Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/722 E. 2018/383 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/722 Esas
KARAR NO : 2018/383
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2016
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında imzalanan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi gereğince elektrik enerjisi satın aldığını,davalı tarafın sözleşme süresi içerisinde müvekkili şirkete tahakkuk ettirilen faturalara kayıp-kaçak, sayaç okuma (PSH), iletim sistemi kullanım, dağıtım, perakende satış hizmet bedelleri ilave ettiğini ayrıca bu bedeller üzerinden de …..payı, Enerji Fonu ve BTV uygulayarak tahsilat gerçekleştirildiğini açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile müvekkil şirkette dava tarihinden itibaren geriye doğru 10 yıllık süre içinde haksız ve hukuku aykırı olarak tahsil edilen kayıp-kaçak, sayaç okuma (PSH), iletim sistemi kullanım, dağıtım, perakende satış hizmet bedellerinin ve bu bedeller üzerinden hesaplanan ………..payı, Enerji Fonu ve BTV bedellerinin tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL’sinin temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsiliyle davacı şirkete ödenmesine,yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,Taraflar arasında imzalanan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin Madde 16 hükmü gereği İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Kayıp Kaçak Bedelinin Kanunun, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna verdiği yetki çerçevesinde, Kanunun temel amaçlarına uygun şekilde düzenlenen Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve diğer ikincil mevzuat gereği alınan bir bedel olduğunu,Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin gereği olarak tahsil edilen bir bedelin iadesini talep edebilmek için öncelikle yürütmenin durdurulması ve iptal istemi ile başvuru yapılarak sonuç alınması gerektiğini, fazladan tahsil olunduğu iddia edilerek dava konusu edilen tutarların Türk Borçlar Kanunu’nun 72. Ve 82. Maddeleri arasında düzenlenen “sebepsiz zenginleşme” kapsamında zamanaşımına uğradığını,17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişlik Yapılmasına Dair Kanun’un 26 maddesi, 6446 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 20 hükmüne göre ve 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesi dikkate alınarak davanın reddine, davanın EPDK’ya ve dosyaya bildirilecek ilgili dağıtım şirketlerine ihbarına, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle elektrik abonesi olan davacının kendisinden haksız tahsil edildiğini iddia ettiği kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı, itiraza dayanak yetki sözleşmesinin 6100 Sayılı HMK.’nın yürürlüğe girmesinden önce imzalanmış olduğu anlaşıldığından ve davalı şirketin adresinin mahkememiz yetki alanı sınırları içinde olduğundan, yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava konusu ile benzer kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı hükmü ile; “Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından ; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur. Dava da Hukuk Genel Kurulunun bu kararı dayanak yapılarak açılmıştır.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede “bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri, geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedeli, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir. Somut olayda, davacı vekili tarafından tarifeye uygunluk denetimi taleplerinin olmadığı beyan edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E. – 2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Mahkememizde açılan davanın yargılaması devam ederken 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6440 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca huzurdaki dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeni ile konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibari ile haklı olan ve kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibari ile gerek YHGK gerekse Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu ve hukuki yararı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, değişen yasa metni ve HGK kararları bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacı yanın davanın açıldığı tarih itibari ile emsal yüksek mahkeme içtihatları uyarınca isteminde haklı olduğu, dava sırasında dava konusu bedeller ile ilgili olarak yasa değişikliğine gidildiği ve dava konusu bedeller ile ilgili olarak açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun hükme bağlandığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara ve hukuki duruma göre hükme bağlanması gerektiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiş, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6/1 maddesi ve emsal içtihatlar uyarınca davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2-Alınması gerekli 35,90-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından harcanan 69,08-TL yargılama gideri ve 29,90-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 1.000,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2018