Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1411 E. 2022/111 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1411 Esas
KARAR NO : 2022/111

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olanAlacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin müvekkili şirket tarafından— tarih ve 59.677,50-TL tutarındaki faturayı ödemediğini ve yapılan icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davacı şirketin iştigal konusunun— işi olduğunu, davacı ile davalı arasında 01.04.2012 tarihli iş sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereğince davacının edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, davacının yapmış olduğu iş bedelinin toplam — olduğunu, davalı tarafından —-ödeme yapıldığını, bakiye borcun ödenmediğini, söz konusu alacağa TTK 1530. Maddesi gereğince faiz işletilebileceği belirterek davalarının kabulü ile icra takibine itirazın iptaline, icra takibinin devamına, haksız yere itiraz eden davalının %20 oranında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ——-sözleşmeye uygun davranmadığını, işi süresinde teslim etmediğini, teslim ettiği işlerin ise — tarafından sürekli iade edildiğini, işi teslim etmeden terk ettiğini, dava konusu işin başka bir—- tarafından tamamlandığını, davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle davalının davacıya borçlu olmadığını, dava konusu edilen faturanın müvekkili şirkete teslim edilmediğini, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, verilen iş bitirme belgesinin fiili durumu göstermediğini belirterek davanın zamanaşımı yönünden reddine, aksi takdirde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; TBK 477/2 maddesi gereğince iş sahibi bir bildirimde bulunmaz ise eseri kabul etmiş sayılacağını, davalının bu şekilde bir bildiriminin olmadığını, davacının işi bitirerek davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından sözleşmenin feshedildiğine ilişkin veya ayıplı ifaya ilişkin herhangi bir ihtar gönderilmediğini– tarafından davalının hakedişlerinden herhangi bir kesinti yapılmadığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 2. cevap dilekçesinde özetle; davacının sözleşmede belirlenen sürede işi bitirmemesi, —tarafından davacının — devamlı iade edilmesi nedeniyle işin kalan kısmının dava dışı başka bir şirkete tamamlatılmış olması ve davacının—- nedeniyle bakiye kısmın uğranılan zarara karşılık mahsup edildiğini, davacının sözleşme gereğince işi eksiksiz tamamlaması gerektiğini, davacının işi eksiksiz tamamlayamadığından davalıdan talepte bulunamayacağını, davacının işten el çektiği andaki işin yüzdesinin belirlenmesi gerektiği, ayrıca işin zamanında yapılmamasından kaynaklanan iş veren zararının davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davacı vekili tarafından — tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Huzurdaki yargılamada her ne kadar davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali talep edilmiş ise de; söz konusu davayı tamamen ıslah ederek alacak davasına dönüştürdüğünü, huzurdaki davanın alacak davası olarak devamına, davalıdan 75.112,97 TL’nin dava tarihinden itbaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Islah dilekçesinin usulüne uygun olduğu dikkate alınarak davaya alacak davası olarak devam olunmuştur.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek 20.11.2019 tarihli bilirkişi raporu dosyaya alınmıştır raporda özetle; dava konusu olayda, davacı tarafın davalı ile yapmış olduğu sözleşmeye uymadığı ya da ihlal ettiğine dair somut bir veriye rastlanılmadığı, davacı tarafından— tarafından gönderilen —arasındaki tarihlerde onaylandığı, davalı —– hesaplarında görülen– tutarındaki ödemenin dayanağı olabilecek bir belgenin inceleme sırasında tespit edilemediği, sonradan da dosyaya sunulmadığı, belgesi sunulamayan bu ödemenin düşülmesi ve davacının düzenlediği faturaların kayıt sırasında eksik yazılan –. ilave edilmesi sonucunda, davacı ile davalı firmanın cari hesap bazında hesapların birbirini tuttuğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların toplam—-, davalı tarafından davacı tarafa yapılan ödemelerin –, sonuç itibarı ile davacının davalı firmadan cari hesap bazında –alacaklı olduğu, huzurdaki davanın konusu davacı tarafından –tarihli 59.677,05 TL tutarlı faturaya dayalı olarak– numarası ile başlatları takibe davalının itirazı üzerine, itirazın iptali davası olmakla, takibe dayanak olurak gösterilen faturanın davacı kayıtlarında olmadığı, böyle bir faturanın düzenlenmediği anlaşıldığından, dayalının faturaya dayalı alacak takibine vaki itirazının yerinde olduğu, faturaya dayalı asıl alacak mevcut olmadığı için, ferilerine yapılan itirazın da yerinde olduğu şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek —— tarihli ek rapor dosyaya alınmıştır. Ek raporda özetle; dosya muhtevasında sözleşme konusu işin gecikmesi ile ilgili olarak kök raporda da yer aldığı gibi, davalı tarafından davacıya gönderilmiş herhangi bir ihtara, ——, yaptırıma veya sözleşmenin feshine rastlanmadığı, bu konudaki kök rapordaki görüşün muhafaza edildiği, davacı tarafın —–sandıkları tek tek incelendiğinde birbirleriyle uyumlu oldukları — kapsamında yapılması gereken– yaptığının görüldüğü ve yine dava dilekçesinde belirtilen toplam — olduğu dikkate alındığında işin yaklaşık %41’inin davacı firma tarafından yapılarak raporlandığı, tarafların ticari kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonrası kök raporda da belirtildiği gibi davacının davalıdan 59,677,05 TL alacaklı olduğu, davacının davasını ıslah sonrası, davalıdan cari hesap olarak tespit olunan 56.677.05TL tutarındaki alacağını talep edebilece; davacının yukarıda tespit olunan alacağına, dava tarihi olan 28.12.2017 taribinden itibaren başlamak üzere avans faizi oranında faiz talep edebileceği şeklinde rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin bilirkişi ek raporuna itiraz etmesi nedeniyle mahkememizin— tarihli ek bilirkişi heyet raporunda jeoloji mühendisi bilirkişisi tarafından toplam —olduğunu davacının—- yaptığının rapor edilmesi dikkate alınarak— dava konusu sözleşme kapsamında olup olmadığı, sözleşme kapsamında ise bedelinin ne kadar olduğu, davacının bu edimi yerine getirip getirmediği, ne kadarının yerine getirildiği, ne kadarının yerine getirilmediği bu edim yönünden yüzde kaç oranında işin yapıldığı ve bu oran için davacının ne kadar ödemeye hak kazandığının ayrıntılı bir şekilde belirlenmesi, belirlenen bu bedelin davacının alacağından mahsup edilip edilemeyeceği, bu eksiklik nedeniyle davalının davacıya herhangi bir ihtarda bulunup bulunmadığı dikkate alınarak hüküm kurmaya elverişli gerekçeli ek rapor alınmasına, 3-Bilirkişi heyetinden 28/06/2020 tarihli ek raporda davacının cari hesap alacağını 56.677,05 TL olduğunun belirtildiği ancak bu hesaplamanın nasıl yapıldığının anlaşılabilir olmadığı, davacının alacağının nasıl hesaplandığının gerekçeli bir şekilde açıklanmasını, ayrıca davacı vekilinin ıslah dilekçesinde 75.112,97 TL talep ettiği, dava dilekçesinde muhtelif tarihlerde tebliğ edilen bir kısım faturalar nedeniyle ödenmeyen “cari hesap alacağını” ilişkin olarak alacak davası olduğu dikkate alınarak davacının asıl alacağa faturaların tebliğ edildiği tarihten itibaren faiz talep edilip edilemeyeceği, talep edebilecek ise ne kadar faiz talep edebileceğinin hesaplanmasının istenilmesine,…” şeklinde ara karar oluşturularak dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek 17.09.2021 tarihli ek rapor dosyaya alınmıştır. 2. ek raporda da önceki rapordaki görüşlerin tekrar edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı her ne kadar davayı itirazın iptali davası olarak açmış ise de; usulüne uygun sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile davasını ıslah ettiği ve alacak davasına dönüştürdüğü anlaşıldığından davaya alacak davası olarak devam olunmuştur. davacı ile davalı arasında — sözleşme düzenlendiği ihtilafsız olup, ihtilaf konusu ise bu sözleşmenin süresinde ve ayıpsız yerine getirilip getirilmediği ve davacının bakiye alacağının olup olmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesinde yüklenici işi sözleşmede belirtilen şartlara uygun şekilde yapıp teslim etmekle, iş sahibi ise sözleşmede belirlenen bedeli ödemekle yükümlüdür. Ayrıca yüklenici tarafından işin eksik veya ayıplı yapılmış olması halinde de süresi içerisinde iş sahibi tarafından yükleniciye bu eksik ve ayıplı işler ile ilgili ihtarda bulunulması gerekmektedir. Aksi takdirde işin eksiksiz ve ayıpsız teslim alındığı kabul edildir. Yine iş sahibi işi teslim alırken saklı tutmaz ise gecikmeden dolayı cezai şart talep edemeyecektir. Somut olayda, her ne kadar davalı tarafından işin eksik ve ayıplı yapıldığı bu nedenle davalının zararının oluştuğu savunmasında bulunulmuş ise de, davalı iş sahibi tarafından eksik iş ve ayıplı iş ile ilgili davacıya herhangi bir ihtar gönderilmemiştir. O halde davalının ifasını bu şeklide kabul ettiği varsayılmadır. Bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davacı tarafından –projenin % 41 oranında—–davacı tarafından tamamlanarak davalıya teslim edildiği belirlenmiştir. O halde yapılan iş bedeli bulunarak davalının yapmış olduğu ödemler mahsup edildikten sonra bakiye kalan kısmın davacı tarafından talep edilebileceği kabul edilmelidir. Bu şeklide yapılan değerlendirmede ise davacının davalıdan 59.677,05 TL alacaklı olduğu belirlenmiş olduğundan bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 59.677,05 TL’nin dava tarihi olan 28.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 4.076,54-TL harçtan davacı tarafından yatırılan 907,19 TL peşin harç ile — tamamlama harcın mahsubu ile bakiye –davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 907,19 TL peşin harç ve 1.282,74 TL tamamlama harcın toplamı olan– davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 3.380,35 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%79,45 Kabul %20,55 Ret) — davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama giderleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden — göre davacı vekili için takdir olunan– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden–göre davacı vekili için takdir olunan –vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.