Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1395 E. 2020/940 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1395 Esas
KARAR NO : 2020/940
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde dava dışı —- sevk ve idaresinde bulunan müvekkiline ait — plakalı, —marka —– model aracın, davalı —- tarafından sevk ve idare edilen —– plakalı aracın, önünde durup da müvekkiline yol veren aracı beklemeyerek ters yöne girip hatalı sollama yaparak müvekkiline ait dava dışı —– idaresindeki araca çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında müvekkiline ait aracın ağır hasar gördüğünü, aracın hareket kabiliyetinin kaza sonucu tamamen ortadan kalktığını, hasar gören parçaların değiştirilmesi, diğer yandan tamir edilerek ve boyanacak işlemler dolayısıyla serviste kaldığını, bu süre boyunca kullanılamadığını, müvekkilinin hasara uğrayan aracın henüz bir yıl evvel—– tarihinde almış olduğunu, kaza tarihine kadar aracın tüm bakımlarını zamanında ve yetkili servisinde yaptırdığını beyan ile, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla ileride artırılmak üzere, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı karşılığı olarak ——– dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın, ticari dava niteliği taşımadığını, Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli bulunduğunu, davaya görev yönünden itiraz ettiklerini, dava dilekçesinin ——- tarihinde müvekkili şirkete tebliğ olduğunu, davacı her ne kadar aracında değer kaybı meydana geldiğini iddia etmişte olsa da aracında değer kaybı meydana geldiğini ispatlar nitelikte hiçbir delile dayanmadığını beyan ile, görevsizlik itirazının kabulünü, görevsizlik sebebiyle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafından davaya konu olaya ilişkin davadan önce müvekkili şirkete sigorta poliçesine dayanılarak herhangi bir müracaat yapılmadığını ve hasar dosyası açtırılmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen —- plakalı aracın müvekkili şirket tarafından —- tarihleri arasında geçerli olan ————- sigorta teminatı altına alındığını, bu sigorta poliçesinden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, maddi zararlarda araç başına azami —- ile sınırlı olduğunu, sigorta teminatı altına alınan ——– sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun ve dolayısıyla müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, kusur tespiti ve değer kaybı zararının belirlenmesi gerektiğini beyan ile, açılmış bulunan iş bu davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddini, bu talebin kabul edilmemesi durumunda, öncelikle davacı delillerinin müvekkili şirkete tebliğini, tüm delillerin toplanmasını takiben dosyanın, kusur tespiti ve değer kaybının tespiti için konusunda uzman ve ehil bilirkişiler kanalı ile inceleme yapılmasını, değer kaybına ilişkin yapılacak inceleme aşamasında dilekçede belirtilen kriterler çerçevesinde değerlendirme yapılmasını, müvekkili şirketin tazminat ödemesine karar verilmesi halinde, sorumluğunun açıklanan çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağını, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalı ——– usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacıya ait araç ile davalıların işleteni,sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın ——– tarihinde karıştığı kazada davacıya ait araçta hasar sebebiyle değer kaybı meydana geldiği iddiasıyla açılan maddi tazminat davasıdır.
Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine başvurmadığı ancak bu dava şartının tamamlanabilir dava şartı olduğu anlaşıldığından, davacı vekiline ön inceleme duruşmasında davalı sigorta şirketine başvurması için kesin süre verilmiş, davacı tarafın celse arasında —– tarihinde davalı yana şimdilik —- üzerinden değer kaybı tazminine ilişkin başvurduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce hasar dosyası celp edilmiştir, —–tarihli duruşmada hazır bulunan davacı tanığı —–dinlenilmiş olup, tanık ——— beyanında özetle: “Trafik kazasının olduğu yerin karşısında iş yerinin olduğunu, o esnada yolu seyrettiğini, kaza yapan kızın tali yol olan ——– geçmek için yolda beklediğini, sokağın başında durduğunu ve sağını solunu kontrol ettiğini, o esnada ——istikametinden gelen ve —- bulunan servis —- kullanmış olduğu araca geç dediğini, —— sol tarafını görmesinin mümkün olmadığını, çünkü minibüs yolun görüntüsünü kapattığını, davalıya ait aracın da ana caddede minibüsü beklemediğini, arkasındayken önüne geçtiğini, —– kendi yoluna geçtiği zamanda kaza olduğunu, kazayı yapan şahsın hatalıyım dediğini, olay yerine dükkanının yakın olması sebebiyle her şeyi çok net bir biçimde gördüğünü” beyan etmiştir. Tanık —– Beyanında özetle; ” Kendisinin araç sürücüsü olduğunu, annesinin yanında olduğunu, ———- çıkarak yolun soluna geçeceğini, sağını solunu kontrol ettiğini, sol tarafa dönerken her iki tarafın kendisine yol verdiğini ancak bir anda —– arkasındaki aracın sollama yapması nedeniyle kazanın gerçekleştiğini, kendisinin ——– arkasını göremediği için şeridine geçerken kendi şeridine sollama yapan davalıya ait aracın geçmesi nedeniyle kazanın olduğunu” beyan etmiştir. Davalı —- dinlenen tanıklardan —– tanık listesinde bulunmaması sebebiyle dinlenmemesi gerektiğini yine diğer tanığın araç sürücüsü olduğundan dinlenmemesi gerektiğini beyan etmiş ve——– vekili de benzer nitelikte itirazlarda bulunmuş ise de; araç sürücüsünün davada taraf olmadığı bu nedenle tanık olarak dinlenebileceği, HMK’nın 243. Maddesi gereği tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıkların dinlenebileceği göz önüne alındığında —–dinlenmesine engel olmadığı anlaşılmakla, esasen dinlenen tanıkların da kaza tespit tutanağınını birebir anlattığı, dosyaya ayrıca katmış oldukları bir beyanlarının olmadığı bu nedenle tanıklık yaptıkları hususların da dosyada mevcut delillerden farklı bir içeriğe sahip olmadığı anlaşılmıştır.
Tarafların kusur oranlarının tespiti ve değer kaybı tazminatı hesaplanması için makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin ——- tarihli raporunda özetle: “Mahal şartlarına, önündeki duraklayan aracı, kavşak şartlarını, dönüş yapan aracı dikkate almadan, kavşakta sollama yapan davalı sürünün dava konusu aracın sol yan kısmına çarpan davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, dava konusu aracın kendisine yol veren araç nedeniyle yola girerek dönüş geçtiği sırada meydana gelen olayda kusursuz olduğu kanaatine varıldığı, mevcut verilere göre; kusur yönünden dava dışı —-kusursuz olduğunu, davalı —– plakalı araç sürücüsü davalı —- %100 oranında kusurlu olduğunu, değer kaybı yönünden ——- tarihinde meydana gelen olaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin, —– plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ile uyumlu olduğunu, hasarın durumunun kazının oluş şekline alınan darbelere uygun olduğunu, davalı — yönünden yapılan değerlendirmede, dava konusu — plakalı aracın genel şartlar ekine göre yapılan hesaplamada —değer kaybı hesaplandığını, sürücünün kusur oranına isabet eden tutarın — olabileceğini, diğer davalılar yönünden serbest piyasaya göre değer kaybı ile ilgili yapılan değerlendirmede, dava konusu —– plaka sayılı araçta oluşan değer kaybı için davayı konu edilen ve davalı tarafın tazmin etmesi istenen toplam değer kaybı tutarının kaza tarihi itibariyle — olabileceğini, sürücünün kusur oranına isabet eden tutarın – —- olabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan raporda aracın kilometresi —- olduğu ve bu kapsamda değer kaybının genel şartlarına göre — olacağı tespit edildiği halde sehven kilometreyi — olarak değerlendirerek —–olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Fakat rapordaki hesap hatası mahkememizce giderilebildiğinden ek rapor alınmamıştır. Bilirkişi raporuna davalılarca itirazda bulunulmuş ise de; yukarıda bahsedildiği gibi tanıkların dosyaya kattığı beyanlarının olmadığı, kaza tespit tutanağının aynı şekilde anlatıldığı, kaza tespit tutanağına göre Mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki kusur tespitlerinin yeterli ve doğru olduğu kanaatine varılmış bu nedenle rapora itirazlar yerinde görülmemiş rapor doğrultusunda karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf —- tarihli dilekçesi ile rapora karşı beyan ve ıslah dilekçesi sunulduğu, ve dava değerinin —- olarak ıslah ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Islah dilekçesi davalılara tebliğ olmuş, Davalı—–süresinde ıslah dilekçesine karşı zamanaşımında bulunmuştur. Eldeki dava belirsiz alacak davası olarak açılabilecek davalardan olup, davacı taraf belirsiz alacak davalarında düzenlenen HMK’nın 107. maddesindeki talep arttırım müessesinden faydalanmayıp açıkça ıslah dilekçesi sunmuştur. Hal böyle olunca taleple bağlılık gereği zamanaşımı itirazının ıslah dilekçesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bilindiği gibi maddi hasarlı trafik kazalarında zamanaşımı olay tarihinden itibaren 2 yıldır. Eldeki davada kaza —– tarihinde meydana geldiğinden ve ıslah edilen kısmın kısmi dava olarak nitelendirilmesi gerekeceğinden zamanaşımını kesen haller dosyada mevcut olmayıp, —- tarihinde ıslah edilen kısmın zamanaşımının dolduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca — vekilinin zamanaşımı itirazı yerinde görülmüş ve —- üzerinden hükmetmek gerekmiştir. Nitekim benzer nitelikte ———- Sayılı ilamında açıkça: “Davacı tarafça eldeki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı ve yapılan arttırım işleminin açıkça ıslah olarak nitelendirildiği, sözlü ıslah işleminin —– tarihinde gerçekleştirildiği göz önüne alındığında, ıslah işlemine konu —– talebin zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir. —–yapılan açıklamalar kapsamında davalı vekilinin değinilen hususlarla ilgili istinaf isteminin kabulü gerekmiş ve ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
Her ne kadar bilirkişi tarafından değer kaybı genel şartlara göre —bulunmuş ise de; esasen kilometre dikkate alındığında —— şartlar dikkate alınmadığı takdirde ise aracın serbest piyasa koşullarında dava konusu hasardan önceki 2. El rayiç değeri ile hasardan sonraki 2. El araç rayiç değeri arasındaki fark ile yapılan hesaplamada —– olacağı anlaşılmıştır. Yargılama devam ederken — tarihli resmi gazetede yayınlanan—– sayılı kararına göre; 6704 sayılı kanunun 3.maddesiyle değiştirilen 90. maddesinin birinci cümlesinde yeralan “ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yeralan “ve genel şartlarda ’’ ibaresinin iptal edilmiş olması sebebiyle uygulanamayacaktır. Nitekim ————- ilamı bu yöndedir. ————–tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmiştir. Bu halde, değer kaybı hesabının yukarıda belirtilen —-uygulamasına göre kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ve bu bedele hükmedilmesi gerektiği bilirkişi raporunda da bu yönde yapılan hesapta davacının aracında—– değer kaybı meydana geldiği anlaşılmakla tüm davalılar yönünden bu miktar üzerinden——–karar vermek gerekmiştir.
Yine davacı taraf hem dava dilekçesinde hem ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiş olup, dava konusu hasar haksız fiil niteliğinde olduğundan araç işleteni ve sürücüsü yönünden olay tarihinden itibaren temerrüde düşüleceği bu nedenle talep gibi dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği anlaşılmış, sigorta şirketinin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemiş olması, yine başvuru dilekçesi incelendiğinde şimdilik —– talep edilmekle ıslah edilen kısım yönünden ıslahtan önce temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren faiz işletmek gerekmiş ve alınan rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan rapor doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, — değer kaybının —–davalılardan —— dava tarihinden diğer davalı — yönünden —– dava tarihinden bakiye ——ıslah tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı —- yönünden bakiye ——— zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 314,23-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40-TL harç ile, 70,00-TL ıslah harcı toplamından oluşan 101,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 212,83-TL harcın davalılardan————– müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı, 70,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 132,80-TL harç giderinin davalılardan———– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan toplam 998,50-TL yargılama giderinin davalılardan ————— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı ——- tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3.maddesine göre hesaplanan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya —— verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.17/11/2020