Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/175 E. 2020/397 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/175 Esas
KARAR NO : 2020/397
DAVA : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/02/2017
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların yüklenici olarak iş yaptığı, ———— adresinde bulunan inşaat şantiyesindeki otopark ve havuz duvarlarındaki ve zeminlerindeki su sızıntılarının giderilmesi ve———— marka her bir set —-olmak üzere toplamda— set olmak üzere —-yalıtım enjeksiyon kimyasal malzemesi kullanılarak adreste – gün süre ile işçilik yapıldığını, davalılar ile işe başlamadan önce uygulanacak malzeme detayları ile izah edildiğini, uygulanacak malzemeye işçilik dahil edilerek——- üzerinden hesaplanacağının belirtildiğini, davalıların bu fiyatı kabul etmesi akabinde —— tarihli iş ve hizmet sözleşmesinin davalı şirket yetkilisi olduğunu beyan eden — imza altına alındığını, adreste yapılan işin sona erdiğinden, kullanılan malzeme ve işçilik bedeli olan —— kuruna göre —- dahil edilerek—- bedel —- tarihinde davalılara fatura edildiğini ve davalıların şirket adresine ———— gönderildiğini, davalıların adresine gönderilen faturanın, davalı şirket tarafından iade edildiğini, davalı şirket ile yapılan telefon görüşmelerinde akdedilen sözleşme şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığını, müvekkiline sözleşmeden doğan bir borçlarının bulunmadığını beyan ettiklerini, kendi araştırmalarına göre şirket yetkilisi olduğunu beyan eden —– şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, davalıların danışıklı hareket ederek borçtan kurtulmak maksadıyla çeşitli bahaneler ortaya sürdüklerini, davalıların borçlarını ödemeyerek müvekkili olan şirketi zarara uğrattığını, bu nedenlerle ————– alacağın fatura tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile davalılardan tahsiline, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin———— isminde inşaat yaptığını, otopark yan duvarlarından ve üst kısmından yağmurlu havalarda su aldığını, davacının duvarın bir kısmına deme amaçlı izolasyon yaptığını, ancak izolasyon yapılan yer ve yapılmayan yerlerin su aldığını, örnek izolasyon için bir takım malzeme getirdiğini ve bu malzemeleri şirkette çalışan müvekkili — teslim ettiğini, demo olarak yapılan ve su akıntısı giderilmeyen işten çalışan müvekkili .—————–sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili ———— Bünyesinde satış elamanı olarak çalıştığını, yetkili olarak imza sirküsünün olmadığını, bu nedenle … yönünden husumet itirazlarının olduğunu, otoparktaki akıntının durdurulması zamanındaki konuşmayı duyduğundan,——- getirdiği malzemeleri teslim almak için imza attığını, davacı şirketin malzemeleri kullandığını beyan ettiğinden, malzemeleri davacıların teslim aldığının açık olduğunu, davacı şirket yetkilisinin tüm işler karşılığı bedelin —– civarında olacağını belirttiği,örnek olarak yaptığı yerde dava miktarı olan ——– rakamı bulduğunu, tüm duvar yapılsa idi rakamın çok büyük ve rakamlara baliğ olacağını, fiyatların fahiş olduğunu, davacı şirket yetkilisinin duvarın bir kısmında örnek çalışma yapabileceğini belirttiği, akıntı durduğu takdirde işin kendisine verilebileceğinin söylendiği, daha sonra malzemelerin bir kısmını kullandığı, akıntının demo yapılan yerde ve duvar ve tavanda devam ettiğini, işin uygulanmasına geçilmediğini, işe başlanmadığından davacının gönderdiği faturanın iade edildiğini, örnek yapılan yerde dahi akıntı olduğunu, davacı şirkete bu nedenle işin verilmediğini, bu nedenle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle davalının yüklenici olarak işlerini üstlendiği yerin otopark ve havuz duvarlarında, zeminlerdeki su sızıntılarının giderilmesi amacıyla tarafların anlaşması bu kapsamda davacının alt yüklenici olarak üstlenmiş olduğu işin tamamlandığı iddiasıyla iş bedelinin tahsili için açılan alacak davasıdır.
Dosya kapsamında, ——- tarihli davalılardan —- işveren sıfatı ile imzası bulunan ——- mevcuttur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise işin deneme amaçlı yapılıp yapılmadığı, davacının ne kadar ürün kullandığı, işin tamamlanıp tamamlanmadığı, iş bedeli hususlarında toplanmaktadır. Nitekim davalı vekili cevap dilekçesinde işin deneme amaçlı olduğunu, örnek bir yerde denendiğini ancak akıntı geçmediğinden işin uygulanmasına hiç geçilmediğini, fatura fiyatının fahiş olduğunu beyan etmektedir. Bu kapsamda uyuşmazlığın çözümü için İnşaat Mühendisinden rapor tanzim edilmesi ve davacının talep edebileceği alacak miktarı yapılan iş incelenmek suretiyle malzeme ve işçilik hesabı yapılarak hesaplanması gerekmektedir. Zira davalı taraf işin hiç yapılmadığını, davacı şirket yetkilisinin toplam işi ———– olarak belirttiği halde deneme amaçlı yapılan yer için tanzim edilen fatura bedelinin de fahiş olduğunu beyan etmektedir. İş ve hizmet sözleşmesinde davalı şirketin kaşe ve imzası bulunmadığından aralarında fiyat anlaşmasının da olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce ——– tarihli celsede davacı vekiline defter incelemesi için bilirkişi ücreti yatırması yönünde süre verilmiş, davacı taraf bilirkişi ücretini yatırmamıştır. Ancak bu ara karar ihtaratlı olmadığından ayrıca inşaat mühendisi bilirkişi aracılığıyla da rapor tanzim edilmesi gerektiğinden Mahkememizce — tarihli celsede davacı vekiline yeniden bilirkişi ücretini yatırması için ihtaratlı kesin süre verilmiş, yine davacı tarafça kesin süreye rağmen bilirkişi ücreti yatırılmamıştır. Bu süreçte tanıkların dinlenmesi talep edildiğinden———— tarihli celsede davacı tanığı dinlenmiş, davacı asilin hazır olduğu duruşmada beyanı alınmıştır. Davacı asil hazır olduğu duruşmada bilirkişi ücreti yatırmayacağını mevcut dosya kapsamına göre karar verilmesini talep etmiştir.
Bilindiği gibi kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir. ——— Adliye Mahkemesi ———– ilamında: “Bu durumda, kesin sürenin verildiği tarih itibariyle dosya kapsamında henüz bilirkişi raporu alınma zamanı gelmediğinden alacaklı tarafın hak arama hürriyeti ve savunma hakkı kısıtlanmıştır. Kesin sürenin amacı, davaların uzamasını engellemek olup, şu haliyle davanın uzamasına da sebebiyet verilmemiştir.” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararını haksız bulmuştur. Her ne kadar —- tarihli celsede tanık dinlenmeden bilirkişi ücreti yatırılması yönünde ara karar oluşturulmuş ise de ve bu kapsamda henüz bilirkişi raporu alınma zamanı gelmediğinden kesin sürenin sonuçlarının doğmayacağı düşünülse bile, davacı asil ———— tarihindeki celsede açıkça bilirkişi ücretini yatırmayacaklarını ve mevcut dosya kapsamına göre karar verilmesi talep etmiştir. Hal böyle olunca dava konusu uyuşmazlığın bilirkişi incelemesi yapılmadan çözümlenmesi mümkün olmadığından, Mahkememizce davanın reddine karar verilmiştir. Davalı ——— sözleşmede imzası bulunduğundan davalının husumet itirazı yerinde bulunmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında alt yüklenici- yüklenici ilişkisi kurulduğu, bu kapsamda davanın; davalının yüklenici olarak işlerini üstlendiği yerin otopark ve havuz duvarlarında, zeminlerdeki su sızıntılarının giderilmesi amacıyla tarafların anlaşması ve davacının alt yüklenici olarak üstlenmiş olduğu işin tamamlandığından bahisle iş bedelinin tahsili için açılan alacak davası olduğu, davalının dilekçe içeriği incelendiğinde,davacı şirket yetkilisinin işin tamamının yapılması halinde ————tamamlanabileceğini, ancak işin tamamı yapılmadığı halde davacı tarafından talep edilen fatura bedelinin fahiş olduğunu beyan ederek itiraz ettiği, bu durumda varsa talep edilebilecek alacağın tahsili için inşaat mühendisi bilirkişi marifetiyle rapor tanzim edilmesi gerektiği, davacının kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığı, ————- tarihli celsede de bilirkişi ücretini yatırmayacağını, mevcut dosya kapsamına göre karar verilmesini talep ettiği anlaşılmış, dosyanın bu haliyle uyuşmazlığı çözüme elverişli olmaması, bilirkişi incelemesi yapılması gerekliliği dikkate alınarak davanın esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 187,43-TL harcın mahsubu ile artan 133,03-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı şirket yetkilisinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.30/06/2020