Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1196 E. 2019/1051 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1196 Esas
KARAR NO: 2019/1051
DAVA: Tazminat(Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/01/2017
KARAR TARİHİ: 10/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —– tarihinde dava dışı——- sevk ve idaresindeki ——- plakalı aracın seyir halindeyken yoldan çıktığını, tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının eşi — ———hayatını kaybettiğini, olayla ilgili olarak Yusufeli CBS tarafından ——— nolu soruşturmanın yürütüldüğünü, meydana gelen kazada araç sürücüsünün asli kusurlu bulunduğunu, müteveffaya kusur atfedilmediğini, davacının destek zararının tazmini talebiyle ——- plakalı aracın ZMMM sigortacısı olan davalı şirkete başvurulduğunu ancak başvurunun sonuçsuz kaldığını beyanla davacının destek zararına karşılık şimdilik —– TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte poliçe limiti dahilinde davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: ———- plakalı aracın ZMSS poliçesi gereğince teminat altına alındığını, davacı tarafın yasal şartlara uygun başvuruda bulunmadığını, araçta yolcu iken vefat eden —— ile ilgili destek zararının poliçe genel şartlarının A.6.d maddesine göre teminat dışı olduğunu, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsünün alkol raporunun getirilmediğini, hatır taşıması unsurları ile sosyal güvenlik kurumunca yapılmış ödemeye ilişkin unsurların araştırılması gerektiğini, davacının yoksun kalınan desteğe ilişkin zararının, kusur durumunun ve uygun illiyet bağının ispata muhtaç olduğunu, ispat külfetinin ise davacıya düştüğünü beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle ——– tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında ——— vefat etmesi sebebiyle açılan destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat davasıdır.
Davacı dava dilekçesinde müteveffa ———– plakalı araçta yolcu konumunda olduğunu beyan etmiştir. Davalı tarafından tanzim edilen poliçe incelendiğinde poliçe başlangıç tarihinin ——— olduğu ve sigortalının müteveffa ——- olduğu anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsü müteveffanın oğlu——-
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü için hesap uzmanı bilirkişiden ——– tarihinde rapor alınmış, bilirkişi tarafından davacının davalı sigorta şirketinden ———TL alacaklı olduğuna ilişkin rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce kusur raporunun alınması için Yusufeli C.Başsavcılığından ——— Sor. Numaralı savcılık dosyası celp edilmiştir. İncelenen soruşturma dosyasında; mağdur ——-olaydan —–gün sonra verdiği ifadesinde——– Köyünden çıkarken araç sürücüsünün ——– olduğu, ancak ———— ilçe çıkışında mazot aldıktan sonra aracı eşi——— kullanmaya başladığını, olayın şokuyla ne dediğini bilmediğinden sürücü olarak Mehmet Keskin’i söylemiş olabileceğini beyan ettiği, yine Şüpheli———–ifadesinde de benzer mahiyette akaryakıt istasyonuna kadar aracı kendisinin kullandığını, petrolden ayrılırken kendisinin yolcu koltuğuna babasının ise sürücü koltuğuna geçtiğini kaza anı ve kazadan 4 gün sonrasına kadar hiç bir şey hatırlamadığını beyan ettiği, petrolde çalışan ——— isimli şahsın tanık olarak ifadesinde de benzer şekilde petrolden ayrılırken ———— şoför koltuğuna geçtiğini beyan ettiği, sürücünün vefat eden ——– olduğunun yapılan soruşturma ve incelemeler neticesinde anlaşıldığı, müteveffa dışında kusur atfedilebilecek herhangi bir üçüncü kişinin olayda bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce kusur oranının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması yönünde ara karar kurulmuş olup, bilirkişinin ———- tarihli raporunda özetle: “Davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü müteveffa —— %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu ———–ve diğer yolcu ———- olayın oluşumunda her birinin kendi adına ayrı ayrı kusursuz oldukları, kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunduğu görülmüştür.
Mahkememizce kusur oranının tespiti sonrası hesap uzmanı bilirkişiden ek rapor alınmış olup, bilirkişinin —- tarihli ek raporunda özetle: “Dosyada mübrez kusur bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere aracı kullananın ——– değil ——— olduğunun tespit edildiği, Müteveffa ——- %100 oranında ağır kusurlu olduğu görüldüğünden, yeni trafik yasası doğrultusunda sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, işletenin %——– kusur oranına göre tazminatın ——– TL olarak hesaplandığı” şeklinde raporunu ibraz etmiştir.
Bilindiği üzere ——— tarihinde yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da ———- destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yine genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Nitekim Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin — E. —— K. Sayılı ilamı da benzer mahiyette olup:”Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nunda sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber desteğin kusuruna denk gelen destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığına göre, davacının davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” hükmünü haizdir.
Davalı tarafın sorumluluğunun dayanağı olan poliçenin, ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği ——– tarihinden sonra, ——– tarihinde tanzim edilmiş olduğu görülmektedir. Bu nedenle olaya yeni ZMSS Genel Şartları’nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Meydana gelen kazanın tek taraflı trafik kazası olduğu, dava dilekçesinde her ne kadar müteveffanın yolcu olduğu belirtilmiş ise de savcılık aşamasında alınan ifadeler ve Yusufeli C.Başsavcılığı’nın kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında tespit edilen hususlar doğrultusunda kaza anında araç sürücüsünün sigortalı müteveffa ———–n olduğu anlaşılmıştır. Müteveffanın tam kusurlu olduğu, başkaca kusurlu kimsenin bulunmadığı soruşturma dosyası ve Mahkememizce alınan kusur raporunda belirlenmiştir. Davacının desteğinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri yeni genel şartlara göre teminat dışı bırakılmış olup; poliçe ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereği davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, soruşturma dosyası ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde: Davacı desteğinin —- tarihli tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, kazanın ve poliçe başlangıç tarihinin 01/06/2015 tarihinden sonra olduğu, müteveffanın %100 kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği, yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları göre destekten yoksun kalanların desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğu bu nedenle davacının destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmış açılan davanın reddine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.10/10/2019