Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/64 E. 2020/284 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/64 Esas
KARAR NO : 2020/284
DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı taraf olan —————- arasında 01/12/2015 tarihinde taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davalı tarafın, ——- malzeme kalite kontrol atölyeleri ile —– bulunan depolara ve 10 adet konteyner için için ağır/hafif yük rafları yapılacağı, tarafların bu işin bedelini toplamda 203.550,00 TL olarak belirledikleri, sözleşmeye göre işin en geç 25/12/2015 tarihinde tamamlanarak teslim edilmesi gerekmesine ve ödemelerin sözleşmeye uygun yapılmasına rağmen işin süresinde teslim edilmediği gibi işe dahi başlanılmadığı, davalı tarafın sözleşme konusu işi yapmadığı gibi aldığı nakit ödemeyi ve 3 adet çeki iade edeceğini belirtmesine rağmen bu güne kadar herhangi yapmadığını ve çekleri iade etmediğini, çeklerin ödenmesi amacıyla tedbir kararı verilerek ilgili banka şubesine talimat yazılması ve ödenmesi halinde ticari faiziyle davalıdan tahsiline, ödenmemesi halinde davacı tarafa iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….—— usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap vermediği görüldü.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … arasında yapılan sözleşme gereğinin karşı tarafça yerine getirilmemesi nedeniyle İst. Anadolu —- ATM —- Esas ile sözleşmenin feshi, menfi tespit ve istirdat davası açıldığını, icra takibine konu ——seri nolu çek ile ilgili ihtiyati tedbir kararı verildiği, çekin üçüncü şahıs olan ——tarafından bankaya ibraz edildiğinde tedbir kararı bulunduğundan işlem yapılamadığı ve çekin arkasına şerh düşüldüğünü, bunun üzerine —– tarafından aleyhlerine icra takibi yapıldığını, davalı ile diğer davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını belirterek, icra takibinin durdurulmasına, borçlarının bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı ——-cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin iyi niyetli 3. Kişi hamil olduğunu, davacının çekte hamil olan iyiniyetli 3. Kişi konumundaki müvekkilinin bile bile kendi zararına hareket ederek takip konusu çeki iktisap ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiğini, yasalar gereği sözleşmenin tarafı olmadığından davanın reddinin gerektiğini,bu konuda bir çok yargıtay kararı olduğunu, açıklanan sebeplerle haksız ve usulüne uygun olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada, davalı ….——– usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile davalılardan ——– arasında akdedilen —- tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında davacı tarafça davalı yana verilen —– tutarında üç ayrı çekten dolayı, davalı …..— sözleşmede yüklenen işe hiç başlamaması sebebiyle ödenen bedelin iadesi, çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemli menfi tespit ve istirdat davası olup, birleşen dava hukuki niteliği itibariyle asıl davada dava konusu çeklerden olan —— kötü niyetli iktisap ettiğinden bahisle açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşme örneğinden, taraflar arasında akdedilen taşeron sözleşmesine göre toplam maliyeti 203.550,00-TL tutarındaki işin ödemesinin 30.000,00-TL nakit, kalanının 57.850,00-TL tutarlı üç ayrı çek ile ödeneceği, işin 25.12.2015 tarihinde bitirilerek davacıya teslim edileceği anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafça dosyaya sunulan başka bir sözleşme örneğinden davacı ile dava dışı —— arasında akdedilen 31.12.2015 tarihli sözleşme ile dava konusu işin dava dışı şirkete yaptırıldığı görülmektedir. Mahkememizce vergi dairesinden davalının BS BA formları celp edilmiş olup, davalının, davacı şirkete ait ticari ilişki gereği vergi dairesine herhangi bir bildirimde bulunmadığı görülmtektedir.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin Mahkememizce bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişilerin 02/05/2018 tarihli heyet raporunda özetle: “Davacı ile davalı … arasındaki çekişme yönünden, davalı …’ın davacıya karşı sözleşmesel edimini yerine getirmediği mahkemece benimsenecek olursa, davacının davalı …’a verdiği 30.000,00 TL’yi geri istemesi ve ayrıca davada alınan 3 çek tutarı için davacının — borçlu olmadığının tespiti yapılması mümkün olduğunu, davacı yana ait 2015-2016 yıllarına ait ticari defterlerinin, davacı lehine delil vasfına haiz olduğunu,Mahkemece soyutluk ilkesi gereği davacı yan, davalılardan — firmasının kötüniyetli olarak ve davacıya zarar verme kası ile hareket ettiği ispat edilebilirse, kendisinin — firmasına karşı ileri sürebileceği şahsi defileri —– firmasına karşı da ileri sürmesinin mümkün olabileceği, aksi takdirde ayın Mahkemeye ait olmak üzere davacı,—- firmasının takibe giriştiği meblağı o firmaya ödemek zorunda kalacağı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuşlardır. Mahkememizce birleşen dava davalısı —- defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin 14/11/2018 tarihli ek raporunda özetle: —- yıllarına ait ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfına haiz olduğunu, dayanağı belgeler ile uyumlu olarak tutulmuş davalı tarafın ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmuş defterler kabul edildiğini, inceleme konusu itibari ile dava dosyasında davalı … ——– İle aralarında ticari ilişkinin mevcut olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Davalı …——— yargılama devam ederken, defterlerin incelenmesi için usulüne uygun ihtaratlı davetiye çıkarılmadığı anlaşıldığından süre verilmiş, belirlenen gün ve saatte defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, dava konusu çekleri ve nakit parayı avans olarak verdiğini ancak işin gereği gibi ifa edilmediğini iddia etmektedir. Bilindiği gibi kural olarak çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun karşılığında verildiğinin kabulü gerekir. Bunun aksini, avans olarak verildiğini ispat yükü iddia edendedir. Dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, çekler bedeli kadar malları/hizmeti teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Nitekim bu hususta —— emsal niteliğinde bir çok kararı mevcut olup, ——Sayılı ilamı da bu yöndedir. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşmede, 30.000,00-TL nakit ödeme yapılacağı, kalan bakiyenin 57.850,00-TL tutarlı üç adet çek ile ödeneceği sabit olup, davacı tarafın dava konusu çekleri ve nakit parayı avans olarak davalı ……—– ödediği kanaatine varılmıştır. Bu durumda mal/hizmet teslimini ispat yükü davalıya geçmiş olup, davalı taraf bu ispat yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Hal böyle olunca dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı ve ödenen bedel karşılığı işin yerine getirilmediği anlaşıldığından asıl davanın kabulü gerekmiştir.
Öte yandan dava şartları HMK’nın 114. Maddesinde düzenlenmiş olup ı bendi uyarınca; aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması dava şartlarındandır. Dava şartları mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gereken hususlar olup, HMK’nun 137.maddesinde düzenlenen ön inceleme kapsamında dava şartları mahkemece öncelikle kendiliğinden nazara alınacaktır. Birleşen dava ile asıl davada —— yönünden davanın tarafları, sebebi ve konusu aynı olmakla, birleşen davanın davalı ….— yönünden derdestlik dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada ——yönünden açılan dava incelendiğinde ise, bedelsizlik iddiası bir şahsi defidir. TTK’nın 687. maddesinin birinci fıkrası, “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun…” düzenlemesini içermektedir. Bu hükme göre şahsî def’îlerin kural olarak hamile karşı ileri sürülmesi söz konusu değildir. Ancak hamil poliçeyi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ederse, bu durumda şahsî def’îler hamile karşı da ileri sürülebilecektir. Anılan bu düzenleme TTK’nın 818. maddesi göndermesi nedeniyle çekler hakkında da uygulanmaktadır. Somut olaya gelince davalı—- sözleşmenin tarafı olmayıp, üçüncü kişidir. Bu nedenle bedelsizlik iddiasının kural olarak davalı yana ileri sürülmesi mümkün değildir. Davacı taraf, yargılama sürecinde davalı —- bilerek davacı zararına hareket ettiğini ispatlayamadığından, birleşen davanın —– yönünden esastan reddi gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı … arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacı yanın nakit ve çekler vasıtasıyla avans ödeme yaptığı, yapılan avans ödemeye rağmen davalının mal/hizmet teslimini gerçekleştirmemesi sebebiyle dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı anlaşılmış, davacı taraf dava konusu nakit ve çekleri sözleşme uyarınca avans olarak verdiğini ispat ettiğinden, mal/hizmet teslimini ispat yükü davalı …—— kalmış, davalı taraf aksini ispatlayamadığından asıl davanın kabulü gerekmiş, bedelsizlik iddiası şahsi defi olup, birleşen davada davalı — açılan davanın; davalının bilerek borçlunun zararına hareket ettiği, kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından esastan reddine karar vermek gerekmiş, öte yandan dava konusu çeklerden —– bedelli çek dava sırasında takibe konularak davacı tarafça toplam 71.411,25-TL ödeme yapıldığından menfi tespit davasının bu çek yönünden istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmış, bu mikarın istirdatına karar vermek gerekmiş, davalı—- yönünden tedbir kararı olmadığından alacağını geç almış bulunmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl Dava Yönünden, taraflar arasında akdedilen 01.12.2015 tarihli taşeron sözleşmesinin feshi nedeniyle, davanın kabulü ile, davacı tarafça davalı … —— ödenen —- ödeme tarihi olan 01/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …—— tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Keşidecisi davacı olan ——- bedelli —- seri nolu çek ve —— 19/05/2016 keşide tarihli — bedelli — seri nolu çek nedeniyle davacının davalı …—- borçlu olmadığının tespitine,
3——-keşide tarihli—– bedelli —— seri nolu çekin dava sırasında ödenmesi sebebiyle, istirdata dönüşen toplam 71.411,25-TL’nin ödeme tarihi olan 02/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı .——- tahsili ile davacıya verilmesine
a-Alınması gerekli 14.830,87-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.476,13-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.354,74-TL harcın davalı ..—— tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvurma harcı, 3.476,13-TL peşin harç toplamı olan 3.505,33-TL’nin davalı ….—– alınarak davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından sarfedilen toplam—— yargılama giderinin davalı ……—- alınarak davacıya verilmesine,
d-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
e-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —— göre davacı vekili için takdir olunan 23.647,79-TL nispi vekalet ücretinin davalı …—– alınarak davacıya verilmesine,
4-Birleşen dava yönünden, davalılardan —— adına açılan davanın esastan reddine, diğer davalı … ——-yönünden açılan davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
5-Koşulları oluşmadığından tazminat hükmedilmesine yer olmadığına,
a-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı —– tarafından yapılan yargılama gideri olan toplam 60,05-TL’nin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
d-Davalı … ..—- tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
f-Davalı ——- vekili tarafından sehven harç yatırıldığı anlaşıldığından 1.210,98 TL harcın talep halinde davalı ——- iadesine,
g-Davalı ——. kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—. Gereği hesaplanan 8.320,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı —– vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.