Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1106 E. 2020/600 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1106 Esas
KARAR NO : 2020/600
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 02/12/2016
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait —– plakalı araç ile — tarihinde ——- istikametine seyir halindeyken, ———— üzerinde kırmızı ışıklarda beklediği sırada, davalı —— ait ve diğer davalı ——– ve idaresindeki —- plakalı araç duramayarak müvekkilin aracına arkadan çarpttığını ve dava konusu kaza meydana geldiğini,—- plakalı araç davalı — nolu poliçe ile sigortalı olduğunu, bu kaza sonucu müvekkilinin ——- plakalı aracında——- hasar meydan gelmiş ve söz konusu hasar müvekkil şirketin kaskosu tarafından karşılandığını, ancak hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı ve — günlük onarım süresince araçtan mahrum kalma bedelleri kasko kapsamı dışında kaldığı için müvekkile ödenmediğini, müvekkiline ait aracın ———– model olduğunu, kaza nedeniyle araçta ———– değer kaybı meydana geldiğini, oluşan değer kaybından kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olan davalı araç sürücüsünün, diğer davalılar araç sahibi ve sigorta şirketi müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkilinin aracında meydana gelen hasarın onarımının — gün sürdüğünü, bu süre boyunca müvekkilinin aracından mahrum kaldığını, aracın kullanılmamasından doğan zarar tutarı günlük ——— olduğunu, aracın kullanılmamasından doğan zarardan ise araç sürücüsü ve araç maliki sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkilimiz ——— plakalı aracında hasar nedeni ile oluşan —– değer kaybının davalı———araç sürücüsü ve araç malikinden tahsiline, araç mahrumiyetinden doğan ——– ise araç sürücüsü ve araç sahibinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——– Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının aracından bu kaza nedeniyle herhangi bir değer kaybının söz konusu olmadığını, gerek hasar miktarının bu derece az olması gerekirse de söz konusu aracın daha önce karıştığı diğer kazalar göz önüne alındığında değer kaybının hesaplanmasının mümkün olmadığını ve tarafların kazada kusur durumlarının tespiti için ——– sevk edilmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sorumluluğunun sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur dağılımı tespit edildikten sonra maddi tazminat taleplerinin netleştirilmesi için bilirkişiden hasar raporu alınmasını talep ettiklerini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle ; Kazaya karışan davacı şirkete ait aracın hasar miktarını kendi sigorta şirketin tarafından karşılandığını, her ne kadar araç sahibi olarak kendilerinin muhatap alınıp —— plaka sayılı araçta oluşan hasar nedeni ——- değer kaybı ve yine araç mahrumiyetinden doğan —— tarafından ödenmesi talep edilmiş ise de, bu haksız talebi kabul etmediğini, bu tür kazalarda muhatabın araç sahibi olmadığını, dava dilekçesinde talep edilen değer kaybı ve aracın mahrumiyetinden doğan bedelin sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, araç sahibi olarak hakkında açılan bu davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
Davalı — cevap dilekçesinde özetle ;Kazaya karışan davacı şirkete ait aracın hasar miktarını kendi sigorta şirketin tarafından karşılandığını, her ne kadar araç sahibi olarak kendilerinin muhatap alınıp — plaka sayılı araçta oluşan hasar nedeni — değer kaybı ve yine araç mahrumiyetinden doğan——– tarafından ödenmesi talep edilmiş ise de, bu haksız talebi kabul etmediğini, bu tür kazalarda muhatabın araç sahibi olmadığını, dava dilekçesinde talep edilen değer kaybı ve aracın mahrumiyetinden doğan bedelin sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, araç sahibi olarak hakkında açılan bu davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirkete ait ———— plakalı araç ile davalı —– sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın —– tarihinde karıştığı kazada davacıya ait aracın değer kaybı ve mahrumiyet zararının oluştuğundan bahisle açılan maddi tazminat davasıdır.
Dava, öncelikle — Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmeye başlanmış, Mahkemece ——– tarihli ilamı ile görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararı üzerine dosya Mahkememize tevzi edilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir. Davacının yargılama devam ederken davalı ——- tarihinde başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce kazaya ilişkin hasar dosyası sigorta şirketinden celp edilmiştir. İncelenen hasar dosyasında davalıya ait aracın poliçesinin ——— tarihinde tanzim edildiği tespit edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin makina mühendisi ve sigorta hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —— tarihli raporunda özetle:—— plakalı araçta dava konusu maddi hasarlı trafik kazası tarihinde ve kaza nedeniyle —— değer kaybı olduğunu, kaza geçiren araç nedeniyle davacının — gün süre ile araç kiralamış olabileceğini, kiralama bedeli olan ——– kabul edilebilir bir değer olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Davalının bilirkişi raporuna itirazları, kusura ilişkin değerlendirme yapılmamış olması sebebiyle ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin — tarihli ek raporda özetle: “Davalı —— plakalı araç sürücüsü ———– meydana gelen kazada %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle—– günlük kullanım kaybının olduğunu, aracın———- model olması nedeniyle onarım süresi içinde muhtemel yedek parça teminindeki zaman kaybından dolayı —— günde onarıldığını ve bu süre içinde ortalama günlük —– kiralama bedeli ile —— araç mahrumiyet bedeli olduğunu, araçta —— değer kaybı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” içeriğiyle raporunu Mahkememize sunmuşlardır. Dava konusu uyuşmazlık için poliçe tanzim tarihi dikkate alındığında yeni genel şartların uygulanması gerektiği açıktır. ——- tarihinde kabul edilen sigorta genel şartlarının ekinde düzenlenen değer kaybı hesaplaması formunda, —– üzeri araç için ——- tablosunun hazırlanması neticesinde yapılması gereken hesaplamada tebliğ gereği değer kaybının %50 olarak hesaplanacağına ilişkin düzenleme mevcut değildir. Yine raporlarda davacının mahrumiyet karına ilişkin kaç günde onarılabileceği tek tek yapılacak işlemler değerlendirilerek hesaplama yapılmamıştır. Bu nedenle alınan kök rapor ve ek rapor genel şartlara uygun tanzim edilmediğinden ve denetime elverişli olmadığından hükme esas alınamamıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın genel şartlara uygun olarak değerlendirilmesi ve davalının rapora itirazları için Mahkememizce dosya makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişinin —- tarihinde Mahkememize sunduğu raporunda özetle: ” Davalı sürücü — yönetimindeki —— plakalı aracı ile kırmızı ışıkta bekleyen ——-plakalı araca arkadan çarptığı için Karayolları Trafik Kanunun 84/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 257/a/4 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği, kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğunu, dava dışı sürücü ——— kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, davalı——— Karayolları Trafik Kanunun 85/1-5 md. gereğince sahibi olduğu —– plakalı aracın sürücüsü —— kusurundan kendi kusuru gibi ve kusuru nedeniyle oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, tazminata konu —– plakalı aracın Genel Şartlara eklenen yöntem ile hesaplanan değer kaybının —– onarım süresinin 5 gün ve onarım süresince mahrumiyet zararının —– kazaya karışması nedeniyle toplam zararının —— olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan rapor hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmış, davalıların işleticisi, sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, davacıya ait araçta ——- değer kaybı ve —– mahrumiyet zararı doğduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar hükme esas alınan rapor ile önceki raporlarda miktar itibariyle çelişki olduğu görülse de; ——— tarihli raporlar genel şartlara uygun olmadığından, esasen bu farklılıkların da genel şartların farklı uygulanmasından ve mahrumiyet zararının farklı hesaplanmasından kaynaklandığı ancak son alınan raporun usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Yine, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı ———– başvuru olmadığı için değer kaybı talep edilemeyeceği sonucuna varılmış ise de dosyada başvuru evrakları bulunduğundan bu tespit yerinde bulunmamıştır. Tarafların bilirkişi raporuna itirazları ise yukarıda bahsedilen gerekçelerle yerinde görülmediğinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalılardan – aracın kaza tarihinden önce, dava dışı ——— zilyetliğinde kira sözleşmesi ile uzun süre kiralandığını kendisinin işleten sıfatının kalmadığını beyan etmiş ve sözleşmeyi sunmuştur. ———uyarınca, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse ——- uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Dosya kapsamına sunulan ve davalının yüklenici sıfatının bulunduğu sözleşme içeriğinde: “Yüklenici, ——- kullanacak kişiyi yazılı olarak İŞVEREN’e bildirecektir. Yüklenici tarafından bildirilen kişi haricinde şantiye sahasında 3. Bir şahıs —— kullanamaz.3. Şahsın kamyoneti kullanması sonucu gerek İŞVEREN’e ve üçüncü kişilere verilecek zararlardan gerekse de minübüste oluşacak hasarlardan tamamen YÜKLENİCİ sorumludur.YÜKLENİCİ kimliksiz ve 18 yaşından küçük işçi çalıştırmayacaktır——–. YÜKLENİCİ iş ile ilgili çalıştıracağı işçilerin emniyet ve güvenlik içinde çalışmasını sağlayacak tüm tedbirleri eksiksiz almak ve işçileri ilgili mevzuat hükümlerine göre seçip çalıştırmakla yükümlüdür….” gibi bir çok düzenleme mevcuttur. Bu düzenlemeler karşısında davalının ekonomik yararlanması kalksa dahi fiili hakimiyetin bir kısmının hala kendi üzerinde olduğu, aracı kullanacak işçileri kendisinin seçmekle yükümlü olduğu, bakımlarını kendisinin yapacağı, yine işçilerin emniyet ve güvenlik içinde çalışması için tüm tedbirleri davalı —– alması gerektiği, bu haliyle araç üzerindeki fiili hakimiyetin tamamının ——— devredilmediği, zira aracı kullanan işçilerini kendisi seçerek ve teftiş ederek aracın hakimiyetini kısmen de olsa elinde bulundurduğu kanaatine varılmış ve pasif husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, hükme esas alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davanın davacı şirkete ait —– plakalı araç ile davalı ——- sevk ve idaresindeki — plakalı aracın — tarihinde karıştığı kazada davacıya ait aracın değer kaybı ve mahrumiyet zararının oluştuğundan bahisle açılan maddi tazminat davası olduğu, hükme esas alınan rapora göre davacının toplam ——— maddi zarar talep edebileceği, davalıların kaza nedeniyle zarardan tam sorumlu olduğu, sigorta şirketinin dava dilekçesindeki talep gibi yalnızca değer kaybından sorumlu olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, hükmedilen tazminata talep gibi dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının aracında meydana gelen —- değer kaybı ile —– mahrumiyet zararı olmak üzere toplam—— maddi tazminat bedelinin (sigorta şirketinin yalnızca değer kaybı olan 668,00-TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 100,28-TL harçtan peşin alınan 196,40-TL harcın mahsubu ile artan 96,12 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından dava değeri itibariyle harcanan 100,28-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 129,48-TL harcın ———davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.750,00-TL yargılama giderinin davanın ret ve kabul oranına göre (%12,77 Kabul %87,23 Ret) hesaplanan 351,18-TL’sinin ———– davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden AAÜT 13. madde uyarınca hesaplanan 1.468,00-TL vekalet ücretinin ——— davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar ——— kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden AAÜT 13/3 uyarınca hesaplanan 1.468,00-TL vekalet ücretinin( her iki davalı için ortak olarak takdir edilen vekalet ücreti 668,00-TL’lik kısım olup bakiye 800,00-TL yalnızca … vekili lehinedir. ) davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.22/09/2020