Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/955 E. 2020/486 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/955 Esas
KARAR NO : 2020/486
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2016
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —– veren yerde, —- plakalı aracın gerek plaka gerek ise araç sahibi olduğunu, müvekkilinin taksisini dönüşümlü olarak gece ve gündüz şeklinde — vardiyalı olarak——– işlettiğini, taksinin —– saat hizmet verdiğini,——- tarihinde gece —– sıralarında, taksinin ——– hakimiyetinde iken —- şahsın sürücü koltuğunda oturduğu—– plakalı aracın ters istikamette yol alması sebebiyle müvekkilinin taksisine önden çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, müvekkiline ait taksiyi kullanan ——— kaza sonucu takside oluşan hasarları ve aynı zamanda, kazaya yol açan aracın fotoğraflarını çekmek amacıyla aracından çıktığını, şoför ———- araçların fotoğraflarını çekmeye başladığı sırada,———- fotoğrafların çekilmesini önlemek amacıyla, çarptığı taksinin şoför mahalline geçip el frenini indirdiğini, böylece taksinin arkaya kaymasını gören şoför ——–fotoğraf çekme işlemine ara verip, taksiye hızlı bir şekilde bindiğini, ———isimli şahsın ise durumu fırsat bilip aracıyla hızla olay mahallinden uzaklaştığını, şoför ——– kaza sonucu yaralanmadığını, ancak kaza sonucunda takside oluşan hasarlar neticesinde, araç gerek değer kaybına gerekse kazanç kaybına uğradığını, müvekkilinin derhal sigorta şirketine başvurduğunu, ancak ——————- dosya numarası ile taksinin hasarını gidermek adına—- gün müvekkilini oyaladığını, sonuç olarak zararı sigorta şirketinin karşılamadığını, bunun üzerine maddi kayıplarının gittikçe artan müvekkilinin taksisini kendi bütçesi ile tamir ettirmek durumunda kaldığını, ——– tarihinde ise aracın tamirden çıktığını, toplam —— tamir masrafının müvekkili tarafından karşılandığını, trafik kazası sebebiyle hasar gören aracın onarım süresince çalıştırılamaması sebebiyle oluşan kazanç kaybı da davalılar tarafından karşılanmasının gerektiğini, taksinin günlük kazancının toplam —– olduğunu, müvekkilinin — gün kazanç kaybı yaşadığını bu nedenlerle aracın tamiri nedeniyle oluşan ———– zararın fatura tarihi itibariyle işleyecek reeskont faizi ile davalılardan alınıp davacı müvekkiline ödenmesine, araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanarak davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kaza nedeniyle çalışamayan aracın —– günlük kazanç kaybının hesaplanarak davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; —— plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ———— sınırlı trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, kaza masraf ve vekalet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, davacının değer kaybı ve diğer taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenle söz konusu taleplerin reddinin gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Md. Ve yerleşmiş —– kararları gereğince, yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile müvekkili olan sigorta şirketine müracaat tarihinden öncesinde müvekkili şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, sigorta yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren —— iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluklarının bulunmadığını, bu bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı ————-dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacıya ait —— plakalı araç ile davalının sürücüsü ve sigortacısı olduğu ——- plakalı aracın ——– tarihinde karıştığı kazada davacıya ait araçta meydana gelen hasar, değer kaybı ve kazanç kaybına yönelik açılan maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce ——- hasar dosyası————— Nolu dosya celp edilmiş olup, incelenen poliçenin başlangıç tarihinin — olduğu, yine aracın dava dışı —————adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça dava açılmadan önce hasar bedeline ilişkin sigorta şirketine başvurulduğu ancak değer kaybına yönelik başvurusunun olmadığı anlaşıldığından davacı tarafa sigorta şirketine başvuru yapması için süre verilmiş, değer kaybına yönelik yargılama sürecinde sigorta şirketine başvuruda bulunulduğundan dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın dava dilekçesi incelendiğinde dava değerinin————- olarak belirtildiği halde talep edilen değer kaybına ve kazanç kaybına yönelik miktar belirtmediği görülmüş, davacı vekili yargılama sürecinde sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile değer kaybı bedelini şimdilik —–kazanç kaybına yönelik bedeli —— olarak talep ettiklerini bildirmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin makine mühendisi ve sigorta hesap uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —– tarihli raporunda özetle: ” Davacının kazanın oluşumunda %0 oranında ve tam kusursuz olduğunu, davalı ——- aracın sürücüsü——– maddi hasarlı trafik kazasında %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğunu, kaza sonucu meydana gelen hasar onarım bedeli olan—- kabul edilebilir değer olduğunu, Trafik Sigortası Genel Şartları A.3 sigorta kapsamı başlıklı maddesinde belirtildiği üzere sigorta kapsamında olduğunu, kaza sonucu araçta meydana gelen araç değer kaybının —-olduğunu, davacının talep ettiği —– hesabı ile, — kaynaklanan —- kazanç kaybı tazmini talebinin kabul edilebilir bir değer olduğunu, bununla birlikte bu taleplerin Trafik Sigortası Genel Şartları A.6 teminat dışı haller başlıklı maddesinin (k) fıkrası hükmü gereğince sigorta şirketinden talep edilmesinin mümkün olmadığından diğer davalılardan talep edebileceği bu konuda takdirin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporu Mahkememize sunmuştur. Tarafların bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —– tarihli raporunda özetle:——- plakalı araçtaki araç değer kaybının kök rapordaki görüşleri ile aynı olduğunu, ——— plakalı aracın sürücüsünün maddi hasarlı trafik kazasında %0 oranında tam kusursuz olduğunu, —– plakalı araç sürücüsünün maddi hasarlı trafik kazasında %100 oranında tam kusurlu olduğunu, bağımsız sigorta eksperlerinin belirlediği toplam hasar bedeli olan ————- plakalı araç sahibinin talep ettiği ———- dosyadaki resimlerin incelemesinden kabul edilebilir bir değer olduğunu kanaatlerinin değişmediği görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporu mahkememize sunmuşlardır. Her iki raporda da bilirkişinin yalnızca davacı beyanı üzerine kazanç kaybında hesap yaptığı, aracın makul olarak ne kadar süre serviste kalacağının belirlenmediği anlaşıldığından Mahkememizce——günlük araç tamir süresinin hasar miktarıyla orantılı olup olmadığı, orantılı ise ortalama kaç gün tamirde kalabileceği hususunun da değerlendirilmesi amacıyla ve tarafların rapora itirazları doğrultusunda yalnızca makine mühendisi bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin ———- tarihli ek raporunda özetle: “Eksper raporunda onarım süresi 7 gün olarak belirtilmiş olmasına rağmen onarımı fiilen yapan şirketin yazılı olarak onarımının 4 günde tamamlandığını ilettiğini, onarım detaylarında belirtilen ve eksper raporununda belirtilen işlemlerin en az 4 günlük onarım süresi için yapılması kabul edilebilir bir süre olduğunu, 4 günlük onarım süresi içinde ticari aracın hizmet verememesi nedeniyle, —– ayı içindeki kazanç kaybının, tahmini ——– olarak hesaplanabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur.
Mahkememizce alınan kök ve ek raporlarda bilirkişinin değer kaybı yönünden tebliğ gereği kaza geçiren aracın ——— fazla olduğundan %5,25 oranı ile değer kaybına ilişkin hesaplama yapılmış olduğunu anlaşılmış olunup, —— tarihinde kabul edilen sigorta genel şartlarının ekinde düzenlenen değer kaybı hesaplaması formunda ise bu yönde bir düzenleme olmadığı, —- ve üzerinde değer kaybı hesabında ——— bulunduktan sonra çıkan sonucun ———— toplamından çıkarılması neticesinde değer kaybı hesabının yapılması gerektiği, Mahkememizce aynı bilirkişiden benzer dosyalarda ek rapor alındığında da bu hatanın düzeltilmediği, öte yandan aracın tamir süresinin yapılacak işlemlere istinaden bilirkişice kaç gün olduğu hesaplanmadan tamir firmasından gelen yazı cevabı üzerine 4 gün olarak esas alındığı, —- adet şoför çalıştırdığı halde taksi kazancında bunun dikkate alınmadığı anlaşılmakla hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığından hükme esas alınamamış, yeni bir makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle: “Sürücü—– kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğunu, sürücü —– kazanın meydana gelmesinde kusurlarının olmadığını, tazminata —-plakalı—– tescilli taksinin, hasar tutarının ————olduğunu ve kadri maruf olduğunu, genel şartlara eklenen yöntem ile değer kaybının ———— olduğunu, dosyada bilirkişi raporunda değer kaybı belirlenirken genel şartlara eklenen hesaplama yönteminin kullanılmadığı, ayrıca ticari taksinin rayiç değerinin yanlış tespit edildiği, dava dilekçesinde ————- olduğunun beyan edildiği ve bunun doğru olduğu, ticari sahiplerinin kendi çalışmıyor ise iki yöntem ile çalıştıklarını, birinci yöntemin ticari taksinin aylık kiraya verilmesi şeklinde olduğu, ikinci yöntemin ise ticari taksi sahibinin kendisinin günlük kiraya verdiğini, —— ayında kiracı bir vardiyada ne kadar kazanırsa kazansın ticari taksi sahibine belirlenen ücreti ödeyeceğini, davacının dilekçesinden — Yöntem ile çalıştığının anlaşıldığı, kaza tarihinde aracın günlük kira bedelinin ——- olabileceği, yıpranma payının düşülmesi neticesinde günlük —– olduğu, Onarım süresinin —-takvim günü ve onarım süresince net kazanç kaybının —- olduğunu, —- genel şartları A.3 md. Gereğince mağdur aracın hasar tutarının ve değer kaybının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta teminatı altında olduğunu, ancak kazanç kaybının dolaylı zarar olması sebebiyle sigorta teminatı altında olmadığını görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora karşı beyanda bulunmadıkları anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından tanzim edilen ————- tarihli rapor genel şartlar ekine, davacı vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği rayiç değer ve aracın kiralanma biçimine uygun olduğundan belirlenen tazminatın da olayın oluş şekline uygun olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, davalının sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu, davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin —- değer kaybı bedelinin — kazanç kaybı bedelinin —- olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştit.
Davacı vekili ———- tarihli dilekçesi ile —- talepli olarak açmış oldukları davayı —- —olan kazanç kaybı taleplerini —- arttırrarak—-olarak,— olan araç değer kaybı taleplerini ——- arttırarak — olarak, —- olarak açılan hasar bedelini —- artırarak —- olarak ıslah ettiklerini bildirmiş, toplamda— olan taleplerini —- arttırarak dava değerini toplamda —–olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir. Mahkememizce ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş olup, davalılardan ——— vekili süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Haliyle davalının zamanaşımı itirazını değerlendirmek gerekmiştir. Dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi bütün olarak incelendiğinde davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Zira davacı taraf talep arttırım dilekçesi sunmamış, ıslah dilekçesi sunmuştur. Kısmi davalarda dava edilen alacak yönünden zamanaşımı kesilirken dava edilmeyen kısım yönünden zamanaşımı işlemeye devam eder. Hal böyle olunca davalının zamanaşımı itirazını bu çerçevede değerlendirmek gerekmiştir. KTK’nın 109. Maddesi:”Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmünü haizdir. Dava konusu trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde kazanın yalnızca maddi hasarlı trafik kazası olduğu anlaşılmaktadır. Yalnızca maddi hasarın meydana geldiği trafik kazalarında Türk Ceza Kanunu’nda cezayı gerektiren bir suç düzenlemesi mevcut değildir. Bu nedenle uzamış ceza zamanaşımlarının olaya uygulanması gerektirir bir durum mevcut olmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu 72. Maddesi ve KTK’nın 109. Maddesi gereği dava— yıllık zamanaşımına tabidir. Kaza ———tarihinde meydana gelmiş, ıslah harcı ise——– tarihinde yatırılmıştır. Davaya konu edilmeyen bakiye —– alacak yönünden ıslah tarihinde —- yıllık sürenin geçtiği anlaşıldığından, bu kısmın zamanaşımına uğradığı anlaşılmıştır. Bu nedenle sigorta şirketi yönünden değer kaybına yönelik talep edilen bakiye miktar zamanaşımına uğradığından reddine karar vermek gerekmiştir. Yine her ne kadar savcılık dosyasında davacıya ait aracın sürücüsü ———- davalı aracın içinde bulunan yolcunun kafasından kan geldiğini gördüğünü beyan etmiş ise de, yine dosyada bulunan evraklar incelendiğinde davalı ile yanındaki yolcunun kazadan önce bir kavgaya karıştığı, aracın camlarının kırıldığının beyan edildiği, haliyle yolcunun kafasından kan gelmesinin kazadan önce meydana gelen kavgayla ilişkili olabileceği kanaatine varılmış, nitekim yaralamaya ilişkin herhangi bir soruşturma dosyası olmadığı gibi, kaza tespit tutanağı da maddi hasarlı olarak düzenlenmiş, davacı tarafça dosyaya başkaca delil de sunulmadığı göz önüne alınarak kazanın yaralamalı trafik kazası olduğu ispatlanamadığından zamanaşımı iki yıl olarak değerlendirilmiştir. Yine kazanç kaybı talepleri dolaylı zarar olup, sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığından sigorta şirketi yönünden kazanç kaybı talebinin reddine karar verilmiş, diğer davalı ——- zamanaşımı def’inde bulunmadığı ve tüm zararlardan sorumlu olduğu anlaşıldığından rapor doğrultusunda hüküm kurmak gerekmiştir. Davalıya sigortalı aracın şirket adına kayıtlı olduğu davacının avans faizi talep edebilecekken bundan daha düşük oranları haiz reeskont faizi talep ettiği görüldüğünden talep gibi alacağa reeskont faizi işletilmesi yönünde hüküm kurulmuştur. Yine her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde değer kaybına yönelik faiz talebinde bulunmamış, aracın hasar bedelinin fatura tarihlerinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmiş ise de, dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu, ıslah dilekçesinde ise tüm talepleri yönünden kaza tarihinden itibaren faiz talep ettiği anlaşılmış, ————– Sayılı ilamında: “Davacı vekili dava dilekçesinde faiz talep etmemiş ise de; ıslah dilekçesinde alacaklarının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde istenmeyen faizin ıslahla istenilmesi mümkündür” belirtiğinden, yine —————— Sayılı ilamında: “Bunun yanında davacı dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmamış isede,talep arttırım dilekçesinde ıslah türünde olmak üzere maddi ve manevi tazminat taleplerine dair olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini talep ettiği halde, mahkemece hem maddi ve hem manevi tazminata ilişkin faize hükmedilmemesi usul ve hukuka aykırıdır. Çünkü —————- sayılı ilamında belirtildiği gibi, olay Borçlar Hukuku yönünden bir haksız fiil olup, tazminat alacağı olay anında ortaya çıkacağından, bu açıdan temerrütün olay tarihinde gerçekleştiği gözetilerek hüküm altına alınan tazminatlara da zararlandırıcı olayın gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesi gerektiği açıktır. Davacının faiz ve faiz başlangıcı hakkındaki istinaf talebi kabul edilmelidir.” gerekçesine haiz olduğundan, talep gibi davalılardan —– yönünden kaza tarihinden, diğer davalı ————–yönünden davacının değer kaybına yönelik davalıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürmediği anlaşıldığından dava tarihinden, hasar bedeline ilişkin ise sigorta şirketine —- tarihinde yeterli bilgi ve belgeyle başvurduğu tespit edildiğinden —- iş günü sonrası —– tarihinden itibaren faiz işletmek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliler, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davanın davacıya ait —— plakalı araç ile davalının sürücüsü ve sigortacısı olduğu —– plakalı aracın ——-tarihinde karıştığı kazada davacıya ait araçta meydana gelen hasar, değer kaybı ve kazanç kaybına yönelik açılan maddi tazminat davası olduğu, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalının kazada %100 kusurlu olduğu anlaşılmış, davacının kaza nedeniyle aracında toplam —– hasar, —- değer kaybı ve ———-kazanç kaybı meydana geldiği görülmekle rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, — hasar bedeli, — değer kaybı, — kazanç kaybı bedeli olmak üzere toplam —maddi tazminatın —— yönünden yalnızca —- hasar bedeli, —–değer kaybı olmak üzere toplam sorumluluğunun — olması — davalılardan——yönünden kaza tarihi olan — tarihi, diğer davalı —-yönünden hasar bedeli için temerrüt tarihi olan ———– tarihinden, değer kaybı bedeli için dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
—–Kazanç kaybına yönelik talebin sigorta şirketinin sorumluluğunun olmaması sebebiyle esastan reddine, bakiye talep edilebilecek hasar, değer kaybı bedelinin sigorta şirketi yönünden zamanaşımına uğraşmış olması sebebiyle reddine, davalı ———-yönünden ise esastan reddine,
3-Alınması gerekli 482,27-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39-TL harç ile, 113,00-TL ıslah harcı toplamından oluşan 198,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 283,88-TL harcın davalılardan ———– 138,04-TL’sinden sorumlu olması kaydıyla müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 85,39-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, 113,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 227,59-TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 2.217,30-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan (%61,01 kabul %38,99 ret) 1.352,78-TL’sinin davalılardan ———- yalnızca 943,68-TL’sinden sorumlu olması kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ——— tarafından harcanan 50,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesaplanan (%42,56 Kabul %57,44 Ret) 28,72-TL’sinin davacıdan alınarak davalı ——- verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı ——-tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davalı ——-kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı———- verilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı 16/07/2020