Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1323 E. 2022/771 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1323 Esas
KARAR NO : 2022/771
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/12/2017
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında—- imza edildiğini, bu sözleşme gereğince —— yapıldığını, bahse konu işlerin bedeline yönelik olarak mutabakat —- yapılmış olmasına rağmen adı geçen işlerin muhasebeleştirilmesi için gerekli —– verilmediğinden icra takibi zamanına kadar yapılan imalatların faturalara yansıtılamadığını, davalı ve yetkililerinin sözleşmeye aykırı verdikleri—nedeniyle davacının alacağına ulaşamadığını, davacı tarafından yapılan işlerin bedelinin tahsili amacıyla——dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu/davalıların itirazı ile takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline karar verilmesini, alacak bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekâleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından yapılan dava dilekçesinde belirsiz ifadeler kullandığını, yapılan işlerin ve imalatların ne olduğuna dair açıklamaya yer vermediğini, davacının cari hesap alacağı olarak belirterek yaptığı —–icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, satın alma siparişlerinin onay işlemlerinin geciktirilmesi ve mutabakat gerçekleşmesine rağmen ödemelerin yapılmaması yönündeki beyanların gerçek olmadığını, fatura düzenlenmesinden ödeme yapılmasının mümkün olmayacağını, davacı tarafın hizmet ifasındaki kusurlu davranışları nedeniyle davalıya —— tutarında para cezası uygulandığını, davacı tarafın iş sağlığı ve güvenliği yönelik cezalara ilişkin tutarları kabul etmemesinin esasen kendisinin sözleşmeye aykırı davrandığını gösterdiğini ve davacının icra takibine yönelik olarak kayda değer hiçbir belge sunmadan sadece “cari hesap” yazarak takip başlattığını beyanla davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine —– sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, cari hesaba dayalı — tutarlı ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; taraflar arasında akdedilen —— davacı tarafça yapılıp yapılmadığı, davalı tarafça bedelinin eksiksiz ödenip ödenmediği, davalının sistem üzerinden onay vermemesi sebebiyle alacağın faturalandırılamadığı ve ticari defterlere yansıtılamadığı iddiası ile davalı tarafça —-verilmediği ve ödeme yapılmadığı iddiasının doğru olup olmadığı, —– verilmeden yapılan iş bakımından davacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, yapılan iş karşılığı davacının bakiye alacağının olup olmadığı, davacının işin görülmesinde iş güvenliği mevzuatına aykırı hareket edip etmediği, işin ifasında kusurlu eyleminin bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca tüm deliller toplanmış, mahkememiz ——nolu ara kararı gereği dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacının davalıdan, takip tarihi itibariyle —- tutarında alacağı olduğunun ispat edilebildiği, bu alacağın talep gibi takip tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi yıllık —— birlikte tahsilinin gerektiği…” şeklinde rapor edilmiştir.
Taraflar bilirkişi raporuna itiraz ettiği, mahkememiz —-tarihli duruşması gereği, dosyanın bilirkişi raporu sunan heyete tevdi edilerek ek rapor aldırılmasına karar verildiği, — tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; “Kök raporunda olduğu gibi davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——– alacağının bulunduğu, bu alacağın talep gibi takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilinin gerektiği…” şeklinde rapor edilerek kök raporda değişiklik yapılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce —- tarihinde ara karar oluşturularak davacı tarafın tanıklarının dinletilmesine karar verilerek tanıklara davetiye çıkartıldığı, —— tarihli duruşmada tanıkların mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunmuştur.
Tanık … beyanında: “Ben davacı şirkette —– yılları arasında teknik müdür olarak çalıştım. Şuanda emekliyim, davacı şirket ile bir bağlantım yok, davalı firma ile—— yılları arasında ticari ilişkimiz olmuştur, bizim yaptığımız iş davalının sorumluluğunda olan haberleşme iletişim hatlarında olan arıza giderilmesi veya yeni istasyon kurulumuna ilişkindir, taraflar arasındaki ticari ilişki şu şekilde işlemektedir. Davalı ilk önce iş ataması yapar, davacı şirkette bu iş ataması kapsamında işi yapar daha sonra da fatura kesilir, ancak iş ataması dediğimiz —–olmadan bazen çalıştığımız istasyonlarda arıza olursa ve aksaklık olmaması adına davalı şirket tarafından işin yapılması, mail ile bildirilirdi, bizde bu mail doğrultusunda işi yapardık, yapılan bu iş ile ilgili —–daha sonra tamamlanırdı. Bu şekilde — itibaren taraflar arasındaki ticari işin son bulduğu —–kadar bu şekilde devam edildi. Davacı şirket bu süreç içerisinde——– olmayan ancak davalının talimatı ile yerine getirilen işler ile ilgili ödemeleri yapıyorduk, taaki dava konusu bu ödemeye sıra gelince sorun yaşandı. Sorunun çözümü için taraflar görüştü ve ———- yapılacağı hususunda mutabakat sağlandı. Bu görüşmede bende bulundum, Bu mutabakattan sonra davalı tarafında bir kısım ceza faturaları kesildiği söylendi, bu faturalardan bize ait bölgede olanları kabul ettik ve defterlerimize işledik. Ancak bize ait bölgeler olmayan bölgelerde kesilen cezaları itiraz ettik, zaten bizim bölgemiz dışında olan cezalar la ilgili faturalar gelmedi, dava konusu alacağın temeli —– süreçlerinin zamanında tamamlanmaması nedeni ile fatura kesilmemesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. Ayrıca bu mutabakat haricinde taraflar arasında faturası kesilmiş cari hesap nedeni ile bir kısım davacının alacağının olduğunu biliyordum, Benim bilgim ve görgüm bundan iibarettir..” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık ——-beyanında: “Ben davacı şirkette muhasebe bölümünde çalışıyordum, şuanda davacı firma ile aynı işyerinde olan ve kardeş firma olan —- sigortalı olarak çalışmaktayım, davalı firma ile —— arasında ticari ilişkimiz olmuştur, bizim yaptığımız iş davalının sorumluluğunda olan haberleşme iletişim hatlarında olan arıza giderilmesi veya yeni istasyon kurulumuna ilişkindir, taraflar arasındaki ticari ilişki şu şekilde işlemektedir; Davalı ilk önce iş ataması yapar, davacı şirkette bu iş ataması kapsamında işi yapar daha sonra da fatura kesilir, ancak iş ataması dediğimiz —- olmadan bazen çalıştığımız istasyonlarda arıza olursa ve aksaklık olmaması adına davalı şirket tarafından işin yapılması, mail ile bildirilirdi, bizde bu mail doğrultusunda işi yapardık, yapılan bu iş ile ilgili —- süreci daha sonra tamamlanırdı. Bu şekilde ——- itibaren taraflar arasındaki ticari işin son bulduğu —- kadar bu şekilde devam edildi. Davacı şirket bu süreç içerisinde —-olmayan ancak davalının talimatı ile yerine getirilen işler ile ilgili ödemeleri yapıyorduk, taaki dava konusu bu ödemeye sıra gelince sorun yaşandı. Sorunun çözümü için taraflar görüştü ve —– yapılacağı hususunda mutabakat sağlandı. Bu mutabakattan sonra davalı tarafında bir kısım ceza faturaları kesildiği söylendi, bu faturalardan bize ait bölgede olanları kabul ettik ve defterlerimize işledik. Ancak bize ait bölgeler olmayan bölgelerde kesilen cezaları itiraz ettik, zaten bizim bölgemiz dışında olan cezalar la ilgili faturalar gelmedi, dava konusu alacağın temeli —-zamanında tamamlanmaması nedeni ile fatura kesilmemesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. Benim bilgim ve görgüm bundan iibarettir, ayrıca mutabakat haricinde bir kısım da cari hesap alacağı vardır, —- yılında davalı şirketin geriye dönük itilafları çözmek için bir birim oluşturduğunu bize bildirdiler, bizde bu birime giderek gerekli görüşmeleri yaptık, daha önce mutabık kaldığımız bedel haricinde—-öncesinden kesilmiş cezalar ile ilgili mahsup yapılacağını bize söylediler bizde bunu kabul etmedik, bu cezalar —-önceki cezalar değil, geriye dönük o tarihlerde ceza yazmak istediler bizde bu hususu kabul etmedik..” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında—– kapsamında davalıya ait bölgelerde davacı tarafından —- işinin yapılması konusunda anlaştıkları, davalı tarafından —– verilmemesinden dolayı yapılan bazı işlerin faturalandırılamadığı, faturalandırılamayan bu alacakların tahsiline ilişkin icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre davacının icra takibine konu ettiği iş, hizmet veya imalatlara ilişkin geçerli nitelikte bir belge veya fatura bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede; davacının hizmetlere başlaması için yer, zaman, miktar ve diğer hizmet gerekliliklerini belirten yetkili belge niteliğindeki sipariş emri veya — davalı tarafından imzalı olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Davacı, davalı tarafından düzenlenen geçerli bir —–olmadıkça sözleşme —herhangi bir işe başlayamaz. Bunun yanında davacının sözleşme kapsamında yaptığı iş, hizmet veya imalatların teslimden önce davalı yüklenici tarafından kalite kontrollerinin yapılıp onaylanması gerekmektedir. Dosya muhtevasında yapılan iş, hizmet veya imalatın açıklaması olmadığı gibi kontrol veya muayene tutanakları da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki yazışmalarda da taraflarca mutabakata varılan herhangi bir iş, hizmet veya imalatın bilgisi yer almamaktadır. Sonuç olarak davacının icra takibine konu ettiği iş, hizmet veya imalatın, taraflar arasındaki sözleşmeye göre yapıldığı ispat edilememiştir. davacı, davalı ile arasında akdedilmiş olan sözleşmeye istinaden kurulmuş olan akdi ilişki uyarınca verdiğini iddia ettiği işlerden dolayı davalıdan, iddia ettiği gibi —- tutarındaki cari hesap alacağı bulunduğunu ispat edebilmiş değildir. Ancak davacı alacaklı takipte ———- takibin dayanağını belirlediği için tarafların ticari defterlerindeki kayıtlar incelenerek davacının cari hesaptan kaynaklı alacağının olup olmadığı belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere, dava dış——— şirketinin davalıya bildirdiği toplam — ceza miktarından—- davacıya ait cezalar olduğu ve bu cezaların davacı defterlerine de işlendiği tespit edilmiştir. Davacı kayıtlarında, davacının davalıdan—-cari hesap alacağı kayıtlıdır. Davalı şirket kayıtlarında ise davalının davacıya —- borcu kayıtlıdır. Her iki tarafın defterleri de sülüne uygun tutulmuş olup sahibi lehine delil gücüne sahiptir. Davalının defterlerinde kayıtlı olduğu gibi, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —-alacağı olduğunun ispat edilebildiği, davacının davalıdan bunun dışında bir alacağının olduğunun ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Yemin davanın taraflarınca yerine getirilir, yemin teklif edecek taraf ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır. Taraf delillerini yemine hasretmedikçe önce diğer delilleri incelenir ve iddianın ispatlanmaması halinde son çare olarak yemin deliline başvurulur. Eğer iddia diğer delillerle ispatlanmışsa, yemin teklifine gerek yoktur. Yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir olayın doğru olup olmadığı konusunu, kanunda belirtilen usule uyarak mahkeme önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kesin delil vasfı yüklenmiş sözlü açıklamalardır. Bir ispat vasıtası olan yeminin konusu HMK’nın 225. maddesine göre; davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. HMK 232. maddesine göre, yemin, tarafa teklif olunur ve tarafça eda yahut iade olunur. Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir.
Yukarıda belirtilen ilkeler doğruldtusunda, davacı tarafa ispat edemediği kısım yönünden yemin delilline dayanıp dayanmadığı hususunda beyanda bulunması için süre verilmiş davacı tarafından yemin deliline dayandığı bildirilmiştir. —-kayıtlarından yapılan sorgulmada davalı tarafın şirket yetkilisinin —– olduğu,—– adresinin bulunmadığı belirlenmiştir. Davacı vekili tarafından hazırlanan —– tercüme yapılmış, —— tarihli ara karar ile davalı tarafa yemin metninin tebliğ edileceği davalı şirket yetkilisinin yurt dışı adres bilgilerini bildirmesi için süre verilmiş, aksi takdirde yemini eda etmekten kaçınmış sayılacağı ihtar edilmiş olmasına rağmen süresi içerisinde davalı şirket yetkilisinin adres bilgilerini bildirmediği anlaşıldığından yemini edadan kaçınmış sayılmış ve davacının bakiye kısım için de iddiasını ispat ettiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;—– sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 4.425,16 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.106,30 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.318,86 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.106,30 TL peşin harç toplamı olan 1.165,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.295,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.364,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 03/11/2022