Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1290 E. 2019/1114 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/1290 Esas
KARAR NO:2019/1114 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/12/2017
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı vekilinin itirazı ile takibin durduğunu, itirazın suiniyetli ve alacağın tahsilini geciktirme amaçlı yapıldığını, taraflar arasındaki ilişkinin ticari defterler ve faturalar ile sabit olduğunu, müvekkilinin faturalı olarak davalıya mal sattığını beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin gıda işinde güvenilirliği ve kurumsallığı ile bilinen büyük bir firma olduğunu, üreticilerden toptan aldığı ürünleri —— genelinde restoran, kafe ve büfelere satarak ticaret yaptığını, ilişkilerin karşılıklı güven ve samimiyete dayalı olarak sürdürdüğünü, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin de yine karşılıklı güvene dayanılarak yapıldığını ancak hüsrana uğradığını, müvekkili tarafından davalıya ödemeler yapıldığını ve borcunun bulunmadığını, fatura düzenlenmesinin alacağa delil teşkil etmeyeceğini, davacının kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını beyanla açılan davanın reddini, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, masraf ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, faturaya dayalı alacağa ilişkin takibe yapılan itirazın iptali ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve kötüniyet tazminatına ilişkindir.
Dava dosyasının içinde bulunan İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü’nün — tarih ve — Esas sayılı dosyası incelendiğinde —– aleyhine —- vekili tarafından —TL Asıl Alacak Toplam: —–TL’Tutarında toplam alacağın fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak ve faize faiz yürütülmemek kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödem tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %9,75 avans faizi ve değişen oranlardaki faizi ile icra harç ve giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte Borçlar Kanununun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmî ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili istemidir,”(faturalı ticari mal satışlarından kaynaklanan cari hesap alacağı) açıklaması ile borçluya tebliğe gönderildiği, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından —– tarihli dilekçe ile “müvekkil şirketin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmamaktadır, bu nedenle borca, faize ve ferilerine ayrı ayrı itiraz ediyoruz, takibin durdurulmasını talep ediyoruz,” açıklaması ile yapılan itiraz neticesinde duran takibin devamını sağlamak için itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Her iki tarafından tacir olması ve TTK 64. madde uyarınca defter tutma yükümlülüğünün bulunması sebebiyle TTK 83. madde ve HMK 222. madde uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve davacı tarafın ticari defterleri Mahkememiz yargı çevresi dışında bulunduğundan Gebze N.Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Mali Müşavir Bilirkişi —- tarihli Raporunda; davacı ticari defterler onaylarının zamınında yaptığı, defter bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, dolayısıyla davacının ticari defterlerinin delil kudretine sahip olduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —TL olduğu, davacının alacağının halen devam ettiği şeklinde raporunu sunmuştur.
Taraf vekillerinin beyan ve itirazları değerlendirilmek suretiyle uyuşmazlık dönemine ilişkin davalıya ait vergi dairesi kayıtları getirtilmiş ve mahkemece görevlendirilen Mali Müşavir bilirkişi vasıtasıyla davalı taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ise de davalı taraf vekili duruşmada hazır bulunmasına ve ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafça inceleme gününde defter ibraz edilmemiştir. Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacının talimat yolu ile incelettirilen—- senesi ticari defterlerinin e-defter yöntemi ile tutulduğu, davalının ticari defterleri sunulmadığından dolayı incelenemediği, davacının talimat yolu ile incelettirilen kayıtlarına göre, davalıdan —-TL alacaklı olduğu tespit edildiği, davalının ticari defterleri incelenmemiş olmasına rağmen, dosyaya sunulmuş olan davalıya ait Ba-Bs formlarının, faturalar bakımından davacının kayıtlarım teyit ettiği, netice itibariyle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —–TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde;
Ticari defterler HMK 222. maddesinde düzenlenmiş olup, ilgili kanun maddesine göre; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Fatura ve defterler tek başına alacağın varlığını ispat için yeterli değildir.Faturanın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.
Takibe konu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğunu, ayrıca davalının BA formlarında vergi dairesine bildirildiği kayıtlar ile davacı kayıtlarının uyumlu olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir.
Faturanın davalı tarafça vergi dairesine bildirilmiş olması ve BA formunda yer alması, yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere (Yargıtay — Hukuk Dairesi’nin —E., — K. Sayılı — tarihli kararı, Yargıtay –. Hukuk Dairesi’nin — E., —K. Sayılı —- tarihli kararı) fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil edeceği, aksinin davalı tarafça ispatının gerektiği ve davalı tarafça faturalara konu tutarın ödendiğine ilişkin bir iddiada da bulunulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan – alacak talep edebileceği sonucuna varılmış, bu çerçevede davacının davasının kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmek sureti ile takibin devamına karar verilmesi gerektiği, tarafların tacir olması ve ticari ilişkiye dayalı bir mal alım-satımı söz konusu olması dolayısıyla uygulanması gereken faizin avans faizi olduğu değerlendirilmiştir.
Ayrıca davalının takibe yapmış olduğu itiraz haksız olduğundan ve takip öncesi tarih itibariyle alacak likit olduğundan davacı lehine kabul edilen tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının İstanbul Anadolu 6.İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli — TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 531,07- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.478,56- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40- TL. başvurma harcı, 531,07- TL peşin, harcın toplamı olan 562,47- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.459,35- TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı yararına takdir olunan 5.186,81- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/10/2019