiştir. Bir kere davacının ——–şirketine yönelik davasını takipsiz bırakmış olmasıyla, davalıların birlikte el ve işbirliği içinde kötü niyetle hareket ettikleri iddiası da havada kalmıştır.
Vekalet görevinin kötüye kullanılması iddasına dayalı hisse devrinin iptali talebinde zamanaşımının söz konusu olmadığı mahkememizce de kabul edilmiştir. Ne var ki TBK.nun 147/5 maddesindeki — zamanaşımı süresi iç ilişkide halen geçerlidir. ———-Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davalar yolsuz tescil nedeniyle açılan ayın istekli davalar olup, bu tür davalar herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilir. 6098 sayılı TBK’nin 147. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin vekalet akdinden kaynaklanan ve vekil ile müvekkil arasındaki çekişmelerde ———–
—–yılında yapılan devrin sahtelik nedeniyle iptali talebi yönünden zamanaşımı ve hakdüşürücü süre bulunmamaktadır. İmza veya vekaletname sahte ise, yerleşik içtihatlara göre artık o devir işleminin geçersizliği zamanaşımı süresine tabi olmadan her zaman ileri sürülebilir. Eldeki olayda vekaletnamenin sahteliği ididası artık kesin delile çürütülmüş olup, dış ilişkide artık hisse devrinin diğer davalı yönünden geçersiz olduğundan söz edilemecektir. Bu durumda davalı ——- yönünden, iç ilişkide vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı, yetki aşımı olup olmadığı ve zamanaşımı iddiaları üzerinde durmak gerekir.
Davalı ——– vekalet görevini ne şekilde kötüye kullandığı net biçimde ortaya konulmamıştır. Davalı ————– firmasının yetkilisinin tarafları tanıması, ——- ticari ilişki içinde olması, tek başına bir anlam ifade etmemektedir.Vekilin ———- hisseyi devralan diğer davalı ile ne şekilde, vekil eden ——– zararına ve iradesine aykırı ne davranışının olduğu açık biçimde ortaya konmalıdır. Dinlenen tanık beyanları da dahil toplanan bilgi ve belgelere göre davalı ——— kasıtlı olarak zararına veya iradesi dışında hareket ettiğini gösteren somut bir delil bulunamamıştır. Öte yandan vekil ile müvekkil arasındaki iç ilişkide TBK.nun 147. maddesine göre beş yıllık zamanaşımı da dolmuş olup bu sürenin kesildiğini gösteren ne bir tanık beyanı ne de başka bir belge, delil bulunmamaktadır. Devir —- yılında yapılmış, dava ——–yılında açılmıştır. Bu zaman aralığında davacının hissesinin devredildiğini bilmemesi de hayatın olağan akışına aykırı olup aksinin ispatlanması gerekir. Devir tarihinden sonra davacının başka şirketleri üzerinden, ——– ticari ilişki içine girdiği de her iki tarafın kabulündedir. Dolayısıyla davacının —- hissesi olmadığını bilmemesi mümkün değildir. —– iddası ispatlanamadığından, iç ilişkiye göre de, yaklaşık — sene sonra açılan davada davalının zamanaşımı defii yerinde olduğundan davanın —- yönünden esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının —— yönelttiği davanın REDDİNE;
2-Davacının —– yönelttiği davanın takipsiz bırakılıp yenilenmeyerek HMK.NUN 150/5 md uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA;
2- Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 779,65 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 725,25TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —- tarafından yapılan 360,00TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı ——— verilmesine,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 7.625,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı——– vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/09/2020