Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1205 E. 2022/243 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1205 Esas
KARAR NO : 2022/243

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Cezai Şart)
DAVA TARİHİ : 09/11/2017
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Cezai Şart) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, ——- ile iştigal eden bir şirket olduğunu, bu kapsamda taraflar arasında —tarihleri arasında geçerli olmak üzere — akdedildiğini, sözleşme gereği müvekkili şirket tarafından davalıya 10.000,00 TL tutarında destek pirimi kullandırılacağı konusunda mutabık kalındığını, davalı tarafın adresinde bulunan servis iş yerinde daha önce yapılan tadilat ve onarım esnasında yapılan mevcut yapıların sökülmeyerek destek priminin kullandırıldığını, davalı tarafın sözleşmeden kaynaklanan —– satın alma taahhüdünü yerine getirmemesi üzerine —– ihtarnamesi ile yükümlülüklerini yerine getirmesinin ihtar edildiğini, davalı tarafından keşide edilen ——yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iddiaların kabul edilmediğini, davalıya gönderilen —– numaralı ihtarnamesi ile davalının sözleşmeden kaynaklanan taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini ve sözleşmenin 6.7. maddesinde kararlaştırılan cezai şart tutarının talep edildiğini, davalı tarafından keşide edilen —- numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasında böyle bir sözleşme bulunmadığını ve bahsedilen destek bütçesinin kullandırılmadığı/yerine getirilmediği bildirilerek talebin kabul edilmediğini öne sürerek sözleşmenin 6.7. maddesinde kararlaştırılan—– cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek—- avans faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile akdedilen herhangi bir yazılı ve geçerli sözleşme olmadığını, davacı ile şifahi olarak hiçbir yaptırımı bulunmayacak şekilde —– alınması konusunda anlaşıldığını, davalının herhangi bir yazılı sözleşme olmamasına rağmen uzunca bir süre davacıya vermiş olduğu söz gereği iş hacminin %80’inden fazla —- davacıdan aldığını, ancak davacının —- sözünü yerine getirmemesi üzerine vazgeçtiğini, bahsi geçen —- —- kullandırıldığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, bu sayılanların davacının kiracı olarak bulunduğu mülkün sahibi ——- olduğunu, —–niteliğinde olduğunu öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Sözleşmede bulunan imzanın açıkça inkar edilmediği göz önüne alındığında davalı tarafın beyanlarının gerçek olamayacağının açık olduğunu,—- sözleşmenin kabul edildiğini ve yükümlülüklerin yerine getirildiğinin ileri sürüldüğünü, davalı tarafın hem sözleşmeyi reddedip hem de sözleşmede belirlenen destek tutarının kullandırılmadığı iddiasında bulunduğunu, sözleşmenin 6.3. maddesinde desteğin ne şekilde gerçekleştirildiğinin belirtildiğini, bahsi geçen malzemelerin müvekkili şirket tarafından yaptırıldığını, müvekkili şirketin aynı yerde faaliyet gösteren —-çin yaptırılan malzemeler söktürülecekken bu yerin davalı tarafından kiralanması nedeniyle malzemelerin sökülmemesi karşılığında —— kullandırıldığını öne sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir,
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile imzalanan bir yazılı sözleşme bulunmadığını şifahi sözleşmeye istinaden ihtarnamelere cevap verildiğini, müvekkilinin herhangi bir yazılı sözleşme olmamasına rağmen uzunca bir süre davacıya vermiş olduğu söz gereği iş hacminin %80’inden fazla ——ürünü davacıdan aldığını, ancak davacının, — sözünü yerine getirmemesi üzerine vazgeçtiğini öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davaya dayanak yapılan — 6.7. Maddesi gereğince davanın cezai şart alacağına ilişkin açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunup bulunmadığı, davacı tarafından taraflar arasında akdedildiği iddia olunan sözleşme gereği, davalı tarafından koşulların yerine getirilmemesi—- —- gerekçesiyle davacının davalıdan cezai şart talep edip edemeyeceği noktalarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Tanık —–beyanında; “Ben davacı—- ————-olarak açmıştık. Daha sonra davalı ——— yerini devrettik. —– sözleşme ile gerçekleşti, herhangi bir devir bedeli almadık, imzalanan sözleşmeye göre davalı taraf davacıdan belli — taahhüt etti ancak taahhüt ettiği ——- almadı. İş yeri daha sonra davalı tarafından —- —- çevrildi ve —- işletilmektedir. —– —- davalı olduğumuz tarihten beri herhangi bir alım satım ilişkimiz yoktur.——–kiralıktı. Davacıya ait değildi. Yapılan sözleşmelerde —— bedeli kadar cezai şart olur ancak dava konusu sözleşmenin içeriğini hatırlamıyorum. Cezai şart sözleşme ile devredilen —- işyerine değişir.” şeklinde,
Tanık ———–beyanında ———– taşınmazın sahibiyim. Önce davacı —– burayı benden kiraladı —– yapacaklarını söylediler, ben hiçbir şekilde karışmayacağımı söyledim. Kendileri bir ———— daha sonra——–başladılar—— bu arada benim ——- —- ödemediler. Ödemedikleri ——– yaptıkları —- —- karşılıklı sulh olduk. Davacı taraf daha sonra bu iş yerini boşalttı. Dükkan yaklaşık 6 ay boş kaldı. Daha sonra ——- —- kiraladı, biz kira sözleşmesini ——– ile yaptık. Davacı taraf dükkanı boşalttığı ——-parça eşya kalmıştı, bu eşyalar için—— anlaştılar. ——- davalı tarafın davacı——-alacağı ancak davacı tarafın —–nedeniyle anlaşamadıklarıdır. Ben daha ayrıntılı bir şey bilmiyorum. —– iş yerini —- içeriği konusunda bilgi sahibi değilim, ——– verip vermediği hususunu bilmiyorum, —-iş yerini kiraladıktan sonra daha önceki hali kendisine uymadığı için kendisine göre —– yaptı. —-” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, dosyanın —- bilirkişi, —- bilirkişi ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, —–raporu dosya içerisinde alınmıştır. Raporda özetle; “…Sözleşmenin davalı tarafından imzalanmadığını ispata yarayacak herhangi bir belgenin bulunmadığı, sözleşmenin 6.1 maddesi gereğince davalının “—— olduğu ——%80’nini ———satın almış olması”—– taahhüdünü yerine getirdiği anlamına geleceği, dosya kapsamında bu yönde bir tespit yapılamadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin fatura —- —- olduğu davalının bu miktarda bir alım yapmadığının kabulü halinde ise; sözleşmenin 6.3 maddesinde, davacının talep ettiği destek bedelinin bayinin belirtmiş olduğu —– devreden tarafından yapılmış bulunan ——-gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, bu eşyaların genel olarak sökülemeyecek ve bütünleyici parça niteliğindeki eşyalar olduğu, sözleşmede açık hüküm var ise de davacının bunlar için bedel talep edip edemeyeceği hususunda takdirin mahkemeye at olduğunu …” şeklinde rapor sunulmuştur.
Dosyanın daha önce rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacının cezai şart talebi ve kök rapora olan itirazları yönünden inceleme yapılarak ek rapor tanzim edilmesine karar verilmiş, 28/09/2021 tarihli ek raporunda da kök rapordaki görüşün değişmediği rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacını tarafından taraflar arasında —–akdedildiği iddia edilmekle birlikte davalının bu yazılı sözleşmeyi kabul etmediği, dosyaya sunulan sözleşmenin altındaki imzanın davalı tarafından kabul edilmediği, davacı tarafından sözleşmenin davalı —– imzalandığının iddia edildiği anlaşılmış ancak davacı tarafından bu kişinin davalının vekili olduğuna dair herhangi bir vekaletname dosyaya sunulmamıştır. Bu durumda davacı tarafından taraflar arasında yazılı bir sözleşme olduğu ispat edilememiştir. Davalı davacı ile aralarında sözlü —– sözleşmesi olduğunu kabul ettiğinden, taraflar arasında yazılı olmayan bir sözleşme ilişkisinin kabulü gerekmektedir. Cezai şartın kabul edilebilmesi için taraflar arasında açıkça bu hususun belirlenmiş olması gerekmektedir. Davalı taraf cezai şartın belirlendiğini kabul etmemekte, davacı taraf ise cezai şartın belirlendiğini ispat edememektedir. Ayrıca davacı davalı tarafın adresinde bulunan servis iş yerinde daha önce yapılan tadilat ve onarım esnasında yapılan mevcut yapıların ve malzemelerin sökülmeyerek destek priminin kullandırıldığını iddia etmekte ise de, bu yapı ve malzemelerin bir önceki kiracıya ait olduğu, önceki kiracının bir kısım kira borçlarını ödememesinden dolayı iş yerindeki yapılar ve malzemelerin ödenmeyen kiraya sayılarak mal sahibine bırakıldığı, davacının dava konusu iş yerini içerisinde bu yapı ve malzemeler olduğu şekli ile mal sahibinden kiraladığı anlaşılmış, kısacası; davalının iş yerini bu malzemeler ile birlikte dava dışı mal sahibinden kiralamış olduğu, kiralanan —- davacı tarafından davalıya ——— verilmediği anlaşıldığından davanın reddine karara verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu peşin harcın, peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —— —- davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.