Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/987 E. 2023/386 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/987
KARAR NO : 2023/386

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/09/2016
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —sevk ve idaresindeki —– plakalı minibüsü ile 05/09/2014 tarihinde seyir halinde iken trafik kazasına sebebiyet vererek müvekkilini ciddi şekilde yaraladığını, davalı —- sigorta şirketi tarafından kazaya sebebiyet veren davalı—–ait olan—plakalı araç 12/05/2014 tarih ve —- nolu ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, müvekkilinin yazılım mühendisi olduğu ve 15.200,00 TL ye çalıştığını, müvekkilinin meslekte kazanma gücü kaybı sebebi ile davalı sigorta şirketine başvurmuş ve sigorta şirketi tarafından müvekkilinin meslekte kazanma gücü kaybı %3 olarak değerlendirildiği ve müvekkiline 57.423,46 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin meslekte kazanma gücü kaybı %3 den fazla olduğu kamu hastanelerinde %6 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğunu, meydana gelen kaza sebebi ile müvekkiline ait olan motor pert olacak vaziyette hasarlandığını, 23.717,79 TL hasarlı parça tespit edildiğini, aynı zamanda kaza sebebi ile müvekkiline ait motor kaskı ve motor yeleği de kullanılamaz hale geldiğini, açıklanan nedenlerden dolayı maddi tazminat talebi yönünden davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 09/03/2016 tarihinden itibaren ve sigorta poliçesi limitini aşmamak üzere, diğer davalı yönünden ise olay tarihi olan 05/09/2014 tarihinden itibaren eşletilecek faizi ile davalılardan tahsiline, kazaya sebebiyet veren ve hale daha davalı üzerine kayıtlı olması halinde—- plakalı aracın kaydına tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından alınan—-Eksper incelemesi ve aktüer hesaplaması neticesinde davacının —- bulunan banka hesabına, 24/06/2016 tarihinde 57.423,46 TL ödeme yapıldığını, bu itibarla sigorta şirketi tarafından poliçeden kaynaklanan kişi başı sakatlık hallerine ilişkin bakiye teminat sorumluluğu 232.576,54 TL kaldığını, araçta meydana gelen maddi hasar açısından ise açılan hasar dosyası kapsamında davacıya 20/06/2016 tarihinde 7.500,00 TL maddi hasar bedeli ödemesi yapıldığını, bu itibarla sigorta şirketi tarafından araç başı maddi zarar açısından bakiye sorumluluğu 21.500,00 TL kaldığını, sonuç olarak sigorta şirketi azami teminat limiti ile sorumlu olduğunu, davacı tarafından talep olunan maluliyet tazminatının, müvekkili sigorta şirketi tarafından kayıtsız şartsız ödenecek bir meblağ olmadığını, ödemenin ilgili kusur ve maluliyet araştırması sonucunda vurgulayacaklarını, davacı tarafın 15.200,00 TL maaş aldığını ispatlaması gerektiğini, davacının dava açıldığı tarihteki maaşı esas alınarak yapılacak hesaplama hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olacağını, motosiklet sürücüsünün kask takıp takmadığı hususuna dikkat edilmesi gerektiğini, davacının motosiklet hasarlanması sebebiyle maddi tazminat talebine karşı olarak anılan hasar dosyası kapsamında davacıya 20/06/2016 tarihinde 7500,00 TL ödeme yapıldığını dolayısıyla müvekkili şirket poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini, yapılan başvuru üzerine müvekkili şirketçe kazaya ilişkin eksper raporunu hazırladığını, söz konusu rapora göre davacı davaya konu kazadan 22 gün sonra 27/09/2014 tarihinde motosiklette meydana gelen hasarın tespiti için servise gitmiş liste almış ancak onarım yapılmadan motosikletini servisten aldığını, hasar listesine göre talep edilen hasar miktarı yaklaşık olarak 20.000,00 TL + KDV olduğunu, ancak müvekkili şirketçe atana eksperin yapmış olduğu incelemede hasar listesinde servisin değişmesini talep ettiği bir çok parçada hasarın dahi görülmediğini, 10.000,00 TL ‘lik bir hasarın meydana geldiğini, açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı —–Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Kazanın tamamen davacının yağışlı yolda aşırı süratli seyretmesinden dolayı vuku bulduğunu, müvekkilinin aracının davacının aracına temasının söz konusu olmadığını, dava konusu kazanın tek taraflı trafik kazası olduğunu,—–Asliye Ceza Mahkemesi —– Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı taraf tazminat talepleri konusunda HMK 107 gereği belirsiz alacak davası açtığını beyan ettiğini, buna gerekçe olarak davacının iş gücü kaybının %6 olduğunu belirttiğini, davacının uğradığı iş gücü kaybı belli iken belirsiz alacak davası açılmasının gereğinin olmayacağını, davacının dava dilekçesi talep sonucu net olmadığı için usul ve yasaya uygun olmadığını, bu bakımdan dava dilekçesinin reddi ile usulüne uygun dava dilekçesi sunmak üzere davacı tarafa süre verilmesini talep ettiğini, davacının maaşına ve uğradığını iddia ettiği zarar kalemlerini kabul etmediklerini, davacının hasarlanan motoru ile ilgili taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, kazanın sebebi davacının yağışlı havada aşırı süratli araç kullanması olup kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin suçunun olmadığını, davacının da motorunun hasarlanması sebebiyle uğradığını iddia ettiği zararın kapsam ve mahiyetini ispat etmesi gerektiği gibi bu konudaki talebini de netleştirmesinin gerektiğini, dava talep sonucunda davalı sigorta şirketi için temerrüt tarihi olarak ihtarnamenin tebliğini esas almış ve davalı sigorta şirketi için bu tarihten itibaren faiz talep ettiğini, davalılar arasında müşterek ve müteselsil sorumluluk olduğunu, bu bakımdan sigorta şirketi açısından 09/03/2016 tarihine kadar olan faiz talebinden davacının vazgeçtiğini, davalı şirketten kaza nedeniyle 57.423,66 TL tazminat aldığını beyan eden davacı tarafın olduğunu, dolayısıyla davalı şirketi dava açılmadan çok önce temerrüde düşürdüğünü, açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddine, ceza davasının bekletici mesele yapılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı Vekili Cevaba Cevap Dilekçesinde Özetle; Davaya sebebiyet veren trafik kazanında davalı sigortalısının kaza tespit tutanağından kusurlu olmadığını belirtmiş ise de bu tutanakta kazanın nasıl meydana geldiği anlaşılmadığından —nolu davalı tespit edilemediğinden tutulan bir tutanak hukuken bir bağlayıcılığı bulunmadığını, davalı taraf müvekkilinin 15.220,00 TL maaş almadığını iddia ettiği bu iddiasını da —- dökümlerine dayandırdığını, sosyal güvenlik prim kesintilerinin tavan miktarı, 01/01/2016-31/12/2016 tarihleri arasında 10.705,00 TL olduğu, 01/07/2014-31/12/2014 tarihleri arasında 7.371,00 TL olduğunu, davalı ta rafın müvekkilinin kask takmadığını iddia ettiği, bu iddianın kabul edilebilir bir tarafının bulunmadığını, kaza meydana geldiğinde müvekkilinin üzerinde tüm koruyucu malzemelerin bulunduğunu, bu durum kamera kayıtlarında da mevcut olduğunu, her ne madar dava dilekçesinin sonuç kısmında faz başlangıcı ile ilgili olarak—-nolu davalıdan bahsedilmiş ise de bunun sehven yapılmış maddi hata olduğunu, azıklanan nedenlerden dolayı davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Hukuki niteliği itibariyle; trafik kazası nedeniyle yaralanan davacının davalı sürücü ve aracın trafik sigortacısından maddi tazminat talebine ilişkin davadır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; 05/09/2014 tarihinde davalı idaresindeki —-plakalı minibüs ile davacının kullanmış olduğu —-plakalı motosiklet arasında meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacının geçici – kalıcı maluliyetinin olup olmadığı, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının ne olduğu, davalı sigorta şirketinin 24/06/2016 tarihli ödemesiyle, o tarih itibariyle davacının sigorta kapsamında tüm maddi zararlarının karşılanıp karşılanmadığı, karşılanmadı ise davacının bakiye alacağı tutarının ne olduğu, temerrüt tarihi ve faiz miktarı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.Kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, davalı sigorta tarafından yapılan ödemeye ilişkin belgeler, hastane kayıtları, davacı ve davalı sosyal ve mali durum araştırma tutanağı, —-hizmet dökümleri, —- Asliye Ceza Mahkemesi’nin —-sayılı dosya örneği, —-plakalı araç ile —- plakalı araç trafik kayıtları vs. tüm deliller dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememiz 20/03/2018 tarihli —- nolu ara kararı gereği, dosyanın maluliyet oranının tespiti için —- gönderilmesine karar verildiği, —- İhtisas Kurulundan alınan 07/12/2018 tarihli maluliyet raporuna göre; “….Meslekte kazanma gücünün %2,3 oranında kaybedildiği, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği…” rapor edilmiştir.
Taraflarca —- raporuna karşı beyanda bulunulmuş, dosyanın tekrar —-gönderilerek rapor aldırılması istenilmiş, ——. İhtisas Kurulundan alınan 10/12/2019 tarihli maluliyet raporuna göre; “…05.09.2014 tarihli kaza sebebiyle maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği…” şeklinde rapor edilmiştir.
Mahkememiz 20/04/2020 tarihli—-. celse —- nolu ara karar gereği, — İhtisas Dairesince düzenlenen her iki raporda da kaza tarihi ( 05/09/2014) itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre düzenlenmediğinden dosyanın tekrardan —- İhtisas dairesine tevdi ile kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının maluliyet durumu hakkında rapor düzenlenmesine karar verilmiş,—–İhtisas Kurulundan alınan 02/06/2020 tarihli maluliyet raporuna göre; “…05.09.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 09.12.2019 tarih ve —– sayılı kararına eklenecek husus bulunmadığı…” şeklinde rapor edilmiştir.
Mahkememiz 16/09/2021 tarihli —- celse —- nolu ara karar gereği; dosyanın —- Üst Kurulu’na gönderilerek dosya içerisinde bulunan 07/12/2018 ve 10/12/2018 tarihli —-İhtisas Kurulu raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde rapor aldırılmasına karar verilmiş, —-. Üst Kurulunun 11.04.2022 tarihli raporuna göre; “…03/08/2013 tarih, —- sayılı—— yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri yönetmenliği ile bu yönetmenlik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve — sayılı —-yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan; maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu; İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği…” şeklinde rapor sunulmuştur.Mahkememiz 11/03/2021 tarihli —– nolu ara kararı gereği, dosyanın bir kusur ve bir aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek kusur ve hesap rapor aldırılmasına karar verilmiş, 06/07/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; “…Davalı —- %75 kusurlu olduğu, davacı —- ise kazanın oluşumunda tali %25 kusurlu olduğu, Davacı —-geçici iş göremezlik maddi zararının 18.122,65 TL olarak hesaplandığı, —–tarafından yapılan 5.118,00TL ödemenin mahsubu sonrasında gerçek ve nihai geçici iş göremezlik maddi zararının 13.004,65TL olarak hesaplandığı, 1.Seçenek: —- tarafından hazırlanan 09.12.2019 havale tarihli —– nolu raporun kabulü halinde;( Sürekli İş göremezlik halinin bulunmadığı ve 3 ay Geçici İş Göremezlik olduğunun kabulü halinde) davacının sürekli maluliyet maddi zararı bulunmadığı ve bu sebeple hesaplama yapılmadığı, 2. Seçenek: Sayın Mahkeme tarafından —-tarafından hazırlanan 30.11.2018 havale tarihli —— nolu raporun kabulü halinde;( %2,3 Sürekli İş göremezlik ve 3 ay Geçici İş göremezlik olduğunun kabulü halinde) davacının sürekli maluliyet maddi zararının 192.851,70TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta Şirketi, sigortalamış olduğu aracın kusuru oranında teminat limiti ile sınırlı sorumluluğu bulunduğundan hesaplanan maluliyet maddi zararlarının %75 inden sorumlu olduğu, davalı sigorta Şirketi —–tarafından dava konusu trafik kazası ile ilgili olarak 24.06.2016 tarihinde 57.423,46TL ödeme yapılmış olması sebebiyle yapılan bu ödemenin güncel değerinin indirilmesi neticesinde davacı kazazede—– bakiye maddi zararının şu şekildelistelendiği, ¸
davalı —-yönünden temerrüt başlangıç tarihinin 24.06.2016 ödeme tarihi olduğu, —– ile sigorta şirketleri arasında bir sözleşme bulunmaması, başvuru sahibinin haksız fiil mağduru 3. kişi olarak uyuşmazlığa taraf olması nedeniyle “yasal faiz’”e hükmedilmesi gerektiği.. ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkememiz 16/09/2021 tarihli, —- nolu ara kararı gereği dosyanın bir makine mühendisi bilirkişiye tevdine karar verilerek davacının araç hasar gideri tespiti istenilmiş, 05/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “.—–plakalı motosikletin toplam hasarının 10.000,00 TL olduğu, kazadaki kusur oranlarının değerlendirilmesinde %25 kusurlu olması sebebi ile davalı sigorta şirketi tarafından 20/06/2016 tarihinde yapılan 7.500,00 TL hasar tazminatının uygun olduğunu, aracın 05/04/2014 tarihindeki 2. el piyasa rayicinin 19,024,00 TL olduğu, davacı tarafından talep edilen ve hasarlanmış olduğu iddia edilen kask ve koruyucu elbise ile muhteviyatının piyasa araştırmalarında elde edilen fiyatlandırmalar ise koruyucu mont güncel ortalama fiyatı 4.250,00 TL kaza tarihindeki fiyatı 1.060,00 TL, dava tarihindeki fiyatı ise 1.227,00 TL olduğu, kask ise güncel ortalama fiyatı 3.500,00 TL, kaza tarihindeki fiyatı 875,00 TL olduğu, dava tarihindeki fiyatı ise 1.010,00 TL olduğu, kusur oranına göre hesaplanan %75 ‘e göre güncel ortalama toplam fiyat 5.812,50 TL, kaza tarihindeki toplam fiyatı 1.451,25 TL, dava tarihindeki toplam fiyatı 1.677,75 TL olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; 05/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, motosikletinin ve koruyucu ekipmanlarının hasarlandığı anlaşılmıştır. Davalı sürücü ve davalı aracın trafik sigortası davacının zararlarından birlikte ve sürücünün kusuru oranında sorumludurlar. Öncelikle kazanın oluşumunda sürücülerin kusur oranlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı sürücü idaresindeki aracıyla geliş yaptığı cadde girişi Dur yazılı trafik yer işaret levhasıyla kendisine tali geçişin verdiği cadde kesişinde önünde katılım yaptığı iki
yönlü ana yol konumlu caddenin sağ tarafından yakın mesafede yaklaşan davacının kullanımındaki motosikletin gelişine rağmen kavşak girişinde araç hızını düşürmeden geçiş
önceliği vermeden manevra dönüşüyle gidiş yönünü kapatma yaparak, davacının seyir
dengesini bozdurup şeridinden çıkararak karşı şeritten gelen araçla kaza oluşumuna sebebiyet
verecek yaralanmalı ve maddi hasarlı durum yaratıp mevcut haliyle, 2918 sayılı KTK 84/h,57/1-a madde bentlerinden açıklanan trafik kurallarına aykırı araç kullanmaktan olayda asli (%75) kusurlu olduğu. Davacı sürücü —– sevk ve idaresindeki motosikletiyle kavşağa yaklaşımı sırasında araç hızını zemin ve hava şartlarını dikkate almadan hızını yeteri dereceden azaltmadığı, yan cadde üzeri katılım yapan araç trafiğine rağmen zamanında etkili fren tedbiri uygulamayarak bu araca çarpmamak üzere kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek durumda aracını yan yatırıp zemin üzerinden kaydırarak karşı geliş şeride geçerek bu şerit üzerinden gelen araca çarpıp kavşaklara
yaklaşımında araç hızını azaltmayıp, hızını hava yol şartlarına uydurmadan dikkat ve özen
yükümlüğüne aykırı araç kullanmayla kendi yaralanması ve aracında maddi hasarlı kaza oluşturup mevcut haliyle, 2918 sayılı KTK 2918 sayılı KTK 52/1-a,b madde bentlerinden
açıklanan trafik kurallarına aykırı araç kullanmaktan Tali (%25) kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının maluliyetinin belirlenmesi için—-raporlar alınmış olup, dosya içerisinde bulunan her iki — raporunun çelişkili olması nedeniyle —-üst kurulundan bu çelişkinin giderilmesi talep edilmiş, —– Üst Kurulunun 11.04.2022 tarihli raporu ile çelişki giderilmiş, davacının kalıcı maluliyetinin olmadığı, geçici maluliyetinin ise 3 aya kadar uzayabileceği belirlenmiş, bu rapor hükme esas alınmıştır. Davacının geçici maluliyet tazminatından daha fazlasının sigorta tarafından ödendiği anlaşıldığından çalışma gücü kaybına ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının diğer bir talebi ise, motosikletin hasarlanmasından dolayı hasar tazminatı talebidir. Bu talebin değerlendirilmesinde ise, davacıya 7.500,00 TL kaza nedeniyle hasar tazminatı ödendiği, bilirkişi raporunda toplam hasarın 10.000,00 TL olarak belirlendiği, rapordaki belirlemelerin denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alındığı, davalının kusuru oranında 7.5000 TL’den sorumlu olacağı, sigorta tarafından bu miktarda ödeme yapılarak zararın giderilmiş olduğu belirlendiğinden motosiklet hasar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının diğer bir talebi ise koruyucu ekipmanlarının hasarlanmasından dolayı tazminat talebidir. Bu talebin değerlendirilmesinde ise, kaza nedeniyle davacının koruyucu mont ve kaskının zarar gördüğü anlaşılmış, davalıların bu zarardan kusur oranında sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır. Davalının %75 kusur oranı dikkate alınarak ve kaza tarihinden itibaren faiz talep edildiğinden denetime elverişli ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen kaza tarihindeki fiyatlar esas alınarak kısmen kabul kararı verilmiştir. Davalı sigortanın temerrüde düştüğü tarih tam olarak belirlenememiş ise de, en geç kısmi ödeme yaptığı tarihte temerrüde düştüğü kabul edilerek bu davalı yönünden bu tarihten itibaren diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş, Dava değeri ıslah ile 76.742,51 TL’ye yükseltildiğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplaması bu değer üzerinden hesaplanarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
a-Davacının çalışma gücü kaybına ilişkin tazminat talebinin REDDİNE,
b-Davacının motosikletin hasarlanmasına ilişkin bakiye tazminat talebinin REDDİNE,
c-Davacının koruyucu mont ve kask hasarına ilişkin tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 1.451,25 TL’nin davalı —- yönünden kaza tarihi olan 05.09.2014 tarihinden, diğer davalı —-. yönünden temerrüt tarihi olan 24.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 68,31 TL peşin harç ve 421,90 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 490,21 ‘den mahsubu ile artan 310,31 TL ‘nin talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 209,10 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.685,89 TL yargılama gideri ile 3.852,00 TL —– ücreti toplamı olan 6.537,89 TL ‘den davanın kabul ve ret oranına göre (%1,89 kabul %98,11 ret) 123,56 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı —- tarafından harç dışında harcanan 41,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre (%1,89 kabul %98,11 ret) 40,71 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı —- verilmesine, bakiye kısmın davalı —- üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 1.451,25 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli ek kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.