Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/790 E. 2018/351 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/790 Esas
KARAR NO : 2018/351
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 02/03/2011
KARAR TARİHİ : 17/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının, davalı şirketten kiralamış olduğu…………… ada, Ada ……ı No…….adresindeki teras katta ……… Cafe Bar Restoran adı altında bir iş yeri açtığını, bu iş yerinin bir yıllık kira karşılığı olarak davalı şirkete banka havaleleri yoluyla 30.04.2007 tarihinde 11.250-TL, 10.03.2007 tarihinde 6.000-TL, 10.06.2007 tarihinde 6.000-TL, 14.07.2007 tarihinde 6.000-TL, 11.08.2008 tarihinde 6.000-TL, 15.09.2007 tarihinde 6.000-TL, 13.12.2007 tarihinde 6.000-TL , 10.11.2007 tarihinde 6.000-TL, 15.10.2007 tarihinde 6.000-TL tutarlı çeklerle davalıya ödediğini, bu çeklerden …….. Bankası’nın 11.250-TL’lik ve ……..bank’ın 6.000-TL’den a det ve toplam 12.000-TL’lik çeklerinin davalı şirket yetkilisi ……… hesabına ekteki makbuzlarla ödendiğini, ayrıca ……bank ………Şubesinin 6.000-TL’lik bir çekine karşılık da ayrıca 2.500-TL ödediğini, dekont suretlerinin ekte olduğunu, kiralama sonrasında iş yeri ruhsatı almak üzere belediyeye müracaat ettiğinde kiralanan yerin davalının mülkiyetinde olmadığını öğrendiğini, bu nedenle işletme ruhsatı alınamadığını, bunun sonucunda davacının zorunlu olarak işine son vererek iş yerini tahliye etmek zorunda kaldığını, bu durumda davalı şirketin kendisinin olmayan bir mülkü davacıya kiralayarak geçersiz bir kira akdi tesis ettiğini, bu durumun tahliyeden önce davalıya anlatıldığını ve ödenen çek bedellerinin geri istendiğini, ayrıca ödenmeyen çeklerin iptal edilmesini istediklerini, davalının bunun kabul ettiğini, ancak aldığı paraları ve çekleri iade etmekten kaçındığını, ödenmeyen çeklerin davalı tarafça tahsile konulmadığını ancak iade de edilmeyip davacıyı oyaladığını, Ocak ayında savcılıktan gelen bir mahkumiyet evrakı üzerine davalı şirket yetkilisinin çekler nedeniyle cezalandırıldığını öğrendiğini, bunun üzerine davalı şirketle yapılan görüşmelerden de sonuç alamadıklarını belirterek kira sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedilmiş olması nedeniyle davalı nezdinde bedelsiz kalan çeklerin davacıya iadesine, çekler karşılığı yapılan ödeme toplamı olan 25.750-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA : Davalı davaya yanıt vermemiştir. Cevap süresi dolduktan ve yemin teklifinden sonra, davalı vekili 11.11.2014 tarihli dilekçe ekinde kira sözleşmesi örneği sunmuş, ekte sunulan emlak gayrimenkul………….Ortaklığı A.Ş. ile davalı firma arasında akdedilen kira sözleşmesinin 4. maddesinde belirtildiği üzere kiracının, kiralayanın onayını almak şartıyla alt kiralama yapabileceğinin kararlaştırıldığını, bunun yanı sıra ekte sunulan 01.01.2007 tarihli yazıda da müvekkili firmaya açıkca davacı şirketle alt kiralama yapabilmesi konusunda yazılı izin verildiğini savunmuş, duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle, kira sözleşmesine istinaden verilen çekler ve yapılan ödemelerle ilgili olarak, sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiği iddiası ile çekler nedeni ile davalıya yapılan ödemelerin istirdadı ve henüz ödenmeyen çekler için davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizde …… E., ……. K. sayılı dosyadan yapılan yargılama sonunda 04/12/2014 tarihinde verilen hükümle, davacı tarafından davalıya kira sözleşmesine istinaden toplam 59.250,00-TL tutarında çek verildiği, davalıya bu çeklerin bir kısmı karşılığında 25.750,00-TL ödeme yapıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı tespit edilmiş, davacı tarafından davalıya yemin teklif edilmesi ve davalının yemine icabet etmemesi sonucu davanın kabulüne, dava konusu çekler nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından davalıya ödenen 25.750,00-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen bu karar, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2015/6423 E., 2016/1851 K. sayılı 10/03/2016 tarihli ilamı ile “Mahkemece davalı tarafa tebliğ edilen yemin davetiye tebliği zarfında HMK 228. uyarınca usülüne uygun şerh bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacının ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı ve davalıya tebliğ edilen yemin davetiyesinin HMK 228’e aykırı olduğu dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamı doğrultusunda, davalı şirketin yetkilileri …, … ve …’a, “Yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrünüz olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediğiniz veya gelip de yemini iade etmediğiniz yahut yemini eda etmekten kaçındığınız takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağınız ihtar olunur” ihtarını içerir davetiye, yemin metni ile birlikte tebliğe çıkarılmış, aynı zamanda duruşma gününün de yazılı olduğu davetiye …’ın eşine 19/06/2017’de, …’nun eşine 21/06/2017’de, …’in mernis adresine TK. M. 21/2’ye göre 20/06/2017’de tebliğ edilmiştir. Duruşma için belirlenen günde taraf vekillerinin mazeret dilekçesi verdiği, yemin davetiyesi tebliğ edilen davalı şirket yetkililerinin hazır bulunmadığı ve herhangi bir mazeret de bildirmemiş olduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK.’nın 228. maddesinde, “(1)Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. (2) Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır.” hükmü düzenlenmiş, 229. maddesinde ise, “(1) Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır. (2) Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir. İlgili hükümlere göre yemin davetiyesi tebliğ edilen kimse kendisine yapılan davetiyeye rağmen tayin edilen gün ve saatte geçerli bir özrü olmaksızın hazır bulunmaz ise yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı düzenlemiştir. Belirlenen duruşma gününde taraf vekillerince mahkeme hakiminin izinli olması nedeniyle ve yerine bakacak hakimlerin kendi duruşmaları nedeniyle duruşmaya ne zaman çıkacaklarının belli olmadığı belirtilerek mesleki mazeretli sayılmaları talep edilmiş, kendilerine yemin davetiyesi tebliğ edilen davalı şirket yetkililerinin, kendilerine teklif edilen yemini eda etmek üzere belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunduklarına dair bir beyanları ya da neden hazır bulunamadıklarına ilişkin mazeretlerini bildirir herhangi bir beyanlarının bulunmadığından, kendilerine yemin teklif edilen ve usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilen davalı şirket yetkililerinin belirlenen duruşma gün ve saatinde hazır bulunmadıkları anlaşılmış, her ne kadar davalı tarafça ilgililere yeniden davetiye çıkarılması talep edilmişse de ilgili yasa metni ve davacı tarafın bu duruma muvafakatinin olmadığını beyan etmesi de göz önünde bulundurularak bu talep reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller, daha önce verilen karar ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2015/6423 E., 2016/1851 K. sayılı 10/03/2016 tarihli ilamı bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacının yemin teklifinin usulüne uygun olarak davalı şirket yetkililerinin her birine ayrı ayrı tebliğ edildiği, belirlenen duruşma gün ve saatinde davalı şirket yetkililerinden hiçbirinin hazır bulunmadığı ve mazeret bildirmediği anlaşıldığından, yemin metninde açıkça mecura işletme ruhsatı alınmamasında bir kusurlarının bulunmadığına dair yemin teklifi yapılmış olduğu, bu teklifi içeren davete icabet edilmemiş olduğu, davacı tarafın davalı tarafça sunulan kira sözleşmesine karşı savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğini beyan etmiş olması göz önünde bulundurularak, davalı şirket yetkililerinin yemin davetiyesine icabet etmemiş olmaları nedeni ile davacının taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu ve davacı tarafından sözleşmeye istinaden davalıya vermiş olduğu çekler nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığı, bu çekler nedeni ile davacı tarafından davalıya ödenen 25.750,00-TL’nin davacıya iadesinin gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:

1-Davanın İİK.72. maddesi uyarınca kabulüyle dava konusu olup davacının…………..Bankası …….. Şubesindeki hesabına keşideli …… seri numaralı ……….TL bedelli ……. keşide tarihli, davacının……bank …….. Şubesindeki hesabına keşideli ….. TL bedelli …… tarihli ….. seri numaralı, …… TL bedelli …… tarihli …… seri numaralı, …… TL bedelli, ……tarihli…. seri numaralı, ….. TL bedelli…… tarihli …… seri numaralı, ……TL bedelli ….. tarihli …… seri numaralı, …… TL bedelli …… tarihli …… seri numaralı,….. TL bedelli …… tarihli ……seri numaralı ve …..TL bedelli …… tarihli 69560 seri numaralı çek olmak üzere toplam 9 adet çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Bu çekler nedeniyle davacının davalıya ödemiş olduğu tutarın istirdadı talebinin kabulüyle 25.750,00 TL alacağın davalıdan alınıp davacıya verilmesine ,
3-Alınması gerekli 4.047,36 TL harçtan peşin alınmış olan 879,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.167,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından harç dahil harcanan 1.061,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 6.867,50 TL nispi avukatlık ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde temyizi kabil olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/04/2018