Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1243 E. 2019/1065 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1243 Esas
KARAR NO : 2019/1065

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/11/2017
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan sigorta şirketinin sigortalısı —– ait —— plakalı aracını Kasko sigorta poliçesi kapsamında oluşabilecek hasarlara karşı sigortalandığını,15/10/2016 tarihinde davalı yana ait —— aracın kaza tutanağı gereğince hasara sebebiyet veren davalı yana ait araç sürücüsü ise olay yerini terk ettiğini, müvekkili sigorta şirketinin işbu hasar sebebi ile sigortalı araç için 18/11/2016 tarihinde 8.447,77TL ödeme yaptığını, müvekkili sigorta şirketinin TTK md. 1472 maddesi uyarınca ödemiş olduğu tazminat miktarı oranında sigortalının haklarına halef olduğunu, bu nedenle söz konusu tazminat miktarının rücu amacı ile zararın oluşmasında sorumlu olan davalı aleyhine T.C. İstanbul Anadolu ——. İcra Müd. — E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın zararın oluşmasında işleten olarak sorumluluğu sabit olmasına rağmen söz konusu icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, davalı borçlunun anılan bu borca yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, İ.İ.K. madde 67 gereği itirazın iptali gerektiğini, İstanbul Anadolu —–İcra Müdürlüğünün 2017/12480 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebliğat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirketin sigortalısı ——–plakalı araç ile davalıya ait ——– plakalı aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin kusuru oranında davalıdan rücuen tahsili amaçlı başlatılan İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğünün —– sayılı icra takibine yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih,———- Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Davacı —— sigortalısı —- ile davalı arasındaki hukuki ilişki haksız fiilden doğmuştur. Sigortalı — plakalı aracın kullanım şekli hususi olup, dava dışı sigortalı ——-tacir değildir. Davalı ise tacirdir. Dava mutlak ticari dava olmayıp haksız fiilden kaynaklanan tazminata ilişkin itirazın iptali davasıdır. Dava dışı sigortalıya ait aracın kullanım şekli hususi olup, dava dışı sigortalı tacir olmadığından TTK’nın 4/1 nisbi ticari dava koşulları oluşmamıştır. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevli olduğu anlaşılmıştır. Nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin —–. Sayılı ilamı benzer mahiyette olup: ” Somut olaya gelindiğinde; davacı sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Sigortalı araç kullanım şekli hususi kamyonet olup sigortalı tacir değildir. Davalı tacir olmayıp aracı ticari nitelikte çekici ise de TTK’nun 4/1 maddesindeki nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi iş bu davanın aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir. TTK’nun 6335 sayılı kanun ile değişik 5/3 maddesi uyarınca 01/07/2012 tarihinden itibaren asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline dönüştürülmüştür. Mahkemenin görevli olması ise, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca da davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Hal böyle olunca, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı iş bu tazminat davasında asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. ” gerekçesine haizdir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, araç ruhsat kayıtları birlikte değerlendirildiğinde; davanın rücuen tazminat davası olduğu, Yargıtay İBK kararı gereği, sigortacının rücuen tazminat davalarında sigortalısının yerine geçtiği, bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalının arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görevli mahkemenin belirlenebileceği anlaşılmış, neticeten dava mutlak ya da nispi ticari dava olmadığından asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmış, Mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.