Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/993 Esas
KARAR NO : 2023/290
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2016
KARAR TARİHİ : 18/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 19.09.2011 günlü bir sözleşme akdedildiği, bu sözleşme hükümlerine göre davacı vakıfın hem kendi üyeleri ve hem de üyesi olmasa bile —– çalışanları vakfın portföyü sayılacak ve bu portföyde bulunanlar hem kampanya kapsamında daire sahibi olacak ve hem de bu daire satışlarından belli ordanlarda vakfa pay verilerek fatura karşılığı ödemeler yapılacağı, eş söyleyişle taraflar arasında sözleşmenin 3.maddesi gereğince davalı şirketin —– İlçesi 684 ada2 pafta üzerinde —– kapsamında yapacağı bağımsız bölümler ile ilgili olarak vakıf portföyü için bir kampanya başlatılacağı ve bu kampanya sonrasında 5.madde kapsamında—–çalışanlarının vakfa tanınan bu konut projesinden satın alacağı taşınmazların değerinin belli oranlarının vakfa komisyon olarak ödeneceği, davacı tarafın ise kampanyayı kendi üyelerine ve—— çalışanlarına uygun vasıtalarla duyuracağı (örneğin web sitesi), sözleşmenin 5.maddesinde bu satışlardan dolayı vakfa ödenecek komisyon ödeme koşullarını açık bir biçimde düzenlendiği, bu maddeye göre vakıf portföyüne yapılacak tüm satışlardan satış bedelinin %1’i vakıf komisyon bedeli olarak vakfın ticari işletmesinin ——şubesindeki hesabına yatırılacağı, bugüne değin vakıf ticari işletmesi tarafından sadece 31.12.2012 günlü bir fatura ile toplam 70.000 TL + KDV tutarı kadar bir bedelin satış komisyonu olarak davacı şirkete fatura edildiği, aslında fatura konusu komisyon tutarının sadece bir kısmını içerdiği, gerçek komisyon alacağının bunun çok çok üzerinde bulunduğu, sözleşmenin 9.maddesi uyarınca hem sözleşmenin ekinde bulunan listede hem de vakıf üyeliği olmadığı hald sözleşmede belirtilen kampanyadan yararlanmak isteyen—– çalışanlarından sözleşme konusu kampanya dahilinde konut satın alan kişilerin listesinin bildirilmesi gerektiği, davacı vakıf tarafından bugüne değin yapılan sözle ve noterden gönderilen ihtarnamelere karşın bugüne değin bu konunun çözümü için bir adım atılmadığı, son tespitlere göre vakıf portföyünden 81 kişinin proje ve kampanya kapsamında bağımsız bölüm satın almış bulunduğu, faturanın davalı tarafından sözleşmeye uygun olarak ödendiği ancak daha sonra vakıf portföyünde bulunan kişilere satışlar ile ilgili herhangi bir bildirim yapılmadığı gibi herhangi bir ödeme de olmadığı, davacı vakfın gerek sözlü taleplerine ve gerekse ihtarnameye yanıt verilmemiş olduğundan işbu davanın açılma zorunluluğu doğduğu, toplamında 20.000,00 TL’nin davalı şirketten tahsil edilerek davacı vakfa ödenmesi ve ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bu miktarlara ticari faiz işletilmesi talep edildiği hususları belirtilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu talebin zamanaşımına uğradığı, davacının dillekçede tanık deliline dayandığı ancak iddianın davanın niteliği gereği belge ile ispatlanması gerektiğinden davacı tarafın tanık dinletme talebine muvafakat edilmediği ve itiraz edildiği, taraflar arasında davaya konu sözleşme imza edilmeden önce davalı şirketin, —– çalışanları arasında bir portföy yakaladığı, bu portföyden 28 kişiye de taraflar arasındaki sözleşme imzalanmadan önce konut satışı yapıldığı, taraflar arasında davaya konu sözleşme imzalandıktan sonra ise 26 kişiye konut satışı yapıldığı, konut satışı yapılan 26 kişilik liste ve —— Vakfı üyesi 7 kişi ( bu yedi kişinin de taraflar arasındaki sözleşme imza edilmeden kendilerine konu satışı gerçekleştirildiği) olmak üzere 33 kişilik listenin iyi niyetli olarak davacı tarafa davalı şirket tarafından bildirildiği, davacı tarafın da bunu 26+7=33 kişilik listeyi dosyaya sunduğu, davalı şirketin sözleşmeden sonra konut satışı yaptığı 26 kişiden hiçbiri sözleşmenin 9/A maddesine uyan (sözleşme ek 1) belge ile gelmediği halde, davalı şirketin bu kişileri davacı tarafa yönlendirdiği ve bu konuda davacıya bilgi sunduğu, davacı tarafın iddia ettiği gibi davalı tarafa gönderilen ihtarnameninde sonuçsuz kaldığı beyanının da gerçeği yansıtmadığı, davalı şirketin sözü edilen ihtarnameyi tebliğ aldığında, çok da araştırma ve soruşturma yapmadan iyi niyetli ve davacı kuruma katkı amacı ile tarafların birbirleri görüşme ile uzlaşmaları sonucu mutabık oldukları 82.600,00 TL’lik faturayı ödediği, sözleşmeden sonra satış yapılan 26 kişiye ait ödemelerin, tarafların birbirleri görüşme ile uzlaşmaları sonucu mutabık oldukları 82.600,00 TL olup, iyi niyetle ve katkı amacı ile davacı tarafa ödeme yapıldığı, davalının iyi niyet ve katkı amacı ile ödeme yaptığı ve 82.600,00 TL’lik faturaya dayanak listede bulunan 33 kişinin dışında da isim bildirmediği gibi, isim bildirildiği listeden 7 kişiye de taraflar arasındaki sözleşme tarihinden önce satış gerçekleştirildiği, davacının, iş bu yükümlülükleri yerine getirdiğine dair hiçbir bilgi ve belgeyi dava dosyasına sunamadığı, davacının, sözleşmedeki yükümlülüğünü yerine getirmek için hiçbir çabaya girmediği, iddia olunan satışların, davacının faaliyeti veya etkisi ile gerçekleştirdiği aracılık faaliyeti sonucu davalı ile alıcılar arasında konut satışı akdedildiğinin ispatı gerektiği, izah olunan bu nedenlerden davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun tebligat yapılmış, taraflar arasında düzenlenen sözleşme dosyamız arasına alınmıştır.Tanık … beyanında: ben vakfın denetim kurulu başkanıyım aynı zamanda —–(yük uzmanı), biz davalı şirketle bir anlaşma yaptık, vakfımızın ticari iştirakları üzerinden bir anlaşma yaptık, —— personeline ve yakınlarına indirimli taşıma satmak ve komisyon almak konusunda idi sözleşme, sözleşmede vakfımıza düşen yükümlülükler vardı, davalı şirketin yaptığı projelerin tanıtılması, üyelerimize mail atılması, bilbortlarımıza reklam yapılması biz bunların hepsizi eksiksiz yerine getirdik, eski —–havalimanın içinde personelimizin gördüğü alanda 8-10 tane tam sayısını hatırlamıyorum bilborta reklam koyduk, bizde üyelerimizin mail adresleri vardır, ayrıca cevap telefonlarına bu projeye ilişkin olarak sms attık, bütün Türkiye’deki şirket çalışanlarının telefonlarına mesaj atıyoruz, üye olsun olmasın hepsinin telefonları bizde vardır, sonrasında—-belli miktarda satış yaptı—– personeli olan veya vakıf üyesi olan kaç kişiye satış yaptığını bilemiyoruz, davalı taraf davacı vakfa bu konuda bilgi vermedi, demiştir.Tanık … beyanında: uyuşmazlığın olduğu dönemde davacı vakfın müdürüydüm, şirketi temsile yetkim yoktur, davalıya ilişkin projenin tanıtımlarını gerek bilbortlar aracılığıyla gerekse de vakıf üyelerine mesaj göndermek suretiyle tanıtımlarını yaptık, sözleşme kapsamında her bir satış üzerinde davacı vakfa ödenecek bir komisyon vardı, davalı firma bize bildirilen listeden daha fazla personele satış yapmıştır bunu firmaya bildirdik, firmanın bildirdiği liste 26 kişilik bir listeydi ancak davalı firmanın ne kadar personele satış yaptığını bilmiyorum, bilbortlar ve —–personeline mesaj atmak dışında bir tanıtım amaçlı hizmetimiz olmadığını biliyorum, demiştir.
Tanık … beyanında: ben davalı şirketin —- projesinin satış danışmanıyım, uyuşmazlık konusu hakkında bilgim vardır, söz konusu proje havaalanına yakın proje olduğu için satışlarda bir yoğunluk vardı, iki taraf arasında sözleşme olduğunu biliyorum, —– personelinden vakfa mensup olan kişilere ilişkin evrakların getirilmesi halinde komisyon ödeneceği kararlaştırılmıştır, davacı vakıf tarafından bize herhangi bir belge gelmedi, gelen personelin belli bir indirim hakkı vardır, ayrıca davacı taraf her satışta komisyon alıyordu, ancak bize davacı taraftan daha önce de belirtiğim gibi herhangi bir evrak gelmedi, bizim davacıyla olan sözleşmeden önce de tanıtım faaliyetlerimiz vardı, bu tanıtımlar havaalanın da bilbortlar aracılığıyla ayrıca sms yoluyla tanıtım yapılıyordu, davacıyla sözleşme yapılmadan önce de az da olsa —- personeline satış yapmışlığımız vardır, Vakıf üyesi olmayan——personeli geldiğinde ne yapıyordunuz davacı isteği üzerine soruldu : tanık —– personeli geldiğinde satış yapıyorduk, —–personeli geldiğinde vakfa yönlendiriyorduk,demiştir.
Tanık … beyanında: ben davalı şirkette 2010 yılından 2019 yılına kadar satış müdürü olarak görev yaptım, uyuşmazlık hakkında bilgim vardır, biz —–vakfıyla bir anlaşma yaptık, vakfın üyelerine—– projede konut sattık, davacı vakıfla olduğu gibi diğer bazı kurumlarla da benzer anlaşmalarımız vardır, sözleşme gereği bize müşteriler referanslarla geliyordu, müşterilerin vakıftan belge getirmesi gerekiyordu bu belgeyle indirimden yararlandırıyorduk, o dönemde hiç belge getiren olmadı, daha sonradan davacı vakıf tarafından şu bizim üyemiz bu kişi bizim üyemizdir şeklinde ihtarda bulundu, projenin olduğu bölge ——personelinin bulunduğu bölgeye yakın, biz kendi süzgecimizden geçtiğimizde tam hatırlamıyorum ama 25 vakıf üyesine satış yaptık, üst yönetime bildirdik ödeme kısmını da onlar halletti, sadece ilk bir gün bizim satış ofisimizde vakfın tanıtımını yaptık, o dönem yoğun bir dönemde televizyonlarda reklamlarımız vardır, ayrıca havaalanın da bilbort reklamlarımız vardı, vakıf üyesi misiniz —- mi çalışıyorsunuz şeklinde sorgulamamız olmadı, bizim —–anlaşmadan öncede —-personeline satış yapmışlığımız vardır çünkü proje —– personelinin bulunduğu yere yakındı, sözleşme öncesinde de havaalanında bilbortlarla reklam yaptık, her yılın belli aylarda 2 ay 3 ay kaldık, hem pilot odalarına hemde çalışan odalarına panolar koyduk, ayrıca bir kaç tane bilbort reklamı koyduk, demiştir.
Tanık … beyanında: ben davalı şirkette mali işler müdür olarak görev yapıyorum, uyuşmazlık konusu hakkında bilgim vardır, davacı vakıfla tarafından davalıya bir fatura kesilmiştir, 2014 yılının Ocak ayında tarafımıza bir ihtarname geldi, şirket yetkilileri bu faturanın doğru olmadığı ve gidip davacı vakıf görevlisiyle görüşmemi istediler, davacı vakıfla görüşmeye gittim faturanın dayanağı olmadığını söyledim, sözleşme gereğince vakıftan yönlendirilen üyeler için komisyon kesilmesi gerekir, kayıtlarımıza baktık, 600 müşterimiz içerisinde havaalanı adresi bulunan müşterimiz bulunmamaktadır, vakfa faturanın doğru olmadığını söyledim onlarda bize bağış yapın denildi, bu hususta davalı şirket yöneticiler ile görüştüm davalı firmada böyle bir büyük müşteriyi kaybetmemek için faturayı kabul edip ödenmiştir, daha sonra bu davayla karşılaştık, davacının projenin tanıtımına ilişkin bir faaliyeti bulunmamaktadır, ben davacı ihtarnamesindeki sonrası süreci biliyorum, demiştir.
Tanık … beyanında: ben davacı vakıfta muhasebe memuru olarak 2011 yılında çalışmaktaydım, davalı tarafla vakıf bir anlaşma yaptı, anlaşma uyarınca biz davalıya ait projenin tanıtımını yaptık, pilot odaları vardır bu odalara özel izinle girilmektedir, hostes odası da aynı şekildedir, biz buralara poster astık, proje tanıtımına ilişkin görselleri astık, —— çalışanlarına mesaj attık, o dönemde yapılan tanıtımları çok hatırlayamamakla birlikte tanıtımların yapıldığını biliyorum, davalı taraf 83.000-TL civarında bir ödeme yaptı, başkaca ödeme yapmadı, vakfa çalışanlar geliyordu bizde onları davalı şirkete yönlendiriyorduk, personele davalıya yönlendirirken personel elinde evrakla davalıya yönlendiriliyordu, davalıya 2012 yılında bir liste gönderdik o listeye ilişkin de eksik ödeme yapıldı, asıl davalının satış yapmış olduğu kişi sayısı gönderdiği listeden daha fazladır biz bunu tespit ettik, davalıya bildirimde bulunduk, davalı da satışları kendisi yaptığını davacı yardımı olmadan ödemeyi yapıldığı bildirildi, tüm —–çalışanlarına bu görseller paylaşıldı, mail attık mı hatırlamıyorum, sadece vakıf üyelerine değil bütün çalışanlara tanıtım yaptık, biz karşılıklı iyi niyet çerçevesinde kayıt tutmadık, demiştir. Dosya konusunda uzman Mali Müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi 15.11.2018 tarihli raporunda:Her iki yana ait 2010-2011-2012-2013 yıllarına ait ticari defterlerinin takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, taraflar arasında 19.09.2011 tarihli sözleşmede vakıf vasıtasıyla gerçekleşen tüm satışlarda satış bedelinin %1 Vakıf Komisyon bedeli olarak vakfa ödenmesinin kararlaştırıldığı, sözleşme tarihinden sonra yapılan satış bedeli olan KDV dahil toplam 18.100.934,89.-TL’nin %1 lik Vakıf Komisyon bedeli = 181.009,34.-TL olduğu, davalı tarafından yapılan toplam satışların %1 komisyon bedeli olan 181.009,34.-TL – davalı yan tarafından davacı yana yapılan ödeme 82.600,00.-TL = 98.409,34.-TL davacı yana %1 komisyon karşılığı olarak borçlu olabileceği, Taraflar arasında akdedilen 19.09.2011 tarihli sözleşmeden önce yapılan satış bedeli olan KDV dahil toplam 4.647.470,01.-TL’nin %1 lik Vakıf Komisyon bedeli = 46.474,70.-TL olduğu, şeklinde raporunu sunmuştur. Mali Müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 23/05/2019 tarihli bilirkişi raporunın sonuç kısmında: Tarafların itiraz konularının taraflar arasındaki akdedilen 19.09.2011 tarihli sözleşme etrafında toplandığı, sözleşmenin hükümlerinin değerlendirilmesinin gerektiği ve bu hususta takdirin Sayın Mahkemede olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin değerlendirilerek, vakıf üyesi olmayanlara vakıf aracılığıyla satış yapıldığı hususlarında sözleşme şartlarının değerlendirilmesinin gerekeceği üzere, herhangi bir değerlendirme yapılamadığı, bildirilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 24/08/2019 tarihli bilirkişi raporunın sonuç kısmında: davacının 13.733,34.-TL alacaklı olabileceği davalı firmadan daire satın alan kişilerin, sözleşme tarihinden öncesinde ve sonrasında dernek üyesi ile dernek üyesinin akrabası olup olmadıklarından ziyade, satış tarihi itibariyle —–personeli olup olmadıklarının tespiti için dosyada dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, tespitinde bulunmuştur.Mali müşavir ve sözleşme uzmanı bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 05/11/2020 tarihli raporunda özetle: Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin bir simsarlık sözleşmesi olduğu, Sözleşmede davacı vakfın, “aracılık ettiği tüm satışlardan” %1 oranında komisyon ücretine hak kazanacağının kararlaştırıldığı, bu sebeple satış yapılan kişilerin vakıf üyesi veya —-çalışanı olup olmamalarından ziyade, sözleşme tarihinden sonra davacı vakfın kaç adet taşınmaz satışına aracılık ettiğinin belirleyici olduğu, davacı tarafa ait sunulan defterlerden 2010 – 2011 – 2012 – 2013 – 2014 senesi defterlerinin noter açılış ve kapanış tasdikleri süresinde yerine getirilmiştir. Sadece 2010 senesi envanter defteri noter kapanış tasdiki sunulmamıştır. Davalı tarafa ait sunulan defterlerden 2010 – 2011 – 2012 – 2013 – 2014 senesi defterlerinin noter açılış ve kapanış tasdikleri süresinde yerine getirilmiştir. Sadece 2010 ve 2011 senesi envanter defteri noter kapanış tasdiki sunulmamıştır. Kök bilirkişi raporunda hesap edilmiş bulunan 18.100.934,87 TL tutardan, davalının 12.2.2019 tarihli dilekçesindeki itirazları ve davacının 18.02.2019 tarihli dilekçesindeki itirazları çerçevesinde: 8.015.162,46 TL tutarın tenzili ve daha önce yapılan ödemeye dayanak matrah tutar: 8.260.000,00 TL tutarın tenzili neticesinde, davalının davacıya borcunun 1.825.772,41 TL matrah üzerinden 18.257,72 TL olduğu, raporunu sunmuştur.Mali müşavir ve sözleşme uzmanı bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 31/07/2019 tarihli raporunda özetle: prim olarak hesaplanan 214.188,77 TL tutardan, daha önce hesaplanan 82,600,00TL tutarın tenzili ile, davacının davalıdan 131.588,77 TL prim alacağının olacağı, mütalaa edilmiştir.Davacı vekili tarafından 27/09/2021 tarihinde ıslah dilekçesi sunulmuştur.
Mali müşavir ve sözleşme uzmanı bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 21/11/2022 tarihli ek raporunda özetle: davacının davalıdan 131.588,77 TL prim alacağının olacağı, mütalaa edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından;Taraflar arasında akdedilen sözleşme BK m. 520 hükmünde düzenlenen bir Simsarlık Sözleşmesi’dir. Bu hükme göre simsarlık sözleşmesi, “simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir”. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, BK m. 520’de de belirtildiği üzere yazılı şekilde yapılmalıdır. Dava konusu olayda bu koşulun gerçekleştiği tartışmasızdır. Taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri incelendiğinde davacı vakfın, davalı şirkete ait taşınmazların satışı için aracılık etmesi halinde %1 oranında komisyon ücretine hak kazanacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. Yine sözleşmede, davacı vakfın ücrete hak kazanacağı işler belirlenirken “Vakıf vasıtasıyla gerçekleşen tüm satışlarda satış bedelinin %1’i vakıf komisyon bedeli olarak ödenecektir” denilerek, ücrete hak kazanılacak işler açıkça belirtilmiştir. Aynı şekilde Sözleşmenin m. 9 hükmünde, davacı vakfın, üyeleri dışındaki kişilere de aracılık edebileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu sebeplerden ötürü, davacı vakfın sadece üyelerine yapılan satışlardan değil, üyesi olsun ya da olmasın aracılık ettiği tüm satışlardan BK m. 521/1 hükmüne göre ücrete hak kazanacağının kabulü gerekmektedir. Davacı vakfın üyesi olsun ya da olmasın aracılık ettiği tüm satışlardan BK m. 521/1 hükmüne göre ücrete hak kazanacağının kabulü gerektiği, davacı vakfın üyesi olsun veya olmasın, aracılık ettiği tüm satışlara ilişkin matrahının toplam 21.418.877,43 TL, buna denk gelen primin ise 214.188,77 TL olduğu hesaplanmıştır. Satışların davacı simsarın aracılığı ile yapıldığı ve BK m. 521/1 uyarınca ücret hakkı doğduğu, 82,600,00 TL tutarın tenzili ile, davacının davalıdan 131.588,77 TL prim alacağının tenzili ile bakiye 131.588,77 TL alacağının olduğuna kanaat edilmiş, açılan kısmi davada davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜNE; 131.588,77 TL toplam alacağın, 20.000 TL’sinin 06/09/2016 tarihinden itibaren, 111.588,77 TL’nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 8.988,83-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,55- TL peşin harç, 1.905,66-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.247,21-TL’nin mahsubu ile bakiye 6.741,62-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20-TL. başvurma harcı, 2.247,21-TL peşin harcın toplamı olan 2.276,41- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 3.549,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı taraf için takdir olunan 20.738,32-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair; karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.