Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/195 E. 2021/1319 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/195 Esas
KARAR NO : 2021/1319

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2017
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 22.07.2016 tarihinde yapılan sözleşme ile davacının davalının— adresinde ———– işlerinin yapımını üstlendiğini, sözleşmenin 18. maddesi gereğince davalı tarafın davacı—- kısmını peşin olarak ödediğini, bu ödeme karşılığında da davacıdan davalının 22.000,00-TL tutarında teminat senedi aldığını, davacılardan —-iş bu —-kefil olduğunu, davacı tarafından sözleşme kapsamındaki işlerin yapılmasına rağmen davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak teminat senedini — dosyası ile icra takibine başladığını, davacının mal varlıklarına haciz konulduğunu, davacıların davalı tarafa borçlarının bulunmadığını, senedin sözleşmenin 18. maddesi gereğince teminat senedi olarak verildiği ve senedin arkasına bu hususun yazıldığını, söz konusu senedin peşin ödenen 22.000,00-TL’nin karşılığı olarak teminat senedi olarak verildiğini, davacının davalı tarafa sözleşme kapsamında taahhüt ettiği işleri yaptığını, akabinde davalı tarafın davacı tarafa tekrar ödemeler yaptığını ve davacının sözleşme kapsamında ki işlerin tamamladığını beyan edip, icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasını, davacının davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile alacağın % 20’si üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı vekili tarafından cevap süresinden sonra sunulan beyan dilekçesinde özetle; davacı—-… aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, davacının söz konusu senetle ilgili olarak dava açtığını ve açılan bu davayı kabul etmediğini beyan etmiştir ve yine 29.05.2018 tarihinde dava dosyasına sunulan beyan dilekçesinde özetle; davacı dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacı şirket ile davalı arasında—– sözleşmesi yapıldığını, bununla ilgili ödeme planının da yapıldığını, ilk ödeme sonrası iddia olunan ve verilen teminat senedinin davacı şirket adına verildiğini, ancak davalının aynı gün telefonla yaptığı—– araştırmalarında şirketin zor durumda olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine teminat senedini kabul etmediğini, daha sonra diğer davacı———- olduğu teminatsız ve ileride işlerin yapılmaması ve verdiği paranın karşılıksız kalmaması adına yeni senet verdiğini ve bu senedin teminat senedi olmadığını, tahminen bir ay sonra davacının ölçü almak için geldiğinde ödeme zamanı olmamasına rağmen davacının para istemesi üzerine— davalı şirket adına —-tarafından —- daha ödeme yapıldığını ve toplamda davacıya 40.000,00-TL ödeme yapıldığını, davacı şirket tarafından sözleşme konusu işlerin yerine getirilmediğini, işe başlanmadığını, ——– aranmalarına rağmen hiçbir işlem yapmadıklarını, bunun üzerine davacının sözleşmedeki işleri başka kişilere yaptırdığını —– girdiğini bu yüzden davacı şirkete vermiş olduğu ödemelerin bir kısmını kurtarmak amacıyla teminat karşılığı olmayan senedi icraya koyduğunu, davacının yapmış olduğu—- kapsamında olduğunu, fatura işlerine fazla girilmediğini, ayrıca davacının —- kişi olması nedeniyle—- defterlerinin bulunmadığını sadece faturaların işlendiği defterlerin tutulmakta olduğunu, söz konuşu—– ile ilgili davacı taraftan alınmış fatura olmadığı içinde defter kayıtlarının bulunmadığını, davacının ticari defterlerini ibraz edemeyeceklerini beyan ederek davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; davacıların — sayılı takip dosyası ve bu takibe dayanak yapılan senet nedeniyle borçlu olup olmadıklarının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davalı tarafa usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış olup, kanun gereğince davalının dava dilekçesindeki iddiaları inkar etmiş sayıldığı kabul edilmiştir. Davalı tarafın davanın ilerleyen aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanları dikkate alındığında, taraflar arasındaki sözleşmenin varlığının kabul edildiği, uyuşmazlığın ise; dava konusu senedin teminat senedi olup olmadığı, davacı şirketin sözleşme kapsamındaki işleri eksiksiz yapıp yapmadığı, eksik yapılmış işlerin davalı tarafından 3. kişilere tamamlatıp tamamlatılmadığı, senet nedeniyle davacıların borçlu olup olmadıkları hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Davalı alacaklı tarafından icra dosyasında takibe konu senedin sadece ön yüzünün olduğu belgeyi eklediği, davacı borçlunun ise dava dilekçesinin ekinde dava konusu senedin hem ön hem arka yüzünün olduğu belgeyi sunduğu, belgenin incelenmesinde arka yüzünde senedin teminat seneti olduğunun belirtildiği, taraflar——-akdedilen —– sözlşemenin 18. maddesinde de davacı tarafından davalıya teminat senedi verileceğinin belirlendiği, bu kapsamda dava konusu senedin teminat senedi olarak davalıya verildiği kabul edilmiştir.
Davalı taraf her ne kadar davacının eksik iş yapdığını, eksik işlerin dava dışı 3. kişilere yaptırıldığını iddia etmiş ise de; bu hususta dosyaya herhangi bir bilgi, belge, fatura vs. sunmadığı gibi, davacının eksik iş yaptığına ilişkin herhangi bir ihtarname, mutabakat metni vs. sunmamıştır. Ayrıca—- tarafından yerinde inceleme sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, eksik iş iddiasının ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Davalının eksik iş yapıldığı iddiasını ispat edememesi ve dava konusu senedin teminat senedi olarak verilmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacıların takip nedeniyle ve takibe konu teminat senedini nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş, davalının takip başlatmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile; —. sayılı dosyası nedeniyle ve bu dosyaya konu keşidecisi—- tarihli, — tutarlı bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine,
2-Davalının takip başlatmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 1.502,82-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 379,26-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.123,56-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 379,26-TL peşin harç toplamı olan 410,66-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.789,60-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden — davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.