Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/91 E. 2019/1449 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/91 Esas
KARAR NO : 2019/1449

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/01/2016
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, —- plaka sayılı aracın bölünmüş yolda ters yöne girerek müvekkilinin de içinde olduğu—- plakalı araca 8/8 kusurlu olarak çarpmasıyla müvekkilinin sol dirseğinden yaralandığını, bir dizi ameliyat geçirdiğini sağlık kurulu raporuna göre %45 oranında sakat kaldığını, davalı sigortaya yapılan müracaat sonucu sigortanın maluliyet tazminatı olarak —- tahsil edilmiş olmasına rağmen bu miktarın gerçek zararı karşılamadığını, fazlaya ilişkin haklarının tazmini için bu davayı açtıklarını, ileride artırılmak kayıt ve koşulu ile işgücü tazminatı olarak 500.00-TL bakıcı giderleri, 500.00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen %12 avans faizi ile birlikte tahsilini, ayrıca davalı …’dan 30.000.00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek %12 artan oranlarda faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının %45 oranındaki maluliyet oranına göre sigorta tarafından —— tutarında ödeme yapıldığını, tekrar aktüerya hesabı yapılmasına karar verilirse yapılan ödemenin faiziyle birlikte dikkate alınması gerektiğini, davacının kalıcı maluliyeti olup olmadığı ve giderlerinin hekim bilirkişilerce belirlenmesi gerektiğini, ticari faiz istenemeyeceğini, olayda kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini açıklanan nedenlerle yetkisiz mahkemede açılan davanın usulden reddine, dava konusu kazanın tarihi 30.07.2013 tarihi olup, huzurda ki davanın açılma tarihi ise 25.01.2016 tarihi olması nedeni ile davanın zamanaşımı sebebi ile reddine, davacının zararlarının müvekkili sigorta şirketi olan——- tamamen tahsil ettiği– — tüm zararları karşılanmış olması sebebi ile davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, — tarihli kazaya karıştığı belirtilen, ———plakalı aracın müvekkili şirkete —- tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limiti kişi başı 250.000-TL olduğunu, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, dava öncesinde, dava konusu kaza sebebi ile müvekkil şirkete başvurulduğunu ve müvekkil şirket tarafından hasar dosyası açıldığını, davacıya maluliyeti nedeniyle, —— ödeme yapıldığını, tedavisi tamamen tamamlanan ve kalıcı şekilde malul kalan davacının, bakıma muhtaç olup olmadığı hususu maluliyet raporu dışında ayrıca alınacak bir bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, kazaya karışan sigortalı aracın, ticari araç olmaması sebebi ile hükmedilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini, söz konusu kazaya ilişkin poliçe için müvekkili şirkete yapılmış bir başvuru bulunmadığını açıklanan nedenlerle yapılan hesap sonucundan müvekkili şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizinin mahsup edilmesini, bakiye tazminat hesaplanması halinde, faiz başlangıç tarihinin, borcun talep edilebilir hale geldiği hesap raporu tarihi olarak dikkate alınmasını ve yasal faize hükmedilmesini, aleyhe hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre dava, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının malul kaldığı iddiası ile her iki davalı aleyhine açmış olduğu maddi ve davalı … aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davasıdır.
Davalı … tarafından yetki itirazı ileri sürülmüş, dava haksız fiile dayalı olarak açılmış olduğundan kesin yetki kuralının bulunmaması, davalı … şirketinin şirket merkez adresinin yargı çevremiz içerisinde olması nedeniyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı … tarafından zaman aşımı defi ileri sürülmüş, uzamış ceza zaman aşımı göz önünde bulundurulmuş, kazanın 30/07/2013 tarihinde gerçekleştiği, davalı … şirketinin ödeme tarihinden itibaren iki yıllık süre dolmadan dava açıldığı da anlaşıldığından davalı tarafın zaman aşımı definin reddine karar verilmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış ve dava konusu kaza sonucu davacıda maluliyet oluşup oluşmadığının tespiti hususunda rapor düzenlenmek üzere dosya ————– tarafından düzenlenen 11/09/2018 tarihli raporda, dava konusu kaza nedeniyle davalının E cetveline göre %40,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, davacının iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Meydana gelen kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla dosya trafik kazalarında kusur konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 22/03/2019 tarihli raporda, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde, davalı sürücü …’ın, aracı hız limitlerinin üstünde bir hızla sürmekte iken aracın direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüjü aşarak karşı şeride geçtiği, karşı yönden gelmekte olan — plaka numaralı araca çarptığı, bu aracın savrularak bina kulübesine çarpmasına neden olduğu, bu nedenle olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, aracın direksiyon ve fren sisteminde herhangi bir arıza bulunmadığı, davacının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu protokol ve duruşmalardaki beyanı ile maddi tazminat taleplerinin karşılandığını, davaya manevi tazminat talebi yönünden devam ettiklerini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin karşılandığı, uyuşmazlığın manevi tazminat talebi hususunda olduğu anlaşılmıştır. Manevi tazminat ile ilgili istikrar kazanmış Yargıtay İçtihatları ve doktrindeki görüşler dikkate alındığında, hükmedilecek manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın tam karşılığı olmayıp mağdurda kısmen teskin duygusu yaratmaya yönelik olmalıdır. Manevi tazminat bir zenginleşme aracı değildir. Acıya özendirir şekilde mağdura o tarihe kadar eline geçmemiş bir paranın manevi tazminat olarak hükmedilmesi de mümkün değildir. Manevi tazminatın miktarının takdirinde olayın ağırlığının göz önüne alınmasının yanı sıra tarafların sosyal ekonomik durumlarının değerlendirilmesi ve olayın meydana geldiği tarihteki şartların göz önünde bulundurulması gerekir. Diğer yandan manevi tazminat sorumlu olana verilen bir ceza da değildir, bu nedenle sorumluyu zaruret haline sokacak bir miktara da hükmedilmemelidir. Davacının maluliyet durumu ile ilgili ATK——. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen maluliyet raporunun ve dava konusu kazadaki kusur oranları ile ilgili trafik kazalarında kusur konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur raporunun dosya kapsamı ile uyumlu olduğu görülmüş, raporlar birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın %100 oranında kusurlu olduğu kanaati oluşmuş, dava konusu kaza nedeniyle davacıda %40,2 oranında kalıcı maluliyet meydana geldiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından maddi tazminat taleplerinin karşılandığı beyan edilerek sulh protokolü sunulduğu görüldüğünden, davacının maddi tazminat talebi yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, manevi tazminat talebi yönünden, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmaması, davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olması, kaza sonucunda davacının %40,2 oranında kalıcı olarak iş göremez hale gelmesi, kazaya neden olan aracın ticari araç olmaması, tarafların sosyal ekonomik durumları ve dava konusu kaza tarihi dikkate alınarak, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle takdiren 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR………… : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının maddi tazminat talebi yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/07/2013’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
3-Alınması gerekli 1.707,75-TL harcın peşin yatırılan 105,89-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.601,86-TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 105,89-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 135,09-TL harç giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 858,80-TL yargılama gideri, 691,50-TL ——-faturası toplamından oluşan 1.550,30 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan (% 83,33 kabul % 16,67 ret) 1.291,86-TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —- Tarifesi’ne göre hesaplanan 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
8-Maddi tazminat yönünden taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak yargılama gideri ve avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.