Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1011 E. 2021/276 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.İstanbul Anadolu3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1011 Esas
KARAR NO : 2021/276
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından —– bedelli çekin —- tarihinde keşide edildiğini söz konusu çek hesabında çekte yazılı miktarın bulunduğunu ancak davalının—- numarasıyla ikame edilen —- davasında talep üzerine ödeme yasağının konulduğunu bu nedenle aynı çek kullanılmak suretiyle müvekkili şirkete karşı icra takibi yapıldığını söz konusu takip talebinde bulunan —- davalının kardeş olduğunu bu nedenle iki tarafın da birbirinden habersiz olması gibi bir durumun olmayacağını davalı tarafından açılan çek iptali davasının kötü niyetle açıldığını dava nedeniyle de müvekkilinin hesapta çek karşılığı bulunmasına rağmen faiz ödemek zorunda kaldığını müvekkili şirketin kusuru olmamasına rağmen çek miktarından —- fazla tutarı ödeme zorunluluğunun hasıl olduğunu davalının çekin —- olduğunu ve müvekkili tarafın zarara uğramak suretiyle fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığını bilmeme gibi bir durumunun olamayacağını belirterek çek bedelinden fazla ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kardeşi olduğu iddia edilen —- müvekkilinin babası olduğunu, bir ihtilaf nedeniyle aynı icra takibinin borçlusu olduğunu ve takip konusu çekin—- müvekkilinin vekili olan—- tarafından azledilmesine rağmen bankadan aldığı ve müvekkilinin yerine imzalayarak ciro ettiği çeklerden birisi olduğunu davacı çek borçlusunun bu süre içinde mahkemeye müracaat ederek, yargılama sonunda haklı çıkacak tarafa ödenmek üzere tevdi mahalli kararı alması ve tayin olunacak tevdi mahalline parayı yatırarak borcundan kurtulmasının mümkün ve hatta gerekli iken böyle bir müracaatta bulunmadığını ihmalin neticesinde icra takibine muhatap olması ve feri borçlarla yükümlü kılınması tamamı ile kendi kusurundan kaynaklandığını davacının bugün için dahi, istirdat davası açarak yaptığı ödemeyi geri almasının mümkün olduğunu takip konusu çekin arkasındaki ciro silsilesi incelendiğinde takip alacaklısı—– cirosunun çizilmiş olduğunun açıkça görüldüğünü çizilmiş ciro yazılmamış hükmünde olduğundan, çekin yetkili hamili olmayan —- icra takibinde bulunamayacağını, yetkili hamil sıfatını ancak — taşıyabileceği dikkate alındığında İİK’nun 170/a hükmü uyarınca takibi şikayet yoluyla iptal ettirme imkanı olduğu halde bu imkanı da kullanmayan davacının ödemek zorunda olduğu feriler nedeniyle müvekkiline karşı dava açma hakkının bulunmadığını olayın aslının; müvekkilinin—- yevmiye sayılı vekaletnamesi ile vekili olarak işlerini yürütmekte olan fakat hiçbir suretle çek ciro yetkisi bulunmayan, aynı zamanda bir sonraki ciranta —- nedeniyle——– yevmiye sayılı azilnamesi ile azledildiğini azil üzerine apar topar bankaya giderek tahsile verilmiş çekleri aldığını çekleri almaya giderken yanında ——– isimli şahsı da götürdüğünü ve azledildiğini ve çekleri almaması gerektiğini söyleyen —- dediğini bankaya giderek —- tarihli iade teslim tutanağı ile çekleri aldığını —– götürdüğünü sonra oradan da çaldığı olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın davacının keşidecisi olduğu çek bedelinin ödenmesi için bankaya müracaat ettiğinde dava konusu çek üzerinde çek iptali davasında tedbir kararı bulunması nedeniyle ödemeyi gerçekleştiremediği, daha sonra bu çek nedeniyle başlatılan icra takibinde fazladan faiz ödemek zorunda kalması nedeniyle fazladan ödenen bu kısmın tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Davacı taraf dava konusu çekin davalının babası olan —- elinde olması dikkate alındığında davalının bu hususu bilmemesinin olağan dışı olduğu ve çek üzerinde tedbir kararı aldırılmasının kötü niyetli olduğunu iddia etmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, —–yevmiye numaralı azilnamesi ile davalı tarafından dava dışı— azil edildiği, aynı zamanda—– Sayılı dosyasında zayi nedeniyle çek iptali davası açıldığı ve dava konusu çek için ödeme yasağı tedbiri kararı verildiği anlaşılmıştır. Davacının zayi nedeniyle çek iptali davası açmasında ve ödeme yasağı tedbir kararı uygulanmasında davacının kötüniyetli olduğu veya davacıyı zarara uğratma kastı ile hareket ettiği ispat edilememiştir.
TTK 757/2. maddesi ” Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir” şeklindedir. Dava konusu çek hakkında tedbiren ödemeden men kararı verilmesi halinde tevdi mahallininde belirlenmesi gerekmektedir. Mahkeme tevdi mahalli belirlememiş olması halinde ise ödeme yapacak keşidecinin mahkemeden ödemenin yapılacağı tevdi mahallini belirlemesini isteyebilir. Somut olayda davacı tarafından mahkemeden tevdi mahallinin belirlenmesi istenilmemiş ve ödeme tevdi mahalline yapılmamıştır. Davacı tevdi mahalli talep etmiş olsa idi dava konusu fazladan yaptığı faiz ödemesini de ödemek zorunda kalmayacaktı. Tüm bu husular dikkate alındığında davacının fazladan yaptığı ödeme nedeniyle davalının herhangi bir kusuru olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 180,70-TL harcın mahsubu ile artan 121,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 21,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—– Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/02/2021