Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/18 E. 2020/420 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/18 Esas
KARAR NO : 2020/420
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/01/2017
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının uzun yıllardır yemek sektöründe bulunduğu ve olumsuz sicil kaydının bulunmadığı, davacı ile davalı şirket aralarında, davalı şirketin üstlenmiş olduğu ——– şantiyesine ve yine davalı şirketin üstlenmiş olduğu ————- inşaatın şantiyesine, şantiyede çalışan işçilerin, inşaat süresince sabah/öğle/akşam yemeği hizmet vermesi konusunda şifahi olarak anlaştığı, bunun üzerine anlaşılan sürelerde davacının, borçlu şirkete ———– tarihinde sabah/öğle/akşam yemek/catring hizmeti verdiği, davalı şirket ise bunun karşılığı olan ve ilgili faturalara konu işin bedelini ödemediği, davacı tarafça şirkete verilen hizmet karşılığında fatura kesildiği, bu faturaların ise davalı şirketin şantiyesi içerisinde bulunan muhasebe birimine teslim edildiği, taraflar arasında yapılan iş neticesinde toplam ———- tutarında fatura kesildiği, ancak davalının kendisine verilen bu hizmet karşılığını ödemediği, bu sebeple icra takibi yapılması zorunluluğu hasıl olduğu, borçluya gönderilen ödeme emrinin ———- tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun alacaklı ile arasında ticari ilişki bulunmadığını, alacaklıdan hiç hizmet almadığı iddia ettiği ve süresi içinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, borçlunun yapmış olduğu itirazların davacı tarafından kabul edilmediği, davalının davacıdan hizmet almış olmasına rağmen borcu ödemekten kaçınmak için icra dosyasına itiraz ettiği, bu sebeple huzurdaki davanın kabulü ile takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, faturaya dayalı olarak davacı tarafça başlatılan ——— İcra Müdürlüğü’nün ———- sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin ——— tarihinde tebliğ edildiği, davalı yanca süresinde ———– tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği, itirazın iptali davasının açılma koşullarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için gün verilmiş, belirlenen gün ve saatte davacının ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, davalının ise ———- tarihinde ihtarname tebliğ olduğu halde ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmıştır. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin ——- tarihli bilirkişi raporunda özetle: ” Davacı yana ait ———- yıllarına ait ticari defterlerinin takdirinin mahkemeye ait olmak üzere sahipleri lehine delil vasfına haiz olmadığını, davalı adına düzenlenen faturaların açık fatura olarak düzenlendiği, irsaliye ve tarihlerinin olmadığı, faturalarda ve sevk irsaliyelerinde teslime ilişkin herhangi bir imzanın olmadığı, davacı yan fatura bedellerinin tahsil edildiğine dair kayıtların sehven kasa hesabı ile kapatıldığını beyan ettiği, davacı yana ait ticari defter kayıtları ve mevcut dosya durumuna göre, davacı yanın davalı yandan herhangi bir alacağının olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı taraf rapora karşı beyan ve itirazlarını sunarak tanık dinletme talebinde bulunmuş, yine vergi kayıtlarının celbini talep etmiş ancak aşağıda belirtilen gerekçeler ile tanık dinletme talebi, vergi dairesinden kayıtların celbi uygun bulunmamıştır.
Bilindiği üzere fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. İspat; davalının defterlerine faturayı kaydetmiş olması, vergi beyannameleri, mutabakatname, sevk irsaliyesi gibi elverişli yazılı delillerle gerçekleştirilir. Dava konusu uyuşmazlığın çözümü iki aşamalı gerçekleşecektir. Öncelikle davacı taraf fatura konusu hizmeti verdiğini ispatlayacak ardından davalının ödeme yapıp yapmadığı üzerinde durulup dosya kapsamına göre karar verilecektir. Oysa ki alınan bilirkişi raporunda; davacı yanın aleyhine defter ve kayıtlarına göre davalıdan alacağının bulunmadığı, takip konusu faturaların tahsil kaydının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının talebi gibi tanık dinlenilse dahi defter ve kayıtlarında alacaklı görünmediğinden uyuşmazlık yine davacı yanın aleyhe olan defter ve kayıtlarına göre tahsil kaydının değerlendirilmesi noktasında toplanacaktır. Hal böyle olunca ilk aşama olan hizmet teslimi usul ekonomisi gereği ayrıca araştırılmaya gerek görülmemiştir. Öte yandan faturalar ———- altında olduğundan vergi kayıtları da celp edilmemiştir.
Uyuşmazlık noktalarından diğeri, ikinci aşama olan sehven tahsil kaydı iddiasının nasıl değerlendirileceği ve bu hususta davalı yana yemin teklifinde bulunulup bulunulmayacağıdır. Davacı taraf rapora itirazında muhasebesel hatalar sebebi ile bu kaydın yapıldığını beyan etmiş olup, muhasebesel hataların giderilmesi yönünde gelinen aşama itibariyle defter ve kayıtlarda herhangi bir düzeltme dahi yapılmamıştır. Hal böyle olunca bu iddiası Mahkememizce yerinde görülmemiştir. Öte yandan Yemin teklifinde bulunulması için öncelikle; iddianın kesin delillerle ispat edilememiş olması, iddianın ispatı için gösterilen takdiri delillerin de hakimde hüküm verilecek derecede kanaat getirmemesi gerekmektedir. Ticari defterler ise kesin delillerdendir. HMK’nın 222. Maddesi: “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” hükmünü haizdir. Bu durumda davacı taraf hizmet teslimini ispatlasa bile, defter ve kayıtları kendi aleyhine kesin delil niteliğinde olduğundan, ödeme hususunda ispat yükü kendisinde olan davalı yan, davacı defter ve kayıtlarına göre ödeme yaptığını ispatlamış bulunacaktır. Kaldı ki son aşamada(ödeme) ispat yükü davalıda olduğundan davacının yemin teklif etme hakkı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının yemin teklifi Mahkememizce uygun bulunmamış, ticari defterler kesin delil niteliğinde olduğundan hizmet teslimi gerçekleşmiş olsa bile ödemenin davalı yanca yapıldığı kanaatine kesin delillerle ulaşılmış olunacağından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Nitekim benzer mahiyette ————– Sayılı ilamında açıkça: “Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporundan da açıklandığı üzere, davacının keşide ettiği faturalar davalının, sahibi lehine delil niteliğinde bulunan ticari defterlerinde kayıtlıdır. Bu sebeple teslim olgusunun davacı tarafından kanıtlandığı izahtan varestedir. Davacının ticari defterlerinde ise davaya konu fatura bedellerinin tamamının davalı şirketten tahsil edildiği kayıtlıdır. Davalının ticari defterlerine göre, davalı şirketin davacı yana ————- borcu bulunmakta ise de davalı, ödeme savunmasını davacının defterlerindeki kayıtlarla ispat etmiştir. Tacir olan davacının kendi kayıtlarına göre, davalının fatura bedellerini ödediği kayıtlıdır. Davacının defterindeki ödeme kaydına rağmen, davalının ödemeyi tekrar ispat etmesi beklenemez. Davalı ödeme makbuzu sunamamış ise de davacının kendi defterinde ödeme kaydı bulunduğu dikkate alındığında, davacının ödeme savunmasını kanıtladığının kabulü gerekir. ——— davalıya düzenlediği tüm faturaların ödendiğine dair davacı defterlerindeki kayıt dikkate alındığında, davalının ayrıca mal iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. Tedbirli bir tacirin, ödeme gibi önemli bir kaydı defterlerine sehven kaydettiğine dair savunmasına itibar edilemez.” gerekçesi ile Mahkeme kararını uygun bulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davanın faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, davacı yanın aleyhe olan defter ve kayıtlarına göre tahsil kaydıyla davalı yan adına düzenlenen borcun sıfırlanmış olduğu, davacı yan hizmet teslimini ispatlasa dahi ödeme definde ispat yükü kendisinde olan davalının kesin delillerle (davacının aleyhe olan defter ve kayıtları) ödemeyi ispatlamış olacağından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 204,66-TL harcın mahsubu ile artan 150,26-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.07/07/2020