Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/887 E. 2020/951 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/887 Esas
KARAR NO: 2020/951 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2014
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankanın uhdesinde bulunan —- adet çekin ——- aracılığı ile gönderilmesi esnasında düşürülmek suretiyle kaybedildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından vekil hamil sıfatıyla—– sayılı dosyasından iptal davası açılıp, ödeme yasağı kararı verildiğini, müvekkili tarafından dosya borçulusuna verilen taahhüt gereği —- ödeme yapıldığını, davalı tarafından—— sayılı dosyası ile dosya borçlusu çek keşidecesi ve cirantalar aleyhine icra takibi başlatıldığını, kaybolan çeklerin değişik bankalar vasıtasıyla üzerinde oynamalar yapılarak aynı kişiler tarafından bankalara ibraz edilmeye başlandığını, dava konusu çekte müşterileri —— cironun üzeri daksil ile kapatılarak ve üzerine kaşe basılarak tahrifat yapıldığı ve cirolandığı, bunun üzerine çeklerin gerçekte çalındığı anlaşılarak ——– numaralı dosyasından soruşturma başlatıldığını, davalı tarafından kötü niyetli olarak çeklerle ilgili kambiyo takibi yapıldığını açıklanan nedenlerle icra dosyasına ödenen —– tutarındaki ödeme bakımından borçlu bulunmadıklarının tespitine, paranın takip alacaklısına ödenmesi halinde ödenen tutarın istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin —- olduğunu, Müvekkili bankaya müşterisi — tarafından teminat olarak verilen —- keşide tarihli, —- bedelli çekin karşılığının ödenmediğini, bu çekle ilgili olarak ——- sayılı dosyasından keşideci ve cirantalar aleyhine takibe geçilerek, dosya borcunun tahsil edildiğini, çekin—— cirolanarak davacıya verildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili bankanın iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, çekte böyle bir cironun bulunmadığını, kötü niyetli açılan davada müvekkilinin mağdur olduğunu, kötüniyetle açılan dava sebebiyle uğrayacakları zarar dolayısıyla dava açma haklarını saklı tuttuklarını, davanın usulden ve esastan reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir..
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, menfi tespit ve icra dosyasına ödenen tutarın istirdadına ilişkindir.
Dosyanın —— tarihli kararında; Davalı yanın adresi —- olup, menfi tespit talep edilen icra müdürlüğü dosyası da——– dosyası olmakla gerek davalının ikametgahı mahkemesi ve gerekse icra müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesi —– olduğundan yasal sürede yapılan yetki itirazının kabulüne ve Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, dvacı vekilinin talebi üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
—– sayılı dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısı —- tarafından çek keşidecisi—-çek cirantaları——— Aleyhine —- tarih ve — bedelli Çeke dayalı olarak —– çek bedli—- işlemiş faiz ve —- tazminat olmak üzere —-toplam alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsusu haciz yolu ile takip yapıldığı, dosya borcunun davacı —— tarihinde dosyaya ödendiği görülmüştür.
————– Sor.nolu dosyasında, bilişim sistemlerinin banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 50 çeke ilişkin olarak iddianame düzenlendiği, bu çekler arasında iş bu davamıza konu çekin bulunmadığı, ——— dosyasından kamu davası açıldığı görülmüştür.
Dosya —-tevdii edilerek rapor alınmasına karar verilmiştir. —— tarihli —– tarafından hazırlanan raporda; inceleme konusu çek arka yüz —– Ciroda evvelce tarafımızca iptal edilmiştir. —- okunur içerikli kaşe izleri üzerine kimyasal kapatıcı sürülerek, ——- kaşesi ve imzası atılmış olduğu, inceleme konusu çek arka yüz —- evvelce tarafımızca———– okunur içerikli kaşe izi üzerine kimyasal kapatıcı sürülerek ———- okunur kaşesi ve imzası atılmış olduğu , şeklinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan —– raporu birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu ———Şubesine ait, keşidecisi —- olduğu —- çek sei nolu keşide yeri ————- miktarlı çek ve çeke dayalı olarak başlatılan icra takip dosyasına ödenen tutar dolaysıyla borçlu olmadığının tespitine ve ödenen paranın istirdadına ilişkin bulunmaktadır.
Çek, Türk Ticaret Kanununun 780 ila 823 maddeleri ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. Türk Ticaret Kanununun 818. maddesinin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir. Çek bir kıymetli evraktır. Her kıymetli evrak gibi çek te bir hak içerir ve bu hak çeklerde bir alacak hakkıdır. Çeke bağlanmış olan alacak hakkının istenebilmesi için çekin ibrazı şarttır. Başka bir kişiye devri de ancak çekin devri yoluyla sağlanabilir. Çek, Kambiyo senetlerinden olup tek başına bir alt ilişkiye bağlı olmaksızın hak ve borç doğuran belgelerdendir. Kanunen bir ödeme aracı olduğundan neden ve niçin ödenmeyeceğini iddia eden tarafın bu iddiasını somut delillerle ispat etmesi gerekmektedir.
TTK’nın 790. maddesi uyarınca; Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Aynı Kanunun 792. maddesi uyarınca; Çek, her hangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı, ister ciro suretiyle devredilebilen bir çek sözkonusu olsun, hamil hakkını 790 nci maddeye göre ispat ettiği takdirde, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü bulunmaktadır. Anılan düzenleme ile çekin hamilin elinden herhangi bir surette çıkması hâlinde çeki elinde bulunduran hamile, ancak çeki kötü niyetle iktisap etmesi ya da iktisapta ağır kusuru bulunması hâllerinde geri verme mükellefiyeti getirilmiştir. Bu haller dışında çeki elinde bulunduran hamil geri verme mükellefiyetinde olmadığı gibi çeki elinde bulundurmasından kaynaklanan yasal haklarını kullanma olanağına da sahiptir.
TTK’nın 818.maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanunun 677. maddesi uyarınca, poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebep dolayısıyla bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar, geçersiz imza, ciro zincirini de koparmaz.———– ilkesine göre, senedin lehtarının imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin —- senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Çek üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir.
Davacı ———— sayılı dosyasında yürütülen takipte taraf bulunmamaktadır. Davacı taraf bulunmadığı icra dosyası borcunu —– tarihinde ödemiştir.
Davacı tarafça her ne kadar dava ve takip konusu çek hakkında ———– nolu dosyasında ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu belirmiş ise de savcılık iddianamesinde ve———dosyası kayıtlarından dava konusu çeke ilişkin bir kayda rastlanmamıştır. Söz konusu kayıtlardan davalı şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğuna ilişkin bir kayıt da bulunmamaktadır.
Davacı tarafça davalının dava konusu çeki kötüniyetle iktisap ettiğine ilişkin bir delil getirilmemiştir. Mahkememizce —— alınan raporda da bu konuda bir kanaat oluşturacak bir husus bulunmamaktadır. Davalı taraf görünüşüne göre ciro zinciri muntazam olan çeki ciro yoluyla iktisap etmiş durumdadır.
Belirtilen sebeplerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,60-TL haçtan mahsubu ile 767,86-TL’nin mahsubu ile artan 5,20-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/11/2020