Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1071 E. 2020/126 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1071 Esas
KARAR NO : 2020/126
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/10/2017
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket aleyhine davacıya olan borcundan dolayı —–.İcra Müd. — E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına sunduğu ——– tarihli dilekçesi ile “ödeme emrine, borca, faiz ve ferilerine itiraz ediyoruz” diyerek itirazda bulunduğunu, —– tarihinde ———-.Noterliğinden gönderdikleri iade/ödememe nedenini bile içermeyen, gerekçesiz bir ihtarnameyle haksız bir şekilde, —— seri ve sıra numaralı ——- TL bedelli ve —————–seri ve sıra numaralı —— TL bedelli faturaları iade edip ödemeyeceklerini bildirdikleri, yükümlülüklerini hukuka aykırı bir şekilde ihlal eden firmaya karşı faturalardan doğan alacaklara istinaden icra takibi başlatıldığını, ancak bu takibe de itiraz edildiğinden, dava açılmasının hasıl olduğunu, davalı şirketin itirazının tümüyle haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının davacı şirketten kiralık servis aracı vasıtasıyla taşıma hizmeti aldığını, davalı şirketin, davacı şirketten çeşitli tarihlerde alınan ulaşım hizmetinden doğan borcunun icra takibine konu olan kısmını ödemediğini, ödeme sebeplerini bildirmeyip, gerekçe bile ihtiva etmeyen bir ihtarname ile faturaları iade ettiklerini, hizmet aldıkları halde “faturaya en geniş anlamıyla itiraz ediyoruz” demenin hukuken geçerli bir itiraz olmadığını, davalı yanın servis hizmetini muntazaman yerine getiren davacıya karşı yükümlülüklerini ifa etmediğini, takip dayanağı faturalar ve her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, davalının icra takibine herhangi bir ödeme belgesi de sunamadığını, dolayısı ile davalının davacı şirkete takip miktarı kadar borcu bulunduğunu, açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne, davalının icra takibine ilişkin haksız itirazlarının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının davalı şirketten olan hak edişlerinin kısmen nakden kısmen de davalı şirketin bağlı bulunduğu grubun ana firması ———- anlaşmalı olduğu akaryakıt şirketlerinde taşıt tanıma sistemi hesabından davacının aracına akaryakıt ikmali sureti ile ödenmiş olduğunu, davalı şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, bilakis yapılan nakdi avans ödemeleri ve akaryakıt ikmalleri neticesinde davalı şirketin davacıdan alacaklı durumda olduğunu, davalı şirketin alacağı nedeni ile her türlü dava ve talep haklarının da saklı tutulduğunu, davacı yanın dava konusu icra takibine dayanak tuttuğu faturaların haksız ve mesnetsiz olduğunu, söz konusu faturaların tebliği üzerine faturaların yasal süresi içerisinde davacı yana iade edildiğini, icra takibine konu edilmeleri üzerine ise icra takibine itiraz edildiğini, hal böyle olmasına rağmen davacı yanın takibe vaki itirazın iptali için huzurdaki haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli davayı açtığını, davalı şirketin davacı yana iddia edildiği şekilde bir borcu bulunmadığından davacı yanın takip konusu faturalara konu hizmeti verdiğini, miktar ve içerik olarak ispat etmesinin yanı sıra hizmetin karşılığında fatura konusu alacağının bulunduğunu da kanunen kabul edilebilir delillerle ispat etmesi gerektiğini, huzurdaki davanın haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğu, bu sebeplerle, davanın reddine, davacı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmesilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle üç adet faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri ——— tarihinde tebliğ edilmiş olunup, davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde ———- tarihinde itiraz edilmiş, davacı tarafından Mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı ile davalı arasında arasındaki ticari ilişki şoförlü araç kiralamaya ilişkin olduğundan hizmet sözleşmesi niteliğindeki ticari ilişki kapsamında Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup, ticari defterlere dayanıldığından defter incelemesi yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişinin ——–tarihli raporunda özetle: ” Her iki tarafın —— yıllarına ait ticari defterlerinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, incelenen davacı tarafın defter ve kayıtlarında takip talebine dayanak —– tutarlı fatura ile —TL tutarlı faturanın kayıtlı olmadığı, incelenen davacı —-cari hesap kayıtlarına göre takip tarihi — tarihi itibari davacı yanın davalı yandan ———-TL alacaklı olduğunu, davalı firmanın ise takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, davalı tarafın davacı yana yapılan — ödemelerin tamamının belgelendirilmesi halinde takip tarihi itibari ile davacı yandan ————- alacaklı olabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu sunmuştur.
Davalı taraf bilirkişi raporuna itiraz etmiş ve ödeme dekontlarını sunmuş olup, yine davacı tarafça davaya konu defterlere kayıtlı olmayan iki faturaya ilişkin sehven hata yapıldığına ve bu kapsamda ek rapor alınması talebine ilişkin rapora itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Tarafların rapora itirazları sonucu bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ——— tarihli raporunda özetle: ” Her iki tarafın —— yıllarına ait ticari defterlerinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere delil vasfına haiz olduğunu, incelenen davacı —– cari hesap kayıtlarına göre takip tarihi ——-tarihi itibari davacı yanın davalı yandan —TL alacaklı olduğunu, gelir idaresi başkanlığının yazısı ekinde BS formlarının incelenmesi neticesinde sehven eksik beyan edilen- adet faturaya ilişkin herhangi bir düzeltme işlemi yapılmadığı, davalının ————tutarlı faturaları BA formunda beyan etmemiş olduğu, davacı yanın sözkonusu takip konusu – adet faturadaki yazılı personel taşımacılığına ilişkin hizmeti davalı yana sunduğunu belgelendirmesi halinde taleple bağlılık ilkesi gereği ———–TL alacaklı olabileceği, tarafların diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur.
Davacı vekili tanık deliline dayanmış tanıkları dinlendikten sonra yemin deliline başvurulmasını talep etmiştir. Mahkememizce davacının tanıkları dinlenmiş olup; Davacı tanığı … beyanında özetle: “Servis taşımacılığını kendisinin yaptığını, dava konusu aracı kendisinin sürdüğünü, ——– ayında hizmeti verdiklerini,— ayı gibi para aldıklarını,———– ayına kadar çalışma yaptıklarını, ancak ödemelerin yakıt dolum yapılacağını söylediler ise de ———e gittiklerinde limit olmadığını söyleyerek geri çevirildiklerini, ——–ayında kendilerine fatura kestirmediklerini, firmanın fatura kesmediği için kendilerinin son —— faturayı haziran ayında onlara kestirdiklerini, -. Ayda ödeme yapıldığını ancak faturanın ortada olmadığını, firmanın aynı sistemde fatura kesmeden çalıştığını, bu konuyla ilgili şikayette bulunduklarını, birinci bilirkişi raporunda — faturanın işlenmediğinin görüldüğünü, muhasebecileriyle görüşerek bu durumu düzelttiklerini, durumun vergi dairesine bildirildiğini, yukarıda nisan ayında ödeme yapıldığını belirtmiş ise de yanıltmış olmamak için üzerinden zaman geçtiği için tam olarak hatırlamadığını, araç günlük hakedişinin sözleşme gereği hasaplanan hakedişler dava konusu faturalar ikiye bölünerek kesildiğini, ———– ayları arasındaki hizmetlerin dava konusu faturalar olduğunu” beyan etmiştir. Davacı tanığı … beyanında özetle; “Davacı firmada şoförlük yaptığını, davacının 3 adet aracının olduğunu, üçünüde kendisinin kullandığını, hizmeti kendisinin verdiğini, ——– Aylarda hizmet verdiğini, daha önce hizmet vermediklerini, kendisinden sonra öteki arkadaşlarının devam ettiğini, — Aylarda kendisinin çalışmadığını, arkadaşlarının çalıştığını, yukarıda ————. ay olarak söylemiş ise de yanlış söylediğini, faturalarla ilişkisinin olmadığı için hangi aylara yönelik olduğunu bilmediğini, ödemenin yapıldığını bildiğini, shellden akaryakıt alınmadığını, ödeme için shelle 3. ayda gittiğini ancak ödeme alamadığını, ödemenin neden yapılmadığını bilmediğini” beyan etmiştir. Tanık … beyanında özetle; ” Dava konusu dönemde servisi kendisinin taşıdığını, aracın plakasını hatırlamadığını, davacının — aracınında davalıya hizmet verdiğini, arada araç değişimle bu hizmetin sağlandığını, ancak — seferde yalnız — aracın hizmet verdiğini, kendisinin———civarında davalıya hizmet veren araçta çalıştığını, ara ara ödemeler yapıldığını, genelde yakıt ödemesi yapılmadığını, bildiği kadarıyla faturaların 2 ayda bir kesildiğini, haziran ayında kesilen faturanın neye ilişkin olduğunu bilmediğini, kendisinin fatuyla bir alakasının olmadığından dava konusu faturalın neye ilişkin olduğunu bilmediğini, bu süreçte ———–ara ara ödeme aldıklarını, ara ara yakıt ikmali gerçekleştirdiklerini” beyan etmiştir.
Tanıklar dinlendikten sonra davacı taraf yemin deliline dayanmış, davalı şirket yetkilisi duruşmada hazır bulunduğundan yemin teklifi doğrultusunda yemini eda etmiştir. Şirket yetkilisi: “Davacı ——— aramızda bulunan ——istinaden dava konusu ——-ve sıra numaralı — TL bedelli ve —- seri ve sıra numaralı — TL bedelli tarafımıza gönderilmeyen 2 adet faturaya ilişkin herhangi bir mal ve hizmet alınmadığını söz konusu alacaklı çıkmamızın sebebinin avans ile yakıt ikmalinin gerçekleşmesinden kaynaklı olduğunu, dava konusu 2 adet faturaların tarafımıza gönderilmediğine, tüm dava dosyası kapsamında gerçeğe uygun cevap vereceğime, hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine YEMİN EDERİM.” şeklinde yemini eda etmiştir.
Dinlenen tanık beyanlarında bütün tanıklar dava konusu hizmeti veren aracı kendilerinin kullandığını beyan etmiş, Tanık ..——–Ayda hizmet vermeye başladıklarını beyan etmiş, daha sonra beyanını düzeltmiş, Tanık … — ayındaki faturaların ocak ayından itibaren olan hizmetlere ilişkin olduğunu beyan etmiş ancak faturalarda hangi aylara ilişkin hizmet verildiği açıkça yazılmadığından ayrıca …’nin çelişkili beyanları da dikkate alınarak hizmetin ne zaman başladığı dava konusu taraflar arasındaki ihtilaflı iki faturanın neye ilişkin olduğu ve bu kapsamda hizmetin verilip verilmediği hususları tanık delili ile ispatlanamamıştır.
Bilindiği gibi HMK’nın 222. Maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Öte yandan fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. İspat; davalının defterlerine faturayı kaydetmiş olması, vergi beyannameleri, mutabakatname, sevk irsaliyesi gibi elverişli yazılı delillerle gerçekleştirilir. Davacı tarafın defter ve kayıtlarında uyuşmazlık konusu iki fatura da kayıtlı değildir.——— gelen yazı cevabı ve ek raporda da bu hususun düzeltilmediği anlaşılmıştır. Faturalar defterinde kayıtlı olsa bile davacının takibe koyduğu faturaya konu hizmetin/malın davalı tarafa teslim edildiğine yönelik ispata elverişli delil sunması gerekte olup davacı taraf yazılı hiçbir delil sunamamıştır. Nitekim davacı taraf yemin deliline dayanmış, davalı şirket yetkilisi usulüne uygun olarak yeminini eda etmekle davacının davasını ispat edemediği, takibe ve davaya konu ———TL tutarlı fatura konusu hizmeti davalı yana vermediği anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Uyuşmazlığın başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, davacı … davalının defter ve kayıtlarında uyuşmazlık konusu olan ———TL tutarındaki faturaların kaydedilmemiş olduğu, dinlenen tanık beyanların hizmetin hangi aylarda verildiğine ilişkin ispat için yeterli olmadığı, davalının defter ve kayıtlarına göre davacıdan alacaklı olduğu, davacı tarafından faturaya konu mal ya da hizmetin davalı tarafa teslimine ilişkin sevk irsaliyesi ya da başkaca yazılı delil sunulmaması ayrıca davalı şirket yetkilisinin fatura konusu hizmeti almadığına ilişkin yemin beyanı nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı göz önüne alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın esastan reddine,
2-%20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 445,62-TL’nin mahsubu ile bakiye 391,22-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 150,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca takdir olunan 3.914,07-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.06/02/2020