Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1170 E. 2020/892 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1170 Esas
KARAR NO : 2020/892
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket çalışanlarından —- firma içinde genel müdür olarak çalışmakta iken — tarihinde istifa ederek ayrıldığını, —— istifa tarihinden sonra daha önce anlaşma yapıldığını ve mal gönderileceğinin firmaya bildirildiğini söyleyerek davacı şirkete ait ———kurulu ve faaliyet gösteren davalı firmaya sevk etmek üzere bizzat davacı firmaya ait —– fabrikaya geldiğini ve davalı şirketten gelecek diye görüntüsünü paylaştığı çekleri alacağını vaat ederek malı davalı firmaya sevk ettirdiğini, —-davacı şirketin ——fabrikasına gelmesinden bir gün öncesinde numune olarak —— gönderildiğini, üstelik —- davacı firmaya göndereceğini vaat ettiği çekleri de davacı firmaya ulaştırmadığını, davalı şirketin faaliyet alanının temlik ile iştigal etmekte iken, hangi nedenle gıdada kullanılan profin maddesini aldığının anlaşılamadığını, yalnızca bu hususun dahi davacı firmanın dolandırıldığının göstergesi olduğunu, davalı firma aleyhine alacağın tahsili için ———- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiğini beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu da dikkate alınarak takip alacağının %20’sindena az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedİlmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça —- numaralı faturaya istinaden başlatılan —————-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce, savcılık dosyası ve icra dosyası celp edilmiş olunup, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin —– tarihinde tebliğ olduğu, davalı tarafça —- günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edildiği, itirazın iptali davası açılma şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce vergi dairesinden tarafların BA BS formları celp edilmiş ve davalının defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmıştır. Talimat mahkemesince davalının defterlerini sunmaması sebebiyle dosya iade edilmiştir. Talimat mahkemesinden dosya geldikten sonra davacının defterlerinin incelenmesi için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin —— tarihli raporunda özetle: “Davacının davalı adına düzenlemiş olduğu davaya konu faturayı —– formunda bildirim konusu yaptığını, davalının davacının kendi adına düzenlemiş olduğu davaya konu faturayı ———- formunda indirim konusu yaptığını, davacının davaya konu faturayı yasal defterlerine işleyerek kayıt altına aldığını, davacının kayıtlarında davalıdan ———— alacaklı olduğunu, fatura üzerinde belirtilen ve —-tarihli icra takibinde talep edilen bedelin kabul edilmesi halinde, davacının davalıdan ————-tutarında alacaklı olduğu, taraflar arasında sözleşmenin bulunmaması ve aralarında tek bir işlemin varlığı nedeniyle davacının talep edebileceği tutarın fatura tutarı veya fatura üzerinde belirtilen döviz tutarının olup olmayacağının dosya içindeki bilgilerden anlaşılmadığı, takdirin mahkemeye ait bir husus olduğunu, icra inkar tazminatı isteminin mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili rapora karşı itirazda bulunarak taraflar arasında —— cinsinden satış bedeli yapıldığının açık olduğu, icra takibinin dayanağı fatura içeriğine itiraz edilmediğinden davalı tarafça bu yönde bir itirazda bulunulmadığından ek rapor alınmasını talep etmiş ancak hukuki nitelendirme mahkememize ait olacağından ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. Maddesi gereği davacı tarafın defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmesi için davalı tarafın aynı şartlarla uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmış olması gerekir. Öte yandan fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalı taraf davacı ile yapılan sözleşme kapsamında belirlenen bedeli vergi dairesine bildirmiştir. Her iki tarafın vergi kayıtları birbiri ile uyumludur. Davacı davalıya hizmet verdiğini vergi kayıtları ile ispatlamış, bu nedenle fatura içeriği ürünlerin/hizmetin davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir. Hal böyle olunca karine gereği ispat yükü davalı taraf üzerinde kalmış ve davalı taraf borçlu olmadığını, hizmet almadığını ispatlayamamıştır. Yine savcılık dosyası incelendiğinde de davalı şirket yetkilisi Yunus Kabukçu’nun ifadesinden de fatura konusu ürünlerin teslim alındığı ancak ödeme yapılmadığı sabittir.
Dava konusu diğer uyuşmazlık ise davacının—– cinsinden fatura bedelini talep edip etmeyeceği noktasındadır. Bilindiği gibi konusu para olan borç —– ödenir. —– dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden —- —- ile ödenmesini isteyebilir. Eldeki davada taraflar arasında önceden başka bir ticari ilişki olmadığından, ödemelerin ne şekilde yapıldığı anlaşılamamakta ise de, dava konusu faturanın içeriği incelendiğinde hem —-cinsinden hem döviz cinsinden değeri yazılmış ve davalı tarafça itiraza uğramayarak vergi dairesine faturanın bildirildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 21. Maddesi gereği, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Davalı taraf faturaya itiraz etmeyerek içeriğini kabul etmiş sayılacağından —– cinsi tahsil talebi uygun bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapıldığından bakiye alacak için icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davacı defter ve kayıtları ile davalının defter ve kayıtları karşılaştırılamamış ise de her iki tarafın vergi kayıtlarının birbiri ile uyumlu olması, şirket yetkilisinin savcılıktaki ikrarı nedeniyle malın/hizmetin eksiksiz biçimde davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmış, malın/hizmetin teslim alınmadığına ilişkin ispat yükü kendisine ait olan davalının aksini ispata yarayan yazılı belge sunmaması nedeniyle davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, sunulan deliller ve vergi kayıtları kapsamında bilirkişi raporu gereğince davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1——— sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin ——- asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 4/a uyarınca değişen ve artan oranlarda —– cinsi dövize devlet bankalarının uyguladığı faiz oranı üzerinden işleyecek faizi yürütülmek sureti ile devamına,
2-Kabul edilen —– asıl alacağın icra takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 11.753,21-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.078,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.675,18-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 2.078,03-TL peşin harç toplamı olan 2.109,43-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 915,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 20.295,40-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.10/11/2020