Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1401 E. 2019/1215 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1401 Esas
KARAR NO : 2019/1215

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2017
KARAR TARİHİ : 19/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı şirket arasında patlayıcı madde alımı hususunda anlaşma yapıldığı, bu anlaşmaya istinaden ekte sunulan, ——-alınan,——– sayılı dört adet patlayıcı madde satın alma ve taşıma izin belgelerine istinaden, davacı şirketin—– merkezde bulunan patlayıcı madde deposundan, emniyet personeli eşliğin de ekte sunulan —————- dört adet irsaliyeli faturalar ile toplamda 9.426 TL’lik patlayıcı madde davalının iş yaptığı ———— sahasına teslimi yapıldığı, bu mal satımına ilişkin davalının, bakiye 7.096,00 TL’yi davacının tüm aramalarına rağmen ödemediği, davacı şirket tarafından Kahramanmaraş ——.Noterliğinin —– tarih ve ——- yevmiye nolu ihtarnamesi ile ödemenin yapılması istenilmiş ise de ihtarnamenin tebliğine rağmen ödeme yapılmadığı gibi bir cevap da verilmediği, davalı şirkete toplamda 113.396,00 TL’lik mal satışı yapıldığı, bu satışa istinaden 106.300,00 TL ödeme yapıldığı, ancak son dört adet mal satışına ilişkin faturadan 2.330,00 TL ödemede bulunduğu, bakiye 7.096,00 TL’nin ödenmediği, ödenmeyen 7.096,00 TL borçtan dolayı davalı hakkında İstanbul Anadolu ———-.İcra Dairesinin ——– esas sayısında icra takibi başlatıldığı, davalının haksız ve iyi niyetli olmayarak takibe itiraz ederek alacağın tahsilini geciktirme yoluna başvurduğu, ayrıca davalının faize itirazının yersiz olduğu, davalının ihtar ile temerrüde düşürüldüğü, davalının haksız olarak alacağın tahsilini geciktirdiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davalının vaki itirazının iptali ile İstanbul Anadolu—-.İcra Dairesinin ——– esas sayılı icra takibinin devamına, 7.096 TL asıl alacak ve ihtarname tarihinden itibaren işleyecek——– üzerinden icra takibinin devamına, davalının, itirazın iptali halinde %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı alacaklının 7.096,00 TL tutarında ticari ilişkiye dayalı olduğu iddiasıyla İstanbul Anadolu ———.İcra Müd. 2017/25119 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlattığı, gönderilen ödeme emrinin davalıca tebliğ alınmasından sonra işbu haksız takibe davalı adına itirazların sunulduğu, davacı yanın iddiasının aksine, davalının, davacıya, ticari ilişki kaynaklı hiçbir borcunun olmadığı, davalı şirketin birçok önemli projeye imza atmış değerli bir kuruluş olup tüm ödemeleri gerçekleştirdiği, bu sebeple de davalı tarafça, davalı aleyine ikame edilen takibe konu borca ve tüm fer’ilerini de kapsar şekilde itiraz edildiği, davalının davacıya borcu bulunmadığından davalı aleyhine ikame edilen takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacı yanın işbu haksız takibi nedeniyle asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetinin talep edildiği, bu nedenlerle, davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacının başlatmış olduğu faturaya dayalı İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğü’nün 2017/25119 E. sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri 05/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde 12/12/2017 tarihinde itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Takibin 7.787,59-TL asıl alacak, 61,61-TL işlemiş faiz üzerinden başlatıldığı, davanın ise 7.096,00-TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce tarafların ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, davacı tarafın defterlerinin ———— bulunması sebebiyle talimat yazılmasını talep ettiği görülmüş, davalı taraf ticari defterlerini belirlenen gün ve saatte Mahkememize ibraz etmiştir. Mahkememiz tarafından re’sen seçilen Mali Müşavir bilirkişinin 24/12/2018 tarihli raporunda özetle: “Tüm dosya mevcudu, davalı yana 2015-2016 yılına ait ticari defterleri, dava ve icra dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle; davalı yana ait 2015-2016 yıllarına ait ticari defterlerinin takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, incelenen toplam 9.409,16-TL’lik faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yana ait 2016 yılı defterlerde 30.04.2016 tarihinde yapılan 51.244,27-TL ödeme ile borç bakiyesinin kapandığı, davalı yan ticari defter kayıtlarına göre davacı yana 3 adet fatura miktarı olan 7.096,08.-TL borçlu olduğu, davacı yanın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde durumun netlik kazanacağı, Tarafların diğer taleplerinin sayın mahkemenizin takdiri içinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu sunmuştur.
Mahkememizin 07.05.2019 tarihli ara kararı ile takip tarihi itibariyle borç-alacak hususunun tespit edilmesi gerektiği, davalının 2017 yılı defterlerinin incelenmediği anlaşılmakla davalının defterlerinden 2017 yılının da incelenmesi için ara karar oluşturulmuş olunup, bilirkişi ek raporunda özetle; “Tüm dosya mevcudu, davalı yana 2017 yılına ait ticari defterleri, dava ve icra dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle davalı şirkete ait 2017 yılları ticari defterlerinin yeni TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır. (HMK Md.222/2) davalı yan 2017 yılı cari hesap ekstresinde herhangi bir hareket olmadığı, 2016 devir bakiyesinin 2017 yılına devredildiği, ticari defter kayıtlarına göre davacı yana 7.096,08.-TL borçlu olduğu, davacı yanın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde durumun netlik kazanacağı, tarafların diğer taleplerinin sayın mahkemenizin takdiri içinde olduğu sonuç ve kaanite varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize ibraz etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince, davacının ticari defterlerinin incelenmesi için ———-talimat yazılmış olup, talimat mahkemesince —-bilirkisinden alınan —–tarihli bilirkişi raporunda özetle: “Davacı yan —– yılları ticari defterlerini elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığının sistemi üzerinden tuttuğu ve ilgili dönem kayıtlarını sisteme zamanında yüklediği, davacı yan ticari defterlerinin elektronik ortamda sistem üzerinde tuttuğundan Kapanış Tasdiki zorunluluğu olmadığı, davacı yan ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 7.787,59-TL alacaklı olabileceği, davacının davaya konu ettiği faturaların tamamının her İki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının yapmış olduğu kayıtların davalı ticari defterlerinde 691,51TL lik kısmının olmadığı bu kayıtların yüce mahkemenizce kabul edilmemesi halinde davacının dava konusu alacak tutarı olan 7.096,00TL nin davalının ticari defterlerinin borç tutarı ile örtiiştüğü kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu talimat mahkemesine sunmuştur.
Davalı vekili ek bilirkişi raporuna ve talimat mahkemesinden alınan bilirkişi raporuna itiraz etmiş olup, hesaplamaların hatalı olduğu, tespitlerin hatalı olduğunu beyan etmiş ancak buna ilişkin herhangi bir delil sunmamış, alınan bilirkişi raporları da denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmakla yeni bilirkişi raporu alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın/hizmetin davalı tarafça teslim alındığına karine teşkil eder.Mal/Hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir. Davalı bu hususu ancak yazılı delillerle ispat edebilir.
Bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davalı taraf takibe konu faturaları kendi defterlerine kaydetmiş olup, her iki tarafın defter kayıtları dava değeri ve takibe konu faturalar itibariyle birbiriyle örtüşmektedir. Davalı tarafça davacıya borcu bulunmadığı yönünde beyanda bulunulmuş ancak takip konusu faturayı kendi ticari defterlerine kaydederek malın/hizmetin teslim edildiğine ilişkin ispat yükünü davacı tarafın üzerinden alan davalı taraf, defterlerine kaydettiği faturaya itiraz ettiği veya iade faturası düzenlediği yönünde her hangi bir savunmada bulunmamış, cari hesap kayıtlarında da davacıya 7.096,08-TL borçlu olduğu anlaşılmış ve karinenin aksini ispat için yazılı belge de sunmamıştır. Bu nedenle fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir. Hal böyle olunca karine gereği ispat yükü davalı taraf üzerinde kalmış ve davalı taraf borçlu olmadığını, ödeme yaptığını ispatlayamamıştır. Öte yandan davacı işlemiş faiz ve alacak talebinin bir kısmını itirazın iptali davasına konu etmediğinden davanın değeri itibariyle tam kabulüne itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, takip tarihine kadar olan işlemiş faiz alacağının takip tarihi itibariyle asıl alacak olarak dava değerine eklenilmesi gerekmekte olup, ihtar tarihinden tahsil tarihe kadar işlemiş faize hükmetmek itirazın iptali davalarının niteliği gereği mümkün bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı dava dilekçesinde ihtar tarihinden itibaren reeskont faiz işletilmesini talep etmiş ise de takip tarihine kadar olan kısım yönünden herhangi bir harç yatırmadığı ve dava değerine eklenmediği anlaşılmakla takip tarihinden tahsil tarihine kadar işlemiş faize hükmetmek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle malın/hizmetin eksiksiz biçimde davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmış, malın teslim alınmadığına ilişkin ispat yükü kendisine ait olan davalının aksini ispata yarayan yazılı belge sunmaması ve ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmaması nedeniyle davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, davacı ihtarname tebliğinden takip tarihine kadar olan işlemiş faiz talebini ve alacak talebinin bir kısmını dava değerine dahil etmediğinden ve bu alacak kalemleri yönünden harç yatırmadığından davanın değeri olan 7.096,00-TL üzerinden davanın tam kabulüne, itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE,
1-Davacının, İstanbul Anadolu——. İcra Müdürlüğü’nün 2017/25119 E. Sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 7.096,00-TL asıl alacak üzerinden yıllık %8,75 ve değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 484,73-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 81,19-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 403,54-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 81,19-TL peşin harç olmak üzere toplam 112,59-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.455,40-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından, bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden——- göre davacı yararına takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.