Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1173 E. 2022/506 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1173 Esas
KARAR NO : 2022/506Karar
DAVA : Alacak (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/11/2017
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı — numarası ile yetkili acentesi olan davali—- davacı müvekkilinin — tarihinden itibaren ticari ilişki içinde olduklarını, dava tarihine kadar — başlangıç tarihli ve devam eden —-imzalandığını,—–olarak belirtilmek üzere iptal zeyilnamelerinin düzenlendiğini, ——göre, sigortacı poliçeyi iptal etmesi durumunda işlenmeyen döneme ait tahsil etmiş olduğu primleri sigortalıya ödemekle yükümlü olduğunu, sigorta poliçelerinin iptallerinden kaynaklı olarak —– tarihindeki kısmi iptaller ile işlenmeyen günlere ait ödenmiş primlerin geri alınması hakkının doğduğunu ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile işbu poliçe iptallerinden kaynaklı alacağın — olduğunu, davalı —– iflas durumunda olduğunu da göz önünde bulundurarak ——- maddesinde hükmü uyarınca hak sahiplerinin menfaatlerini koruyucu önlemler alması gerekirken bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve davalı firmanın basiretli bir tacir gibi davranması yükümlülüklerinin de ihlal ettiğini, söz konusu durumun iade alacaklarının varlığının sigorta şirketi kayıtlarında ve mevzuat hükümleri gereği mevcut olduğunu belirterek, davanın kabulü ile alacak tutarının davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet alacaklarının davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ait —-aracın —- başlangıç tarihli olarak kasko sigorta poliçesi müvekkili sigorta tarafından diğer davalı acente tarafından sigortalandığını, davacının düzenlemiş olduğu—-İhtarnamesinde; müvekkili şirket acentesi tarafından —- aracın poliçelerinin kısmi iptalinden kaynaklı işlenmeyen günlere ait ödenmiş primlerinin geri almaya hak kazanıldığı iddiası ile — iade prim alacağını talep ettiğini,—— göre işlenmeyen günlere ilişkin primin sigorta ettirene iadesi için poliçelere ilişkin sigorta primlerinin tamamının sigorta ettiren tarafından sigortacıya ödenmiş olması gerektiğini, sigorta şirketi kayıtlarında yapılan incelemede, sigorta primlerinin davacı sigorta ettiren tarafından tamamen ödenmediğinin, davacı sigortalı şirket için tahakkuk eden prim tutarı toplamının —-olduğunu, davacı şirket tarafından bu prim borcuna karşılık kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı şirket tarafından her ne kadar —- geçerli olduğu dönemde, prim borcu karşılığı olarak toplam —— ödeme yapıldığı iddia edilmiş olsa da kendilerine bu ödemelerin yapılmadığını, yapıldığına dair müvekkili şirket nezdinde herhangi bir kaydın bulunmadığını, ayrıca müvekkili sigorta şirketinin davacının kendilerine göndermiş olduğu noter ihtarnamesine vermiş oldukları cevapta şirket kayıtlarında davacı şirketin işlenmiş gün esasına göre poliçe prim borcu olarak görünen ——- münhasıran müvekkil şirket nezdinde düzenlenmiş bulunan ve davacı şirkete ait poliçeler için yapıldığının detayını gösterir kanuni muhasebe standartlarına uygun kayıtlarının iletilmesinin istendiğini, ancak kayıtların kendilerine ulaştırılmadığını, ayrıca dosya kapsamında da davaya konu poliçelerin ödendiğine dair herhangi bir belgenin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı şirketin, ödemeleri yapmış ise de dava dosyası kapsamında bu ödemelerin hangi tarihte, hangi sigorta poliçelerine karşılık ve/veya hangi prim borcuna ilişkin olarak yapıldığı konusunda belge olmadığını, davaya konu olayda davacının, müvekkili şirkete toplam sigorta primi —— ödeme yaptığını iddia ettiğini, bunu belge ve kayıtlarla ispatlamak durumunda olduğunu, bu bağlamda müvekkil şirketin kendisine yapılmayan ödemelerden sorumluluğu bulunmadığını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı —vekilinin —tarihinde verdiği Dilekçesi ekinde sunulan şirket yetkilisi beyanında özetle; Davalı —- davacı ile — tarihinden itibaren ticari ilişki kurulduğunu,—-poliçesi imzalandığını, prim tahsilatlarının acente sıfatıyla taraflarınca yapıldığını, —- poliçesine istinaden davacıdan davalı ——- ödeme alındığını, ödemelerin bir kısmının nakit bir kısmının çek olarak yapıldığını belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, —- poliçelerinin kısmen iptali dolayısıyla işlemeyen günlere ait ödenmiş sigorta primlerinin iadesi şartlarının bulunup bulunmadığına, ilişkindir.
Mahkemece dosya sigorta alanında uzman bilirkişi ve Mali Müşavir bilirkişiden oluşturulacak heyete verilerek tarafların ticari defter ve kayıtları ve dosya kapsamındaki kayıtların incelenmesiyle rapor düzenlenmesi istenmiştir. Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen — tarihli Raporda özetle; Davacının ve davalı—-kayıtlarının incelendiği, diğer davalının ticari defterlerini ibraz etmediğinden incelenemediği, davacının davalı—yapmış olduğu—-ödemelerin davalı —- kayıtlarında yer almadığı, davacının faydalanmış olduğu poliçe tutarlarından, iptal tutarları mahsup edildiğinde davacının — alacağının mevcut olduğu, davacı tarafından— yevmiye nolu İhtarnamesinde toplam alacak— tebliğ tarihinden itibaren en geç —- firmaya ödenmesinin talep edildiği, aksi durumda süresinde ödenmeyen poliçe iptallerinde ait iade primlerinin iptal tarihlerinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte talep edileceğinin belirtildiği, şeklinde görüş bildirilmiştir.
İlgili banka kayıtları getirtilmiş davalı sigorta vekilinin itirazları da dikkate alınarak bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti sunmuş olduğu ——tarihli ek raporunda, kök rapordaki görüşlerini muhafaza etmiştir.
Mahkemece davalı sigorta itirazları gözönüne alınarak dosya mali müşavir ve sigortacı bilirkişiden oluşan farklı bir heyete verilerek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan— tarihli Raporda; Davacının, davalı — sıfatında bulunan —– ödemiş olduğu davalı — tarafından düzenlemiş olan — — Davalı — tarafından, taraflarına ödenmiş sayılacağı, bu kapsamda davalı sigortacı — düzenlemiş olduğu —-, iptal edilen —– prim iadesinin ödenmesinden sorumlu olduğu, dava dosyasında mübrez davacı poliçeleri, davacı kayıtlarında davalı acentenin hesap dökümü incelendiğinde, davacının ayrıca davalı Acente aracılığıyla —- şirketinden de poliçe satın aldığı, işbu kayıtların ayrıştırılarak yapılan incelemesinde toplam —– yapılan ödeme ya da prim iade/iptal anlamına gelecek — borç kaydı girişi olduğu, karşılığında da yapılan poliçe prim tutarı, ya da davacıya yapılan ödeme anlamına gelecek — alacak kaydı yapılmak suretiyle — davacı lehine bakiye oluştuğu gözükmekle birlikte, yapılan davacı ödemelerinden ne kadarlık kısmınım dava dışı —-poliçeleri için yapıldığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, diğer bir deyişle, davalı sigorta acentesinin sadece —- değil, aynı zamanda —— de acenteliğini yaptığı, dava dışı sigorta şirketinden de poliçe tanzim ettiğinden davacının yapmış olduğu ödemelerin hesaba mahsuben yapıldığının kabulü halinde davacı alacağının hesaplamasının üretilen net poliçeye prim tutarına göre mi yapılacağının —- mahkemenin takdirinde olduğu, Mahkemenin davacı lehine hüküm kurması halinde; davacı tarafından, davalı— dava konusu poliçe iptal bedeli iadesi olduğu kanaatine varılan —- ıslah tarihinden itibaren —- kapsamında davalı ıskonto avans faizi isteyebileceği kanaatine varıldığı, davalı acentenin, davalı sigortanın düzenlemiş olduğu sigorta poliçesi iptal prim iadesisinin/iadelerinin ödenmesinden sorumlu olmadığı, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Dosyanın aynı bilirkişiye tevdi ile tarafların itirazları ve beyanları değerlendirilmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti ek raporunda, kök raporun aynen geçerli olduğu, şeklinde görüş beyan etmiştir.
Davacı vekili — tarihinde verdiği Dilekçesiyle; — olarak açtığı davasını— üzerinden ıslah ettiğini belirterek—dava tarihinden ıslahla arttırılan bakiye—- ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, arttırılan tutarın harcını aynı tarihte yatırmıştır. Davacı taraf ıslah dilekçesi — tarihli Celsede davalı —— vekiline tebliğ edilmiştir.
Davalı—- tarihinde verdiği Dilekçesinde; Davalı acente ile —- tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmenin feshedildiğini, bu hususun—- sayılı —- tarihinde yayımlandığını, mahkemece davacıya davasını ıslah etmesi için verilen iki haftalık sürenin kanuna aykırı olduğunu, buna rağmen davacının mahkemece verilen süreden sonra ıslah dilekçesi verdiğini, ıslahın geçersiz olduğunu, yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, ıslahla arttırılan tutarın zamanaşımına uğradığını, davacının davasını ispat edemediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, dilekçesi ekinde —- örneğini sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Davacı taraf, davalı sigorta nezdinde yine diğer davalı acente tarafından düzenlenen —- poliçelerinin kısmen iptali dolayısıyla işlemeyen günlere ait ödenmiş sigorta primlerinin iadesi talep etmektedir. Bu kapsamda davalı acente tarafından——- poliçesi tanzim edildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafça bu sigorta poliçeleri kapsamında diğer davalı acenteye —-ödeme yapıldığı hususu davalı acentenin kabulünde bulunmaktadır. Ancak söz konusu ödemelerin davalı acente tarafından davalı sigortaya aktarılmadığı dosyada görevlendirilen bilirkişiler tarafından davalı sigortanın kayıt ve defterlerinin incelenmesi ile ortaya konulmuştur.
—-acentenin tanımı yapılmıştır. Buna göre; Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalmam gibi inletmeye başlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denilmektedir.
——– düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı tarafından acenteye yapılan ödeme sigorta şirketine yapılmış sayılır. —- düzenlenen poliçeler kapsamındaki tazminat ödemelerinin sigorta şirketlerince doğrudan hak sahibine yapılması esastır. Sigorta Şirketlerince tazminat ödemesi kapsamında acenteye ödeme yapılması durumunda, yapılan ödemenin hak sahibi tarafından tahsil edilmedikçe ödenmiş sayılmaz” şeklindedir.
Dosyaya bir örneği sunulan—- tarihli davalı Sigorta ile davalı —davalı sigorta tarafından davalı —–sigorta dallarında sigorta aracılık işlemlerini yapma yetkisinin verildiği, anılan—- davalı acentenin genel yetkilerinin vekaletnamede belirtileceği, acentenin sigorta poliçesi ve zeyilname düzenlemeye yetkili olduğu, —- acentenin kendisine gönderilen veya kendisi tarafından tanzim edilen poliçe, zeyilname ve tecditnameler üzerinde yazılı sigorta ücret ve teferruatını—- ve hesabına, kendisine gönderilecek ——-karşılığında tahsil etmeye yetkili olduğu, yapılan tahsilatlardan komisyon ve vergiler düşüldükten sonra kalan kısmını en geç ertesi haftanın son iş günü bitimine kadar —– göndermek zorunda olduğu, aksi durumun emniyeti suistimal suçunu oluşturacağı kararlaştırılmıştır.
Bu bakımdan davalı acente prim avansı tahsiline yetkili olup, davacı tarafından yapılan ödemelerin davalı şirkete aktarılmamasının acenteyle davalı şirket arasındaki iç ilişkiyi ilgilendiren bir husus olduğu, davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, davalı —— kabul ettiği prim ödemeleri dolayısıyla davacının —- poliçeleri kapsamında prim borcunun sona ereceği, bu çerçevede işlemeyen günlere ilişkin prim iadesinden davalı sigortanın acente ile birlikte sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar mahkemece alınan son bilirkişi raporunda davacı tarafça yapılan ödemelerin davalı sigorta nezdinde düzenlenen poliçeler için mi yoksa dava dışı —-nezdinde düzenlenen sigortalar nezdinde düzenlenen poliçeler için mi yapıldığının tespit edilemediği belirtilmiş ise de yapılan ödemelerin davalı acente tarafından davalı sigorta nezdinde tanzim edilen poliçelerin hemen akabinde yapılması, dava dışı sigorta şirketi nezdinde tanzim edilen poliçelerin —–ay gibi uzun bir süre sonra yapılması, ayrıca davalı acentenin kabul beyanı birlikte değerlendirildiğinde yerinde bir tespit içermemekte olup bilirkişin bu tespitine katılmak mümkün bulunmamaktadır.
Davalı sigorta vekili tarafından, mahkemece verilen sürenin HMK’nın 181.maddesindeki düzenlemeye aykırı olduğu, ıslah dilekçesinin süresinde verilmediği, ıslahın geçersi olduğu yönündeki itirazlarına değinilecek olunursa; Islah HMK’nun 177. maddesi gereğince tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Devam eden 181. madde de ki bir haftalık süre, ıslaha başvurulması halinde ıslah ettiği usul işlemini yapması için verilir. Kısaca bu süre ıslah yapıldığı takdirde, verilen süredir. Davacı vekilince —– celsede, ıslah için taraflarına süre verilmesinin istenmesi üzerine davacı vekili talebinin, davasını ıslah ettiği yönünde bağlayıcı bir beyan içermemesi dolayısıyla Mahkemece HMK 180-181.maddelerinde düzenlenen bir haftalık kesin süre verilmesi yoluna gidilmemiş, davacı vekiline iki haftalık süre verilmiştir. Mahkemece verilen süre kesin nitelikte bulunmamaktadır.——— Belirtilen sebeplerle davacı tarafın dava değerinin arttırılması yolundaki ıslah dilekçesinin geçerli bulunduğu kabul edilmiştir.
Kaldı ki mahkemenin, davacı vekiline ıslah için süre verilmesine ilişkin ara kararında, verilen sürede işlemin yapılmamasının hukuki neticeleri anlatılmadığından, belirtilen husus da gözönüne alındığında davacının ıslahına değer vermek gerektiği sonucuna varmak gerekmiştir.
Davalı sigorta vekili, ıslahla arttırılan kısma ilişkin olarak süresi içerisinde zamanaşımı defiinde bulunmuştur. TBK’nun konuya ilişkin 82.maddesinde; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK 1420.maddesinde de sigorta sözleşmesinden doğan istemlerin, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı düzenlemesi bulunmaktadır. Davacı taraf dava dilekçesinde işleyen günlere ilişkin prim iadesi alacağının — olduğunu bildirmiştir. Davacı taraf, bu yolda, davalı taraflara— tarihinde bir ihtarname de çekmiş durumdadır. Kısmi davada, dava konusu edilmeyen kısım yönünden zaman aşımı işleye devam edecektir. Davacı davasını —— tarihinde ıslah etmiş olup bu tarih itibariyle davacının başlangıçta dava konusu etmediği ve ıslah dilekçesiyle arttırdığı tutar bakımından istemi zamanaşımına uğradığından davalı sigorta vekilinin zamanaşımı defii yerinde bulunmaktadır.
Belirtilen sebeplerle davacının davasının davalı—tam kabulüne, davalı— şirketi yönünden kısmen kabulüne,— dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile her iki davalıdan tahsiline, bakiyesi olan— davalı— ıslah tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı—-yönünden KABULÜNE, davalı—- yönünden KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,—- dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile her iki davalıdan, bakiyesi olan— davalı — ıslah tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 14.936,20 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 170,78-TL peşin ve 3.739,97-TL ıslah harcın toplamından oluşan 3.910,75-TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.025,45-TL’nin davalı —– tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 170,78-TL peşin ve 3.739,97-TL ıslah harcı toplamı olan 3.942,15-TL’nin davalılardan —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 5.293,80-TL yargılama giderinin ( davalı —- yönünden %04,57 kabul, %95,43 ret, diğer davalı— tam kabul olmak üzere davalı —-müştereken ve müteselsilen, davalı —–tamamından sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı—– tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 23.755,72 -TL vekalet ücretinin (davalı —-bu tutarın yalnızca 5.100-TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olması kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalılar vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2022