Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1045 E. 2019/967 K. 24.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1045 Esas
KARAR NO: 2019/967
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/10/2017
KARAR TARİHİ: 24/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının koli bandı vb. ürünlerin toptan satışını yaptığını, taraflar arasında süre gelen bir ticari ilişkinin bulunduğunu, uyuşmazlığa konu faturadaki ürünlerin davalıya imza karşılığında teslim edildiğini ancak davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün ———- E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının borca ve ferilerine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, fatura ve sevk irsaliyesinde malların eksiksiz olarak imza karşılığında teslim edildiğinin görülmekte olduğunu, davalının borçlu olmadığına ilişkin iddiasını ispatla mükellef olduğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ——-yılları içinde davalıya ürün ambalajlanmasında kullanılan “strech film” satışı yaptığını, ödemelerin de davalı yanca rutin olarak yapıldığını, davacının ürünü bazen faturasıyla birlikte teslim ettiğini bazen de faturayı önceden kesip malın teslimatını sonra yaptığını,zira davacının, davalıya ait imalathanenin olduğu bölgelere yapılacak sevkiyatla talep edilen ürünün dağıtımını aynı güne getirmeye çalıştığını, söz konusu ürün ihtiyacımızın olduğunun firma elemanlarımız tarafından bildirildiğinde, ürünlerin kullanımıyla ilgili tetkiklerin yapıldığını ve bu tetkikler neticesinde bu ürünün bu kadar süre zarfında tüketilemeyeceğinin tespitinin yapıldığını, yapılan kontroller neticesinde davacı şahsın daha önce de teslim ettiği mallarda eksiklik olduğunun, davalının ödemesini yaptığı malların da fatura münderecatıyla uyuşmadığının ve dava konusu malların davalıya hiç teslim edilmediğinin ortaya çıktığını, kullanım alanlarının ve miktarının belli olduğunu, bunun üzerine davalının davacı şahsı arayıp görüşmek istediğini, ancak davacı şahsın son 6-7 aydır davalı firmayla görüşmekten kaçındığını, kendisinin sürekli şehir dışında, cenazede ya da Almanya’da olduğunu söyleyerek davalı firmayı atlattığını, son zamanlarda telefonlarına cevap vermediğini, icra takibinden sonra davalı firma avukatının davacı avukatıyla görüşerek davalı firmanın davacı şahısla görüşmek istediğini ilettiğini, davacı avukatının davacı şahsın Almanya’da olduğunu söylediğini, davacıdan malın kime nasıl ve ne şekilde teslim edildiği sorulduğunda her seferinde çelişkili yanıtlar alındığını, irsaliyenin sonradan uydurularak dava dosyasına delil olarak sunulduğunu beyan ederek irsaliye aslının mahkeme kasasına tevdi edilmesi ile davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve dava masraflarının davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —- seri nolu ————TL tutarındaki fatura bedelinden kalan bakiye borcun ödenmemesi sebebiyle başlatılan İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemli itirazın iptali davasıdır.
Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri ——– tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça aynı gün takibe itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, her iki taraf ticari defterlerini belirlenen gün ve saatte Mahkememize ibraz etmiştir. Mahkememiz tarafından re’sen seçilen Mali Müşavir Bilirkişi’nin —— tarihli raporunda özetle: “Her iki tarafın defterlerinin açılış-kapanış onaylarının süresinde yapılmış olduğu, davacı tarafından sunulan yevmiye, kebir ve envanter defterleri üzerinde yapılan incelemede yevmiye ve kebir defterlerinin birbirine uyumlu olmadığı, ayrıca muavin kayıtlarının da yevmiye ve kebir defteriyle uyuşmadığının tespit edildiği, sadece muavin defterlerinde ———TL bakiye alacağının olduğunun görüldüğü, davalının defter ve kayıtlarında davalı şirketin davacıya ———TL bakiye borcunun olduğunun görüldüğü, somut olayın incelenmesinden ve dosyaya sunulan malzemelerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden davacı tarafça sunulan ticari defterlere itibar edilemediği, davalı defter kayıtlarına göre davacının davalıdan ——–TL alacak talebinde bulunabileceği tespit edilmiştir” şeklinde raporunu sunmuştur.
Fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın/hizmetin davalı tarafça teslim alındığına karine teşkil eder.Mal/Hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir. Davalı bu hususu ancak yazılı delillerle ispat edebilir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde her ne kadar ödemeleri yapılan başkaca ürünlerin faturalarının münderecatıyla uyuşmadığını beyan etmiş ise de eldeki takip yalnızca ———TL tutarındaki faturanın bakiye borcundan kaynaklı olduğundan, itirazın iptali davalarında takiple sıkı sıkıya bağlılık ilkesi gereği taraflar arasında mevcut tüm ticari ilişki kapsamında inceleme yapılmaya gerek görülmemiş, Bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davalı taraf takibe konu faturayı kendi defterlerine kaydetmiş olup, ——–TL bakiye borç vermektedir. Davalı tarafça fatura konusu malların teslim edilmediği/hizmet alınmadığı yönünde beyanda bulunulmuş ancak takip konusu faturayı kendi ticari defterlerine kaydederek malın/hizmetin teslim edildiğine ilişkin ispat yükünü davacı tarafın üzerinden alan davalı taraf, defterlerine kaydettiği faturaya ilişkin iade faturası düzenlediği yönünde her hangi bir savunmada bulunmamış ve karinenin aksini ispat için yazılı belge de sunmamıştır. Öte yandan bilirkişi raporundan, Davalı defter kayıtlarında da bu yönde bir bilginin yer almadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle fatura içeriği ürünlerin davalıya eksiksiz teslim edildiği kabul edilmiştir. Hal böyle olunca karine gereği ispat yükü davalı taraf üzerinde kalmış ve davalı taraf borçlu olmadığını, mal almadığını ispatlayamamıştır.
Bilindiği üzere; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
Davacı tarafın sunmuş olduğu defterlerin açılış kapanış onayları süresinde yaptırılmışsa da; kendi defter kayıtlarının birbirini doğrulamadığı anlaşıldığından, davalı defterlerine itibar edilmiş ve davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle malın/hizmetin eksiksiz biçimde davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmış, malın teslim alınmadığına ilişkin ispat yükü kendisine ait olan davalının aksini ispata yarayan yazılı belge sunmaması nedeniyle davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, davacı defter kayıtları birbirini doğrulamadığından davalı defter ve kayıtlarına itibar edilmiş , bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, reddedilen ———TL yönünden davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, itirazı iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün ——- E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin ———–TL asıl alacak üzerinden aynen devamına,
2-Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin ve şartları oluşmadığından reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 170,78-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 43,11-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 127,67-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 43,11-TL peşin harcın toplamı olan 74,51-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harç dışında harcanan toplam 812,50-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre(%99,05 Kabul %0,95 Ret) hesaplanan 804,78-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
9-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı yararına takdir olunan 2.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.24/09/2019