Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1231 E. 2021/24 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1195 Esas
KARAR NO : 2021/33
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2017
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan —– ile davalıya —- hat kullandırıldığı, davalının ödemeleri tam ve zamanında yapmamış olması nedeniyle borçlu bulunduğu, davalının kullanmış olduğu hatlara ilişkin olarak genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, ancak bu kez davalı borçluların takip konusu alacağa karşı, kötü niyetli olarak ve takibi durdurmak maksadıyla yasal süresinde itirazda bulunduğu ve takibin durdurduğu, söz konusu itirazların haksız ve yasal dayanaklardan yoksun olduğu, tarafların aralarında imzaladıkları sözleşme ile ödeme şekli ve faiz oran ve miktarını belirledikleri, borç miktarı ve faiz hesabının sözleşmeye ve ilgili kanunlara uygun olarak tespit edilmiş olup itirazın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğu, davalı borçlunun takibe, borca, ferilerine, faiz oran ve miktarına yönelik itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı takibinin hukuken sakat olduğu, bu yüzden takibe dayalı olan iş bu davanın da sakat olduğu, dolayısıyla öncelikle, işin esasına girmeden davanın bu sebeple reddedilmesi gerektiği, alacaklı olduğunu iddia eden davacıya doğru düzgün ve hukuka uygun bir icra takibi yapması ve ondan sonra gelmesi gerektiği, davacı yana—- tarihli bir ihtarname gönderilerek konuyla ilgili itirazları bildirip açıklama ve belge talep edildiği, bu ihtarın davacıya—- tebliğ edilmiş olmasına karşın—– cevap verildiği, ihtarnamede talep edilen belgelerin hiçbirinin gönderilmediği, buna karşın kendi internet sitesindeki bir adresi yol göstererek buradan alabilirsin denmiş ise de davalının gerek öncesinde ve gerek sonrasında defalarca uğraştığı halde —– ade geçen belgelere erişmesi, görmesi, incelemesi mümkün olmadığı, burada davacının yaptığının tipik bir hile olduğu, —–takipte istenen işlemiş faiz ve gecikme bedelinin usulsüz, kanuna aykırı ve hukuksuz olduğu, ne sözleşme ne de taahhütnamelerde gecikme halinde %25 faiz uygulanacağına dair hüküm bulunmadığı bu bakımdan takipte talep edilen yıllık %25 faiz oranı ve bu oran üzerinden istenen işlemiş ve işlenecek faizin yersiz ve hukuksuz olduğu, davacının dosyaya sunduğu faturaların toplamının—- olduğu, takipte ise anaparanın —- olarak yazıldığı ve talep edildiği, görüldüğü gibi davacının takipte talep ettiğini davada belgeleyememekte olduğu ve kendi kendine çeliştiği, davacının —- son ödeme tarihli faturada—- talep ettiği, fakat dosyaya sunduğu —– işlem göründüğü, bunun ne olduğu ve konuyla ilgisi anlaşılamadığı, dosyaya sunulan faturaların toplamının — şimdi bu tahkik edilirse, —- taahhüt ceza bedeli, — taahhüt ceza bedelinin —— gecikme cezası olduğu, yani—- hiçbir emek veya hizmetin karşılığı olmayıp deyim yerinde ise taahhüt ihlali adı altında uydurma, emeksiz, havadan para olduğu görüldüğü, geri kalan sadece —- sözde hizmet karşılığı olduğu, hizmet denilenin, iki de bir kopan, hiçbir zaman doğru düzgün çalışmayan, sürekli aksayan, ya aratmayan ya görüştürmeyen ya da ses iletmeyen, yararı aksine asab ve iş kaybına yol açan, verimsiz, kalitesiz bir iş olduğu, nitekim davalının davacıyı terk etmesinin sebebinin bu olduğu, açıklanan sebeplerle, davacının kendi kasıt ve kusurunun sebep olduğu haksız, ticari etik ve hukuka aykırı davanın reddine, %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle – adet faturaya istinaden başlatılan —— Sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olunup, incelenen icra dosyasında davalı tarafın – günlük itiraz süresi içerisinde takibe itiraz etiği, dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında —- tarihinde abonelik sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır. Mahkememizce tarafların ticari defterlerini incelenmiş olup, mali müşavir bilirkişinin —tarihli raporunda özetle: “Her iki tarafa ait —- yıllarına ait ticari defterlerinin takdirinin mahkemeye ait olmak üzere sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacı ticari defter kayıtlarına göre davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle—– alacaklı olabileceğini, incelenen davalı yanın defterlerinde davacı tarafından düzenlenmiş ———- tutarlı faturaların kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan- faturanın —- tutarlı fatura ile —– faturalar olduğu, cari hesap kayıtlarında davacı yan adına herhangi bir cari hesap kaydının olmadığını, takip konusu faturaları banka hesabından ödendi olarak göstermiş olduklarını, davacı ticari defterlerinde ödemelere ilişkin kayıtların olmadığı üzere davalı ödemelerine ilişkin banka dekontlarının davalı tarafından sunulmasının gerekeceğini görüş ve kanaatine varılmıştır ” içeriğiyle raporunu Mahkememize sunmuştur. Uyuşmazlığın teknik inceleme ile çözümlenmesi gerektiği göz önüne alınarak telekomünikasyon konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle: “Davalı — davacı—- vermiş olduğu hizmet kalitesinin kötü ve verimsiz olduğunu belirttiği ve buna ilişkin görüşme kayıtlarını sunduğu,—- yapılan incelemede temel hususun faturalara ulaşılamaması, fatura detayları, hatlarla ilgili bilgi talepli olduğu, hizmetin teknik yönden kalitesi hakkında herhangi bir görüşme yapılmadığının anlaşıldığı, yapılan kullandırmalar yönünden taraflar arasında imzalanmış olan taahhütnamenin ihlal edilmiş olduğunun anlaşıldığı, abonenin— taahhütlü —indirimli tarifeyi seçtiği ve taahhüt süresi boyunca aylık—- fatura taahhüdünde bulunduğu, davalı abonenin mayıs ve haziran dönemli faturalarda taahhüdünün sağlanmış olduğu görülmekle beraber takip eden aylarda —– taahhüdün sağlanmamış olduğu, taahhüdün —– belirtilen esaslar doğrultusunda taahhüt ceza bedellerinin uygulandığı, Taraflar arasında imzalanmış olan taahhütnamenin davalı tarafından ihlal edilmiş olması sebebiyle, davacı—- davalı yandan takip tarihine kadar toplam —— alacaklı olduğunu, icra takibinde talebin —- olarak talep edilmiş olması sebebiyle talebe bağlı kalınması gerektiği, davacı yanın ilamsız takipte ödeme emrinde esas alacağın tamamına takip tarihinden itibaren — ve değişen oranlarda hesaplanacak — talebinde bulunulduğu görülmekle beraber fatura üzerinde —- uygulanacağı belirtilmiş olup, bu hususun değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur.
Davalının rapora itirazları ve işlemiş faiz hesabının yapılması amacıyla mali müşavir bilirkişi ve sektör bilirkişisinden ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler—- tarihli ek raporunda özetle: ” Davalı abonenin taraflar arasında imzalanmış olan taahhütnamelerini ihlal etmiş olması sebebiyle, davacı—- davalı yandan takip tarihine kadar toplam —- alacaklı olduğunu, davalı yanca sunulan — yer alan görüşmelerden faturaların davalıya ulaşmadığı, ayrıca davalı tarafından gönderilen —–tarihli ihtarnamede de faturaların ve taraflar arasında yapılmış olan sözleşmelerin davacı taraftan talep edilmiş olmasına rağmen davacı aboneye verilmediğini, dolayısıyla davacının fatura gönderme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu, gecikme faizi oranı ile ilgili olarak, —— üzerinde belirtilmiş olan gecikme faiz oranlarına atıf yapılmış olduğu ve faturalar üzerinde bu oranın—- olarak belirlenmiş olduğu ancak davacı yanın ilamsız takip ödeme emrinde —– tarihli takip talebinde —– işlemiş faiz talebinin bulunduğu, davacı tarafından takip konusu faturaların davalı yana tebliğine ilişkin herhangi bir belgenin sunulmadığını, yine takip talebinde —- kabul edilerek icra takip tarihi olan—- tarihine kadar geçen süre için — işlemiş faiz hesaplandığını, — tarihindeki temerrüte ilişkin usulüne uygun yapılmış ihtarname ve tebliğ şerhinin dava dosyasında bulunmadığını, işlemiş akdi faiz talebi ile işlemiş faiz talebinin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” içeriğiyle raporu mahkememize sunmuşlardır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiş, davalı taraf hizmetin ayıplı olduğu ve fatura miktarları kabul etmedikleri bildirmiştir.
Davalı vekili davacının verdiği hizmetin ayıplı olduğunu ilişkin ses kayıtlarını delil olarak sunmuştur. Mahkememizce ve bilirkişice dinlenen ses kayıtlarından davalının hizmetin ayıplı olmasına ilişkin davacıyla herhangi bir görüşme yapmadığı, görüşmelerin abone referans numarasının değişmesi sebebiyle faturaya ulaşılmaması, yine aboneliklerin birleşmesi sebebiyle gelen fatura ile ilgili görüşme, faturaların cep telefonuna gelmemesine ilişkin olduğu bu görüşmelerin bilgi alma amaçlı olduğu, ayıp sayılmayacağı kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla davalının rapora bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. Her ne kadar bilirkişice davacının fatura gönderme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu tespit edilmiş ise de; bu yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması halinin ayıplı hizmet verildiğini göstermeyeceği anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan mali müşavir bilirkişi raporunda; davalının takibe konu ——tutarlı faturaları defterlerine kaydettiği tespit edilmiştir. Bu durumda HMK’nın 222. Maddesi gereği defterlerine kaydettiği faturalar nedeniyle davacı yana borçlu olduğu açıktır. Yine sektör bilirkişisi davacı tarafça tanzim edilen faturaların tamamının miktarlarını uygun bulmuş, davalının taahhütlerini ihlal ederek davacının fatura içeriğindeki diğer ücretlere de hak kazandığını tespit etmiştir. Bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, rapor doğrultusunda karar vermek gerekmiştir. Davalı tarafın defterine kaydettiği faturaların ödeme kaydıyla kapatıldığı anlaşılmış, buna ilişkin bir ödeme dekontu sunmadığından davacının davalıdan tüm faturalar yönünden alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki dava—– kaynaklı olup, faturaların her birinde son ödeme tarihleri yazılıdır. Bu durumda ödeme günü belirli olduğundan faturaların zamanında ödenmemesi halinde davacının davalıdan işlemiş faiz isteyebileceği açıktır. ——- — uyarınca, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Anılan madde hükmünün 2. fıkrasında ise, borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak, taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmişse, borçlu, sadece bu günün geçmesi ile temerrüde düşmüş olur. —– kaynaklı uyuşmazlıkta her bir faturanın son ödeme günü belli ve muayyen olduğuna göre,—- faturanın zamanında ödenmemesi hakkındaki madde hükümlerine göre her bir fatura alacağına son ödeme tarihinden itibaren takip tarihine kadar 818 sayılı BK’nun 101. maddesi——- faiz işletilmesi gerekirken, davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediği gerekçesi ile işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bu hususa değinmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.6. Maddesinde “Faturaların belirtilen son ödeme tarihini geçen ödemeler için —- günlük bazda gecikmeli gün sayısı kadar faiz uygulanır. Uygulanacak faiz oranları hakkında, düzenlenen faturalarda ve ilgili hizmet kanallarında bilgi verilir” hükmünü içermektedir. Davacı tarafın davalı yana gönderdiği faturalar ise aylık %1,40 olarak belirlenmiştir. Fatura üzerindeki miktarlardan Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’da düzenlenen faiz oranının talep edildiği anlaşılsa da; takip talebinde %24 oranında talep edilerek Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’da belirtilen faiz oranının istenilmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede faiz oranı açıkça belirlenmemiş, faturalarda yazılmıştır. Ancak davalı taraf faturadaki faiz oranını kabul etmemektedir. Bu durumda taraflar arasında faiz oranının açıkça belirlenmemiş olması, davacının takip talebinde Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’da belirtilen faiz oranının istememiş olması, davacının belirleyeceği faizin takip talebi de göz önüne alınarak belirsiz halde olması göz önüne alınarak faturaların son ödeme tarihinden takip tarihine kadar avans faizi işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, Mahkememizce yapılan hesaplamada takip talebindeki gecikme faizi ve işlemiş faiz kalemlerini kapsar şekilde toplam —- işlemiş faiz uygun bulunmuş, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmemiş—– reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyetli olduğu sabit olmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmemiş, davanın kısmen kabulüne itirazın kısmen iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1—– sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin — işlemiş faiz olmak üzere toplam—– üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek ticari avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 1.141,43-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 299,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 842,10-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 299,33-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 330,73-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.838,50-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan —- davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından sarf edilen 69,40-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan —— davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 817,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/01/2021