Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1255 E. 2019/1020 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2011/237
KARAR NO: 2019/1038
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 21/03/2011
KARAR TARİHİ: 08/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında ———— no’lu sözleşmeler imzalandığını, yine müvekkilince üstlenilen sözleşme konusu işlerin bir kısmının tamamlandığını, ancak bir süre sonra davalının işi durdurarak ekonomik krizi gerekçe göstererek fiyat indirimi talep ettiğini, müvekkilince bu teklifin kabul edilerek davalı ile buna ilişkin protokol imzalandığını, müvekkilinin işin ifasının yeniden başlaması için davalıdan onay talep ettiğini, ancak davalının ikinci kez fiyat indirimi talebinde bulunduğunu, aksi halde işe devam edilmeyeceğini bildirdiğini, müvekkilinin iyi niyetli yaklaşımlarına rağmen davalının sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, aynca sözleşme kapsamındaki işleri bir başka firmaya yaptırmaya başladığını, davalının bu ve benzeri eylemleri ile sözleşmeleri haksız yere ve müvekkilini zarara uğratacak şekilde feshettiğinin ortaya konulduğunu, tüm bu hukuki eylemler ve yapılan haksız fesih neticesinde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkili üzerinde oluşan bu zararların şimdilik —–TL’lik maddi zararın tazmini için iş bu davanın açıldığını, şimdilik —- TL’nin ———– tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili—– tarihli ıslah dilekçesinde özetle, müvekkkilinin alacağının hesaplanması amacı ile dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiğini, heyet raporunda müvekkilinin uğradığı tazmini için gereken maddi zararın —– olarak hesaplandığını ve alacak için taleplerini ıslah ettiklerini, müvekkilinin —- maddi tazminat alacağının muacceliyet tarihinden — itibaren ticari faiz oranı ile davalıdan tahsiline, her türlü yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu sözleşmelerin 2 tanesinin, davacı ile müvekkili arasında gemi inşa projelerindeki blokların imaline ve montajına yönelik olduğunu, davacı tarafından aynı sözleşmelere ve aynı iddialara dayanarak müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, yapılan itiraz nedeniyle Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— E sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, ayrıca davacının yine dava konusu —– no.lu sözleşmeye dayanarak aynı iddia ve talep İle İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin —— E sayılı dosyası ile ikinci bir dava açtığını, yine davacının—– tarihinde müvekkiline karşı Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —–E. sayılı dosyası ile açtığı dava ile huzurdaki davanın aynı olduğunu, bu davaya yapılan iş bölümü itirazı üzerine Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin———– Esas sayılı numarasını aldığını, müvekkilinin, diğer şirketler gibi global ekonomik krizden etkilendiğini, davacı ile imzalanan ek protokol kapsamında üstlenilen tüm edimlerin yerine getirildiğini, ancak davacının ek protokoldeki edimlerini yerine getirmemesi üzerine sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, davacının müvekkilinin iki kez fiyat indirimi talebinde bulunduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacıdan ve diğer müteahhitlerden iki kez fiyat indirimi yapması konusunda talepte bulunmadıklarını, davacının ikrar ettiği üzere bedel indiriminin taraflar arasında ek protokole bağlandığını, davacının dava dilekçesindeki iddialarının aksine, sözleşmeler müvekkili şirket tarafından haksız olarak feshedilmediğini, davaya konu sözleşmeler kapsamında davacı tarafından görülmesi gereken edimlerin başka bir firmaya verilmediğini, davacının —— tarihinden itibaren talep ettiği ticari faizin yasa ve usule aykırı olduğunu, manevi zarar iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin davacının işçilerine tazminat ödemek durumunda kaldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yapılan ödemeler nedeniyle takas mahsup defi’inde bulunduklarını belirterek, müvekkili aleyhine açılmış haksız mesnetsiz yasaya ve usule aykırı davanın reddine, yargılama giderler ve ücreti vekâletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava mahiyeti itibariyle, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin davalı tarafından haksız feshedilmesi sonucu davacının zarara uğradığı iddiasıyla, maddi ve manevi tazminat talebi ile açılan tazminat davasıdır.
Tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller incelenerek rapor tanzim edilmek üzere dosya, mali müşavir, hukukçu ve gemi inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen ——- tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda, işin durmasına davalı iş sahibinin sebep olduğu, ekonomik krizin mücbir sebep sayılmayacağı, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği, sözleşmelerin toplam bedelinin —–TL olduğu, %50 net kar olarak kabul edilirse davacının yoksun kaldığı karın ——-TL olarak hesaplandığı, davalının, davacının işçilerine ihbar ve kıdem tazminatı olarak toplam ——- ödemiş olduğu, davalının takas mahsup defi ileri sürmüş olması nedeniyle davacının davalıdan toplam ——–TL talep edebileceği yönünde görüş bildirmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından rapora kar marjının %50 olmasının mümkün olmadığı, kar marjlarının en düşük %5 en yüksek %30 olduğu iddiası ile itiraz edilmiş, davacı vekili tarafından raporun yerinde olduğuna dair beyan dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından, —– olan maddi tazminat taleplerini —– ıslah ettiklerine dair ———–tarihli ıslah dilekçesi sunulmuştur.
Dosya tarafların kök rapora olan itirazların karşılanması amacıyla daha önce rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen —– tarihli ek raporda, ———– tarihli yazısında davacının yaptığı işlerde kar marjının %10 ile %15 arasında olduğunun bildirildiği, buna göre davacının yoksun kaldığı karın ——– %15’i ——– olarak hesaplandığı, davalının, davacının işçileri için ödemiş olduğu ihbar ve kıdem tazminatları tutarı toplamı olan ————- bu tutarın düşülmesi halinde davalının ———- alacaklı duruma geldiği yönünde görüş bildirmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafından kar marjının %15’ten daha yüksek olduğu yönünde itiraz edilmiş, davalı tarafından ise müvekkilinin davacıdan olan alacağının bilirkişi tarafından belirlenenden çok daha fazla olduğu yönünde itiraz edilmiştir.
Duruşmada verilen ara kararla taraflara sözleşme tarihindeki kar marjlarının belirlenmesi açısından müzekkere yazılabilecek meslek kuruluşlarının bildirilmesi için süre verilmiş, davacı vekili tarafından beyanda bulunulmamış, davalı vekili tarafından ————-müzekkere yazılması talep edilmiştir. Yazılan müzekkereye verilen ——– tarihli cevapta kar marjının %10 ile %15 arasında olduğu bildirilmiştir. Davacı vekili müvekkili ile görüşüp iş tanımı hakkında ayrıntılı bilgi vermek için süre talep etmiş, davacı vekili tarafından verilen bilgiye istinaden talebi doğrultusunda ———- müzekkere yazılmış, yazılan müzekkereye verilen ——— tarihli cevapta, kar marjının firmalara göre değişiklik gösterebileceği, teknik detayların kuruma bildirilmesi halinde rayicin hesaplanabileceği belirtilmiştir. Kar marjı aralığının daha önce bildirilmiş olması ve dosyanın gelmiş olduğu aşama dikkate alındığında, kar marjı oranının %10 ile %15 arasında olduğu, daha önce bu oranlar dikkate alınarak tanzim edilen bilirkişi raporlarının yeterli olduğu kanaati oluşmuştur.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasında ————- no’lu gemi inşa projelerindeki blokların imali ve montajı hakkında sözleşmeler imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin davalı tarafından haksız feshedilip edilmediği, bu haksız fesih nedeniyle davacının davalıdan tazminat talep edip edemeyeceği, davalının takas mahsup talep etme hakkının bulunup bulunmadığı noktalarındadır. Davalı tarafından ekonomik kriz nedeniyle, imzalanan sözleşmelerde iki kez fiyat indirimi talep edildiği, davacının ilk indirimi kabul ettiği ancak ikinci kez fiyat indirimi talep edilmesini kabul etmediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin bu nedenle davalı tarafından feshedildiği, ekonomik krizin mücbir sebep olarak kabul edilmesinin mümkün olmaması ve tarafların tacir olması nedeniyle ticari hayattaki riskleri önceden göz önünde bulundurmak suretiyle basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekliliği birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmelerin davalı tarafından haksız feshedildiği kanaatine varılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede, davalı tarafından davacının işçileri için toplam——— ödenmiş olduğu tespit edilmiş, bu hususa davacı tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Davalı tarafından cevap dilekçesinde, davacının işçileri için ödenen bedel yönünden takas ve mahsup talep edilmiştir. Bilirkişi kök raporunda kar marjı oranı %50 olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış, itiraz üzerinde ek rapor alınmış ek raporda, ————- tarafından bildirilen kar marjı oranı %15 olarak kabul edilerek hesaplama yapılmış ve yapılan hesaplamada, davalı tarafın yapmış olduğu ödemeler nedeniyle davalıdan alacaklı duruma geçmiş olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Taraflara kar marjı hususunda müzekkere yazılabilecek kurumları bildirmeleri için süre verilmiş, davacı tarafından herhangi bir kurum bildirilmemiş, davalı tarafından ———– bildirilmiştir. Dosya kapsamı ve alınan raporlar birlikte değerlendirildiğinde, —————– tarafından bildirilen kar marjı oranlarının yerinde olduğu, alanında uzman bilirkişiler tarafından kar marjı %15 kabul edilerek tanzim edilen ve dosya kapsamı ile uyumlu olan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, haksız fesih nedeni ile davacının davalıdan tazminat talep etmesi şartlarının oluştuğu ancak dava tarihi itibariyle davacının davalıya tespit edilen tazminat tutarından daha fazla tutarda borçlu olduğu, bu durumda davanın reddi gerektiği, davacı manevi tazminat talep etmişse de dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği hususu da göz önünde bulundurulduğunda, davacının manevi tazminat talebinin ispatlanamadığı sonucuna varılmış, davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R : Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın peşin alınan 1.822,75-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.778,35-TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 1.674,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.849,32-TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde istinaf yolu kabil olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2019