Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1033 E. 2019/193 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1033 Esas
KARAR NO : 2019/193

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2017
KARAR TARİHİ : 20/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıların ortak inşaat yürüttükleri ———— projesinde ———bolu bağımsız bölümün 2.980.000,00 TL bedelle satışı konusunda anlaştığını, davalı ———— arasında imzalanan protokoller gereği satışa konu bağmısız bölümler için kredi kullandırıldığını, müvekkili, davalıların ilgili banka şubesine talimatları üzerine gerekli kredi işlemlerini tamamladığını ve bedelin ————- hesabına geçtiğini, Ancak davalı —————– tüm taleplerine rağmen müvekkile satılan bağımsız bölümün noterde yapılması gereken satış vaadi sözleşmesini ifa etmediğini, bunun üzerine Kartal —————— Noterliğinin 07/03/2016 tarihli ihtarnamesi ile devrin yapılması istenilmiş, ihtarnameye cevaben davalının 360.000,00 TL’nin ödenmesi halinde satış vaadi sözleşmesinin ikmal edileceğinin bildirildiğini, davalının bu davranışının sözleşmeye aykırı olduğunu ve iyi niyetle bağdaşmadığını, müvekkilinin hak kaybına uğramamak ve davalıların kötü niyetli oalrak gayrimenkulu başkasına satışının önüne geçmek amacıyla belirtilen bedeli davalının hesabına yatırdığını, davalının sözleşmeye aykırı olarak bedeli ödenmesine rağmen noterden satış vaadi sözleşmesi yapmaktan imtina etmesi ve 6 ay sonra günvel fiyat iddiası ile müvekkilden alınan 360.000,00 TL haksız ödemenin 22/12/2016 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ————– vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasındaki sözleşme 20/07/2016 tarihli olup 3.250.000,00 TL bedeli üzerinden akdedildiğini, davacı ile yüklenici——————– ile söz konusu projeden müvekkilinin bilgisi olmadan anlaşıldığını, davacının 31/12/2015 tarihinde parayı yatırdığı görülmüş, ancak davacı tarafından —————-sözleşmesinin yapılması için müvekkiline bir talepte bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasındaki ilişki resmi olarak yapılan 20/07/2016 tarihli sözleşmeyle geçerli olduğunu, davacının daha önceki tarihli ve geçersiz bir belgeye dayanarak daha sonra gerçekleştirilen resmi bir sözleşmede kararlaştırılan satış bedelinin bir kısmının iadesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının sözleşme için başvuruda bulunmamasına rağmen davacının müvekkil şirketin hesabına para aktardığı dikkate alınarak bağımsız bölümü rezerve ettiğini ve başkalarına satmadığını, davacının sözleşme için başvurmadığını, bu süreçte portföyde bulunan tüm gayrimenkullerin satış bedellerinin güncellendiğini, bu bedel üzerinden davacıya teklif sunulduğunu, davacının bu teklifini kabul ettiğini belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmaları da takip etmemişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davacı, davalı gerçek kişilerin kurduğu adi ortaklık ile ———– projesindeki —- nolu bağımsız bölüm için görüşüp anlaştığını, —– onay verdiğini, bunun üzerine ————- kredi çektiğini ve ———nin hesabına 2.890.000,00TL parayı EFT yoluyla gönderdiğini ancak 4 ay geçtikten sonra ————nin taşınmazın güncel değeri olarak 3.250.000,00 TL olduğunu, fark olan 360.000TL nin ödenmesini talep ettiğini, davacının da farkı ödeyerek tapu devrini sağladığını ileri sürmüş, iş bu dava ile sözleşmeye aykırılığa dayanarak 360.000TL nin sonradan haksız olarak tahsil edildiğini iddia ederek iadesini talep etmiştir.
Davalılardan ————, davacı ile 20.07.2016 tarihinde resmi satış sözleşmesinin yapıldığını, bu satışın da 3.250.000,00TL üzerinden yapıldığını, davacının ödediği bedelin bir kısmını sonradan geri istemekte haksız olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davacı 05/12/2017 tarihli replik dilekçesi ile davalı olarak gösterdiği … ve —————–değiştirdiğini, onların yerine adi ortaklığın ortakları olan —————’ye davanın tebliğini talep etmiştir.
“Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 6100 sayılı HMK.nun 124. maddesine göre “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir”. Davacı tarafın HMK 124 maddesi kapsamında itirazları üzerinde durmak gerekir. Davacının replik dilekçesi ile dava dışı ——————–şirketlerini davalı olarak belirlediğini beyan etmesi, davalı şirketleri davalı yapmaya yetmez. Yine mahkememizce bu şirketlere dava dilekçesinin tebliğ edilmiş olması da bu şirketlere davalı sıfatını kazandırmaz. Dava dilekçesinde adı geçmeyen kişilere yapılmış tebligat, taraf teşkili adına usulüne uygun bir tebligat olmadığı gibi, yeni bir dava dilekçesi sunulmadan veya birleştirme talepli bir dava açılmadan veya mahkememizce verilmiş her hangi bir ara karar olmadan, sırf davalı şirketlerin uyapta taraf olarak eklenmesi ve tebligat çıkarılmış olması davalı şirketlere “davalı” sıfatını kazandırmayacağı açıktır. Davacının taraf değişikliği talebi HMK nun 124. maddesi kapsamında kalan, haklı sebebe dayanan, maddi hatadan kaynaklanan bir talep de değildir. Davalı olarak gösterilen gerçek kişilerin bir adi ortaklık kurduklarını gösteren veya davacı ile bir sözleşme yaptıklarını gösteren bir belge ya da davacının yanılmasına sebebiyet verecek bir fiilleri yoktur. Bu nedenle davalılar olarak gösterilen ————- ve … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Diğer davalı ———— yönünden ise, davacının sözleşmeye aykırılık iddiası üzerinde durulması gerekir. Davacının davalı—— ile yaptığı 20/07/2016 tarihli resmi sözleşme 3.250.000,00TL bedel üzerindendir. Daha evvel aynı taşınmaz için daha düşük bir bedel üzerinden tarafların anlaştıklarını gösteren bir yazılı belge sunulamamıştır. Davacının 2.890.000,00 TL parayı davalının hesabına ———–yoluyla göndermiş olması, tarafların bu bedel üzerinden karşılıklı iradelerini açıkladıklarını kabul etmek için yeterli değildir.
Davacının sermaye şirketi olduğu, ticari işletme işlettiği, basiretli davranması gerektiği açıktır. Basiretli tacirden kasıt davacıdan beklenen özen değil, ayrı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü kişiden beklenen özendir. Davacı sonradan, ek bedel ödemeyi kabul ediyor ve ödüyorsa, güncellenmiş bedeli de kabul ettiğini anlamak lazımdır.
Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması, geçerlilik koşuludur (TMK’nun 706, TBK’nun. 237, Tapu Kanunu’nun 26. ve Noterlik Kanunu’nun 60.maddeleri). Davacı bir zarara uğradığını ileri sürüyorsa, bunu 2.890.000,00 TL bedelde anlaştığı, buna rağmen makul sürede tapu devrini sağlamayarak güncel fiyat farkını ödemek zorunda kaldığı iddiasında bulunduğu ve yazılı ve resmi şekilde kendisine 2.890.000,00 TL bedelden taşınmaz satmayı vaad etmiş adi ortaklık ortaklarından talep edebilir ki bu ortaklara usulünce açılmış bir dava olmadığı yukarıda açıklanmıştır. Davacının ———————- ile 2.890.000,00 TL üzerinden yaptığı resmi bir anlaşma da yoktur.
Gabinin şartlarının olmadığı, davacının böyle bir iddiasının da olmadığı, satış sözleşmesinin yapıldığı tarihten 1 yıl 1 ay sonra açılan davada, anlaşılan satış bedelinin bir kısmının geri istenmesinde haklı bir yan görülmemekle davanın ——————- yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar —————- ve … yönünden pasif husumet yokluğundan REDDİNE;
2-Davalı ——————yönünden davanın esastan reddine;
3-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.147,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.103,50 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı————–vekili için takdir olunan 27.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı——— verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile —– vekilinin yüzüne karşı davalılar …, …—————yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.