Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1152 E. 2021/1257 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1152 Esas
KARAR NO : 2021/1257

DAVA : Ticari Şirket (Ayrılma Akçesi)
DAVA TARİHİ : 27/10/2017
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ….—- dava dışı — ortaklarından olduğunu, — kadar bu —-ötürü şirketten dışlandığını, müvekkilinin dava dışı—- tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali için— dosyası üzerinden dava açtığını, dosyanın— olduğunu, söz konusu davanın sonucu beklenmeden şirketin — müvekkilinin — davalı şirket ile birleşme kararı aldıkları, müvekkiline son derece düşük oranda ayrılma —takdir ederek ortaklıktan çıkardıklarını, birleşme kararının —- sözleşmesinde ortaklara birleşen ortaklıkta yar almama yönünde bir seçim hakkı tanınabileceğini veya azlığın çıkartılmasının söz konusu olabileceğini, gerek çıkma ve gerekse çıkarma hakkının kullanılması halinde ortağa payının gerçek değerinin ödenmesi gerektiğini, ancak belirlenen zorunlu ayrılma akçesinin geçek değeri karşılamaktan uzak olduğunu, TTK’nun 191 inci maddesine göre ayrılma payının uygun belirlermemesi halinde ortağın birleşme kararının —içinde asliye ticaret mahkemesinden “uygun bir denkleştirme akçesinin belirlenmesini” isteyebileceğini, belirlenecek değere —— —- katılması gerektiğini, birleşme sözleşmesine esas alınan uzman kuruluş raporunda müvekkili aleyhine olan hususların yer aldığını, açıkça haksızlık yapıldığını, — varsayımı ile değerlendirme yapılmadığını iddia ederek,– kararlara karşı iptal davası açma hakkının saklı tutularak ve birleşme sözleşmesindeki ortaklık haklarının incelenerek, ortaklıktan çıkarılan müvekkili için uygun bir —saptanmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … —- tarihli genel kurullarında birleşme işleminin kahul edildiğini, davalı şirkete — olmak üzere diğer gerçek kişi pay sahiplerinin tümüne— edildiğini, birleşmenin — altında toplanması isteğinden kaynaklandığını, —davacının dışlanması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının bir çok —ve haksız davalar açtığını, bu nedenle yönetim kuruluna seçilmediğini, diğer ortaklara nasıl hesaplandıysa davacıya da aynı şekilde ayrılma akçesi hesaplandığını, davacının birleşme öncesi payının itibari değeri 10.312.- TL’si iken payının tam 45 katı tutarında —edildiğini, — tarafından hesaplama yapıldığını, düşüklüğün söz konusu olmadığını savunarak; haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, iki şirketin birleşmesi sonucu ortaklıktan çıkarılmasına karar verilen ortağın — davasıdır.
Davalı … —- davalı şirketin birleşmesine karar verildiği, — tarihli birleşme sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmeden — raporun alındığı, bu rapordaki — esasa alındığı açıktır.
Davacı, kendisine uygun —– saptanmasını ve ödenmesini talep etmiş; davalı ise davacıya —- maddelerine uygun olarak hesaplandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davacıya — için süre verilmiş, davacı — tarihli beyan dilekçesi ile şimdilik — ettiğini beyan etmiştir.
Davalı şirkete ve dava dışı şirkete —- celp edilmiş, ilgili uzman raporu,birleşme sözleşmesi ve ekleri dosyaya konmuştur. Bir Bir ekonomist, bir mali müşavir, bir nitelikli hesap uzmanından oluşturulan heyete dosya tevdii edilmiş, bilirkişiler, 23/09/2019 tarihinde sundukları raporda, davacının dava dışı —– hissesine sahip olduğunu, hisse oranının %0,41248 ‘e tekabül ettiğini, 470.492,55 TL olarak şirket tarafından belirlenen — davacıya 19/01/2018 tarihinde banka havale işlemi ile ödendiğini,şirketin tüm taşınır, taşınmaz mal varlığı kayıtlarının rayiç değerlerinin —bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Davalı ile dava dışı ——- celp edilmiştir. İlk heyette atanan bilirkişilerden birinin — birinin üzerindeki dosya sayısının fazlalığı ——— oluşturulmuştur.
Bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, taraflar arasındaki ———- atanmasına,—tarihinde keşfen inceleme yapılması sağlanmıştır.
Bilirkişi heyeti 26/04/2021 tarihinde raporunu sunmuştur. Davacı ve davalının rapora itirazları mahkememizce incelenmiştir.
——— gerçek değeri yani — üzerinden hesaplanacak değerdir. Kanun — nasıl bulunacağına dair belli bir yöntemi öne çıkarmamıştır. Ancak TTK’nın gerek lafzı gerekse uygulamada yerleşmiş şekil ile ayrılan ortağın şirket paylarının gerçek değeri belirlenmelidir.
Bu bakımdan —- gelecek belli bir yılda olan değerden günümüze —- — kullanılan bir yöntemdir. — —-değeri veya başka bir değer olabilir.—— bu hususta yetkisi ortaklara vermiştir. Ancak Türk Ticaret Kanunu ise açıkça “gerçek değer”i aramış, devrolan şirketteki paylar ve ortaklık hakları olmayıp devralan şirketteki iktisap olunacak payların gerçek değeri olduğuna vurgu yapılmıştır. Zira ortağın yoksun kaldığı değer, iktisap olunacak payların değeridir.———–
Bu açıklamalara göre —-değerlemesinin (şirketin bugün itibariyle —- gerçek değerinin) esas alınması gerektiği kabul edilmiştir. Bilançoya yansıyan veya yansıması gereken tüm hak, alacak ve borçlara ilişkin belgeler toplanarak rayiçler tespit edilmiştir. Ne var ki şirketin gerçek — içinde maddi olmayan haklar da dahildir.Davalı adına kayıtlı tescilli markaların mevcut olduğu itirazı isabetli olduğundan bir marka uzmanı bilirkişi atanarak, tarafların itirazları ile ilgili ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler 01/10/2021 tarihli ek raporda “davacı taraflara ait fikri mülkiyet hakları kapsamında yapılan değerlendirmede –değeri oluştuğu, mali verilere —- yapılan değerlendirmeye istinaden fikri mülkiyet değerine —- eldeki veriler çerçevesinde dikkate alınmasının uygun olacağı değerlendirilen —-şirket değeri üzerinden davacı ayrılma payı değerinin 733.821,10 TL olduğu ve davacı ayrılma payının 263.328,55 TL eksik ödenmiş olduğu” sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Bilirkişi ek raporuna karşı davacı vekili bedel artırım dilekçesi sunmuş, davalı itiraz etmiştir. Davalının itirazları marka değerinin şirketin kendine —- alınmayarak fazla hesaplandığı, birleşme sözleşmesinde esas alınan uzman raporuna itibar edilse dahi, o raporda marka değerinin de dahil olduğu,tekrar eklenmesinin hatalı olacağı, uzman raporunda indirgenmiş nakit— –dahil edildiği noktalarındadır.
Ek rapor mahkememizce denetlenmiş, usul ve yasaya uygun görülmüştür. Yukarıda da açıklandığı üzere , davacının talebi yönünden şirketin , ortaklıktan çıktığı — alınması gerekir. Diğer bir ifadeyle işletmenin devam değerleri değil, paraya —üzerinden hesap yapılır.
Bilirkişiler iki kez davalı —– inceleme yapmış, her ikisinde de istenen belgeler ibraz edilirken sorun yaşanmış, inceleme —– incelemelerde davalı şirket —gibi iddialarla bilirkişilerin ihtiyaç duyduğu belgeleri ibrazdan kaçınmıştır.
Davada ispat yükü davacıda, ispat vasıtaları davalı şirkettedir. Bilirkişiler rayiç değerleri sunulan belgelerle sınırlı olarak — bulmuştur. Oysa birleşme sözleşmesinde davalı şirketin bizzat kendisinin yaptırdığı ve — — Davalının kabulü, davacının lehine olduğundan bu uzman raporunda belirlenen tutar kabul edilmelidir. Davalı vekili, marka haklarının fazla/fahiş hesaplandığına dair itiraz etmişse de soyut kalmıştır. Ne sebeple fazla bulunduğu, ne kadar olması gerektiği açıklanmamış, şirketin karakteri ve yapısına göre fazla olduğunun beyan edilmesi ile yetinilmiştir. Bu sebeple marka değerlemesine yapılan itirazlara itibar edilmemiştir. Davalı vekilinin bir diğer itirazı marka —- tarihli rapor ve ekleri incelenmiş, bu raporda 31/03/2017 tarihli bilanço esas alınmış ve maddi olmayan duran varlık başlığı altında haklar kalemi 2.987 TL kabul edilmiştir. Marka değerinin hesaba katıldığını söylemek mümkün olmadığından davalının bu itirazına da itibar edilmemiştir.
Gelinen durum itibariyle, davalı şirketin dava dışı şirketle birlikte birleşme sözleşmesinde temel aldığı uzman raporunda — olduğu, buna göre şirketin—- adet hisseden davacının—- ödendiği; buna göre 263.328,55 TL eksik ödeme yapıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Davacının bedel artırım dilekçesi ile faiz talebi olmuşsa da, dava dilekçesinde faiz talebinin olmadığı; 1. Celsede talep edilen tutarı şimdilik belirtmesi, harçlandırması için süre verildiğinde de sunulan 24/10/2018 tarihli dilekçede de faiz talebinin olmadığı dikkate alındığında, bedel artırım dilekçesi ile istenen faizin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olup davalının açık rızasına bağlı olduğu, davalının açık rızasının olmadığı görülerek, faize hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1- 263.328,55 TL ayrılma akçesinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
2- Alınması gerekli 17.987,97-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.532,40-TL peşin ve tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 13.455,57-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 4.532,40-TL peşin ve tamamlama harcının toplamı olan 4.563,80- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 16.680,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- —- tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 26.883,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.