Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/716 E. 2021/1202 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/716 Esas
KARAR NO : 2021/1202

DAVA : Tazminat (Trafik kazasından kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/06/2016
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik kazasından kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— üzerinde yaya olarak yürümekteyken davalılardan —- sevk ve idaresindeki, davalılardan ——— tarihi itibariyle— kontrol etmeden, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde geri manevra yapması neticesinde müvekkile çarpıp bacaklarını tekerin altına alması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, kazanın ardından sürücü —- müvekkilini arabasına alarak hastaneye götürdüğü için kaza tespit tutanağı düzenlenememişse de— tahkikat, savcılık ve mahkeme ifadelerinin olayın oluşunu teyit eder şekilde—-numaralı dosyasından alınan bilirkişi raporunun da bu yönde tespit içerdiğini,—-numaralı dosyası bilirkişi raporunda, kazanın meydana geldiği esnada — trafiğe kapalı olduğu gözden kaçırdığı için müvekkiline kusur atfedildiğini, ceza yargılamasının devam etmekte olduğu —– dosyasında bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olduğunu, müvekkilinin kazanın hemen ardından —– kaldırılarak tedavi altına alındığını, daha sonra —- gördüğünü,— dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda verilen — sayılı rapora göre müvekkilinin dava konusu trafik kazası sebebiyle vücudunda — sistematiğine göre— derecede etki ettiği ve basit tibbi müdahale ile giderilemeyecek seviyede zarar gördüğünü, dava konusu kaza sebebiyle — hemen altından ayağına kadar alçıya alındığını, müvekkillinin haftalarca hastane kaldığını, en zaturi kişisel bakım ve ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayacak vaziyete geldiğini, müvekkilinin bu derecede bakıma muhtaç olması sebebiyle —- gelerek aylarca müvekkiline bakmak durumunda kaldığını, müvekkili taburcu edilip evine döndüğü dönemde bile hastanedeki kontrollerine ancak —- fizik tedavi aşamasında çektiği acılar nedeniyle hastane fobisi oluştuğunu, kaza öncesinde 25 kilogram veren müvekkilinin, kazadan sonra aylarca kıpırdamadan yatması ve sonrasında da aylarca sadece koltuk değneklerinin yardımıyla çok kısa sürelerle hareket edebilmesi sebebiyle büyük bir emek harcayarak verdiği kilolarını geri aldığını, kazadan sonra eskisi gibi yürüyemeyeceğini düşünerek depresif bir ruh haline büründüğünü, psikiyatri destek aldığı hastahanenin kendisine anti depresan içerikli bir ilaç verildiğini, belirterek ilerde arttırılmak üzere şimdilik 1000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 30.000 TL manevi tazminatın kazaya neden olan sürücü —– aracın işleteni ve maliki —-manevi tazminattan sorumluluk mevcut olması halinde aynı aracın– sigortacısı olan — Şirketinden, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilinin — plakalı aracın sahibi ve işleteni olduğunu, dava konusu kazanın aracı diğer davalı — kullandığı esnada meydana geldiğini, müvekkilinin aracın işleteni olarak kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince davaya dahil edildiğini, ancak kazanın meydana gelmesinde müvekkilime izafe edilecek hiçbir kusur bulunmadığını, savcılık dosyasında davacı ve diğer davalıya kusurlar izafe edildiğini, kazadan sonra diğer davalının davacıyı hemen aracıyla hastaneye taşıdığı ve bir an önce tedavisine başlanmasının sağlandığını ve araç sahibi müvekkiline durumu bildirdiğini, müvekkilinin olayın —davacının — daha sonraki süreçlerde de ziyaretine gidildiğini, öncelikli olarak davacının kalıcı maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini,— sahip bilirkişilerce tazminat hesaplaması yapılması gerektiğini, dava neticesinde davacı lehine bir tazminata hükmedilmesi halinde tazminatın — alınması gerektiğini, davacı tarafça talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, tarafların —- belirlenmesi gerektiğini, davacının çalışma hayatına devam edebildiği, bacağında meydana gelen kırığın—-aksamaya, — yol açmayacak şekilde tamamen iyileştiğini ve mesleğini icra etmesine hiçbir engel oluşturmadığı, davacının da kazanın oluşmasında kusurunun bulunduğu hususlarının da nazara alınması gerektiğini, tüm bu sebeplerle müvekkilimin maddi ve manevi tazminattan sorumlu tutulması mümkün olmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- dilekçesinde özetle; ——– aracın, müvekkili şirket tarafından ——- olduğunu, davacı yanın iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığı, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ——-maddesinde de belirtildiği üzere manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak — bulunmadığını, bu nedenle manevi tazminat talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesini, kaza sırasında sigortalı aracın işleteninin sigorta ettiren olup olmadığının araştırılmasını, işletenin sorumluluğunu teminat altına alan müvekkilinin işletenin sorumluluğu bulunmaması karşısında sorumluluğu bulunmayacağını, trafik sigortasının, araç işleteninin sorumluluğunu üzerine almış bulunmasına göre ancak işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğunu, işletenin sorumluluğunun da ancak sigortalı araç sürücüsünün sorumluluğunun doğması ile ortaya çıkacağını, — meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerekli olduğunu, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın—- sevk edilmesini, davacı yanın kusuru nazara alınarak tazminatın kaldırılmasını talep ettiklerini, davacı yanın iddia edildiği üzere —– — olarak çalıştığı iddiasının —-gerektiğini, belirtilen sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı —- tebligatın yapıldığı, davalının cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanmasına bağlı olarak açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davalı vekilince verilen 20.07.2018 tarihli Dilekçe ile; karşı tarafla sulh olunduğunu, sulh anlaşması nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine taraflarca bu hususta anlaşılmış olması sebebiyle vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmesi talep edilmiş, dilekçe ekinde sulh anlaşmasının bir örneği sunulmuştur.
Davacı vekili 09/11/2021 tarihli Dilekçesi ile; Maddi tazminat açısından sulh olunduğu, maddi tazminat davasından feragat ettiklerini, davalı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, manevi tazminat yönünden yargılamaya devam edilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya —- Raporu alınmıştır. Raporda özetle; Davalı —–%100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı —— kusursuz olduğu , şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
——- geçirmiş olduğu trafik kazasına — tarih,— yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, ——–Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle—– meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6(altı) aya kadar uzayabileceği, şeklinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı , toplanan deliller ve alınan —— birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık 30.08.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanmasına bağlı maddi tazminat ve manevi tazminat isteminin şartlarının bulunup bulunmadığı, davalıların davacı zararlarından sorumlu olup olmadığı noktalarına ilişkin bulunmaktadır.
Davanın devamı esnasında davacı taraf ve davalı sigorta tarafından anlaşılarak sulh olunmuş, davacı vekili de maddi tazminat davasından feragat ettiğini beyan etmiştir. Taraf vekillerinin vekaletnamesinde karşı tarafla sulh olmaya yetkilerinin bulunduğu görülmüştür. Taraflarca sulh olunmakla addi tazminata ilişkin davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı kazada yaralanmasına bağlı olarak 30.000,00-TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
TBK 56.maddeinde; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde tutularak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınların da manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. —— bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların — paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektmektedir. (—-) Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda dava konusu trafik kazasının oluşumunda davacı kusurunun bulunmadığı, davalı sürücü —–%100 oranında kusurlu olduğu, davalının araç sürücüsü olarak ve diğer davalı— araç işleteni olarak davacı zararından sorumlu bulunduğu, anlaşılmıştır. Davalılar davacı zararından haksız fiil faili ve araç işleten olarak sorumlu bulunmaktadırlar. Kaza neticesinde davacıda %3,3 oranında kalıcı maluliyet oluştuğu, davacının kaza sonrası iyileşme süresinin altı (6) aya kadar uzayacağı adli tıp raporu ile tespit edilmiş durumdadır. Belirtilen sebeplerle tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, tarafların kusur durumu, meydana gelen zararın ağırlığı da gözönüne alınarak Davacı için 20.000,00-TL manevi tazminat takdir edilerek davacı tazminat alacağının kaza tarihi olan 30.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davalı sigortaya karşı açılan manevi tazminat davasının ise; davalının—-sigortaladığı, poliçede ve genel şartlarda bu yönde bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bununla birlikte manevi tazminat tutarının belirlenmesi bakımından kusur durumunun ve davacı zararının belirlenmesi gerekli bulunduğundan, yapılan yargılama giderleri de bu yöne ilişkin olduğundan ve yapılan yargılama giderlerinin taraflarca imzalanan sulh protokolü kapsamı dışında kaldığı değerlendirildiğinden davanın kabul ve red oranına göre davacı ve davalılar—- yargılama giderleri yönünden karar oluşturulması gerektiği, ayrıca davalı sigortaya karşı açılan manevi tazminat davasının reddi dolayısıyla davalı sigorta lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği değerlendirilimiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının Maddi Tazminat Davası Bakımından; taraflarca sulh olunduğu ve davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının Manevi Tazminat Davası Bakımından;
A) Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE; 20.000-TL manevi tazminatın davalılar —- kaza tarihi olan 30/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B) Davalı Sigortaya karşı açılan manevi tazminat davasının REDDİNE,
3- Alınması gerekli 1.366,20- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 529,41- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 836,79- TL’nin davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20-TL. başvurma harcı, 529,41- TL peşin harcın toplamı olan 558,61- TL’nin davalılar— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 540,40-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan—- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı —– tarafından yapılan 150-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 50,00-TL nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Tarafların talebi ve sulh protokolü gözününe alınarak maddi tazminat davası yönünden tarafların leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Manevi tazminat davası yönünden—— davacı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden; —-göre davalı —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden; — göre davalı —için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı