Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1298 E. 2019/900 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1298 Esas
KARAR NO : 2019/900
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/12/2017
KARAR TARİHİ: 10/09/2019
şMahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan cari hesaptan ve fatura alacağından kaynaklı ——– TL değerinde alacağının bulunduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunuduğunu, sunulan hizmet karşılığı davalıya tabela led değişimi ve trafo değişimi vinç bedeli açıklamalı fatura kesildiğini, faturanın şirkete teslim edildiğini, davalının faturayı ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine karşı yaptığı itirazın haksız ve yersiz olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına davanın kabulü ile borçlunun takibe haksız itirazlarının kaldırılmasına İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü ————Esas sayılı icra dosyasındaki takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketi oluşturan her iki şirket hakkında iflas erteleme tedbirlerinin uygulandığını, karar verilinceye kadar takiplerin durduğunu, dolayısıyla davalı hakkında yapılan takiplerin de durdurulması gerektiğini, mahkeme dosyasının konusuz kaldığını, davanın reddi gerektiğini, ayrıca davalının bir borcunun olmadığını belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle faturaya dayalı alacak için başlatılan İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün ——— E. Sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemli itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılamada alanında uzman mali müşavir bilirkişiye dosya tevdii edilerek bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişinin ———— tarihli raporunda özetle: ” Somut olayın incelenmesinden ve dosyaya sunulan malzemelerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden taraflar arasında ticari bir ilişkinin tesis edilmiş olduğu, dava konusu faturanın her iki tarafın da ticari defterlerine usulüne uygun işlendiği, söz konusu faturaya ilişkin olarak davalı tarafından davacıya yapılan herhangi bir ödemeye rastlanmadığı, davacının kayıtlarına göre cari hesap alacağının ——– TL olduğu tespit edilmekle birlikte davacının iddiası ve talebi çerçevesinde kalınarak buna göre de———- TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde raporunu sunmuştur.
İcra dosyası celp edilmiş ve Mahkemece incelenmiş olup, takibin ——— adi ortaklığına yönelik başlatıldığı, ödeme emrinin de adi ortaklığa çıkarıldığı, adi ortaklığı oluşturan şirketler takip talebinde ayrı ayrı borçlu olarak gösterilmediği gibi ödeme emrinin de bu şirketlere ayrıca tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Öte yandan itirazın iptali davasında da husumet adi ortaklığa yöneltilmiştir. Takip talebinde sadece adi ortaklığa tebligat çıkarıldığından adi ortaklığı oluşturan şirketlerin her biri yönünden ayrı ayrı takip yapıldığının kabulü mümkün değildir.
Bilindiği üzere adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği yoktur. Adi ortaklığın aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığından, adi ortaklık aleyhine açılan davalar ile yapılan takiplerde husumetin tüm ortaklara yöneltilmesi zorunludur. Öte yandan itirazın iptali davası takip hukukundan kaynaklanmakta olup, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle yetkili icra dairesinde, usulünce icra takibi yapılmış olması itirazın iptali davası yönünden dava şartı niteliğindedir. Tüm bu nedenlerle husumet ehliyeti bulunmayan adi ortaklığa karşı takip başlatılması ve icra takibindeki bu eksikliğin sonradan tamamlanmasının mümkün olmaması da göz önüne alındığında takibin usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca usulüne uygun olmayan takip nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş, davacının kötü niyetli olduğunun dosya kapsamından sabit olmaması nedeniyle şartları oluşmadığından ayrıca kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir. Nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin ———- K. Sayılı ilamı benzer mahiyettedir.
Davalı taraf adi ortaklığı oluşturan şirketler hakkında iflas ertelenmesi davası sürecinde tedbir kararı verildiği bu nedenle takibin usulüne uygun olmadığını beyan etmiş olup, icra takibinin davalı … oluşturan şirketlere ayrı ayrı yöneltildiği varsayımında bile ; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin———— E. Sayılı dosyasında davalı … oluşturan şirketler hakkındaki tüm tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin verilen karar sonrası davacı tarafça başlatılan takibin, usulüne uygun olduğu söylenemez. Zira İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce ———–tarihinde önceki verilen tedbir kararlarının devamına yönelik yeniden ara karar oluşturmuştur. Bu ara karar ile geçmişe dönük olarak takip tarihini de kapsayacak biçimde tedbirlerin devamının sağlandığı göz önüne alındığında takibin usulüne uygun olmayacağı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde; Takibin adi ortaklığa yönelik başlatıldığı, ödeme emrinin adi ortaklığı oluşturan şirketlere ayrı ayrı tebliğe çıkarılmadığı sadece adi ortaklığa çıkarıldığı, bu nedenle şirketlerin her biri yönünden ayrı takip yapıldığının kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmış, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle takibin usulüne uygun olmadığı görülmüş, eldeki dava itirazın iptali davası olduğundan icra takibindeki eksikliğin sonradan tamamlanmasının mümkün olmaması da göz önüne alınarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Usulüne uygun takip yapılmadığından açılan itirazın iptali davasının, dava şartı yokluğundan REDDİNE
2-Şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatına yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 44,40TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 117,58 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 73,18 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 7/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 1.168,20-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.10/09/2019