Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/692 E. 2018/133 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/692 Esas
KARAR NO : 2018/133
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/06/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2018
YAZIM TARİHİ : 06/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Davalı…………. Bankası………….. İstanbul şubesi,…………… tarihinde muris ……………e Konut Kredisi kullandırdığını, muris………. davalı bankanın …….müşteri nolu mudisi olduğunu, aynı zamanda murisin maaş hesabı da davalı banka şubesinde bulunmakta olup, her ay maaşlar bu hesaba yattığını, dava dışı muris …… konut kredisi sözleşmesine göre 02/04/2013 tarihinde 107.250 TL kredi kullandırıldığını, 161.573,98 TL toplam geri ödemesi planlanmış ve aylık sabit ödemeler halinde 1.344,71 TL tutar üzerinden 120 ay taksit yapıldığını, kredi kullandırımı sırasında davalı banka tarafından, Dask, Kredili konut sigortası ve Hayat sigortası poliçelerini acentesi olduğu…..Sigorta A.Ş. tarafından yaptırılması sağlandığını ve Poliçe tutarları murisin hesabından çekildiğini Davacıların murisi …….. “akud miyokard enfarktüsü” nedeniyle 09/01/2016 tarihinde vefat ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin, muhatap banka olan davalı ….. Bankası ………….şubesine başvuruda bulunduğunu, davalı banka şubesi, başvuru yapıldıktan sonra evrakların inceleneceğini, en kısa sürede tüm belgeleri toplayıp sigorta kapsamında ödeme yapacaklarını beyan ettiğini, aradan zaman geçmiş olmasına rağmen cevap alamayan müvekkilinin bankaya yazılı olarak başvuruda bulunduğunu, davalı banka şubesi cevaben kredi hayat sigortasının yenilenmediğini ve bu nedenle ödeme yapılamayacağını bildirdiğini, dava dışı muris ……………. “aksine bir talimat verene kadar sigorta primlerinin ilgili dönemde ve yenilenecek poliçelerimin hesabımdan tahsil edifmesi için tam yetki veriyorum” şeklinde talimatının olduğunu, murisin hesabından bu talimat doğrultusunda 2014 yılında 3 farklı poliçe tutarı çekildiğini, ancak hayat sigortası çekilmediğini, Konut sigortası ve Dask’ı alan banka şubesi ve aynı zamanda sigorta acentesi olan davalının kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin tüm hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, murisin vefat tarihi olan 09/01/2016 tarihinden itibaren mirasçı davacıların borçlu olmadığının tespitine, murisin vefat tarihi olan 09/01/2016 tarihinden sonra, dava tarihine kadar geçen sürede ve dava açıldıktan sonra dava kesinleşinceye kadar ödenen/ödenecek kredi taksit tutarlarının her birinin ödeme tarihlerinden itibaren başlamak üzere işleyecek avans faizi ile birlikte davacılara aynen iadesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın müvekkil bankaya açılması haksız olduğunu, davanın muhatabı hayat sigortasını yapan sigorta şirketi olduğunu, müvekkilinin banka sigorta işlemlerine yalnızca aracılık etmekte olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin müşteriye hayat sigortası yapma mecburiyeti bulunmadığını bu konuda bir taahhütte bulunması da söz konusu olmadığını, konut kredisi sözleşmesinin Sigorta başlıklı 15. Maddesinde ve sözleşme öncesi bilgi formunun 3. Maddesinde ” hayat sigortası ve konut sigortası gibi yapılması isteğe bağlı sigortaların tüketici talep etmedikçe yaptırılması zorunlu olmadığı” açıkça düzenlendiğini, davaya konu krediye ait tanzim edilen son poliçenin süresi 02/04/2015 tarihinde sona erdiğini, davacıların murisinin ise 09/01/2016 tarihinde vefat ettiğini, müteveffa kasten poliçesini yenilemediğini belirterek, davanın hayat emeklilik A.Ş.’ne ihbarına, davanın öncelikle husumet yönünden reddine, haksız ve kanuni dayanaktan yoksun davanın usul ve esas yönlerinden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesi ne karar verilmesini savunmuştur.
Dava; Hukuki niteliği itibariyle hayat sigortasından kaynaklı alacak davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; kredi sözleşmesi, sözleşme öncesi bilgilendirme formu, sigorta poliçesi ve ekleri, SMS bilgilendirme raporu ve dökümü, hesap hareketleri, mirasçılık belge sureti, cenaze defin ve nakil ruhsatı Gerede Cumhuriyet Başsavcılığnıın ………… Sor. Nolu dosyası kapsamında verilen belge, dava dışı muris…….in hesap hareketleri dökümü, davacıların davalı şirkete başvuru yazıları, ……..bank ….. şubesi cevabı, kredi masraf tutar dekontu, bireysel kredi ödeme tablosu, tapu senedi sureti, 2013-2014-2015….. poliçesi, sigorta poliçesi, Halkbank konut kredisi sözleşmesi örneği delil olarak sunulmuş olmakla mahkememizce dosya bankacı ve sigortacı bilirkişiye tevdi edilmiş, sonuç olarak, davalı Kalk Emeklilik ve Hayat A.Ş. tarafından, davacıların murisi ile ilgili olarak düzenlenen……….’in İmes İstanbul şubelerince 02.04,2013 tarihinde kullandırılan 120 ay vadeli 107.250,00 Tl’Iik kredi kullandığı bu krediye istinaden………………….,,, aracılığıyla 02.04.2013 tarihinde ,,,,, poliçe numaralı 1 yıllık kredi hayat sigortası düzenlendiği, düzenlenen kredi hayat sigortası 02.04.2014 tarihinde sona erdiğinden 02.04.2014 tarihinde ,,,,,,,,,,,poliçe numarası ile yenilendiği, 2015 yılına ilişkin olarak banka tarafından poliçenin yenilenmemiş olduğu, müteveffa tarafından da poliçenin yenilenip yenilenmediğinin takibinin yapılıp yapılmadığın konusunda bir bilgi veya belge olmadığı, davacının maaşlarının itgili bankaya yattığı hesap ekstresinden görüldüğünden, yazılı bir ihtarname ile sigorta ettirenin kendisine bildirmiş olduğu son ikametgâh adresine taahhütlü mektupla veya noter kanalıyla ücret veya taksitin bir ay içinde ödenmesini, aksi takdirde sigortanın feshedilmiş olacağını yazılı ihtarname ile bildirilmedîği, hususu göz önüne alındığında yukarıda verilen Yargıtay Kararı doğrultusunda davacrnın uğramış olduğu zarar nedeniyle tarafların müterafik kusurJu oldukları kabul edilip, mahkemece tarafların kusur oranları takdir edilmek suretiyle, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği kanaatına varılmış olup, takdiri Yüce Mahkemeye ait olacağı yönünde görüş bildirilmiş, dosyada mübrez …………. Noterliğinin…… tarih….. yevmiye noiu mirasçılık belgesinde ……. doğumlu …………’in 09.01.2016 tarihinde vefatı nedeniyle mirasçıları durumunun 3 pay …’e, 3 pay …’e 2 pay …’e ait olduğuna dair aksi sabit oluncaya kadar geçerli olmak üzere Sulh Hukuk Mahkemesine itiraz kaydıyla düzenlendiği belirtilmiş, davacıların murisinin davalı bankadan kullandığı Konut Kredisinin teminatın oluşturması amacıyla …….no.lu ….bank A.Ş. tarafından …………..A,Ş. Uzun Süreli Kredi …………..katılım sertifikası düzenlendiği, ilk yıl için teminat bedelinin 107.250,00 TL, ikinci yılında teminat bedelinin 100.839,75 TL, murisin vefat yılında ise 93.236,27 TL olduğu, devam eden yıllar için teminatın azalan kapital esasına göre ayarlandığı; Poliçe priminin ilk yıl için 207,62 TL olarak tespit edildiği, ikinci yıl için 222,82 TL olarak ödeme kararlaştırıldığı, davalı banka tarafından 3. yıl için poliçe düzenlenmediği, sigorta şirketi tarafından müşterinin telefonuna “kredinize bağlantılı kredi hayat sigorta poliçenizi yenilemek için nisan ayı içerisinde lütfen şubemize başvurunuz” şeklinde elektronik bildirim yapıldığı, ancak poliçe iptaline ilişkin emredici düzenleme olan TTK 1434/3, TTK 1416 ve TTK 1452. Madde düzenlemeleri ve poliçe genel şartları C.l/5 fıkrası dikkate alınarak noter vasıtasıyla veya iadeli taahhütlü mektupla sigortalının temerrüde düşürülmesi gerektiği, bilahare ihtarnamede yasal 10 gün Hayat Poliçesi genel şartları gereğince 30 gün (sigortalı lehine olan 30 gün uygulanacaktır) ödeme süresi verilmesi gerektiği, davalı sigorta şirketinin iptal prosedürünü uygulamaması nedeniyle muris/sigortalı …….’in vefatı döneminde poliçenin geçerli olup olmadığı ve yukarıda verilen Yargıtay kararı doğrultusunda tarafların rnüterafik kusur durumlarının Sayın Mahkemenin takdirleri içerisinde kaldığı, Muris …….in vefat ettiği dönem itibari ile kullanmış olduğu kredi nedeniyle 33. Taksit ödemesinin yapıldığı yapılan ödeme sonrasında 87 ay vadeli toplam 116.989,77 TL Kredi borcu kaldığı, toplam kredi tutarı içerisinde 09.01.2016 vefat tarihi itibarıyla 86.372,90 TL Anapara borcu olduğu sunulan belgeler ve ödeme tablosu üzerinde yapılan hesaplamalardan anlaşılmıştır.
Davacıların ölümden sonra yaptıkları ödemelerin murislerinin kredi borcundan mahsup edileceğinden ve sigorta şirketinin öncelikle ödeme yapacağı dain-i mürtehin alacaklısı Banka borcunun ödenmesinden sonra bakiye sigorta tazminatının mirasçılara hisleri oranında ödeneceğinden, mükerrer tahsilatın söz konusu olmayacağı, bankaya yapılan ödemelerin TMK 599/11. Md. ve TMK 641/1. Md. gereğince davacıların yükümlülüğünde olduğu, 26/05/2017 tarihinde rapor halinde mahkememize sunulmuştur.
Celse esnasında davalı vekili her ne kadar bankanın kusuru bulunmadığını beyan etmişse de kıyasen uygulamalar yeterli görülmemiş davacının sunduğu Yargıtay içtihatları rapor doğrultusunda uyarlanarak mahkememizce oluşan kanaatin rapor ve Yargıtay içtihatlarıyla desteklendiğinde kusur oranlarının tespiti %70 ve %30 olarak değerlendirilmiş zira mirasçıların sözleşme kapsamında olmaması vefat döneminde mirasçıların ayrıntılı bilgilendirilmesi hasıl olduğundan kusur oranları bu şekilde belirlenmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
%70 müterafik kusurun bankaya ait olmakla kredi borcunun %70’inin davalı bankadan tahsiline,
%30 müterafik kusurun davacıda olması nedeniyle davacıların davacının ölümünden sonra yapılan ödemelerin murisin kredi borcundan mahsup edilerek kalan rakam üzerinden mükkerer tahsilat olmayacağından davacı tarafa kabul edilen rakam üzerinden ödeme yapılmasına,
2- Alınması gerekli 341,55 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85,39TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 256,16TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20TL. başvurma harcı, 85,39TL peşin harcın toplamı olan 114,59TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.584,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren (% 70 kabul %30 ret oranında ) olmak üzere 1108,8 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.180TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen miktar üzerinden davalı vekili için takdir olunan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/02/2018