Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1197 E. 2022/218 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1197 Esas
KARAR NO : 2022/218

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2017
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirket bünyesinde 12.8.2008-11.10.2016 tarihleri arasında — çalıştığını, davalının istifa ederek iş ilişkisini sonlandırdığını, taraflar arasında rekabet yasağı sözleşmesi imzalandığını, buna göre davalının 2 yıl boyunca– sınırları dahilinde davacıya rakip firmalarda çalışmamayı taahhüt ettiğini, taahhüdün ihlalinin 20.000 TL ceza ile desteklendiğini, davalının istifasının ardından– bünyesinde aynı unvan ile, aynı bölgede ve aynı —- hitaben çalışmaya başladığını, davalının müvekkilinin iş ve ticari sırları ile —- olduğunu, müvekkilinin — etkilemeye çalıştığını açıklanan nedenlerle 20.000-TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının — isimli—- ilaç üzerine iken, dava konusu ilacın ürün müdürünün işten ayrılması üzerine şirketin yönetim kararı ile ——– ürün müdürü olarak çalışmaya başladığı, rekabet yasağı sözleşmesinin müvekkilinin rızası hilafına imzalandığını, tüm— olması sebebiyle sözleşmenin—- sınırlanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ürün müdürünün, ilaca ilişkin yayınlanmış ve bilinen bilgilere sahip olabileceğini, ürün müdürünün masa başında yapmış olduğu araştırmasının sonuçlarını bağlı olduğu müdürü ile paylaşarak —— tanıtımını yapan — bu bilginin aktarılmasını sağlamakla sorumlu olduğu,— tanıtımından— olduğu, doktorun bir ilacı tercih etmesinin ürün müdürü sayesinde gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğini, çünkü— etken maddeye,etken maddenin kaynağına, –, firmanın— güvendikten sonra ancak ilaç yazacağı hastanın hastalığına etkili olacak hastanın fiziksel olarak da kullanabileceği ilacı tercih ettiği, doktorun— karar vereceğini, ürün müdürünün sorumluluğunda olan— —— tanıtmadığı, ——— sorumluluğunda olduğu, her iki şirkette çalıştığı — etken maddelerinin farklı olduğunu, kullanım şekilleri ve dozlarının da farklı olduğunu,—– dahi eşdeğer kabul edilmediğini, davalının edindiği bilgilerin tamamının yayınlanmış bilimsel çalışmalar olduğunu, sır olmadığını açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı şirkette –olarak çalışan davalının istifası sonrası dava dışı rakip firmada çalışmaya başlayarak taraflar arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiği iddiasıyla açılan cezai şart istemli alacak davasıdır.
Mahkememizce davacı ve dava dışı şirketin sicil kayıtları, davacının– kayıtları celp edilmiş, davacı vekilinin talebi doğrultusunda davalının davacı şirkette ve dava dışı şirkette çalıştığı — eşdeğer olup olmadığı sorulmuş, gelen yazı cevabında — olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce dinlenen davacının bildirmiş olduğu tanık … beyanında özetle: ” Davalı ile– işe başladığını, –olarak başladığını, davalının 1,5 yıl kendisinin yöneticiliğini yaptığını, ardından başka bir yönetici ile çalıştığını, davalının —- —— çalıştığını, davalının şirketlerinde –olarak çalıştığını, şu an çalıştığını bildiği— aynı anda yazılmadığını, — olduğunu, –çalışmalara — olduğu, ürün yöneticisinin ——– tanıttığı, —-ise—– etmiştir. Tanık … beyanında özetle: “Davalı ile beraber çalıştığında bölge müdürü olarak çalıştığını, davalının da— olarak– davalının — bizzat görüştüğünü,— uyarılarda bulunarak davalıya bizzat bilgi vermemelerini istediğini,– firmada çalıştığını, davalının çalıştığı şirkete çağırdığı yönünde duyumlar aldığını, davalının başka bir şirkete geçtiği için iş sözleşmesinin sona erdiğini, — tanıtımın uygulanıp uygulanmadığını takip ettiğini, — çıkaramayacağını, işe alamayacağını ama kendi işyerine davet ederek çalıştığı işyerine geçirebileceğini, bu konuda daha öncede çok fazla örnek yaşandığını” beyan etmiştir.
Mahkememizce dinlenen davalının bildirmiş olduğu Tanık …– tanıtım hizmetinde çalıştığını, davalının ise —müdürü olarak görev yaptığını, davalının genellikle — senelik ve aylık olarak çalışma büroşürleri hazırlandığını, kendilerine sahada dağıtmaları için— gönderdiklerini, ürün müdürlerinin— yanında—- yaptığını, —-asıl görüşen kişinin ürün tanıtımı yapan kendilerinin ve bölge müdürlerinin olduğunu, ürün müdürlerinin ise senede 2 defa denetim amaçlı geldiklerini, bu nedenle müşteri çevresine — olmalarının mümkün olmadığını” beyan etmiştir. Tanık … beyanında:” Davalı ..– — şirketinden tanıdığını, — konusunda ürün müdürü olarak göre yaptığını, satıştan sorumlu satış ekibinin, ürünlerin tanıtımını — yaptığını, ürün müdürünün ise tanıtılacak — bilgilerini toplayarak etken maddelerini —- çalıştığı grupta yaklaşık 80 tane satış temsilcisi bulunduğunu, satış temsilcilerinin ürün müdürü her seferinde yanında çıkmadığını, bunun çok net bir sıklığı olmadığını, haftada yaklaşık 2 kere ürün tanıtan kişilerle — bulunduklarını, satışta direkt bir sorumluluklarının olmadığını, görevlerinin satışı yapanların doğru aktarım yapıp yapmadığını denetlemek olduğunu, — durumunun olmadığını,— herkesin ulaşacağı bilgiler olduğunu, herhangi bir gizliliğinin olmadığını” beyan etmiştir.
Mahkememizce dosyanın sektör bilirkişisi ile rekabet etmeme yasağı konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup, alınan 15/02/2022 tarihli raporda özetle:”Tanık ifadeleri incelendiğinde ürün müdürünün tanıtılacak ilaçların –bilgi topladıkları, etken maddelerini ve etkilerini araştırdıkları—- olmadığı, daha ziyade—- denetlenmesi işi ile iştigal ettiklerinin görüldüğü, ürün müdürünün ticari sırlara— olmalarının çok zor olduğunun görüldüğü, diğer yandan dava konusu olan—- olduğuna göre bu ürüne ilişkin tüm teknik bilgilerin alenileşmiş olmasının gerekeceği,— ilişkin ticari sırdan söz etmenin olanaklı olmadığı,—- olması sebebiyle doktorların—- olmasının mümkün olmadığı—- olduğu, davalının davacının önemli sırlarına, müşteri çevresine —, bu nedenle rekabet yasağı getirilmesinde hukuken korunan bir menfaat olmadığı kanaatine varıldığı, TBK 444/2 maddesi uyarınca da ürünlerin eş değer olmaması sebebiyle geçersiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır” yönünde görüş bildirmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı rapora itirazda bulunmuşsa da alınan raporun yeterli olduğu, itirazların mahkememizce de karşılanabileceği anlaşıldığından yeni bir rapor almaya gerek görülmemiştir.
Davalının davacı– çalıştığı ihtilafsızdır. Dinlenen tanıklar, taraf vekillerinin beyanları gözetildiğinde;— müdürünün —–hazırladıkları,— zaman zaman—- yanında denetime çıktıkları—- bulundukları anlaşılmıştır. Yani—- gibi doğrudan —- tanıtımı yapmamakta,—— doğru tanıtımı yapmaları için gerekli bilgiyi toplama, — denetleme sorumluluklarının olduğu anlaşılmaktadır. Dinlenen tanıklar ve dosya kapsamından — müdürünün bu bilgileri —gerekli araştırmalarla edindiği, bilgilerin ticari sır niteliğinde olmadığı,– etken maddelerinin, herkesin erişebileceği bilgiler olduğu bunların davalı tarafça toplanarak– haline getirildiği anlaşılmıştır.
TBK’nın 444.maddesinin 2.fıkrası:”Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” amir hükümü haizdir. Eldeki davada davacının iddia ettiği gibi geniş anlamda —olarak kabul edilse bile; davacının—— denetlemek dışında bir görevinin olmadığı, zaman zaman denetleme amaçlı çıktığı ziyaretlerde — rekabet yasağına aykırılığa sebep olmayacağı, ilaç tanıtımlarını kendisinin yapmadığı, —— etkileyemeyeceği açıktır. Dinlenen tanık beyanlarından, davalının davacının üretim sırlarına, yaptığı işler hakkında bilgilere eriştiği de sabit değildir. Zira araştırmalarını —–bilgileri ile yapmakta—– maddelerini herkesin ulaşabildiği — üzerinden yapmaktadır. Tüm bunların aksi düşünülse bu kez maddede rekabet yasağı ihlalinin gerçekleşmesinin son şartı olan bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması şartının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır. — gelen yazı cevabında davalının şu an çalıştığı—davacıda çalıştığı—- farklı etkin maddeleri içerdiği ve eşdeğer olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda da davalının dava dışı şirkette— sebebiyle doktorları tanımasının tek başına davacı zararına sebep olamayacağı, davalının her iki şirkette farklı— çalıştığı anlaşılmış, TBK 444/2 maddesi gereği rekabet yasağı kaydının geçersiz olduğu, davacının davalının önemli bir zarara sebep olabileceğini dosya kapsamında ispatlayamadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 341,55-TL harcın mahsubu ile artan 260,85-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından harcanan 28,75-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden– hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.