Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1228 E. 2018/697 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1228 Esas
KARAR NO : 2018/697
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 18/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili …’e ait ……….. plakalı aracının 13/09/2017 tarihinde evinin önünde park halinde iken çalındığını, müvekkilinin aracının çalınmasından önce evinde hırsızlık olayı gerçekleştiğini bir kısım para ile kol saatinin çalındığını farkettiğini, aracının olaydan 40-45 gün sonra çalınması sonucu süphelendiğini ve aracının yedek anahtarının da bulunmadığını farkettiğini, evinde gerçekleşen olay sonrası aracı ile şehir dışına çıktığını ve döndükten kısa bir süre sonra aracının çalındığını, konuyla ilgili emniyete şikayette bulunulduğunu, meydana gelen olay sonrasında müvekkilinin aracında oluşan zararın tespiti ve tespit edilecek olan zararın sigorta poliçesi uyarınca tazmini istemiyle ifade tutanakları ile birlikte davalı … şirketine başvurduğunu, hasarın motorlu taşıtlar birleşik kasko poliçesi ve genel şartları gereğince tazmin kapsamına alınamadığından bahisle isteminin reddedildiğini, açıklanan nedenlerle araçta oluşan hasar bedeli 75.000,00-TL’nin zararlandırıcı olayın meydana geldiği 13/09/2017 tarihten itibaren işletilecek reeskont faiziyle birlikte davalı … şirketi tarafından tazminine ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş duruşmaya katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına göre davanın, davalı … şirketine kasko sigortası ile sigortalı olan …..8 plaka numaralı …… marka binek aracın çalınması nedeni ile araç bedelinin tazmini talebi ile açılan tazminat davası olduğu anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve sununlan delillerin incelenmesinde, davacının tacir olmadığı, dava konusu aracın ticari araç olmadığı ve dava konusu uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olmadığı anlaşılmaktadır. Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Diğer yandan 28/11/2013 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. Maddesinde; ”Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmü yer almakta, aynı kanunun 3. Maddesinde ise tüketici işlemi tanımlayan ”mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” hükmü yer almaktadır. Ayrıca aynı kanunun 83.maddesinde de ”taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilerek 6502 Sayılı Kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73 .maddesinde de, ”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda davacı, davalı … şirketinden ……….no’lu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan aracın çalındığı iddiası ile araç bedelinin tazminini talep etmektedir. Yukarıda yer verilen düzenlemeler ve dava konusu somut olay birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki ilişki 6502 Sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi olup uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/19466 Esas, 2016/12012 Karar Sayılı, 28.12.2016 Tarihli ilamı da bu yöndedir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir, kamu düzenindendir ve dava şartları arasındadır. Açıklanan nedenlerle ve yasal düzenlemeler karşısında mahkememizin görevsizliği ve dava konusu uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması dolayısıyla, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile 6502 Sayılı Kanun’un 3., 73. ve 83/2 maddesi, 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usul yönünden REDDİNE
2-HMK.’nun 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda tarafların talebi üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/09/2018