Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1343 E. 2021/1287 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1343 Esas
KARAR NO : 2021/1287
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/11/2017
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——seyir halinde iken denize düştüğü ve araç içinde yolcu konumunda bulunan —- vefatı ile sonuçlanan tek taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, davaya konu olayla ilgili ceza soruşturmasında sigortalı araç sürücüsü davalı —- asli kusurlu, olayın meydana geldiği yerden sorumlu davalı—-şirketinin ise tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini,—- yazılan yazı cevabında kazanın meydana geldiği yerden —bulunduğunun bildirldiğinii, bu şirketin —- faaliyetine devam ettiğinin anlaşıldığını, davalı —-maddi tazminat ödemesi yapıldığını ancak yapılan ödeme ile davacı eş ve kızı ——– maddi zararlarının karşılanmadığını, alınan ibranamenin fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla imzalandığını, kaza tarihinde müvekkillerinin desteğinin emekli aylığı aldığını ve ailenin geçimini sağladığını, eşi—- hanımı olduğunu, anne — müteveffa ve eş —–evde yaşadığını, tüm ihtiyaçlarının kazada ölen oğlu tarafından karşılandığını, oğlunun manevi desteğinden mahrum kaldığını, kızı —- devam ettiğini, —- olduğunu, hastalığını ağır geçirdiği bir dönemde babasını kaybettiğini, babasının manevi desteğinden yoksun kaldığını, davac—- olduğunu, bu süreçte babasının manevi desteğinden yoksun kaldığını belirterek, —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında aynı gün vefat eden davacılar desteği —- vefatı nedeni ile, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı eş —- maddi tazminatın davalı — yönünden temerrüt tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacı eş —-diğer davacılar müteveffanın çocukları ve annesi için ayrı ayrı —-olmak üzere toplam —- manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —-tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı taraflara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı—- cevap dilekçesinde, özetle; Davacılar tarafından dava öncesi başvuru yapıldığı, davacı eş —- maddi tazminatın —— tarihinde ödendiğini ve müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, ödenen tutarın güncellenmesi gerektiğini, davacılara ibraname karşılığı ödeme yapıldığını, hesaplama sonucu küçük bir fark çıkması halinde ibranamenin geçerli olacağını, müvekkilinin sorumlu olmayacağını, müteveffanın araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğini, kendi kusuru ile zararın oluşmasına sebebiyet verdiğini, müteveffanın alkollü olması sebebiyle araç içerisinden çıkamadığını araç içerisinde sıkışarak vefat ettiğini, yasal mevzuat gereği tazminatta indirim yapılması gerektiğini, ayrıca sigortalı araç sürücüsü ile arkadaş olan müteveffanın araç içinde hatır ile taşındığını, bu nedenle hatır taşıması indiriminin uygulanması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, öncelikle kazada kusur durumunun irdelenmesi ve davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını ispatlaması gerektiğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını, trafik sigortası genel şartlarında maddi tazminat hesaplamasının ——– yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ile dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, davacıların kaza nedeni ile elde etmiş oldukları rücuya tabi gelirlerin hesaplanacak tazminat miktarından tenzilinin gerektiğini, teminat tek olduğundan teminatın gerçek zararı karşılamaması durumunda teminatın paylaştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı —- dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından kiralanan dava konusu kazanın meydana geldiği yerin —— sorumluluk ve mülkiyetinde olduğunu, kiracı olan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davacı vekilinin hiçbir dayanağı bulunmayan afaki taleplerini kabul etmediklerini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkil şirketin Ceza dosyasından bilgisinin bulunmadığını, kusur durumuna itiraz ettiklerini ve öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacıların gelir elde edip etmedikleri, müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadıklarının, —- tarafından kendilerine bağlanan aylıkların tespitinin gerektiğini belirterek, davanın reddini yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —-tebligat yapılmış davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle,—- tarihinde meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan davacılar yakınının olay sonucu hayatını kaybetmesi sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin bulunmaktadır.
Dosya — sayılı görevsizlik kararı üzerine Mahkememize gelmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
—- yargılana davalı —- sanık hakkında—– oranında indirim yapılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, mahkemece verilen kararın kesinleştiği görülmüştür. Mahkeme karar gerekçesinde; —-olduğu bildirilen kanda alkol bulunmadığının rapor edildiği, kaza tespit tutanağında; —park alanından hareketle —-istikametine gitmek istediği sırada havanın yağmurlu ve ışıklandırmanın olmadığı çıkış yolunda yolu fark etmeyerek düz gitmesi neticesinde araçla birlikte denize düştüğü —- düzenlenen trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili kurallara uymamak kuralını ihlal ettiği tutanak altına alındığı, —- olay yeri inceleme raporunda, denize düşen araç bulunduğunun bildirilmesi üzerine olay yerine gelindiği, araç içindeki kişilerin çevrede bulunan şahıslar tarafından —– tarafından atılarak kurtarıldığı, araçta bir kişinin daha bulunduğu bildirildiğinden dalgıçların arama yaptığı, —-düştüğü yer olarak bildirilen —–beton satı alanı karanlık olması sebebiyle kurtarma çalışmalarınının itfaiye aracındaki —– yapıldığı, aracın denize düştüğü, alanın iskele tarzında yapılmış geniş bir alan olduğu , kenarlarında korumalık bulunmadığı,—– yeri tespit edildikten sonra sahil güvenlik birimleri dalgıçları tarafından itfaiye vinçi halatlarını bağlamak suretiyle su yüzüne çıkarıldığı, oto arka koltukta başı cama gelecek şekilde hareketsiz duran bir şahsın olduğunun görüldüğü, oto vinçle denizden tamamen çıkarılıp beton zemine alındığında otonun içinden yoğun bir şekilde deniz suyunun aktığı , oto kapısı kilitli olduğundan sol arka camı kırılarak maktülün çıkarıldığı, araç vitesin ikinci konumda olduğu, ön koltuk üzerinde bira kutusunun bulunduğu, kontak anahtarının takılı olduğu, dalgıçların otoyu deniz dibinde sırtüstü balçığa saplanmış halde gördüklerini beyan ettikleri ve araç üzerinde inceleme yapıldığı kayda alındığı, bilirkişi raporunda; olay yeri inceleme ve kamera görüntülerine göre sanığın, — gitmek istediği esnada —- metre ilerisinde bulunan —– şartlarını göz önünde bulundurmadan dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak seyrettiği, —– ihlal ederek kusurlu davrandığı, aracın ön kısımlarıyla denize düştüğü, kontrolsüz ve tedbirsiz bir şekilde hareket etmesinin kazanın meydana gelişinde etkinlik arz ettiği, —– kusurlu olduğu , kazanın meydana geldiği yerde sorumlu olan kuruluşlarında tali kusurlu olduğu, maktülün kazada etken durumda olmadığının rapor edildiği, maktül ile tanıklar ———-, sanığın alkolsüz olması ve aynı istikamete aracı ile gidecek olması nedeniyle maktül ile tanıkları evlerine bırakacağı bu nedenle sanığın aracına bindikleri, sanığın —- alanında aracıyla hareket ettiği, havanın karanlık olması nedeniyle park alanında düz devam ederek denize araçla düştüğü maktül dışındaki kişilerin araçtan çıktığı ve çevredekilerin yardımı ile denizden çıkarıldıkları, ancak maktülün çıkmadığı, olayın ilgili birimlere bildirilmesi sonucunda, dalgıçlarla yapılan arama sonucunda, sanığın sevk ve idaresindeki aracın denizden çıkarıldığı, maktülün arka koltukta başı yana yaslı halde bulunduğu, yapılan otopsi sonucunda suda boğulma neticesinde öldüğünün tespit edildiği , maktülün araçla denize düştükten sonra araçtan çıkaramayarak boğulduğu, olayın meydana geldiği balıkçı barınağı park alanında aydınlatma olmadığı, deniz kenarında korkuluk bulunmadığı, yol ve kıyıyı gösteren işaretlerin olmadığı, havanın yağışlı olduğu, bu durumda sanığın aracı kullanırken deniz kıyısında olduğunu dikkate alması, havanın karanlık oluşu, yol ile denizin birbirinden ayırt edilemediğini dikkate alarak, dikkatli bir şekilde aracını sürmesi yolun istikametinden emin olması gerekirken bu konuda tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak aracı ile denize düştüğünden maktülün ölümünde kusuru bulunduğu gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmiştir.
Davacı —- görevlileri ve — yürütülen soruşturmada, Savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, —– bilirkişi raporu alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekti belirtilerek savcılık tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararının kaldırıldığı, akabinde savcılık tarafından alınan bilirkişi raporunda özetle—— arasındaki hukuki ilişkinin, asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığı, müteveffaya karşı herhangi bir surette işveren sıfatını taşımayan, kazanın meydana geldiği alanın kontrol ve denetimini kaza tarihi itibarıyla elinde bulundurmayan —- meydana gelen kazadan hukuki sorumluluğunun bulunmadığı, meydana gelen kazada sadece—- hukuki sorumluluğunun olduğu, yönünde görüş bildirilmesi üzerine davalı şirket yetkilileri hakkında iddianame düzenlendiği ve açılan kamu davasının—— devam ettiği dosyaya celbedilen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Tarafların gösterdikleri deliller toplanmış, sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, davalı tanığı dinlenmiş, —- yapılıp yapılmadığı sorulmuştur. Gelen cevabi yazıda —- kesin kabulünün yapılmadığı bilgisi verilmiştir.
Dosya öncelikle —- kusur durumlarının tespiti yönünden rapor düzenlenmesi istenmiştir.—- tarihli yazısı ile; konunun dairenin görev ve ihtisas alanı dışında kaldığı beyan edilmiştir.
Akabinde dosya makine mühendisi bilirkişiye verilerek —– tarihli Rapor alınmıştır. Bilirkişi Raporunda;
—- alanının karayolu ve dava konusu olayın trafik kazası olduğu; bu nedenle de —– tarihli sözleşmenin yapıldığı; işbu davanın ise— yönlendirilmiş olduğu, —- arasındaki ilişkinin anlaşılamadığı; işbu raporda her iki şirketin aynı veya aralarında devir temlik olduğunun kabul edildiği, davalı sürücü —- yeterince dikkatli ve tedbirli olmadığı, yönetimindeki— plakalı — gece, yağmurlu havada, buharlı cam nedeniyle önünü göremediği halde ——– hareket ettiği ve denize düşerek — ölümüne neden olduğu için —- işlediği; ölümlü, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve %60 kusurlu olduğu, davalı—- müteahhitliğini yaptığı ve işlettiği—- aydınlatma ve betonunun sınırlarına——yapmadığı; trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü için —- kusurları işlediği, ölümlü, maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde tali ve %40 kusurlu olduğu, —-kesinleşmiş kararı ve kararın dayanağı —– tarihli bilirkişi raporundaki kusur değerlendirmesi ile işbu rapordaki kusur değerlendirmesinin uyumlu olduğu, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Dosya hesaplama yapılması için bilirkişiye verilerek — alınmıştır. Tarafların iş bu rapora itirazları üzerine ek rapor alınmasına karar verilmiş, davalı ——vekilince bu rapora da itiraz edilmiştir.
Davacılar vekili —– çıkardığını beyan ederek ıslah ettiği tutarların davalılardan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiş ve arttırılan tutarın harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Davalı —- Dilekçesi ile; davaya cevap dilekçesini ıslah ettiğini bildirerek kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün —– kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana gelen alanın — olmadığı, —- —–kapsamında olduğunu, alanın kıyı tesisi niteliğinde olduğunu, kazada ölen davacı yakınının alkollü olan araç sürücüsünün aracına binerek zararın meydana gelmesine artmasına sebebiyet verdiğini, olayda hatır taşıması bulunduğunu, kazanın engellenmesi yönünden müvekkili tarafından alınabilecek bir önlem ulunmadığını, ilgili yerin kiralama sınırı dışında kaldığını, balıkçı barınağının —tarihinde ruhsatının alındığını, olaydan bir yıl önce tamamlandığını, —- tarihinde alınan görüntüde buranın faal olduğunun göründüğünü, geçici kabul tutanağının — olduğunu, geçici kabule hazır olduğuna ilişkin —— müvekkili şirketin tasarrufunda olan bir alan olmadığını, davacıların manevi tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkemece davalı vekili itirazları da dikkate alınarak iki makine mühendisi ve bir aktüeryadan oluşturulan bilirkişi heyetine dosya tevdii edilerek —- özetle; davalı —olayın meydana gelmesinde %60 oranında kusurlu olduğu, davalı —-yetkililerinin %40 oranında kusurlu olduğu, Davacı—— maddi tazminatın güncel değeri — işbu hesaplanan tutardan tenzili sonrası bakiye talep edebileceği maddi/destekten yoksun kalma tazminatının — olduğu, %40 oranında kusur sorumluluğu dahilinde —- kısmını talep edilebileceği, davalı —- %60 kusur sorumluluğu dahilinde — ödenen tazminatın güncel değeri ——- sorumlu olacağı, davacı müteveffanın kızı — toplam destekten yoksun kalma zararının — tarihinde ödenen —- işbu hesaplanan tutardan tenzili sonrası bakiye talep edebileceği maddi/ destekten yoksun kalma tazminatının — olduğu ve —- kısmının talep edilebileceği, davalı —- % 60 kusur sorumluluğu dahilinde — ödenen tazminatın güncel değeri —- sorumlu olacağı, hesaplanmış olup, dava dışı annenin de talep edebileceği maddi zarar dikkate alındığında —- kısmi ödeme tarihinin davalı—- şirketi yününden temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edilebileceği, şeklinde görüş verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları —– tarihinde meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan davacılar murisinin vefatı dolayısıyla sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin üzerinde bir destekten yoksun kalma tazminatı bulunup bulunmadığı , maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından olayda kimlerin ne oranda kusur ve sorumluğunun bulunduğu, davacılar zararının hesaplanması, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı hususlarına ilişkin bulunmaktadır.
Davalı —– destekten yoksun kalma tazminatın —- tarihinde ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dosya kapsamında alınan—– tarihli Bilirkişi Raporu oluşa ve denetimine uygun bulunmakla Mahkemece hükme esas alınmıştır.
Dava konusu olayın yukarıda zikredilen ceza mahkemesi kararın gerekçesinde belirtildiği şekli ile meydana geldiği, anılan mahkeme kararının kesinleştiği de gözönüne alınarak ve Mahkememizce alınan kusura yönelik bilirkişi raporları birbirini teyit eder nitelikte bulunmakla —- gereğince kazanın meydana geldiği —– alanının karayolu ve dava konusu olayın trafik kazası niteliğinde olduğu, kazanın oluşumunda —-kusurunun bulunduğu, kazanın meydana geldiği —–yapımını üstlenen ve henüz geçici ve kesin kabulü yapılmayan sahada yeterli aydınlatma ve betonunun sınırlarına bariyer yapmayan, gerekli önlemleri almayan ve rafik güvenliğini tehlikeye düşüren—– oranında kusurlu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı eş — toplam maddi zararının — olduğu, davalı —-maddi tazminatın güncel değeri —- olduğu, bu tutarın —- sorumlu olduğu, %60 kusur oranına denk gelen —-kapsamında davalı—- tenzili ile davalıların sorumluluğunun —üzerinden devam ettiği, davacı müteveffanın —toplam destekten yoksun kalma zararının —– işbu hesaplanan tutardan tenzili sonrası bakiye talep edebileceği maddi destekten yoksun kalma tazminatının —- kısmının talep edilebileceği, davalı — % 60 kusur sorumluluğu dahilinde —-sorumlu olacağı, ancak davacılar talebi göz önüne alınarak —– tarihinden, davalı sigortadan poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline ve davacı—- destekten yoksun kalma tazminatının —davalı — kaza tarihinden, davalı sigortadan —- davalı —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı — verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Ceza Mahkemesinin gerekçesine de yansıyan —tarihli alkol testi tutanağında davalı —- ait olduğu bildirilen kanda alkol bulunmadığının rapor edilmiş olduğu görülmekle, bu kapsamda davalı tarafların, müteveffanın davalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiği ve zararın oluşumunda müterafik kusurunun bulunduğu yönündeki iddialarını destekler herhangi bir kayıt bulunmadığından belirlenen tazminatta müterafik kusur indirimi uygulanması yoluna gidilmemiştir. Yine davalı vekilinin müteveffanın alkollü olması sebebiyle araçtan çıkamadığı, olayın meydana gelmesinde müterafik kusuru bulunduğu savunulmuş ise de müteveffanın kendisini koruyamayacak şekilde alkollü olması dolayısıyla denize düşen araç içerisinde çıkamadığı ve kendi ölümüne sebep olduğu yönünde net bir tespit bulunmamakta olup bu kapsamda bir indirim yapılması da yerinde bulunmamıştır.
Yine ceza dosyası kapsamında tanıklar—- —– kullandıkları, araç sürücüsünün alkolsüz olması ve aynı istikamete aracı ile gidecek olması nedeniyle müteveffa ile tanıkları evlerine bırakacağı, bu nedenle davalının aracına bindikleri, yönündeki ifadelerinde dikkate alınarak olayda hatır taşımasının söz konusu olmadığı değerlendirilerek belirlenen tazminattan indirim yapılması yoluna gidilmemiştir.
Ayrıca Davalı — zamanaşımı defii yerinde bulunmamaktadır. Şöyle ki; Dava konusu olay —–kazalarından doğan tazminat taleplerlerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Yine maddi ve manevi tazminat istemlerinin bağlı olduğu zamanaşımı süreleri ——— maddesinde de düzenlenmiştir. —–Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” denilerek —– zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Somut olayda davanın süresinde açıldığı görülmektedir.
Davacılar dava konusu kazada yakınları —- ölümü nedeniyle davacı eş — diğer davacılar müteveffanın çocukları ve annesi için ayrı ayrı —- manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
TBK 56.maddeinde; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde tutularak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınların da manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——— gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektmektedir. —– Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda dava konusu trafik kazasının oluşumunda davacılar yakınının kusurunun bulunmadığı, davalı sürücü—- %60 oranında kusurlu olduğu, diğer davalı —- %40 oranında kusurlu olduğu, davalıların haksız fiil faili olarak davacılar zararından sorumlu bulunduğu, anlaşılmıştır. Kaza neticesinde davacılar eş/baba/oğlunu kaybetmiştir. Belirtilen sebeplerle tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu, meydana gelen zararın ağırlığı da gözönüne alınarak Davacı eş —- davalı ——tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların maddi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
A-)— destekten yoksun kalma tazminatının;— kaza tarihi olan — tarihinden, davalı sigortadan poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline ,
— davalı—-tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, davacı eş—- verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B-) — destekten yoksun kalma tazminatının — tarihinden, davalı sigortadan poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline,
— kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı —-verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
2-Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
Davacı eş —- davalı—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Maddi tazminat davası yönünden ;Alınması gerekli — davalı—– sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Manevi tazminat davası yönünden; Alınması gerekli — davalı — kalan — davalı —- hazineye irad kaydına,
5-a) Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan —davalı —- sınırlı olmak üzere davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
b) Davacılar tarafından sarfedilen toplam — davalı—– sınırlı olmak üzere, davalılardan tahsili davacılara verilmesine,
5-Davalı—-yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan —- davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Kabul edilen Maddi tazminat davası yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar vekili için takdir olunan — davalı —– sınırlı olmak üzere, davalılardan tahsili davacılara verilmesine,
8-Red olanan maddi tazminat davası yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesine göre Davalılar —-lehine takdir olunan —- vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
9-Kabul olunan Manevi tazminat davası yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacılar vekili için takdir olunan — davalı—– tahsili ile davacılara verilmesine,
9-Red olunan Manevi tazminat davası yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı —–vekili için takdir olunan 4.740‬,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı ————- Vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2021