Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1321 E. 2022/89 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1321 Esas
KARAR NO: 2022/89
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/12/2018
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) ve alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—sahibi olduğunu, — verdiğini, davalı şirkete — tarihinde yazıcıların montaj ve kurulumunu yaparak teslim ettiğini, davalı şirkele satıp teslim — düzenlediğini ve davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirkelin faturanın — kısmı için çek ile kısmi ödeme yaptığını, ancak bakiye borcunu ödemediğini, bu nedenle müvekkilinin davalı şirketten bakiye — alacağının bulunduğunu, yapılan görüşmelere rağmen davalının bakiye borcunu ödemcdiğini, bunun üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine —- dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalının borcubulunmadığından hahisle kötü niyetli olarak borca ve takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle borçlunun haksız ve yersiz itirazlarının İlK’nun 67.maddesi uyarınca iptali ile alacağın %20’si oranında inkar tazminatının borçludan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça —müvekkili firmaya satılıp, teslim edilip, — tarihinde —yapıldığını, müvekkili firma tarafından sözleşme bedelinin —- kısmı ödendiğini ancak yazıcıların kurulumlarının yapılıp, kullanılmaya başlandıktan — içerisinde söz konusu yazıcıların beyinlerinin yandığını, yazıcıların müvekkili firma tarafından kullanılamadığını, söz konusu arızanın müvekkili firma tarafından ivedilikle davacı ile görüşüldüğünü, müvekkili firma tarafından yine iyi niyetli şekilde davranıldığını ve yazıcıların tamirinin yapılmasının talep edildiğini ancak davacı tarafça yazıcıların tamirinin gerçekleştirilmediğini, bu sürecin — ayı aşkın bir süre aldığını, davacı tarafça yazıcıların—- tarihinde teslim alındığını, diğerinin ise müvekkili firma uhdesinde kaldığını, müvekkili firma tarafından defalarca bildirilmesine rağmen davacı tarafça teslim alınıp tamiri gerçekleştirilmediğini, —- hâlihazırda davacı tarafın uhdesinde olduğunu, geçen süreye rağmen müvekkili firmada kalan —- teslim alınmadığını, teslim alınan yazıcıların tamirinin gerçekleştirilip,müvekkili firmaya tesliminin sağlanmadığını, ——üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını ve yazıcıların gizli ayıplı olduğunun tespitini talep ettiklerini, söz konusu yazıcıların gizli ayıplı olduğunu, keza yazıcıların kurulumu yapılıp, çalışır vaziyette müvekkili firmaya teslim edilmesine rağmen daha sonra her nedense —-tamamının da beyinleri
yanarak kullanılamaz hale geldiğini, ——gereğince müvekkili firmanın ayıplı mal nedeniyle seçimlik haklarının bulunduğunu, müvekkili firmanın taraflar arasındaki sözleşmeye uygun şekilde hareket ettiğini, kararlaştırılan bedeli taahhüt ettiği sürede ödediğini, bakiye bedeli ise söz konusu —– müvekkili firmaya teslim edilmesi ile ödeneceğini, davacı tarafça gizli ayıplı mal satışı yapıldığını, —- tarihli
—— taahhüt etmelerine rağmen yazıcıları tamir edip müvekkili firmaya teslim etmediğini, bu halde davacı tarafa ödenen — bedelin iadesini talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla açıklanan nedenlerle davanın reddi ile % 20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili firma tarafından davalıdan satın alınan—– yandığını,—– müvekkili tarafından kullanılamaz hale geldiğini, —- davalı tarafa başvurulduğunu, bilirkişi incelemesi yapılması ile yazıcıların ayıplı olduğunun ortaya çıkacağını,—rağmen sözleşmeden dönme hakkının kullanılmadığını, iyi niyetli şekilde ücretsiz tamir hakkının kullanıldığını, davalı tarafça — ücretsiz tamiri gerçekleştirilmediğinden müvekkil firma tarafından sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığını, ödenen —- gerektiğini beyanla müvekkil firma tarafından ödenen bedelin davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından faturadan kaynaklı bakiye borca istinaden başlatılan —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Birleşen dava hukuki niteliği itibariyle asıl davada takibe konulan faturadaki ürünlerin ayıplı olması sebebiyle ödenen bedelin tahsili istemli alacak davasıdır.
Mahkememizce asıl dava ve birleşen dava yönünden bilirkişi raporları alınmış, asıl dava davalısı, birleşen dava davacısı vekilince—- tarihli dilekçe ile davalı şirketi– ettiği bildirilmiştir—-şirketi temsil yetkisi—- geçtiğinden Mahkememizce —– müzekkere yazılarak birleşen ve asıl davayı takip edip etmediği sorulmuş, —— müzekkere cevabında dosyayı takip etmeyeceklerini bildirmişlerdir. Yine tasfiyenin basit tasfiye olduğu, ikinci alacaklılar toplantısının yapılmayacağı anlaşılmıştır. Mahkememizin — tarihli duruşmasında davalı/birleşen dava davacısının duruşma gününden haberdar olduğu halde katılmaması ve dosyayı takip etmeyeceğini bildirmesi sebebiyle birleşen davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.Dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren — ay içinde yenilenmemesi halinde HMK. 150/5. maddesi uyarınca mahkemece re’sen açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Birleşen davanın takipsiz bırakıldığı ve süresinde yenilenmediği anlaşıldığından Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden; Dava konusu icra takibinin — tarihinde başlatıldığı anlaşılmış olup, yargılama sırasında davalı hakkında iflas kararı verildiği gözetilerek Mahkememizce iflas kararı verilen — dosya celp edilmiş, incelenen dosyada Mahkemece —Davacı şirket hakkında—- olan ve daha sonra yapılacak takipler de dahil olarak İİK.nun 206.m.l sırasında yazılı alacaklar için yapılan takipler ve rehinli takipler haricindeki,tüm icra ve iflas takipleri, satış ve muhafaza işlemleri, ihtiyati haciz uygulamaları gibi tedbir uygulamalarının iik.nun 179/b maddesine göre durdurulmasına, yeni takip ve ihtiyati haciz yapılmamasına,” içeriğinde tedbir kararı verildiği, davacının bu tedbir kararına aykırı olarak davalı hakkında—– tarihinde iflas kararı verildiği tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere, itirazın iptali davalarında geçerli bir icra takibinin bulunması dava şartıdır. —-Yukarıda belirtildiği üzere, iflasın ertelenmesine ilişkin davaya bakan mahkemece, takip tarihinden önce verilen ara kararın — nolu bendinde, tedbir karar tarihi olan— tarihinden itibaren borçlu şirket hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine hükmedilmiş olup, alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında tedbir devam ettiği sürece takip yapılamayacağı açıktır. Bu halde ilk derece mahkemesince , —tarihli ara karar tarihinden sonra —- tarihinde başlatılan icra takibine yöneltilen itiraz üzerine açılan eldeki davanın, icra takibine sıkı sıkıya bağlı bir dava olduğu da dikkate alınarak, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar vermesi doğru olmamıştır.” şeklinde hüküm kurmuştur. —- benzer mahiyettedir. Bu durumda eldeki davada, davalı hakkında takip yapılmaması yönünde tedbir kararı bulunduğundan ve takip usulsüz olduğundan dava, dava şartlarından noksandır.
Her ne kadar dava kayıt kabule dönüşmüşse de dava şartlarının her aşamada resen gözetilmesi gerektiği açıktır. Benzer nitelikte itirazın iptali davası görülmekte iken iflas kararı verilen şirket hakkında görülmekte olan bir davada; —- düzenlenen itirazın iptali davasının görülebilmesi, usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bir başka anlatımla, usulüne uygun, geçerliğini devam ettiren icra takibinin varlığı itirazın iptali davasının görülmesi için gerekli olan özel dava şartıdır.—- dava şartının mevcut olup olmadığını mahkeme, davanın her aşamasında kendiliğinden gözetmeli, tamamlanması mümkün olmayan dava şartı eksikliğinin varlığı halinde ise davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermelidir. Bu halde, eldeki davada itirazın iptali istemine konu— dosyasının davanın görüldüğü sırada—- kararın —- tarihinde kesinleşmesi karşısında davanın görülebilmesi için gerekli olan dava şartı ortadan kalkmıştır. Bu durumda, davanın ikinci alacaklılar toplantısına kadar bekletilmesi ve alacağın kendiliğinden kayıt kabul davasına dönüşmesi de mümkün değildir. Bu hali ile ilk derece mahkemesince,—— önce takibin iptali edildiği gözetilerek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.” gerekçesi ile açıkça kayıt kabule dönüşmesi gereken bir davada icra takibinin iptali nedeniyle dava şartlarının bulunmadığına değinmiştir. Hal böyle olunca asıl davada yukarıda bahsedildiği gibi takip tarihinde tedbir kararı bulunduğundan ve takip usulsüz yapıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın takibin usulsüz olması sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
a-Alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 120,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 40,08-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalı tarafından asıl dava yönünden sarf edilen 750,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Taraflarca yatırılmış gider avansından artan miktarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
2-Birleşen davanın takipsiz bırakıldığı ve süresinde yenilenmediği anlaşıldığından açılmamış sayılmasına,
a-Alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 260,85-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafından birleşen davada sarf edilen yargılama gideri olmaması sebebiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine ,
e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren birleşen dava yönünden 2 haftalık, asıl dava yönünden 10 günlük İstinaf kanun yolu açık olmak üzere asıl dava davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/02/2022