Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1217 E. 2020/171 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1217 Esas
KARAR NO : 2020/171

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—- hizmet verdiğini, davalı tarafın siparişleri üzerine basılan ve davalıya teslim edilen ürünler karşılığında müvekkili olan şirketin, davalı borçludan fatura karşılığı — tutarında alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca müracaat edildiğine netice alınamadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafın İtirazı ile takibin durduğunu, icra takibinin 12.06.2015 tarihinde başlatıldığını, 03.06.2016 tarihinde dosyaya kısmi ödeme yapıldığını, 09.03.2017 tarihinde dosya borcunun tamamına itiraz edildiğini, bunun bile başlı başına yapılan itirazın haksızlığını ortaya koyduğunu, müvekkilinin davalıya basım hizmeti verdiğini ve böylece taraflar arasında ticari bir ilişki kurulduğunu, davalıya ———-bedelli fatura ile ——– hazırlandığını ve yine 02.01.2015 tarih ——- bedelli fatura ile 1000 adet —– hazırlandığını ve söz konusu ürünlerin fatura ve sevk irsaliyesinin de imza karşılığında davalı yana teslim edildiğini, davalı, yanın hizmet bedeline karşılık gelen borca itirazının haksız olduğunu, kabul edilen ancak vadesinde ödenmeyen faturalar için işleyen yasal faize itiraz edilmesinin kötü niyetli olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle faturaya dayalı olarak davacı tarafça başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri— tarihinde tebliğ edilmiş olunup, davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde 09/03/2017 tarihinde itiraz edilmiş, davacı tarafından Mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce tarafların ticari defterlerin incelenmesi için gün verilmiş, davacının defterlerini sunduğu, davalının hazır olmadığı görülmüştür. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişi 22/01/2019 tarihli raporunda özetle: “Davacının kanuni ticari defterleri kendi adına delil vasfına haiz olduğunu, davacının kestiği faturaların irsaliyeleri dosyada mevcut olup irsaliye üzerinde bulunan teslim alan bölümünde imza bulunmadığını, davacı tarafından açılan dava tutarı 2.006.-TL olduğunu, davacının talep ettiği icra inkâr tazminatının sayın mahkemenizin takdirinde bir husus olduğunu, davacının şirket kayıtlarında davalıdan 2.166.-TL alacaklı olmakla birlikte, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının 2.006,00 TL’lik talebinin yerinde olduğu, yönünde görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu sunmuştur.
Davalının rapora itirazları doğrultusunda Mahkememizce davalı yana defter incelemesi için çıkarılan tebligatta herhangi bir ihtarat olmadığı da göz önüne alınarak bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin— tarihli ek raporunda özetle: “Davalı şirket kayıtlarında davacıya 1.332,00-TL borç gözükmekle birlikte borçla ilgili olarak 1.332,00-TL ödeme yapıldığı ve davacının avukatına borç yazıldığı, davalı hesplarında davacının avukatından alacak olarak gözüken 1.332,00-TL’nin davacının hesaplarına aktarılması halinde davalının hesaplarında davacıya borcunun kalmayacağı, davacı avukatı 160,00-TL keserek söz konusu parayı davacı hesabına aktarmış olup, kök raporda da belirtildiği gibi davacı tarafından davalıya 1.172,00-TL alacak olarak kaydedildiği, taraflar arasındaki ihtilafın ——————-tutarındaki fatura olduğu fatura irsaliyesi üzerinde teslim alan bölümünde imza olmadığını, söz konusu faturanın davacı tarafından—– olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde raporunu sunmuştur.
Mahkememizin 10/09/2019 tarihli celsesinde davacı taraf yemin deliline dayandığını beyan etmiş, davalı asil 13/02/2020 tarihli duruşmada hazır bulunarak yemini eda etmiştir. Davalı asil yemininde: ‘—–bedelli ürünleri davacıdan sipariş etmediğime, söz konusu faturanın tarafımıza tebliğ olmadığına, söz konusu faturada belirtilen ürünlerin tarafımıza teslim edilmediğine ve/veya tarafımızca teslim alınmadığına ve davacıya borcum bulunmadığına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” şeklinde beyan etmiş olup, taraflar arasındaki temel uyuşmazlık olan ve davanın konusu olan 2.006,00-TL tutarındaki fatura konusu ürünleri almadığına ilişkin yeminini eda etmiştir.
Bilindiği üzere fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. İspat; davalının defterlerine faturayı kaydetmiş olması, vergi beyannameleri, mutabakatname, sevk irsaliyesi gibi elverişli yazılı delillerle gerçekleştirilir. Davacı tarafından, cari hesabına işlemiş olduğu faturaya konu hizmetin/malın davalı tarafa teslim edildiğine yönelik ispata elverişli hiçbir delil sunulamamıştır. Nitekim davacı taraf yemin deliline dayanmış, davalı asil usulüne uygun olarak yeminini eda etmekle davacının davasını ispat edemediği, davaya konu 2.006,00-TL tutarlı fatura konusu ürünleri davalıya teslim etmediği anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Uyuşmazlığın başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, davalının defter ve kayıtlarında uyuşmazlık konusu olan 2.006,00-TL tutarındaki faturanın kaydedilmemiş olduğu, davacı tarafın defter ve kayıtlarında uyuşmazlık konusu faturanın kaydedilmiş olmasının malın ya da hizmetin teslimini kabule yeterli olmayıp davacı tarafından faturaya konu mal ya da hizmetin davalı tarafa teslimine ilişkin sevk irsaliyesi ya da başkaca yazılı delil sunulmaması ayrıca davalı asilin fatura konusu ürünleri teslim almadığına ilişkin yemin beyanı nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı göz önüne alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 34,26-TL harcın mahsubu ile bakiye 20,14-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden,—– Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir olunan —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.