Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1307 E. 2022/91 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1307 Esas
KARAR NO : 2022/91

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——– nolu ——- —- sağladığı ——- parçası olarak kullanılan ——– ——–plakalı ———-kaybolduğunu, dava dilekçesine ekli fatura —– kullanılan —– — — olduğunu,— ———– yerinde —- aracın ——– alanına gönderildiğini, aracın —-geçici —- yerine ulaştığında tahliye öncesinde—— edildiğini, —- olduğunun görülmesi üzerine —– —-açılarak tahliyesi yapıldığında —— miktarına göre —- ürünün eksik olduğunun tespit edildiğini, davalının yetkilisinin— sağlanmak suretiyle eksiklik tutanağı düzenlendiğini, ayrıca taşıma belgesi üzerine —– düşüldüğünü, bu aşamadan sonra davalı tarafın eksikliği araştıracağını, zararı karşılayacağını bildirip —–ikna ettiğini, aradan aylar geçmesine, — ayı sonuna kadar zararın karşılanmasını beklemesine rağmen netice alamaması üzerine durumu müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin — yaptırdığını ve neticesine göre davalının sorumluluğunda taşınırken kaybolan emtia için hak sahibi konumundaki —- tazminatı olarak —. ödediğini, bu miktarın her halükarda CMR Md.23’de öngörülen —-altında olduğunu, geçerli —- kapsamından yapılan ödemenin ise lütuf ödemesi olarak nitelendirilemeyeceğini, davalının taşıyıcı olarak tazmininden sorumlu olduğu zararı sigortalısına ödeyen müvekkilinin TTK. Md.1472’ye göre sigortalısının haklarına halef olduğunu,—- husumet ehliyeti de bulunduğundan zarar sorumlusu olan davalıya rücu hakkı doğduğunu, — gönderilen rücu yazısına rağmen davalının herhangi bir ödeme girişimi olmaması üzerine aleyhine İşbu davanın süresinde açıldığını, hasar en —– davalıya ihbar edildiğinden müvekkilinin sigortalısına yaptığı ödeme tarihinden itibaren davalıdan faiz de isteyebileceğini açıklanan nedenlerle müvekkilinin — tutarındaki rücuan tazminat alacağının, hak sahibine ödendiği —— itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının öncelikle —– husumet ehliyetini ispatlaması gerektiğini, davacı …———– iddiasında bulunmuş olsa da dava konusu taşımayı teminata ——— olmadığını, davacının sigortalısına —-ödemesi yaptığını, işbu davada ise öncelikle uygulanması gereken hukukun —- hükümleri olduğunu, bu bağlamda —- Md.30 uyarınca müvekkiline usulüne uygun hasar ihbarı yapılmadığı iddia edilen zarardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, ——- müvekkilinin imzasının bulunmadığını, —-tarihli dilekçede—- sona eren dava konusu taşıma işi için CMR Md.30’da öngörülen ihbar süresine uyulmadığını, —- sona eren taşıma işi için müvekkili aleyhine bu tarihten —- geçtikten—-edilen dava konusu taşımaya ilişkin dava ve taleplerin CMR md.32’ye göre zaman aşımına da uğradığını, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, zaten iddia edilen hasardan müvekkili şirketin sorumluluğunun ve kusurunun da bulunmadığını,——– emtianın araca yüklendiğini ———– sunması gerektiğini, davacı tarafın eksik—- hasara dair tazminat ödemesini rücu konusu yapamayacağını, davacı şirketin fazlaya ilişkin talebinin, talep edilen faizin haksız ve — aykırı olduğunu, talebin kabulü anlamına gelmemesi kaydıyla taşıyıcının mesuliyetinin, sorumluluk sınırının ve talep edilebilecek faizin davacının talebine göre değil CMR Konvansiyonu hükümlerine göre belirlenebileceğini açıklanan nedenlerle davanın aktif husumet yokluğundan, davacı tarafın sigortalısına lütuf ödemesi yaptığından ve iddia edilen hasardan müvekkili sorumlu olmadığından reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle, dava dışı sigortalının davalıya taşımasını yaptırdığı emtiaların teslim sürecinde ——davalı tarafça eksik teslim edildiği iddiasıyla —sigortalısına yapılan ödemenin rücuen tahsili istemli alacak davasıdır.
Dosya kapsamından davacının sigortalısının yapılan ödeme kadar alacağını davacıya temlik ettiği, davacının aktif husumetinin bulunduğu, davalının iddia ettiği gibi –yapıldığı ispatlanıp kabul edilse dahi husumetinin bulunacağı anlaşılmış, davalının bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunmuş olup, zamanaşımı itirazının tartışılması gerekmektedir. CMR Konvansiyonu’nun 32/1-a maddesi uyarınca, kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, zaman aşımı süresinin teslim tarihinden itibaren 1 yıl olduğu, aynı Konvansiyon’un 32/2. maddesine göre yazılı istemin, taşımacının bu istemi geri çevirmesine kadar zaman limitini erteleyeceği, istemin alındığını,cevap verildiğini ve belgelerin gönderildiğini kanıtlamanın bu durumlara— tarafa ait olduğu düzenlemesi mevcuttur. Dosya kapsamından teslimin —- yapıldığı, davacının — tarihinde davalıya rücu talebini gönderdiği, bu tarih itibariyle 1 yıllık zamanaşımının dolmadığı, davalının cevap dilekçesinin 3.sayfası incelendiğinde dava dilekçesi ile sunulan— tarihli — dilekçenin davalıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. —- davalı vekilince mevcut dosya kapsamına göre karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının rücu yazısının kendisine tebliğ edildiğini cevap dilekçesinde açıkça bildirdiğinden ve tebliğin zamanaşımı dolduktan sonra yapıldığı — davalı tarafça iddia ve ispat edilemediğinden CMR 32/2 uyarınca bu —– çevirmesine kadar zaman limitinin——–yapıldığına ilişkin mevcut dosya kapsamında bir delil olmadığı, bu nedenlerle rücu yazısından dava açıldığı tarihine kadar zamanaşımın durduğu ve dolmadığı anlaşılmış davalının zamanaşımı itirazları yerinde görülmemiştir. ———
Mahkememizce dosyanın— sigortasında —- — anlayan makina mühendisi bilirkişiye tevdine karar verilmiş, alınan —– tarihil raporda özetle:”—- tarafından —-teklif ve yükleme tarihli —– oluşan ———- tarafından yapılan nakliye sürecinde kaybolduğunu, yetki belgesi sahiplerinin, yolcu ve — içinde taşınmasından sorumlu olduklarını, ——– alanında yetki —sahibi olanlar, — teslim aldıkları andan teslim edinceye kadar, eşyanın ve kargonun tamamen veya kısmen kaybından, zayiinden, hasara uğramasından, çalınmasından, güvenliğini sağlamaktan, teslim alınan şeklini muhafaza etmekten, korunması ve taşınmasından sorumlu olduklarını, — CMR konvansiyonu 17.1. Madde, Emtia Nakilayat Sigortası 1. Madde ve 17. Madde ile Karayolu Taşıma yönetmeliği 4. Maddesi ve 10. Maddeleri hükümlerine göre kareket etmesi gerektiği, 10. Maddenin ise, “(10) — alanında —- olanlar,— teslim aldıkları andan teslim edinceye kadar,—veya kısmen kaybından, zayiinden, hasara uğramasından, çalınmasından,— sağlamaktan, teslim alınan — etmekten, korunması ve taşınmasından sorumludurlar.” Hükmü gereğince taşımacının sorumlu olduğu kanaatına varıldığını—- hasarın — kapsamında olması sebebiyle — tarafından tespit edilen hasar bedelinin —tarafından —. tarafından— ödediği tutar kadar sigortalıya TTK md.1472’ye göre halef olması sebebiyle ödemiş olduğu—- tazminat bedelini talep edebileceği,” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını değerlendirmek ve davacının sigortalısına ödediği bedelin piyasa değerlerine uygun olup olmadığını da değerlendirmek üzere bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, — raporda tarafların iddia ve savunmalarının özet geçilerek takdirin mahkemeye bırakıldığı herhangi bir tespit yapılmadığı, uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, bilirkişilerin— alanlarında — bulunmadığı, bu nedenle de raporun yetersiz olduğu anlaşılmış, raporlar hüküm kurmaya ve denetime elverişsiz olduğundan yeni bir bilirkişi heyetinden rapor almak gerekmiştir.
Bilirkişi heyetince tanzim edilen — raporda özetle:”Derdest davada davacının 6102 sayılı TTK. Md.1472/1’e göre sigortalısının halefi sıfatıyla rücu konusu yaptığı tazminat alacağının TTK Md. 1458 nazarından geçerli poliçeye dayanmadığı, aksi yönde kanaat oluşması ve rücu talebinin CMR Md.32’de yer alan düzenlemelere göre zamanaşımına uğramadığına hükmedilmesi halinde davalı taşıyıcının somut olayda gönderenden —- teslim alıp —yük olarak taşıma sorumluluğunu üstlendiği emtiayı alıcısı emrine, “iştiraki sağlanmak suretiyle düzenlenen eksiklik tutanağına ve çekinceli CMR belgesine” göre kısmen noksan teslim edebildiği sabit olduğundan, ayrıca CMR 30/2.maddeye göre bildirimin gerek olmadığı, CMR konvansiyonu 23/1. Maddesine göre somut olayda eşyanın kısmen teslim edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunu,— davalının — sınırının — ve derdest davada tartışılan tazminat miktarının çok üzerinde olduğundan davanın kabulü halinde ayrıca — hesabı yapılmasına gerek olmadığı, bu bilgiler ışığında davalı taşıyıcının gerçek zarardan sorumlu olduğu ilkesi uyarınca noksan teslim edildiği 09/08/2016 tarihli kur üzerinden yapılan hesaplamada “—” olarak hesaplanan zararın tazmini bağlamında (CMR Md.17 ve devamında yer alan düzenlemelerde öngörülen ve) kendisini mesuliyetten kurtarabilecek olan — herhangi birinden istifade edemeyeceğini)” yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora itiraz edilmiştir.
Davalının rapora karşı zamanaşımı ve husumet itirazı az yukarıda belirtildiği gibi yerinde değildir. Davacı alacağı temlik aldığından husumeti bulunmaktadır. Yine bilirkişice tazminat alacağının geçerli poliçeye dayanmadığı belirtilmiş ise de, davacı rapora itirazında teslim tarihini kapsar poliçeyi de sunmuş olup, kaldı ki dava konusu alacak temlik alındığından hatır ödemesi tartışmasına gerek yoktur. CMR konvansiyonunun 17. Maddesine göre — teslim aldığı andan teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından sorumludur. Yine 30. Madde uyarınca ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslimden itibaren bildirilmesi gerektiği aksi halde onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına karine oluşacağı belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda da değinildiği gibi davacının — ile — — atıldığı eksiklik tutanağı mevcut olup, CMR’ye de 1 kap emtianın eksik teslim edildiği şerh düşülmüştür. Bu durumda CMR 30.maddede belirtilen sürelere de sigortalı tarafından — olup, —eksik olarak davalı tarafından teslim edildiği ve zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Yine emtianın ağırlığı, — sorumluluk hesabı yapılmasına gerek olmadığı bilirkişice belirtilmiş olup, mahkememizce rapor aynen benimsenmiştir.
Davacı rapordaki hesaplama miktarına itiraz etmiş ise de; yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi davalı gerçek zarardan sorumludur– ilamında: “Kabul şekline göre de;—- — … — muhatap yazısı ile toplam hasar — bildirdiği — şirtetinin % 10 ilave bedel ile birlikte –karşılığı yaptığı ödeme yapması, bilirkişi raporunda ise zararın % 10 kâr—- olarak tespit edilmesi ve bu miktardan da ——suretiyle bakiye — kur üzerinden ———– gerçek zarardan sorumluluğu ilkesine aykırıdır. ” gerekçesi ile bu hususa değinilmiştir. Yine — tazminat miktarının tespitinde — belirtilen– esas alınmış ise de taşıyıcı davacı ile sigortalısı arasındaki akdi ilişki ile kararlaştırılmış bulunan kur ile değil, hasar tespit tarihinde geçerli bulunan — kuru ile sorumlu olduğundan hesaplamanın poliçedeki — kuru üzerinden yapılması doğru olmadığı gibi, davaya konu taşımanın tabi olduğu CMR Konvansiyonu’nun 27. maddesinde faizin ödeme isteğinin yazılı olarak taşımacıya gönderildiği tarihten başlayacağı, böyle bir istekte bulunulmamış ise tahakkukun dava açıldığı tarihten itibaren yapılacağının düzenlenmiş olması karşısında hüküm altına alınan miktara davacı tarafından sigortalıya ödeme yapıldığı tarihten itibaren faiz yürütülmesi de doğru olmayıp, taşıyıcının temerrüdünün sözkonusu madde hükmüne göre tespit edilerek tespit edilen tarihten itibaren faize karar verilmesi gerektiğinden kararın bu yönlerden de davalı yararına bozulması gerekmiştir. ” gerekçesi ile açıkça bu hususa değinilmiştir.—. Sayılı ilamı da bu yöndedir. Hal böyle olunca davacının itirazları yerinde görülmemiş ne var ki bilirkişi raporunun dayanak — icelendiğinde — numarasının — olduğu, Mahkememizce–sitesinden re’sen yapılan araştırmada—-tarihine ait olduğunun anlaşıldığı, oysa ki raporda da belirtildiği üzere eksik teslimin– tarihi olduğu bu durumda uygulanması gereken– olduğu bilirkişinin bu hususta yanlış hesaplama yaptığı anlaşıldığından Mahkememizce yapılan hesaplamada gerçek zarar 42.908,34-TL olarak tespit edilmiş, bilirkişinin hesabına katılmak mümkün olmamıştır.
Davacı tarafça yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsil talep edilmiş ise de; CMR Konvansiyonu 27. Maddesi uyarınca faizin, ödeme isteğinin yazılı olarak, taşımacıya gönderildiği tarihten itibaren başlaması, her ne kadar rücu yazısının tebliğ edildiği açıksa da dosyada tebliğ tarihine ilişkin somut delil olmaması sebebiyle dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile toplam 42.908,34-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine
2-Alınması gerekli 2.931,07-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 757,97-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.173,10-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 757,97-TL peşin harcın toplamı olan 789,37-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 3.794,00-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%96,68 Kabul %3,32 Ret) —- davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden —- takdir olunan 6.378,08 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden —– Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 1.475,57-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.