Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1288 E. 2018/891 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1288 Esas
KARAR NO : 2018/891
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2017
KARAR TARİHİ : 14/11/2018
YAZIM TARİHİ : 26/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili arasında adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme kapsamına, davalı şirketin üstlendiği yükümlülükleri yerine getireceği konusunda davalı şirketin ortağı olan diğer davalıların kefil olduğunu, ancak davalının müvekkilinin haberi olmadan arsa sahipleriyle 2. Ve 3. Kez düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat yapılm sözleşmesi imzalandığını, bu sebeple planların onayının geciktiğini, dolayısıyla inşaata geç başlanıldığını, böylece adi ortaklık sözleşmesinin ihlal edildiğini ve bundan dolayı müvekkilinin 500.000 USD alacak hakkının olduğunu, yine sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinin haberi ve izni olmadan davalının dava dışı başka bir şirket ile adi ortaklık sözleşmesi akdedildiğini, bunun TBK’nin 626 maddesinde düzenlenen kanuni rekabet yasağına aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin, davalı tarafından ihlal edilen sözleşme gereği hak ettiği 500.000,00 USD’nin ihtarname tarihi olan 15/04/2016 tarihinden itibaren en yüksek faiziyle birlikte tahsilini, adi ortaklık sözleşmesi gereği müvekkilinin projenin tamamı üzerinde %2 lik kısmının mahkemece tespiti ve bu kısım üzerinde satış hakkının müvekkiline verilmesini, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalının %50 hissesinin net kârının %27’lik kısmı için tamamlanan daire ve dükkanların satış hakkının müvekkiline verilmesi gerektiğinden davalının hissesine düşen daire ve dükkanların tespiti ile bunlar üzerindeki satış hakkının müvekkiline ait olduğuna karar verilmesini, 500.000,00 USD alacak hakkının, projenin tamamlanmasından dolayı mevcut hakkının 4.500.000,00 USD olarak güncellenmesini, müvekkilinin alacak hakkı ile tespitini istediği daire satış haklarına halel gelmemesi için…… projesindeki satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasını, sözleşmeye kefil olan davalı şirketin ortaklarının malvarlıklarına tedbir konulmasını yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sözde alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını, kefaletin yazılı olarak yapılmadığını, dolayısıyla geçersiz olduğunu, davacının eda davası ile birlikte tespit davası açmasının usulen mümkün olamayacağını, davacının sözleşmedeki yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmediğini, davacının adi ortaklığın kurulduğuna dair iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, adi ortaklık sözleşmesi nedeniyle talep edilen alacak davasıdır.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olaya bakıldığında ise; davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklıktan kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, bu haliyle davacının TTK hükümlerine göre, adi ortaklığa konu sözleşmeler de dikkate alınması suretiyle, tacir sıfatına haiz olup olmadığı araştırılarak, tacir olması halinde uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu, tacir sıfatını haiz olmadığında ise uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi olarak davanın görülmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Görev kamu düzenine ilişkindir. Davacı somut davada tacir olmayıp, ihtilaf davacının ticari işletmeleri ile ilgili değildir. ….dan ve TSM’nden yapılan sorgulamada davacıya ait gerçek kişi tacir kaydı bulunmamaktadır. (Dava dilekçesinde davacının yanında yazan . davacıya ait olmayıp ….’a ait; ……. isminin yanında yazan…. ise no… . aittir) Adi ortaklığın konusu arsa sahipleriyle yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmeleri olup, adi ortaklığın konusu da mutlak ticari dava değildir.Bu nedenle davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.(Yargıtay, 20 HD, 2016/3292 E, 2016/5792K; Samsun BAM, 3 HD, 2018/958 E, 976 K; İstanbul BAM, 3 HD, 2017/1330 E, 2018/30K; İzmir BAM 17 HD, 2016/8 E,2016/15 K)
HÜKÜM :
1-HMK 1 md. uyarınca davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait bulunmakla, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın usulden REDDİNE,
2-Yasal süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin HMK 331/2 md. uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 14/11/2018